• Sonuç bulunamadı

3.2. ARAŞTIRMA BULGULARI

3.2.6. Regresyon Analizi Sonucunda Elde Edilen Bulgular

Psikolojik sermayenin tükenmişlik sendromuna etkisi üzerine dayalı olarak kurulan hipotezlerle ilgili olarak çoklu regresyon analizleri yapılmıştır. Kurulan hipotezler ve hipotezlere ilişkin çoklu regresyon analizi aşağıda yer almaktadır.

“H1: Katılımcıların psikolojik sermaye düzeylerinin tükenmişlik sendromu

düzeyleri üzerinde anlamlı bir etkisi vardır.” hipotezinin doğruluğunu test etmek

amacıyla yapılan Regresyon analizi sonuçları Tablo 3.29’da yer almaktadır.

Tablo 3.29: Psikolojik Sermayenin Tükenmişlik Sendromu Üzerine Etkisine İlişkin

Regresyon Analizi Bulguları

Model R R2 Standart Hata F p

1 0,258 0,067 0,508 16,169 0,000

Model β Standart Hata Beta t p

1

Sabit Terim 4,313 0,296 14,550 0,000

Psikolojik

Sermaye -0,315 0,078 -0,258 -4,021 0,000

Bağımlı Değişken: Tükenmişlik Sendromu Bağımsız Değişkenler: Psikolojik Sermaye

Bağımlı değişkenin tükenmişlik sendromu ve bağımsız değişkenin psikolojik sermaye yaklaşımı olduğu regresyon analizi sonucunda ortaya çıkan bulgular Tablo 3.29’da gösterilmiştir. Elde edilen regresyon analizi sonucunda tek bir model

oluşmuştur, F istatistiği sonuçları psikolojik sermaye yaklaşımına ait modelin anlamlı

(p<0,01) olduğunu göstermektedir. Tabloda görüldüğü gibi bağımlı değişkendeki

değişmeyi açıklayan psikolojik sermaye faktörünün -0,315 değeriyle istatistiksel olarak anlamlı olduğu (p<0,01) sonucuna ulaşılmıştır. Bu sonuca göre, “Katılımcıların psikolojik sermaye düzeylerinin tükenmişlik sendromu düzeyleri üzerinde anlamlı bir etkisi vardır.” hipotezi kabul edilmiştir. Bu sonuca göre, sağlık çalışanlarının psikolojik sermaye düzeylerinin yüksek olmasının, onların tükenmişlik düzeylerini

negatif (-0,315) yönde etkilediğini söyleyebiliriz.

Oluşturulan modelin tükenmişlik sendromunun %6,7’sini açıkladığı görülmektedir. Yani sağlık çalışanlarının tükenmişlik sendromu sergilemesinde etkili olan faktörlerin %6,7’si psikolojik sermayeden oluşmaktadır.

Tükenmişlik sendromu = 4,313 – (Psikolojik sermaye × 0,315

“H2: Katılımcıların psikolojik sermaye boyutlarının tükenmişlik sendromu

düzeyleri üzerinde anlamlı bir etkisi vardır.” hipotezinin doğruluğunu test etmek

amacıyla yapılan Regresyon analizi Tablo 3.30’da verilmiştir.

Tablo 3.30: Psikolojik Sermaye Boyutlarının Tükenmişlik Sendromu Üzerine Etkisine

İlişkin Regresyon Analizi

Model R R2 Standart Hata F p

1 0,309 0,095 0,504 5,874 0,000

Model β Standart Hata Beta t p

1 Sabit Terim 4,102 0,317 12,957 0,000 Umut -0,261 0,079 -0,303 -3,277 0,001 İyimserlik -0,044 0,075 -0,040 -0,590 0,556 Dayanıklılık 0,090 0,095 0,079 0,949 0,344 Öz yeterlilik -0,035 0,073 -0,045 -0,482 0,631 Bağımlı Değişken: Tükenmişlik Sendromu

