• Sonuç bulunamadı

Radyo Yayıncılığında İçerik Değişmeleri

1.2. Türkiye’de Radyo Yayıncılığı

1.2.3. Özel Yayıncılık Sonrası Dönem (1994 Günümüz)

1.2.3.2. Radyo Yayıncılığında İçerik Değişmeleri

6112 sayılı kanunun 14. maddesine göre, “yayın içerikleri üst kurula bildirilen içeriğe göre hazırlanmalı ve üst kurulun uygun gördüğü dilde yayın yapmaları

gerekmektedir. Ayrıca radyo ve televizyonlarda belli bir saat dilimi içeresinde Türk halk ve Türk sanat müziğine yer vermeleri zorunludur” (Resmi Gazete, 2011). Bu tür programların içeriğinin hazırlanması Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun belirlediği çerçevede oluşturulmuştur (Kuşkonmaz, 2008: 47).

6112 sayılı kanunun 10. 11. 12. maddesine göre

Tele satış yayınları haricinde kalan reklamlar gün içerisindeki yayın yapılan bir saatlik dilim içerisinde spot reklamlara ayrılan süre % 20’yi geçemez.

Yayınlanacak programların tanıtımı ürün yerleştirme sayılmamaktadır. Programların tanıtımı ise bir saatlik zaman diliminde % 15’i aşamaz.

Yayınlanan haber bültenleri ve çocuk programları, planlanan yayın süreleri otuz dakikadan fazla olması durumunda her otuz dakikalık ara ile reklam verilebilir.

Dini yapılan törenler ve yayınlar içerisine reklam alınamaz. Bunun yanı sıra alkol ve tütün yayınları kesinlikle yapılması yasaktır (Resmi Gazete, 2011).

Radyo ve televizyon yayıncılığında Türkçe haricindeki dil ve lehçelerin sınırlılığı hakkında da değişimlere gidilmiştir. 1994 yılında çıkarılan 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunu’nda radyo ve televizyon yayınlarına Türkçe haricinde sınırlı şekilde izin tanımaktaydı.

3984 sayılı kanunun 4. maddesine göre" radyo ve televizyon yayınlarının Türkçe yapılması, ancak evrensel kültür ve bilim eserlerinin oluşmasında katkısı olan yabancı dillerin öğretilmesi veya bu dillerde haber iletilmesi amacıyla bu dillerin kullanılabilmesi" ifadesine yer verilmiştir (Resmi Gazete, 1994)

Avrupa Birliği uyum süreci içerisine giren Türkiye Cumhuriyeti birçok kanunda değişiklik yapmaya başlamıştır. Bu değişikliklerin temel nedeni Avrupa Birliği tarafından 2000 yılından sonra düzenli bir şekilde her yıl yayınlanan “İlerleme Raporları” ve “Katılım Ortaklığı Belgesi (KOB)’dir. Uyum süreci değişikliğinde ilk olarak 15.05.2002 tarihinde 4756 Sayılı Kanunla yapılmıştır (Aydınlı, 2007: 66).

Bu düzenlemeye göre, Radyo, televizyon ve veri yayınları, hukukun üstünlüğüne, Anayasanın genel ilkelerine, temel hak ve özgürlüklere, millî güvenliğe ve genel ahlâka uygun olarak kamu hizmeti anlayışı çerçevesinde yapılır. Yayınların Türkçe yapılması esastır. Ancak, evrensel kültür ve bilim eserlerinin oluşmasına katkısı olan yabancı dillerin öğretilmesi veya bu dillerde müzik veya haber iletilmesi amacıyla da yayın yapılabilir (Resmi Gazete, 2002).

Uyum süreci değişikliğinde ikinci olarak 03.08.2002 tarihinde 4771 sayılı Kanunla Radyo Televizyon Üst Kurulu tarafından 18.12.2002 tarihinde çıkarılan yönetmelikle farklı dil ve lehçelerde yayın yapılması ve bu yayınların nasıl yapılacağı düzenlenmiştir (Aydınlı, 2007: 63).

