• Sonuç bulunamadı

Referandum ve Siyasi Yasakların Kaldırılması

BÖLÜM 3: XVII. DÖNEM TBMM’NĐN FAALĐYETLERĐ

3.2.1. Siyasal Alanla Đlgili Faaliyetler

3.2.1.2. Merkezi Yönetim Đle Đlgili Düzenlemeler

3.2.1.2.2. Referandum ve Siyasi Yasakların Kaldırılması

17. dönem TBMM’nin en önemli icraatlarından birisi, 12 Eylül yönetimince siyasi yasak konulan liderlerin siyasete dönmesine izin veren anayasa değişikliğini yapmış olmasıdır. 1980 öncesi mecliste bulunan siyasi parti liderlerine konulan yasakların ortadan kaldırılması demokratikleşme adına atılmış önemli bir adımdır.

Siyasi yasaklar nedeniyle bazı partiler emanetçi genel başkanlarla yönetilmekteydi. Siyasi yasaklı olan Süleyman Demirel’in DYP üzerinde, Necmettin Erbakan’ın RP üzerinde, Bülent Ecevit’in de, eşi Rahşan Ecevit’in genel başkanlığını yaptığı Demokratik Sol Parti (DSP) üzerinde etkileri vardı. Eski siyasi liderler perde arkasından partilerini yönetmekle kalmayıp, siyasal beyanatlar da vermekte idiler (Zürcher, 2009:409). Bu fiili durumun hukukileştirilmesi ve yasakların kaldırılması gerekiyordu.

Çok partili siyasi hayata geçildikten sonra ortalama on yılda bir askeri müdahaleye maruz kalan ülkemiz adına, TBMM’nin demokratikleşme ve sivilleşme adına atacağı adımlar elbette çok önemli olacaktır. Bu bağlamda siyasi yasakların kaldırılması için yapılacak olan referandum halkın devlet yönetimine katılımı için önem arz etmektedir. Özbudun, Özal’ın siyasi yasaklar için referandumu tercih etmesini, halkın devlet yönetimine daha fazla katılmasını sağlayan ve anayasayı, katılımcı ve çoğulcu bir demokrasiyle daha çok örtüşecek hale getirdiği için bir kazanç olarak görmektedir (Ataman, 2009:592).

Cumhurbaşkanı Kenan Evren, siyasi yasakların kaldırılması konusunda kendisini ve parlamentoyu güç duruma düşürmeyecek bir halkoylaması yöntemi öneriyor, Başbakan Turgut Özal ise, nadiren kullanılması gereken halkoylaması yöntemini, parlamentonun etkinliğini engelleyeceğini düşünerek, böyle bir öneriye karşı çıkıyordu. Özal asıl yapılması gereken şeyin Anayasa’nın değiştirilmesine ilişkin anayasa maddesini değiştirmek olduğunu belirtiyordu. Özal’ın kafasındaki referandum formülüne göre, TBMM’de anayasa değişikliği için gerekli 266 oy bulunursa, Anayasa’nın 175. Maddesi yeniden düzenlenecektir. 175. maddede yer alan Anayasa değişikliği için gerekli üçte iki çoğunluk salt çoğunluğa, yani 201 oya indirilecek, daha sonra referanduma gidilerek halkın isteğine göre Anayasa’nın geçici 4. maddesindeki yasaklar kaldırılacaktır (Milliyet, 18.12.2009).

Yasakların kaldırılması için muhalefetin baskıları sonuç vermiş ve Özal ve 199 arkadaşının verdikleri Anayasa’da değişiklik önerisi TBMM’nde görüşülerek kabul edilmiştir. 3361 sayılı kanun 17.05.1987 tarihinde TBMM’de kabul edilmiş, 18.05.1987’de Resmi Gazete’de yayınlanmıştır (Kanunlar Dergisi, 1987:179).

3361 sayılı kanuna ile Anayasa’nın 67. 75. ve 175. maddeleri değiştirilmiş, geçici 4. madde ise yürürlükten kaldırılmıştır. Buna göre, 67. madde değiştirilerek seçmen yaşı 20’ye indirilmiş, 75. madde değiştirilerek milletvekili sayısı 400’den 450’ye çıkarılmış, 175. madde de değişiklik yapılarak anayasanın değiştirilmesinde kolaylıklar sağlanmıştır. 1980 askeri rejimince, ihtilal öncesi parlamentoda bulunan liderleri siyasi yasaklı hale getiren Anayasa’nın geçici 4. maddesi yürürlükten kaldırılmıştır. Ancak bu hükmün yürürlüğe girebilmesi için halkoylamasına sunulması da maddeye eklenmiştir (Kanunlar Dergisi, 1987:179-180).

Anayasa’ya göre, TBMM’nin kendi değiştirdiği anayasa hükümlerini halkoylamasına götürme yetkisi yoktu. Bu gerekçeden dolayı Anayasa Mahkemesi’ne iptal davası açılmış fakat Anayasa Mahkemesi yetkisizlik gerekçesiyle iptal istemini reddetmiştir (Tanör, 2000:68).

TBMM, 23 Mayıs 1987’de Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkında Kanun’u çıkartarak referandum kurallarıyla ilgili düzenlemeleri bu kanunda belirtmiştir. Buna göre TBMM’de grubu bulunan siyasi partilere ve Cumhurbaşkanı’na referandumla alakalı olarak 10’ar dakikalık ikişer Radyo-Televizyon konuşma hakkı verilmiş, halkoylamasının tarihi 6 Eylül olarak belirtilmiştir (Kanunlar Dergisi, c.70, s.221).

