• Sonuç bulunamadı

3.2. Türkiye’nin Yenilenebilir Enerji Kaynakları

3.2.2. Rüzgâr Enerjisi

Rüzgâr, güneĢ ıĢınlarının yeryüzünün farklı bölgelerini farklı Ģartlarda ısıtması sonucunda ortaya çıkan bir doğa olayıdır. Yeryüzünde oluĢan sıcaklık farkları basınç değerlerinin de değiĢmesine neden olarak bazı hareketlerin oluĢmasına yol açtığı için rüzgâr meydana gelir (EĠE’den aktaran Gürbüz, 2012: 15). Dolayısıyla rüzgârın oluĢmasına güneĢ sebep olmaktadır. Bu nedenle rüzgâr

enerjisinin kaynağı güneĢtir. GüneĢ enerjisinin %1-2’lik bir bölümü rüzgâr enerjisine dönüĢmektedir (https://www.enerjiportali.com/).

Rüzgâr enerjisi rüzgâr türbini denilen sistem ile elektrik enerjisine dönüĢtürülmektedir. Rüzgâr türbini, jeneratör, kule, hız dönüĢtürücüsü, pervane ve elektrik-elektronik ekipmanlardan oluĢmaktadır. Rüzgâr enerjisinin elektrik enerjisine dönüĢtürülebilmesi için iki parametre önem kazanmaktadır. Bunlar; rüzgâr hızı ve yönüdür. Rüzgâr türbini rüzgâr hızının belirli bir seviyenin üzerinde gerçekleĢmesi durumunda enerji üretimini gerçekleĢebilmektedir. Modern bir rüzgâr türbininin enerji üretebilmesi için gerekli olan minimum hız 2-4 m/s’dir. Rüzgâr türbini aracılığıyla havadaki kinetik enerji mekanik enerjiye çevrilmekte ve böylece elektrik elde edilmektedir (https://www.enerjiportali.com/).

Bu açıklamalardan anlaĢılacağı üzere rüzgâr enerjisi ısı farklılığı sonucu ortaya çıkan, coğrafi koĢulların da etkili olduğu bir doğa olayıdır. Meydana gelen bu doğa olayı sonucu ortaya çıkan kinetik enerji rüzgâr türbini adı verilen sistem vasıtasıyla mekanik enerjiye çevrilmektedir.

AĢağıda yer alan tablo ve haritalarda Türkiye’nin rüzgâr enerjisi potansiyeli, kurulu santraller ve üretilen elektrik enerjisi miktarları gösterilmektedir.

Şekil 3.5: Türkiye’nin Rüzgâr Enerjisi Potansiyeli (50 Metre Yükseklikte Yıllık Ortalama)

Tablo 3.11: Türkiye Rüzgâr Enerjisi Potansiyeli Rüzgâr Derecesi Rüzgâr Sınıfı 50 m’de Rüzgâr Gücü (W/m²) 50 m’de Rüzgâr Hızı (m/s) Toplam Alan (km²) Rüzgârlı Arazi Yüzdesi Toplam Kurulu Güç Potansiyeli (MW) Orta 3 300-400 6,5-7,0 16.781,39 2,27 83.906,96 İyi 4 400-500 7,0-7,5 5.851,87 0,79 29.259,36 Harika 5 500-600 7,5-8,0 2.598,86 0,35 12.994,32 Mükemmel 6 600-700 8,0-9,0 1.079,98 0,15 5.399,92 Sıra Dışı 7 >800 >9,0 39,17 0,01 195,84 TOPLAM 131.756,40

Kaynak: Yılmaz, Türkiye’nin Enerji Potansiyeli ve Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Önemi, 2012: 41.

Türkiye bulunduğu coğrafi konum nedeniyle rüzgâr enerjisi alanında önemli bir potansiyel barındıran bir ülke konumundadır. Bu potansiyeli belirlemek için Enerji ĠĢleri Genel Müdürlüğü (EĠGM) tarafından Türkiye Rüzgâr Enerjisi Potansiyeli Atlası (REPA) adı verilen bir çalıĢma yapılmıĢtır. Bu çalıĢmada Türkiye’nin rüzgâr enerjisi potansiyeli uygulanan yöntemlerle belirlenmiĢ, harita ve tablo Ģeklinde sunulmuĢtur.

Yukarıda yer alan harita ve tablolardan hareketle Türkiye’de rüzgâr enerjisi toplam kurulu güç potansiyelinin 131.756 MW olduğu hesaplanmıĢtır. Potansiyel gücün büyük bir kısmı 6,5-7,0 m/s hızın gerçekleĢeceği öngörülen orta seviye rüzgâr kaynağından sağlanmaktadır. Rüzgârlı arazi yüzdesine bakıldığında da orta seviye rüzgâr kaynağının diğer seviyelere göre daha büyük alanı kapsadığı görülmektedir. Sıra dıĢı kategorisinde değerlendirilen ve 9,0 m/s hızın üzerindeki değerleri kapsayan rüzgâr kaynağı ise en düĢük alanı ve potansiyeli göstermektedir.

