• Sonuç bulunamadı

4. BANKACILIKTA TEMEL ETİK KONULARI

4.3 Çıkar Çatışmasından Kaynaklanan Etik Sorunlar

4.3.2 Rüşvet

Esas itibari ile bir memur suçu olan rüşvet, bankacılık sektöründe karşımıza daha çok kurumun işlemlerini yerine getirilmesi için kamu görevlilerine haksız menfaat sağlanması olarak karşımıza çıkar. Teknik anlamı ile olmasa bile kurum çalışanlarının kendi şahsi çıkarları için görevlerini ve yetkilerini kötüye kullanarak başkaları lehine işlem yapması da rüşvet kavramı içinde değerlendirilir.

Rüşvet pratikte iki ayrı biçimde karşımıza çıkmaktadır, birinci hali ile rüşvet kişi ya da kurumlarca hakkı olan bir şeyi elde etmek için verilen rüşvet biçimindedir. Bu durumda yasalara göre yapılması gereken bir işlem aşırı bürokratik uygulamalar, iş yükünü bahane ederek gerçekleştirilen fiili geciktirmeler, gibi uygulamalarla geciktirmekte sürüncemede bırakılmakta, bu durumda hakkını almak isteyen kişi veya kurum yasa dışı bir ödemeye yönlendirilmektedir. İkinci boyutu ile rüşvet gerçekte hakkı olmayan bir durumu sağlamak amacıyla verilen rüşvettir.57

Hakkını almak amacıyla verilen rüşvette başkasının hakkını ihlal etme yok iken, hakkı olmayan bir şeyi elde etme amacıyla verilen rüşvette ise kamunun ya da bir başkasının hakkını ihlal etme olgusu da vardır.

57 Vakıf Bank, https://www.vakifbank.com.tr/rusvet-ve-yolsuzlugun-onlenmesi-

67

Rüşvet pratikte iki ayrı biçimde karşımıza çıkmaktadır, birinci hali ile rüşvet kişi ya da kurumlarca hakkı olan bir şeyi elde etmek için verilen rüşvet biçimindedir. İkinci boyutu ile rüşvet gerçekte hakkı olmayan bir durumu sağlamak amacıyla verilen rüşvettir.

Örneğin, bir bankanın kendisi hakkında olumsuz yaptırımlara neden olabilecek bir denetim raporunun değiştirilmesi için bir bankalar yeminli murakıbına para verme, yakınlarını işe alma veya kendisini üst düzey bir görev ile bankada istihdam etme gibi çeşitli yöntemlerle yazmakta olduğu murakıp raporunu gerçeğe aykırı şekilde olumlu olarak yazılmasını sağlaması hakkı olmayan bir şeyi elde etme amacıyla verilen rüşvete bir örnektir. Öte yandan, yasal şartlara tamamen uygun, tüm belgeleri tamam olan bir şube açılış işlemi için çeşitli mercilerden alınması gereken onay ya da belgeleri yasal hiçbir engel olmamasına karşın geciktiren memurların engellenmesini önlemek için hediye, bağış gibi adlar altında olsa da verilen ödemeler ise hakkını elde etmek amacıyla verilen rüşvet türüne bir örnektir.

Çok uluslu şirketlerin rüşvet karşısında tutumları da incelemeye değer niteliktedir. Kendi ülkelerinde ya da bazı ülkelerde hiç rüşvet vermeyen bazı çok uluslu şirketler, diğer ülkelerde bunu normal bir davranış olarak görmekte ve rüşvet verebilmektedir.

Çok uluslu şirketler ilişkin bu belirlemeye karşın öte yandan birçok çok şirketin ana şirket politikalarını titizlikle uyguladıklarını, rüşvet konusunda da ana şirket politikası doğrultusunda rüşvete karşı yaklaşımlarını muhafaza ettiklerini belirtmek de gerekir.58

4.3.2.1 TESEV’in Türkiye’de Yolsuzluğun Nedenleri ve Önlenmesine İlişkin Öneriler Çalışmasının ve Türkiye’de Yolsuzluk Araştırması Çalışmasının Bulguları

TESEV ’in iş dünyası gözünden Türkiye’de Yolsuzluğun nedenleri ve önlenmesine ilişkin öneriler adlı çalışması Türkiye’deki yolsuzluk sıklığı, tipleri, etkileri ve çözüm

58 Albaraka Türk Katılım Bankası ( https://www.albaraka.com.tr/rusvet-ve-yolsuzlukla-mucadele- politikasi.aspx)

68

yolları konusunda derli toplu bilgiler veren bir kaynak olup bu çalışmanın bulguları aşağıda kısaca aktarılmaktadır.

