• Sonuç bulunamadı

3.2. Türkiye’nin Yenilenebilir Enerji Kaynakları

3.2.4. Biyokütle Enerjisi

Biyokütle, bir türe ait yaĢayan bütün organizmaların belli bir zamanda sahip olduğu toplam kütle miktarına verilen isimdir. Ana bileĢenleri, karbonhidrat bileĢikleri olan bitki ve hayvansal kökenli bütün doğal maddeler biyokütle enerji

kaynağı, bu kaynaklardan elde edilen enerjiye ise biyokütle enerjisi denilmektedir. Bir baĢka ifade ile yüzyıldan daha kısa bir sürede yenilenebilen, karada ve suda yetiĢen bitkiler, hayvan atıkları, orman ürünleri ve besin endüstrisi ile kentsel atıkların tamamını kapsayan organik maddelere biyokütle adı verilmektedir (Karayılmaz vd. 2011: 64; Sözen vd. 2017: 149).

Biyokütle enerjisi, klasik ve modern biyokütle enerjisi olmak üzere iki baĢlık altında değerlendirilmektedir. Klasik biyokütle enerjisi, ormanlardan elde edilen yakacak odun, yakacak olarak kullanılan tezek gibi bitki ve hayvan atıklarından oluĢmaktadır. Modern biyokütle enerjisi ise, orman endüstrisi atıkları, enerji ormancılığı, tarım kesiminde oluĢan bitkisel atıklar ve tarım sektörüne dayalı endüstriyel atıklar olarak örneklendirilmektedir (Karayılmazlar vd. 2011: 149).

Biyokütle madde kaynakları karasal, suda yaĢayan ve atıklar olmak üzere üçe ayrılmaktadır. Karasal madde kaynaklarına orman bitkileri, çimenler, enerji bitkileri ve diğer bitki atıkları örnek gösterilirken suda yaĢan biyokütle kaynaklarına su yosunları ve algler, atıklara ise endüstriyel atıklar, hayvansal atıklar ve kentsel atıklar örnek verilmektedir (Sözen vd., 2017: 149).

Biyokütlenin tükenmez bir enerji kaynağı olması her yerde yetiĢebilmesi ve özellikle kırsal bölgelerin geliĢmesine önemli derecede katkıda bulunuyor olması biyokütleyi önemli bir enerji kaynağı haline getirmektedir. Ayrıca petrol, doğal gaz ve kömür gibi fosil enerji kaynaklarının tükenmekte olması ve çevre kirliliğine neden olması biyokütle enerjinin değerini artırmaktadır. Dünyadaki en büyük dördüncü enerji kaynağı olması, biyokütle enerjisinin gelecek dönemde birçok ülke için temel enerji kaynaklarından birisini oluĢturacağını göstermektedir. Örneğin; Ġsveç ihtiyaç duyduğu enerjinin %16’sını, Avusturya %13’ünü biyokütle enerjisinden karĢılamaktadır (Kapluhan, 2014: 103).

Çürümeye terk edilmiĢ biyokütle bazı iĢlemler sayesinde enerji yoğunluğu artırılarak alternatif bir enerji kaynağı haline getirilebilir. Bu iĢlemler Ģunlardır: fiziksel iĢlemler, biyolojik ve kimyasal iĢlemler ve termokimyasal iĢlemler. Fiziksel iĢlemler kurutma, öğütme, pelletlenme ve biriketleme (odun artıklarının talaĢ haline getirilip 6-10 mm boyutlarında sıkıĢtırılmasına pelletlenme, bu iĢlemin 5-20 cm

boyutlarında yapılmasına da biriketleme adı verilmektedir) olarak sınıflandırılmaktadır. Biyolojik ve kimyasal iĢlemler ise Ģunlardır: biyogaz (oksijensiz ortamdaki organik maddenin karbondioksit ve metan gazına dönüĢtürülmesi), biyoetanol (Ģeker ve niĢasta özlü tarımsal ürünlerden elde edilen ve benzinle belli oranda karıĢtırılıp kullanılan alternatif yakıt), biyodizel (ayçiçek, soya ve aspir gibi bitkilerden elde edilen bitkisel ve hayvansal yağların alkol ile reaksiyonu sonucunda ortaya çıkan ve yakıt olarak kullanılan bir ürün). Son olarak termokimyasal iĢlemler Ģunlardır: yakma ve piroliz (biyokütleden oksijensiz ortamda organik moleküllerin parçalanması sonucu gaz elde edilmesi) (Üçgül ve Akgül, 2010: 5-7, http://www.yegm.gov.tr/yenilenebilir/biyodizel.aspx).

Türkiye’de biyokütle enerjisinin kullanımı ile ilgili ilk çalıĢma 1931 yılında Ziraat Kongresi’nde biyodizel kullanımının gündeme getirilmesi sonucunda 1934 yılında Atatürk Orman Çiftliği’nde Bitkisel Yağların Tarım Traktörlerinde Kullanımı adlı çalıĢmadır (Doğan, 2010: 51).