Haritadaki bilgilere bakıldığında Marmara ve Ege sahillerinin Türkiye’deki en iyi rüzgâr potansiyeline sahip bölgeler olduğu görülmektedir. En yüksek rüzgâr

hızı değerlerine sahip yerler 5,1-5,2 m/s hız ile Bandırma, 6,3-7 m/s hız ile Bozcaada, 6,4 m/s hız ile Karaburun ve Karabiga bölgeleridir (Aras, 2003: 2214). REPA verilerine göre rüzgâr hızları, Batı Karadeniz, Doğu Karadeniz ve Marmara Bölgesi kıyı kesimlerinde 6-7 m/s, iç kesimlerde 4,5-5,5 m/s, Kuzey ve Batı Ege kıyılarda 7,0-8,5 m/s, iç kesimlerde 6,5-7,0 m/s hıza ulaĢmaktadır (Çağlar vd. 2008: 12). Yapılan ölçümlere göre Türkiye, coğrafi konumları benzer bölge ülkelerine kıyasla rüzgâr enerjisi potansiyeli çok daha yüksek bir ülke konumunda bulunmaktadır (Çağlar vd. 2008: 12).

AĢağıda yer alan tablo ve Ģekilde Türkiye’nin rüzgâr enerjisi santrallerinin kümülatif kurulum değerleri ile bölgelere göre rüzgar enerjisi üretim yüzdeleri gösterilmektedir.

Tablo 3.12: Türkiye’deki Rüzgâr Enerjisi Santralleri İçin Yıllık Kümülatif ve İlave Kurulum Değerleri (2008-2019, MW)

Kümülatif Kurulum Yıllık Kurulum

2008 364 217 2009 792 428 2010 1.329 538 2011 1.806 477 2012 2.312 506 2013 2.958 646 2014 3.762 804 2015 4.718 956 2016 6.106 1.388 2017 6.872 766 2018 7.369 497 2019* 7.615 246

Kaynak: Türkiye Rüzgâr Enerjisi Birliği (TÜREB) Rüzgâr Enerjisi Raporu Temmuz 2019 verilerinden derlenmiĢtir.

Şekil 3.6: Bölgelere Göre Rüzgâr Enerjisi Elektrik Üretimi (%)

Kaynak: Türkiye Rüzgâr Enerjisi Birliği (TÜREB) Rüzgâr Enerjisi Raporu Temmuz 2019 verilerinden derlenmiĢtir.

Türkiye’nin 2008–2019 yılları rüzgâr enerjisi kurulu güç ve artıĢ miktarını gösteren Tablo 3.12’deki verilere göre 2008 yılından itibaren her yıl rüzgâr enerjisi kurulu güç değeri artıĢ göstermiĢtir. Kurulu değerdeki en büyük artıĢ 2016 yılında gerçeklemiĢtir ve artıĢ miktarı 1.388 MW’tır. Daha önceki yılların verileri de göz önüne alındığında rüzgâr enerji alanındaki geliĢmelerin 2006 yılından sonra ortaya çıktığı görülmektedir. Bu geliĢmenin yaĢanmasında 2005 yılında 5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kanunu’nun yasalaĢması etkili olmuĢtur (Yılmaz, 2012: 42).

2019 Temmuz itibariyle Türkiye’de kurulu rüzgâr enerjisi gücü 7.615 MW, iĢletmedeki rüzgar enerjisi santrali 183, kurulu türbin sayısı 3.155 ve inĢa halindeki rüzgar enerjisi santrali 17’dir. Rüzgâr enerji santralleri içerisinde kurulu güç değeri en yüksek olan iĢletmeler Balıkesir, Bergama, Dinar, KırĢehir, Ġzmir, Manisa ve Çanakkale bölgelerinde bulunmaktadır (TÜREB, 2019: 11-14).

Özetlemek gerekirse Türkiye, rüzgâr enerjisi potansiyeli bakımından önemli bir avantaja sahip bir ülke konumunda bulunmaktadır. Özellikle Marmara ve Ege bölgesinin rüzgâr hız değerlerinin elektrik enerjisi üretimi açısından elveriĢli olduğu

Marmara İç Anadolu Doğu Anadolu Akdeniz Karadeniz Ege Güneydoğu Anadolu

görülmektedir. Temmuz 2019 verilerine göre rüzgâr enerjisi santrallerinden elde edilen elektrik, toplam elektrik tüketiminin sadece %7,40’ını karĢılamaktadır. Dolayısıyla Türkiye’nin elinde bulundurduğu potansiyeli tam anlamıyla değerlendiremediği görülmektedir. Bu nedenle fosil yakıtlara kıyasla daha temiz kullanım sağlayan rüzgâr enerjisi yatırımlarının teĢvik ve sübvansiyonlar yoluyla özendirilmesi, üniversite, kamu ve özel sektör iĢbirliği sağlanarak bu alandaki ARGE çalıĢmaları hızlandırılmalıdır. Bu yolla Türkiye’nin enerjideki dıĢa bağımlılık sorununa çözüm üretileceği gibi, bir de yeni iĢ olanakları sağlayarak istihdamı artıracak, gelecek nesillere daha temiz, yaĢanabilir bir dünya bırakmak için gerekli adımlar atılmıĢ olacaktır (Çağlar vd. 2008: 13).