İş dünyasını kamu kurumlarına güven derecesi son derece düşüktür. Çalışma hayatı kamu kurumlarının çoğunluğunda yolsuzluk ve rüşvetin yaygın olduğu, kurumların adil ve eşitlikçi davranmaktan uzak hareket ettikleri ve işe alımdan teşviklere kadar uzanan bir dizi kararda kayırmacılık yaptıkları görüşündedir.

Büyük şirketlerin bürokrasi ile ilişkilerinde daha küçük ölçekli aracı şirketlerden yararlandıkları görülmektedir. Kural dışı ödemeyi aracı küçük şirket yapmakta büyük şirket ise kendini bu ilişki dışında tutmuş olmaktadır.

Bazı büyük şirketlerce kamu kurumları kişisel olarak değil bir bütün olarak kurumsal gereksinimlerini karşılamakta buna karşı kurum aldığı hizmetin bedelini yüksek tutmaktadır. İki tarafta bu ilişkiyi bürokratik engellerin aşılması olarak görmekte ve meşru bulmaktadır.

Bürokratik ayrıntı ve engellerden firmalar ciddi ölçüde şikayetçi olup, bunun özel olarak kendilerinden para almak için yapıldığı kanaatindedir.

İş dünyasının yarıya yakını kendilerine sorulan hipotetik senaryolarda rüşvet vermeyi seçerek bir anlamda yolsuzluğu içselleştirmiş olduklarını göstermişlerdir. Araştırmaya göre bu içselleştirme, ‘’ herkes rüşvet veriyor’’ , ‘’rüşvetsiz iş görülmüyor’’, ‘’ rüşvet vermezsek hakkımız çiğnenebilir’’ gibi yargılara dayanmaktadır.

İş dünyası yolsuzluğu en büyük ikinci sorun olarak algılamaktadır. Firma yöneticileri küçük tutarlı rüşvet sorununu pek önemsememekte asıl sorun olarak büyük yolsuzlukları görmektedir.

İş dünyası gerek içinde bulunduğu iş alanında gerek Türkiye ekonomisinin genelinde yolsuzlukların ciddi maliyetler getirdiğini firmaların uluslararası arenada

69

rekabet gücünü azalttığını, yolsuzlukların varlığından ötürü yabancı sermayenin yurda gelme konusunda isteksiz olduğunu düşünmektedir.

TESEV 2001 yılında ‘’Türkiye’de Yolsuzluk ‘’ araştırması adı altında gerçekleştirdiği çalışma sonucunda Hane Halkı Gözünden Türkiye’de Yolsuzluğun

Nedenleri ve Önlenmesine İlişkin Öneriler adı altında kitaplaştırılmış olup söz konusu

çalışmada yolsuzluk konusu ile ilgili çalışmamız açısından önemli olan bulgular aşağıda özetlenmiştir.

Yolsuzluk ve rüşvet ülkenin en önemli üçüncü sorunu olarak görülmektedir. Enflasyon, % 34 ile birinci, işsizlik, % 26 ile ikinci, rüşvet ve yolsuzluk % 14 ile üçüncü, eğitim % 8 ile dördüncüdür. Bu sorunları, PKK/güneydoğu sorunu % 6, demokrasi fikir özgürlüğü % 5; sağlık/sosyal güvenlik % 3, ahlaki yozlaşma % 3 ile takip etmektedir.

İhalelerde şirketlere eşit davranıldığını düşünenler % 15 düzeyinde olup düşük çıkmaktadır.