Türkiye’de biyokütle kullanımının büyük bir kısmı klasik biyokütle enerjisi tüketimi olarak yakacak olarak kullanılmaktadır. Bitkisel ve hayvansal kaynaklı biyokütle kullanımı ısınma ihtiyacını karĢılamaya yönelik olarak gerçekleĢmektedir. Özellikle kırsal kesimlerde kullanılan tezek evlerin ısıtılmasında kullanılmaktadır. Modern biyokütle enerjisi tüketimi ise 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nda yerli hammadde kullanılması Ģartıyla biyoyakıtlara Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) muafiyetinin tanınmasından sonra geliĢme kaydetmiĢtir (Öğüt’ten aktaran Yılmaz, 2012: 46).

AĢağıda Tablo 3.13’te Türkiye’nin biyokütle enerjisi kurulu güç değeri gösterilmektedir.

Tablo 3.13: Biyokütle Enerjisi Kurulu Güç Değeri (2001-2018, MW)

2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009

MW 10 14 14 14 14 20 21 38 65

2010 2011 2012 2013 2014 2015 2016 2017 2018

MW 86 104 147 178 227 277 364 477 739

Kaynak: KPMG Enerji Sektörel BakıĢ 2019 Raporunda yer alan verilerden derlenmiĢtir.

Şekil 3.9: Biyokütle Enerjisi Kurulu Güç Değeri (2001-2018, MW)

Kaynak: KPMG Enerji Sektörel BakıĢ 2019 Raporunda yer alan verilerden derlenmiĢtir.

0 100 200 300 400 500 600 700 800 200120022003200420052006200720082009201020112012201320142015201620172018

EĠGM tarafından hazırlanan Türkiye Biyokütle Enerjisi Potansiyeli Atlası (BEPA) verilerine göre biyokütle atık potansiyeli yaklaĢık olarak 8,6 milyon TEP ve üretilebilecek biyogaz miktarının 1,5-2 milyon TEP olduğu öngörülmektedir. BEPA verilerine göre Türkiye’nin toplam biyokütle enerji potansiyeli 14.627.331 TEP/yıl’dır. Alt baĢlıklar incelendiğinde hayvansal atıkların enerji değeri 4.385.381 TEP/yıl, bitkisel atıkların enerji değeri 6.009.049 TEP/yıl belediye atıkların enerji değeri 3.373.011 TEP/yıl ve son olarak orman atıklarının enerji değeri 859.889 TEP/yıl olarak tahmin edilmektedir. Elde edilen verilere göre 2018 yılında biyokütle enerji kaynaklı 3.216 GWh elektrik enerjisi üretilmiĢtir. BEPA’ya göre hali hazırda biyodizel iĢleme lisans sahibi firma sayısı 8, biyoetanol iĢleme lisans sahibi firma sayısı 5, biyokütle kaynaklı elektrik üretim santral sayısı 199’dur. (https://bepa.enerji.gov.tr/).

Biyokütle enerjisi ile ilgili bilgiler incelendiğinde Türkiye için güneĢ, rüzgâr ve jeotermal enerjide olduğu gibi biyokütle enerjisinde de potansiyelin kullanılamadığı görülmektedir. Türkiye’de biyokütle tüketiminin genellikle klasik kullanım türde yani yakacak Ģeklinde ısınma ihtiyacını karĢılamaya yönelik olduğu, elektrik üretiminin sınırlı kaldığı görülmektedir. Bu nedenle biyokütle enerjisi ile ilgili olarak modern uygulamaların yaygınlaĢtırılması için gerekli teĢviklerin uygulanması gerekmektedir. Biyokütle enerjisinden elde edilen elektrik enerji değerlerinin artırılmasıyla birlikte enerji arz güvenliğini sağlama konusunda da bazı adımlar atılmıĢ olacaktır. Diğer yenilenebilir enerji kaynaklarında olduğu gibi biyokütle enerji kullanımı fosil yakıtlara göre çevreyi daha az kirlettiği için CO2 emisyon oranının azalmasına yardımcı olacaktır. Ayrıca orman ve kâğıt endüstrisinde ortaya çıkan odun artıklarının ve günlük kullanımda ömrü sona ermiĢ biyokütle potansiyeline sahip ürünlerin geri dönüĢüm yoluyla ekonomiye kazandırılması için gerekli adımların atılması gerekmektedir. Alınacak tedbirler ve hayata geçirilecek uygulamalar sayesinde biyokütle enerji kullanımının artması enerjide dıĢa bağımlılık ve cari açık sorunun hafifletilmesine katkı sağlayacak, yeni tesislerin kurulmasıyla hem bölgesel kalkınmaya hem de yeni istihdam olanaklarının ortaya çıkmasına neden olacağı için ülke ekonomisine olumlu katkı sağlayacaktır.