18.12.2002 tarih ve 24967 sayılı Radyo ve Televizyon Yayınlarının Dili Hakkında Yönetmelik “dil ve lehçelerde yetişkinler için haber, müzik ve kültürel alanda bir veya birkaç dil veya lehçede yayın yapılabilir. Bu dil ve lehçelerin öğretilmesine yönelik yayın yapılamaz” (Resmi Gazete, 2002).

4771 sayılı yasa ile dil ve lehçelerde sadece yetişkinler için haber, müzik ve geleneksel kültürün tanıtımına yönelik yayınlar yapılmasına izin verilmiştir. Radyo 1 ve TRT 3’te yayınlar yapılmaya başlanmıştır. Yayınların süresi ise radyo için günde 45 dakikayı ve haftada toplam 4 saati, televizyon yayınlarında ise günde 30 dakikayı ve haftada toplam 2 saati aşmayacak şekilde düzenlenmiştir. Radyo yayınlarında programın yayınlanmasını takiben Türkçe tercümesi verilmek suretiyle yapılmasına ilişkin zorunluluk getirilmiştir (Aydınlı, 2007: 64).

15.07.2003 tarih ve 4928 sayılı kanunla yapılan değişiklikle birlikte, farklı dil ve lehçelerde yayın hakkı özel radyo ve televizyon kuruluşlarına da verilmiştir. 4928 sayılı yasada içerisinde “Ayrıca kamu ve özel radyo ve televizyon kuruluşlarınca Türk vatandaşlarının günlük yaşamlarında geleneksel olarak kullandıkları farklı dil ve lehçelerde de yayın yapılabilir" hükmü çerçevesinde Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nca hazırlanan yönetmelik, 25 Ocak 2004 tarihli Resmi Gazete ‘de yayımlanmıştır (Aydınlı, 2007: 76).

6112 sayılı kanunun 5. Maddesinde ise, yayın dilinin Türkçe olması kesin kılınmıştır. Türkçe dışında yapılacak yabancı dilde yayınların dil yapısına uygun bir şekilde yapılması zorunlu kılınmıştır. Yayın şekli üst kurulca belirlenmektedir (Resmi Gazete, 2011).

Yeni çıkan teknolojilerin artması ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Avrupa Birliği üyeliğine girme çabasıyla kanunlar, devamlı bir değişim içerisine girmiştir. Bu zaman diliminde Avrupa Uyum Süreci altındaki gelişen durumlara uygun olması için yeni bir düzenleme yapılmasına gerek duyulmuştur. Böylece Radyo Televizyon Üst Kurulu 2007 yılında yeni kanun çalışmalarına başlamış ve 2009 yılında kanun taslağını hazırlamıştır. Çeşitli kurum ve kuruluşlardan kanun taslağı için öneri ve fikirler istenmiştir. Bu süreç altı ay boyunca devam etmiştir. 5 Nisan 2010 tarihinde kanun, kamuoyuna duyurulmuş ve Kanun ve Kararlar Genel Müdürlüğü’ne gönderilmiştir. Kanun taslağı 4 Haziran 2010’da Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu’ndan, 8 Haziran 2010 Avrupa Birliği Uyum komisyonundan geçmiştir (Nizam, 2013: 92).

6 Ocak 2011 tarihinde bu durum genel kurulda görüşülmüş ve 15.02.2011 yılında 6112 sayılı “Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Kanunu” çıkartılmıştır. 6112 sayılı kanunun amacı şöyle belirtilmiştir.

“Radyo ve televizyon ve isteğe bağlı yayın hizmetlerinin düzenlenmesi ve denetlenmesi, ifade ve haber alma özgürlüğünün sağlanması, medya hizmet sağlayıcılarının idari, mali ve teknik yapıları ve yükümlülükleri ile Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun kuruluşu, teşkilatı, görev, yetki ve sorumluluklarına ilişkin usul ve esasları belirlemektir” (Resmi Gazete, 2011).

6112 sayılı kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte 3964 sayılı kanun yürürlükten kaldırılmıştır (Kasım, 2014: 57).