• Sonuç bulunamadı

Rekabet İlişkilerinin Bireysel Sonuçları

2.4. Rekabet İlişkilerinin Bireysel ve Örgütsel Sonuçları

2.4.1. Rekabet İlişkilerinin Bireysel Sonuçları

Örgüt içinde çeşitli nedenlerle ortaya çıkan rekabet ilişkilerinin bireyler üzerinde farklı sonuçları bulunmaktadır. Alan yazında rekabetin performans ve motivasyona yönelik

sonuçlarının ağırlıklı olarak incelendiği ve genellikle işbirliği ile karşılaştırılarak ele alındığı görülmektedir. Ayrıca ödüllendirme ve performans sistemlerinin de rekabet davranışlarının sonuçlarına yönelik bulguları bulunmaktadır. Rekabet, performans ve ödüllendirme ile ilgili araştırmalarda duruma göre değişen nitelikte ya rekabetçi ortamın ya da işbirlikçi ortamın etkili olduğuna yönelik genel olarak iki farklı bulguya rastlanmaktadır. Bir araştırmada rekabetçi ortamda çalışmanın işbirlikçi ortamda çalışmaktan daha etkili olduğu sonucuna ulaşılırken, başka bir çalışmada ise işbirliği olan ortamların rekabetçi ortamlardan daha verimli oldukları sonucuna ulaşılmıştır (Clifford, 1971: 11).

Rekabetin motivasyon ve performansa yönelik sonuçları bireyler arasındaki ilişkilere ve rekabetin düzeyine göre değişmektedir. Örneğin daha önce aralarında rekabet olan bireyler, birbirlerini daha fazla karşılaştırma eğilimi göstererek motivasyonlarını artıracaklardır. Bireylerin performansı da diğer bireylerin varlığında bir yarış ortamı olması nedeniyle etkilenmektedir. Rekabet aynı zamanda somut çıkarlar üzerinde basit bir yarışın ötesine taşıdığı bir dürtüyü canlandırabilmektedir. Bu nedenle bireyler bir rakibe karşı yarıştıklarında daha fazla motive olmakta ve daha yüksek performans göstermektedirler (Kilduff, 2014: 944- 945). Bu gözlemi ilk yapan Triplett’e göre (1898) bisikletçiler diğerleri ile yarışa girdiklerinde, yalnız oldukları zamandaki sürüşlerinden daha hızlı olmaktadırlar. Başka bir ifadeyle, bireyler zamana karşı değil de diğerleri ile yarıştıklarında daha yüksek performans çıktıları elde etmektedirler.

Rekabet ve performans arasındaki ilişkiyi inceleyen diğer bir çalışmaya (Whittemore, 1924: 253) göre, diğerleri ile bir rekabet ortamı oluştuğunda rekabetin olmadığı ortama göre daha fazla performans çıktısı elde edilmektedir. Bununla birlikte rekabet ortamında işin kaliteli olmasından daha çok hızlı olması önem kazanmaktadır. Bireyler rekabetin olduğu ortamda, hem hızın hem de verimliliğin sonuca etki ettiğini bilmelerine rağmen, işi verimli yapmaktan çok hızlı yapmaya eğilim göstermektedirler. Rekabetçi ortamda bireysel performansın niteliği de istikrarlı olabilmektedir. Ayrıca çoğu bireyin diğer gruplarla rekabet eden bir grup içinde olduklarında birebir rekabet ortamında olduklarından daha hızlı çalıştıkları saptanmıştır. Diğer taraftan rekabet ani gelişmeyen bilinçli bir davranış olarak sergilenmektedir. Çünkü bireyler yapılan işin hızı ve kalitesini artırmak ve rakiplerine göre kıyaslama yaparak kendi konumlarını bilmek gibi bilinçli davranışlar gösterirler (Whittemore, 1925: 33).

Ödüllendirme ve rekabetin çıktıları üzerine yapılan bir araştırmada en etkili sonuç rekabetçi ödüllendirmenin olduğu homojen özellik gösteren grupta gözlemlenmiştir (Clifford, 1971: 14). Diğer taraftan işbirlikçi ödüllendirme sistemlerinin işlerin hem hızlı ve hem de

doğru yapılmasını sağlaması pek mümkün olmamaktadır. Başarının ödüllendirildiği sistemler, güveni ve işbirliğini artıracak şekilde tasarlanmaktadır ancak, bireylerin doğal olarak güvenme ve işbirlikçi olma düzeylerinde bireysel farklılıklar bulunmaktadır ve bu düzeyler her bireyde aynı etkiye sahip olamamaktadır. Başka bir ifadeyle, hız ve doğruluk ayrımında olduğu gibi tek tip ödüllendirmenin, yani sadece işbirlikçi ödüllendirme sisteminin performansı artırdığı söylenememektedir (Beersma vd., 2003: 573).

