• Sonuç bulunamadı

resimli dil kılavuzu Kitapçılık âlemindeki mühim teşebbüsleri her sayımızda ehemmiyetle kay.

dedeeeğiz. Kanaat kütüphanesinin fransızca resimli kılavuzu bu sahadaki te . şebbüslerin en mühimlerindendir. Memleketimizde pek mühim bir ihtiyacı karşı, tayan bu eserin şimdiye kadar iki cildi çıkmıştır; beher cildin değeri 400 kuruş, tur; bu iki cildde sözler kısım bitmiştir, çıkacak olan üçüncü cilt» has isimleri ve alemleri ihtiva edecektir.

Fransızca okuyanlar, hele o dil­ den türkçeye çevirme işleri ile uğ­ raşanlar, bir kelimenin karşılığım bulmak için Şemsettin Sami beyin Kamusu fransevV sine başvurunca çok zaman kitabı sinirle kapatırlar: “ Ben tarif istemiyorum, karşılık a- rıyorum...,, Bu, hemen hepimizin başına gelmiştir ve gününe göre, Sami beye bir küfür savurmuş, ve­ ya onunla alay etmişizdir. Haksız olduğumuzu söylemeğe hacet var mı?.. Sami beyin kitabı, fransızca-

dan - türkçeye lügatlerin hiç şüp - hesiz en iyisidir; Wiesenthal’inki, Fuat beyinki de gerçi çok değerli­ dir, fakat Kamusu fransevî’nin ye­ rini tutamaz .

Sami beyin lügati, elde bulunan lü­ gatlerin en iyisidir demek yetmez; gerçekten büyük bir çalışmanın ge­ niş bir bilgi ve zekânın mahsûlüdür. Belki bazı yanlışlardan kaçınabilir - di, fakat daha mükemmel bir lügat kitabı yapamazdı. Bugün de yapı - lamıyor.

— 30 —

Kanaat kitapevi Fransızca - Türkçe resimli Büyük Dil Kılavu­ zu isimli, iki ciltlik bir lügat çıkar­ dı, bu kitabın üzerinde bay Reşat

Nuri Güntekin, bay Süha Delilbaşı ve bay İsmail Hami Danişmend ile beraber benim de adım var; fakat, doğrusu, benim pek az emeğim do - kundu. Ona en çok çalışan, onu asıl meydana getiren bay İsmail Hami Danişmend oldu. Kendime hiç bir iftihar payı ayırmam doğru olmıya- cağım bildiğim için söylüyorum, bu kitap da Sami beyinki kadar iyidir ve ondan sonra yazıldığı için, daha zengin, belki daha az kusurludur. Fakat çevirme işi ile uğraşanlar, bir kelimenin karşılığım ararlarken, bu kitabı yazanlara da yumruk sal - lıyacaklar, onlarla da alay edecek­ lerdir. Çünkü bü kitapta da, karşı - lık yerine tarif buldukları çok ola - çaktır.

Niçin böyle oluyor? Niçin Sami bey de, bay Hami Danişmend de her zaman karşılık göstermeyip ta-

K İ

T

A P

V E

K

İ

T

A

P

Ç

I

L

I

K

rife başvuruyorlar? Niçin bir kimse çıkıp ta bu kusura düşmiyecek bir lügat hazırlamıyor?.. Bu suallerin cevabı gayet kısadır: İmkânı yok - tur da ondan.

imkânı yoktur, çünkü...

Fransızcadan türkçeye bir lügat kitabının vazifesi, okuduğu fransız - ca yazıda bilmediği kelimelerin ne olduğunu öğrenmek istiyen adama yardım ise, Sami beyin kitabı da, bay Hami Danişmend’inki de bu işi görüyor. Elbette eksikleri bulunur, dünyada eksiksiz hiç bi: lügat yok­ tur.

Fakat lügat kitabının vazifesi çe­ virme işlerile uğraşanlara yardım ise memlekette böyle bir kitap an - cak geniş bir çevirme edebiyatın - dan sonra yapılabilir. Kelimelerin manası lügat kitaplarına değil, me - tinlerde tavazzuh eder. Hepimiz kaç defa şuna şahit olmuşuzdur: Fran - sızca bir kelimenin karşılığı olarak bir kelime söylerler, itiraz ederiz: Fakat sonra o kelimenin bulunduğu cümleyi gösterirler, teklif edilen ve demin beğenmediğimiz Türkçe karşılığın çok doğru, çok yerinde ol­ duğunu tasdik ederiz. Bunun aksi de olur: îlk bakışta bize çok iyi gö­ rünen bir karşılık, Fransızca metni okuduğumuz zaman, büsbütün yan­ lış gelebilir. Çünkü mana statique değil, dynamique’ tir.