Görüşülenlerin % 18'inin kişisel deneyimlerinde kamu görevlilerine hediye ya da para vererek işini çözmeye çalışmış olması ve yine azımsanmayacak bir grubun rüşveti seçmiş olması araştırmacıları bu görüşe ulaştırmıştır.59

4.3.3 Hediye ve Ağırlama Verme Ve Kabul Etme

Hediye verme veya alma ya da ağırlama Sunma veya kabul etme miktar ve İşleyiş biçimi farklılıklar göstermekle birlikte rüşvetin bir başka türü olarak da kabul edilebilir.

Bankalarda çalışanların eşlerinin ve çocukların mevcut ya da potansiyel müşterilerinden hediye veya ağırlama kabul etmeleri genellikle yasaklanmaktadır, yine

59 Güran, M. Cahit. Tosun, M. Umur. Yolsuzlukla Mücadele Olgusu Ve Türkiye Açısından Bir Değerlendirme, H.Ü İ.İ.B Fakültesi Dergisi, Cilt 21, Sayı 2, ss. 139-168

70

bedelsiz hizmet alma veya müşteriden borç para alma da aynı kapsamda değerlendirilen işlemlerdir.

Hediye almada kritik konu, sosyal kabul gören sınırları kabul etmek gerektiğidir. Basit promosyon malzemeleri, bir öğlen yemeği doğal olarak sosyal kabul gören sınırlar kapsamında değerlendirilmesi gereken eylemlerdir. Burada önemli olan o hediye ile kararların değişip değişmeyeceğidir. Esasen bu da göreceli olduğu ve her kişiye göre değişebildiği için, bazı bankalarda bunu bir rakama bağlama anlayışı yaygınlaşmaktadır. Çoğu yabancı bankada, yakın zamanlarda yerli bankalarda da 50 veya 100 Amerikan doları sınırının getirilmesi yaygınlaşmaktadır.

Kamu Kurum ve kuruluşlarına ve özellikle yasama organı üyelerine bankalarca verilen hediyelerde Türk bankacılık sisteminde tartışma yaratmış bir konudur. Türk bankacılık sisteminde hediye verme konusunda gerekli hassasiyetin oluştuğunu, bunun aynanın diğer yüzü olduğunun anlaşıldığını söylemek zordur.

Hediye verme ve ağırlama bankacılığın özellikle pazarlama çalışmaları açısından önem arz etmektedir.

Bazen müşteriyi kırmamak için hediyeyi reddetmek sosyal açıdan zor olabilir ve müşteriyi kırabilir bu durumlarda hediyeyi kabul etmek ve bu durumu genel müdürlüğe bildirerek kamu yararına çalışan bir kuruma bağışlanmasını sağlamak kanımızca uygulanabilecek pratik bir yöntem olarak önerilmektedir.

Bankalar çalışanlarına hediye almayı yasaklamakla birlikte bazı bankaların bunun tersine kendilerinin yaygın olarak hediye verdikleri görülmektedir. Firmaların finansman müdürlerine kendi bankalarının tercih edilmesi, belirli bir mevduat ortalamasının sağlanması, mevduatın vadesiz hesaplarda bir süre bırakılması gibi işlemleri karşılığında otomobilden bilgisayara, çocuğunun okul taksitini ödemeye, sıfır faizli veya çok düşük faizli kredi vermeye kadar uzanan bir çeşitlilikte hediye verildiği Türk bankacılığının içinde olanlarca yakından bilinen bir konudur. Bankalar kendi çalışanlarının aldıkları

71

hediyelerden etkilenip firma lehine işlem yapacağını düşünüyorsa aynı kuralları çalışılan firmalar ve kamu kuruluşları içinde uygulamalı ve hediye vermeyi de yasaklamalıdır.

Bankalarca yılbaşı, bayram gibi günlerde firmalara verilen ajanda, kalem kırtasiye gibi küçük hediyeler sosyal kabul sınırları içinde sorun yaratmayacak hediye kalemleri olarak değerlendirilebilir, öte yandan yine bu özel günlerde firmalara verilen hediyelerin belirli bir miktarı aşması, belirli kriterlere göre belirlenen firmalara verilmemesi, hediyenin açık ya da zımni olarak bir işlem beklentisi karşılığında verilmesi eleştirilecek hediye verme yöntemleri olarak değerlendirilebilir.60

Belgede Finans Sektöründe Moralite (sayfa 80-85)

Benzer Belgeler