Bağımlı değişkenin tükenmişlik sendromu ve bağımsız değişkenin psikolojik sermaye boyutları olan; iyimserlik, dayanıklılık, umut ve öz yeterlilik boyutları olduğu regresyon analizi sonucunda ortaya çıkan bulgular Tablo 3.30’da gösterilmiştir. Analiz sonucunda; iyimserlik (p= 0,556), dayanıklılık (p= 0,344) ve öz yeterlilik (p= 0,631) değişkenlerinin istatiksel olarak anlamsız çıktığı (p>0,05) görülmüştür. Değişkenlerin anlamsız çıkmaları sonucu, “Katılımcıların iyimserlik düzeylerinin tükenmişlik

sendromu üzerinde anlamlı bir etkisi vardır.”, “Katılımcıların dayanıklılık düzeylerinin tükenmişlik sendromu üzerinde anlamlı bir etkisi vardır.” ve “Katılımcıların öz yeterlilik düzeylerinin tükenmişlik sendromu üzerinde anlamlı bir etkisi vardır.”

hipotezleri red edilmiştir.

Elde edilen çoklu regresyon analizi sonucunda tek bir model oluşmuştur, F istatistiği sonuçları umut değişkenine ait modelin anlamlı (p<0,01) olduğunu göstermektedir. Tabloda görüldüğü gibi bağımlı değişkendeki değişmeyi açıklayan umut faktörünün -0,261 değeriyle istatistiksel olarak anlamlı olduğu (p<0,01) sonucuna ulaşılmıştır. Bu sonuca göre, “Katılımcıların umut düzeylerinin tükenmişlik sendromu üzerinde anlamlı bir etkisi vardır.” hipotezi kabul edilmiştir. Bu sonuca göre, sağlık çalışanlarının umut düzeylerinin yüksek olmasının, onların tükenmişlik sendromu davranışı sergilemelerini negatif (-0,261) yönde etkilediğini söyleyebiliriz.

Oluşturulan modelin tükenmişlik sendromunun %9,5’ini açıkladığı görülmektedir. Yani sağlık çalışanlarının tükenmişlik sendromu davranışı sergilemesinde etkili olan faktörlerin %9,5’ini psikolojik sermayenin boyutları oluşturmaktadır.

Tükenmişlik Sendromu = 4,102 - (umut × 0,261)

“H3: Katılımcıların psikolojik sermaye boyutlarının tükenmişliğin alt

boyutlarından olan duygusal tükenme üzerinde anlamlı bir etkisi vardır.” hipotezinin

doğruluğunu test etmek amacıyla yapılan Regresyon analizi sonuçları Tablo 3.31’de yer almaktadır.

Tablo 3.31: Tükenmişlik Sendromu Boyutlarından Duygusal Tükenme Boyutuna

İlişkin Çoklu Regresyon Analizi Bulguları

Model R R2 Standart Hata F p

1 0,486 0,237 0,824 17,284 0,000

Model β Standart Hata Beta t p

1 Sabit Terim 6,167 0,518 11,913 0,000 Umut -0,644 0,130 -0,422 -4,958 0,000 İyimserlik -0,098 0,123 -0,050 -0,797 0,426 Dayanıklılık -0,014 0,155 -0,007 -0,088 0,930 Öz yeterlilik -0,085 0,119 -0,061 -0,708 0,480

Bağımlı Değişken: Duygusal Tükenme

Bağımsız Değişkenler: İyimserlik, Umut, Dayanıklılık, Öz yeterlilik

Bağımlı değişkenin tükenmişlik sendromu boyutlarından duygusal tükenme ve bağımsız değişkenlerin psikolojik sermayenin boyutları olan; iyimserlik, dayanıklılık, umut, öz yeterlilik boyutları olduğu çoklu regresyon analizi sonucunda ortaya çıkan bulgular Tablo 3.31’de gösterilmiştir. Analiz sonucunda; iyimserlik (p= 0,426), dayanıklılık (p= 0,930) ve öz yeterlilik (p= 0,480) değişkenlerinin istatiksel olarak anlamsız çıktığı (p>0,05) görülmüştür. Değişkenlerin anlamsız çıkmaları sonucu, “Katılımcıların iyimserlik düzeylerinin tükenmişliğin alt boyutlarından olan duygusal

tükenme üzerinde anlamlı bir etkisi vardır.”, “Katılımcıların dayanıklılık düzeylerinin tükenmişliğin alt boyutlarından olan duygusal tükenme üzerinde anlamlı bir etkisi vardır.” ve “Katılımcıların öz yeterlilik düzeylerinin tükenmişliğin alt boyutlarından olan duygusal tükenme üzerinde anlamlı bir etkisi vardır.” hipotezleri red edilmiştir.