Halkoylaması için kampanya başlamış, ANAP tavrını Hayır oyu verilmesi yönünde almıştır (Barlas, 2001:104). 5 Eylül günü Özal televizyon konuşmasında da referandumda hayır oyu kullanacağını beyan etmiştir (Cemal, 2004:234). Referandum öncesi ANAP ve lideri Özal, hayır kampanyası yapmış olsa da, sonrasında erken seçim kararı alarak bunu kendi partisi lehine çevirmeye çalışmıştır.

Halkoylaması 6 Eylül 1987 günü yapıldı. Bu, 1961 ve 1982 Anayasaları için yapılanlardan sonra, Türkiye’deki üçüncü halkoylamasıdır. Katılımın % 93,64 olduğu

referandumda “evet” oyları kıl payı bir farkla “hayır” oylarından fazla çıktı. Evet oylarının oranı % 50,16 iken hayır oylarının oranı % 49,84 çıkmıştır.

Böylece 12 Eylül askeri rejiminin dayattığı yasakların bir bölümü, aslında anayasa değişikliği ile kaldırılmış olması gerekirken, anlamsız ve demogojik bir şekilde halkoylamasına götürülmüş, yasakların kaldırılmasının reddi gibi ortaya çıkabilecek bir sonuçtan Türk demokrasisi çok az bir farkla kurtulmuştur (Tanör, 2000:69). Darbeler sonrası oluşan siyasi durumun tekrar sivilleşmesi için siyasetçilerin ve kamuoyunun üzerine büyük bir görev düşmektedir. Dursun, bu durumu şu şekilde ifade etmektedir:

“Türkiye`de darbe ve müdahalelerle halka rağmen birtakım düzenlemeler yapılıyor. Demokratik düzene geçilince bu yasakçı düzenlemelerin kaldırılması için toplumun bütün kesimleri büyük bir uğraş veriyor. Ülkenin siyasi enerjisi bu yasakların kaldırılması, değiştirilmesi, halkın taleplerine uygun bir düzenlemenin yapılması için harcanıp gidiyor. Böylece toplumun enerjisi daha önemli işlere, sorunların çözümüne ve yeniliklere yöneltilmesi gerekirken boşuna harcanıyor. Darbelerin en büyük zararı bu şekilde toplumsal dinamizmi engellemek, enerjiyi boşuna harcamak ve darbecilerce getirilen hukuksuzlukları kaldırmak için harcanıyor “Dursun, 07.07.2009).

Tablo 18. Referandum sonuçları

Sandık seçmen listelerinde kayıtlı olanların sayısı 26.095.630 Toplam sandık sayısı 98.557 Halkoylamasına katılanların sayısı 24.436.821 Geçersiz oyların sayısı 1.088.965 Geçerli oyların sayısı 23.347.856 Anayasa değişikliğine Evet oyu verenlerin sayısı 11.711.461 Anayasa değişikliğine Hayır oyu verenlerin sayısı 11.636.395 Halkoylamasına katılma oranı % 93.64 Evet oylarının geçerli oylara olan oranı % 50,16 Hayır oylarının geçerli oylara olan oranı % 49.84

Referandum için hayır kampanyası yapan ANAP’ın önde gelen iki ismi yıllar sonra verdikleri bir beyanatta halkoylamasında hile yapıldığını ifade etmişlerdir. Mehmet Keçeciler ve Ekrem Pakdemirli’ye göre, siyasi yasaklar sandıkta hile yapılarak kaldırıldı. Keçeciler bizzat yapılan hileleri tespit edip Özal’a sunar, fakat Özal seçimin iptal edilmesi için YSK’ya başvurmasına izin vermez. Keçeciler, Özal`ın referandumda yapılan hileye karşı itiraz ettirmemesini Türkiye`nin milli çıkarlarına bağlıyor. Keçeciler`in işaret ettiği bir diğer etken de Avrupa Birliği süreci. O dönemde Avrupa ülkelerinden “yasaklı demokrasi olmaz” eleştirisi aldıklarını hatırlatan Keçeciler, tam üyelik başvurusu yapacaklarından dolayı, Özal`ın tavrının bu şekilde olduğunu söylemiştir. Eski siyasilerin, kendileri hakkında askerin koyduğu yasağın kaldırılmasını ANAP ve Özal`a borçlu olduğunu vurgulayan Keçeciler, Özal olmasa liderlerin 1992 yılına kadar yasaklı kalacaklarını ifade etmiştir (Zaman, 09.07.2005).

Referandum sonucunda halkın siyasi yasakların kaldırılmasına evet demesiyle birlikte 12 Eylül öncesinin siyasi liderlerine aktif politika yolu yeniden açılmış oldu. Bu liderler kısa bir süre içinde emanetçi genel başkanların yerlerini aldılar. DYP’de H. Cindoruk istifa ederek yerine Süleyman Demirel seçildi. DSP’de Bülent Ecevit, Milliyetçi Çalışma Partisi’nde Alpaslan Türkeş ve RP’de ise Necmettin Erbakan partilerinin Genel Başkanları olarak seçildiler.