Bireylerin daha önce rekabet etmiş olmalarının daha sonraki işbirliği davranışlarına etkisi üzerine bir araştırmada, daha önce rekabet eden bireylerin, özellikle rekabette başarısız olanların, iletişim eksikliğinin de olduğu bir ortamda işbirliğini azalttıkları sonucuna varılmıştır (Chun, 1998: 107-108).

Rekabetçi ilişkilerde bireyler amaçlarına ulaşma şanslarını artıracak, ilişkide oldukları diğer bireylerin ise şanslarını azaltacak şekilde davranış gösterirler. Sadece bir “kazanan” olabilmesi nedeniyle rekabet ortamında çoğu birey aslında başarısızlık deneyimi yaşamaktadır (Johnson ve Johnson, 1974: 215).

Rekabetçi bir ortamda bireylerin diğerlerinin bakış açılarını hesaba katmaları, ne yapacaklarını kestirmeleri, başka bir ifadeyle rakiplerinin potansiyel eylemlerini anlayabilmeleri bu eylemlerden kendilerini korumak için etik olmayan davranışlara yönelmelerine de sebep olmaktadır. Çünkü bireyler rekabet içinde kendilerini istismar edilmekten korumaya çalışırlar. Bunun için birbirlerini aldatma, yanlış bilgi paylaşımı ve bilgi saklama gibi davranışlar gösterebilirler. Rekabet içinde sergilenen etik olmayan davranışlar genellikle bireylerin kendilerini koruma güdüleriyle ortaya çıkmaktadır (Pierce vd., 2013: 2). Bunun yanında diğerlerini desteklemekten çok üstünlük sağlamak için diğerlerinin ilerleme sürecine zarar vermek de motive edici olmaktadır (Deutsch, 1949a). Rekabet etme psikolojik olarak bir geri dönüşün olacağını düşündürmekte ve rekabetin nesnel özeliklerinden ayrılan bağıntıları irrasyonel bir davranış ihtimalini ortaya çıkarmaktadır. Örneğin, bir rakibin kazanımlarını sınırlamak için, yararlı olacak olsa bile rakiple işbirliği yapmayarak kendi kazanımlarını kurban etmek ve “ne pahasına olursa olsun kazanma” tutumuyla etik olmayan davranışlara yönelmek (iftira atmak gibi) ya da aşırı risk almak gibi davranışlara sebep olmaktadır (Kilduff vd., 2010: 961-962).

Bireyler hem kendi amaç ve çıkarlarını hem de örgütün amaç ve çıkarlarını yerine getirirken kararsızlık, ikilem ve çatışma içinde kalabilirler. Bireyler rekabet ederek diğerlerini geçme davranışı ile ortak amaç için işbirliği yaparak beraber çalışma davranışı arasında dengeleme yapmakta zorlanarak iç çatışma yaşayabilir. Bireyin rekabet mi edeceği yoksa

işbirliği mi yapacağı ikilemi bireyler için iç çatışma yaşama durumuyla sonuçlanmaktadır (Erdoğmuş, 1999: 58-59).

Kohn’a göre (1992: 122-123) rekabet bireylerin motivasyonunu ve verimliliğini azaltmaktadır. Çünkü rekabetin, düşük verimlilik ve başarı, olumsuz ilişkiler, depresyon ve başarısızlık hissi ile psikolojik sağlığın azalması gibi olumsuz sonuçları vardır. Ayrıca aşırı rekabetçi davranışların birey için psikolojik kökenli fiziksel rahatsızlıkları içeren psikosomatik etkileri olmaktadır. Yapılan bir araştırmada aşırı rekabetçiliğin öğrencilere akademik başarı getirmediği, aksine sağlık sorunlarına yol açtığı tespit edilmiştir. Diğer taraftan daha olumlu yönleri olan kişisel gelişim temelli rekabet ise daha az sağlık sorunu ve daha fazla akademik başarı getirmektedir (Thornton vd., 2011: 414). Aşırı rekabetçi bireyler sadece kendilerinin üstün olacağı düşüncesiyle diğerlerine karşı bir düşmanlık tutumu takınmaktadırlar. Çünkü başkalarını yenme isteği başarılı olma isteğine baskın gelmektedir. Bu nedenle aşırı rekabetçi davranışlar ve bunun getirdiği düşmanlık nevrotikliğin artmasına sebep olmaktadır (Horney, 1999: 153-154). Rekabetçi bir ortam diğer bireylerden düşmanlık geleceği beklentisi yaratarak bireysel güvensizliği de artırmaktadır (Deutsch, 1949b: 230).