Bugünkü batı dillerinde bulunan kelimelerin bir çoğunun ne eski türkçede karşılıkları vardır, ne de yenisinde; nasıl ki türkçe bir çok kelimelerin de o dillerde karşılığı yoktur. Çünkü onların “ esprit,, si

ile bizim “ esprit,, miz bir değildir. Bunun için bugün o dillerden türk­ çeye eser çevirenler, çok zaman ye­ ni kelimeler icadına mecburdur. (Doğrusu bundan çekiniyoruz, çün­ kü kendi dilimizi bile, bütün imkân­ larını kavrıyacak kadar iyi bilmiyo­ ruz. Manası açık, dilin estetiğine uygun yeni kelimeler icadı, bir dile hakkiyle hakim olanların harcıdır).

Fakat bir lügat kitabı yeni keli­ me icad edemez (Sami beyinkinde vardır; tırnak içinde olanlar), çün­ kü yeni icad edilen kelime ancak bir metin içinde manasını anlatır. Bizde yaptıkları işe ciddiyetle bağ­ lanan mütercimler yetişip geniş bir tercüme edebiyatı kuruluncaya ka - dar iyi bir lügat beklemeğe hakkı­ mız yoktur. Bir dilden ötekine lügat kitabı, o iki dilin zenginliklerinin fihristi demektir, hem de ikisinde birden bulunan zenginliklerin.... Bi­ rinde olan öbüründe yoksa lügat sahibi ne yapsın?

Sami beyin Kamus’ u gibi bay Danişmend’ in Kılavuzu da Larous- se’un küçük lügati takip edilerek yapılmıştır. Bence bu bir hatadır; fakat bu hatanın mesuliyeti Sami bey ile bay Danişmend’de değil, mem leketimizde kökleşmiş olan bir ka - naata ait tir: bir işin küçüğünü yap­ mağı, büyüğünü yapmaktan kolay sanırız. “ Gerçi, deriz, Larousse’un küçük lügati iyi ve tamam bir kitap değildir; Fransa’da onu mektep ço­ cukları ile şöyle orta derecede tah­ sil görmüş olanlar kullanır. Fakat bize o kadarı da yeter...,, Hayır, yet­ mez, çünkü bir eserin kullanılmasın-

dan istifade edebilmek için onun ta­ mamına müracaata da imkân olma­ lıdır. Biz, meselâ Littre’nin büyük lügatini olduğu gibi tercümeye kalk sak fransızcadan türkçeye, müter - cimlere yardım edecek bir eser vü - cüda getirmiş oluruz. Çünkü Littre’ nin lügati kelimelerin manasım, mi­ sallerden, yani içinde o kelimeler bu­ lunan cümlelerden çıkarır; o cüm - leleri dilimize çevirirken karşılık - ları bulunabilir. Ondan sonra küçük lügat, misalsiz lügat yapılabilir.

Hem doğrusu bu gün memleke - timizde herhangi bir batı dilinden

K İ T A P

V E ....K

türkçeye iyi bir lügat kitabı yapa - bilecek adam bulunacağını ummak çocukluk olur: Yunancayı, lâtince - yi iyi bilmeden o dillerdeki kelime - lerin tarihini anlayamayız; lügat ki­ tabı ise kelimelerin sadece tarifi de­ ğil, tarihidir; zaten onların manası, tarifi, tarihlerinden çıkar.

Bunları Sami beyin ve bay Da - nişmend’in kitaplarını yermek için söylemiyorum: bilâkis onların bu - gün bu memlekette yapılabilecek en iyi lügatler olduğunu göstermek is - tiyorum. Nurullah A ta ç

t T A P g I L I K

HIRS ■ ISHS' :::::::::

I

Türk

Filezof İcarı

Antolojisi

Yazan: Hilmi Ziya Ülken Birinci cildde Türk filozoflarından: F A R A B l — tbni Sina

Şahabeddin Sühreverdî

Şahabaddin Sühreverdî — Kmalızade Ali — Mevlâna Haşan - ül - Kâfi — Lûtfi Paşa *— Koca Sekbanbaşı — Mehmet Nahifi efendi — Mustafa paşa - Mevlâna (Nahifi) Bedrettin Simavî - ^Eşref Rumî - Erzurumlu İbrahim Hakkı — Bursalı İsmail Hakkı

İkinci cildi yakında çıkacaktır.

Yeni kitapçı: Ankara caddesi 85 Fi: SO

:İhİİÜİİ!hİİİİİÎhH!İHu!İ1İİ1

lîi'iil

K a m â l A t a t ü r k

* 5 _______________

r .i ... :i-f ic^^vuw it ■ ■ «

Paul List neşriyat evi tarihi kitap­ lar neşıile meşhur bir müessesedir. Bu müessesenin neşrettiği eserler - den biri Atatürk’ümüzün hayatını göstermektedir. Almanyada Ata - tiirk’e ait olmak üzere ilk neşredi len kitaptır.

Benzer Belgeler