Elde edilen çoklu regresyon analizi sonucunda tek bir model oluşmuştur, F istatistiği sonuçları umut değişkenine ait modelin anlamlı (p<0,01) olduğunu göstermektedir. Tabloda görüldüğü gibi bağımlı değişkendeki değişmeyi açıklayan umut faktörünün -0,644 değeriyle istatistiksel olarak anlamlı olduğu (p<0,01) sonucuna ulaşılmıştır. Bu sonuca göre, “Katılımcıların umut düzeylerinin tükenmişliğin alt boyutlarından olan duygusal tükenme üzerinde anlamlı bir etkisi vardır.” hipotezi

kabul edilmiştir. Bu sonuca göre, sağlık çalışanlarının umut düzeylerinin yüksek

olmasının, onların duygusal tükenme davranışı sergilemelerini negatif (-0,644) yönde etkilediğini söyleyebiliriz.

Oluşturulan modelin duygusal tükenmenin %23,7’sini açıkladığı görülmektedir. Yani sağlık çalışanlarının duygusal tükenme davranışı sergilemesinde etkili olan faktörlerin %23,7’si psikolojik sermayeden oluşmaktadır.

Duygusal tükenme = 6,167 - (umut × 0,644)

“H4: Katılımcıların psikolojik sermaye boyutlarının tükenmişliğin alt

boyutlarından olan duyarsızlaşma üzerinde anlamlı bir etkisi vardır.” hipotezinin

doğruluğunu test etmek amacıyla yapılan Regresyon analizi sonuçları Tablo 3.32’de yer almaktadır.

Tablo 3.32: Tükenmişlik Sendromu Boyutlarından Duyarsızlaşma Boyutuna İlişkin

Çoklu Regresyon Analizi Bulguları

Model R R2 Standart Hata F p

1 0,438 0,192 0,878 13,246 0,000

Model β Standart Hata Beta t p

1 Sabit Terim 4,880 0,552 8,840 0,000 Umut -0,633 0,139 -0,400 -4,570 0,000 İyimserlik -0,166 0,131 -0,081 -1,267 0,206 Dayanıklılık 0,245 0,165 0,117 1,484 0,139 Öz yeterlilik -0,137 0,127 -0,095 -1,075 0,284

Bağımlı Değişken: Duyarsızlaşma

Bağımsız Değişkenler: İyimserlik, Umut, Dayanıklılık, Öz yeterlilik

Bağımlı değişkenin tükenmişlik sendromu boyutlarından duyarsızlaşma ve bağımsız değişkenlerin psikolojik sermayenin boyutları olan; iyimserlik, dayanıklılık, umut, öz yeterlilik boyutları olduğu çoklu regresyon analizi sonucunda ortaya çıkan bulgular Tablo 3.32’de gösterilmiştir. Analiz sonucunda; iyimserlik (p= 0,206), dayanıklılık (p= 0,139) ve öz yeterlilik (p= 0,284) değişkenlerinin istatiksel olarak anlamsız çıktığı (p>0,05) görülmüştür. Değişkenlerin anlamsız çıkmaları sonucu,

Katılımcıların iyimserlik düzeylerinin tükenmişliğin alt boyutlarından olan duyarsızlaşma üzerinde anlamlı bir etkisi vardır.”, “Katılımcıların dayanıklılık düzeylerinin tükenmişliğin alt boyutlarından olan duyarsızlaşma üzerinde anlamlı bir etkisi vardır.” ve “Katılımcıların öz yeterlilik düzeylerinin tükenmişliğin alt boyutlarından olan duyarsızlaşma üzerinde anlamlı bir etkisi vardır.” hipotezleri red

edilmiştir.

Elde edilen çoklu regresyon analizi sonucunda tek bir model oluşmuştur, F istatistiği sonuçları umut değişkenine ait modelin anlamlı (p<0,01) olduğunu göstermektedir. Tabloda görüldüğü gibi bağımlı değişkendeki değişmeyi açıklayan umut faktörünün -0,633 değeriyle istatistiksel olarak anlamlı olduğu (p<0,01) sonucuna ulaşılmıştır. Bu sonuca göre, “Katılımcıların umut düzeylerinin tükenmişliğin alt boyutlarından olan duyarsızlaşma üzerinde anlamlı bir etkisi vardır.” hipotezi kabul edilmiştir. Böylelikle, sağlık çalışanlarının umut düzeylerinin yüksek olmasının, onların duyarsızlaşma davranışı sergilemelerini negatif (-0,633) yönde etkilediğini söyleyebiliriz.

Oluşturulan modelin duyarsızlaşmanın %19,2’sini açıkladığı görülmektedir. Yani sağlık çalışanlarının duyarsızlaşma davranışı sergilemesinde etkili olan faktörlerin %19,2’si psikolojik sermayeden oluşmaktadır.

Duyarsızlaşma = 4,880 – (umut × 0,633)

“H5: Katılımcıların psikolojik sermaye boyutlarının tükenmişliğin alt

boyutlarından olan kişisel başarı hissi üzerinde anlamlı bir etkisi vardır.” hipotezinin

doğruluğunu test etmek amacıyla yapılan Regresyon analizi sonuçları Tablo 3.33’de yer almaktadır.

Tablo 3.33: Tükenmişlik Sendromu Boyutlarından Kişisel Başarı Hissi Boyutuna

İlişkin Çoklu Regresyon Analizi Bulguları

Model R R2 Standart Hata F p

1 0,477 0,227 0,629 13,246 0,000

Model β Standart Hata Beta t p

1 Sabit Terim 1,293 0,395 3,274 0,000 Umut 0,404 0,099 0,349 4,08 0,000 İyimserlik 0,092 0,094 0,061 0,981 0,328 Dayanıklılık 0,109 0,118 0,071 0,924 0,356 Öz yeterlilik 0,084 0,091 0,079 0,921 0,358

Bağımlı Değişken: Kişisel Başarı Hissi

Bağımsız Değişkenler: İyimserlik, Umut, Dayanıklılık, Öz yeterlilik

Bağımlı değişkenin tükenmişlik sendromu boyutlarından kişisel başarı hissi ve bağımsız değişkenlerin psikolojik sermayenin boyutları olan; iyimserlik, dayanıklılık, umut, öz yeterlilik boyutları olduğu çoklu regresyon analizi sonucunda ortaya çıkan bulgular Tablo 3.32’de gösterilmiştir. Analiz sonucunda; iyimserlik (p= 0,328), dayanıklılık (p= 0,356) ve öz yeterlilik (p= 0,358) değişkenleri istatiksel olarak anlamsız çıktığı (p>0,05) görülmüştür. Değişkenlerin anlamsız çıkmaları sonucu, “Katılımcıların iyimserlik düzeylerinin tükenmişliğin alt boyutlarından olan kişisel

başarı hissi üzerinde anlamlı bir etkisi vardır.”, “Katılımcıların dayanıklılık düzeylerinin tükenmişliğin alt boyutlarından olan kişisel başarı hissi üzerinde anlamlı bir etkisi vardır.” ve “Katılımcıların öz yeterlilik düzeylerinin tükenmişliğin alt boyutlarından olan kişisel başarı hissi üzerinde anlamlı bir etkisi vardır.” hipotezleri red edilmiştir.

Elde edilen çoklu regresyon analizi sonucunda tek bir model oluşmuştur, F istatistiği sonuçları umut değişkenine ait modelin anlamlı (p<0,01) olduğunu göstermektedir. Tabloda görüldüğü gibi bağımlı değişkendeki değişmeyi açıklayan umut faktörünün 0,404 değeriyle istatistiksel olarak anlamlı olduğu (p<0,01) sonucuna ulaşılmıştır. Bu sonuca göre, “Katılımcıların umut düzeylerinin tükenmişliğin alt

boyutlarından olan kişisel başarı hissi üzerinde anlamlı bir etkisi vardır.” hipotezi kabul edilmiştir. Bu sonuca göre, sağlık çalışanlarının umut düzeylerinin yüksek

olmasının, onların kişisel başarı hissi davranışı sergilemelerini pozitif (0,404) yönde etkilediğini söyleyebiliriz.

Oluşturulan modelin kişisel başarı hissinin %22,7’sini açıkladığı görülmektedir. Yani sağlık çalışanlarının kişisel başarı hissi davranışı sergilemesinde etkili olan faktörlerin %22,7’si psikolojik sermayeden oluşmaktadır.

Kişisel başarı hissi = 1,293 + (umut × 0,404)