• Sonuç bulunamadı

2. KONU İLE İLGİLİ KURAMSAL AÇIKLAMALAR VE

2.1. Psikolojik Dayanıklılık

2.1.4. Psikolojik Dayanıklılık Araştırmalarının Gelişimsel Süreci

Psikolojik dayanıklılık gelişimi ile alakalı çalışmalar 40 yıldan fazlasına dayanmaktadır (Luthar, 2006). Psikolojik dayanıklılığın gelişimi için yapılan çalışmalar 4 büyük dalgadan oluşmaktadır. Bunların ilk üçü davranışlara odaklanmış, bir dizi kavram ve yöntemler ile ilgili katkıda bulunmuş, birçok tartışma ve ipuçları oluşturmuşlardır. Böylelikle biyoloji ve sinir bilimle ilişkili olan dördüncü dalga psikolojik dayanıklılık araştırmalarına umut vermişlerdir (Masten ve Obradovic, 2006).

Birinci dalga psikolojik dayanıklılık çalışmalarında amaç, terime iyi bir tanımlama getirmek, temel kavramları ve yöntemleri ortaya koyarak bireylere odaklanmak olmuştur. Birinci dalga psikolojik dayanıklılık çalışmalarında, risk ve zorluklara rağmen iyi uyumu sağlayabilecek risk faktörleri ve koruyucu faktörler araştırılmıştır (O’Dougherty Wright ve Masten, 2005). Davranışçı araştırmacılar, çocukların zorlukların üstesinden nasıl gelebildiklerini anlayabilmek için psikolojik

dayanıklılık kavramları olan risk, zorluk, yeterlilik, gelişimsel görevler ve koruyucu faktörleri tanımlamak ve değerlendirmek için uğraşmışlardır (Masten ve Obradovic, 2006).

İkinci dalga psikolojik dayanıklılık çalışmaları, gelişimsel psikopatolojiyi ortaya çıkaran normal olan ve olmayan gelişimi içeren çok geniş çaplı bir dönüşümdür. İkinci dalga araştırmacıları, gelişimsel sistem yaklaşımını benimseyerek daha büyük bağlamsal kaygılara odaklanmışlardır. Psikolojik dayanıklılığın, gelişimsel ve ekolojik sistemler içinde var olduğunu belirterek olumlu ve olumsuz gelişimsel sonuçları karmaşık etkileşimleri anlamaya çalışmışlardır (O’Dougherty Wright ve Masten, 2005). Üçüncü dalga psikolojik dayanıklılık çalışmalarında, değişen gelişimsel yollara müdahalede bulunarak psikolojik dayanıklılığı ortaya çıkarmayave arttırmaya dair koruma yöntemleri ve önlemler araştırılmıştır. Bu üç dalga psikolojik dayanıklılık çalışmalar sayesinde klinik psikolojideki bilim adamları, psikiyatri ve insan gelişimi ile ilgili alanların katkılarıyla, psikolojik dayanıklılık ile ilgili kavramlar, yöntemler ve dikkat edilmesi gereken noktalar belirlenmiştir. Böylelikle bu çalışmalar dördüncü dalga araştırmalarına etkili noktaları sunarak yavaş yavaş doğmasına ve büyümesine zemin hazırlamıştır. Şu anda etkinliğini arttıran dördüncü dalga ise, beyin fonksiyonlarına gelişimine ve gen kavramına duyulan ilginin artmasıyla birlikte, psikolojik dayanıklılığın nasıl oluştuğuna ve çalıştığına dair derinlemesine çalışmalar yapılarak çoklu analiz yöntemleri kullanılmıştır (Masten ve Obradovic, 2006).

Masten ve Obradovic (2006), ilk üç dalga psikolojik dayanıklılık çalışmaları sonucunda dördüncü dalga araştırmacılarının akıllarında bulundurmaları gereken etkili noktaları ve önemli ikazları araştırmacılar tarafından yapılan çalışmaları derleyerek 10 maddede toplamıştır:

1. Psikolojik dayanıklılık kavramsal ve işlemsel tanımının dikkatli yapılmasını gerektiren karmaşık bir yapıya sahiptir.

2. Psikolojik dayanıklılık tek bir süreç ve özellikten oluşmayan, birçok özellik ve süreci içinde barındıran bir kavramdır.

4. Psikolojik dayanıklılık tanımı kültürel, gelişimsel ve tarihsel bağlamlarla iç içedir.

5. Psikolojik dayanıklılığın sadece içsel kapasite ile doğabileceğini düşünenler muhakkak hata yaparlar.

6. Dış kaynaklardan türeyen uyum kapasitesi ve işlem süreci psikolojik dayanıklılığın oluşumunda önemli roller üstlenmektedir.

7. Psikolojik dayanıklılığın oluşabilmesi olağanüstü bir durum değildir. 8. Tamamen incitilemez, sağlam bir çocuk yoktur.

9. Çok yoğun risk ve zorluk ile karşılaşan bireylerde psikolojik dayanıklılığın oluşmaması veya iyileşmenin çok nadir veya imkansız olması mümkündür.

10. Son olarak, psikolojik dayanıklılığı ilerletebilmek ve anlayabilmek için; çocuğun gelişiminde ortaya çıkan tehditlerin kaynağının önlenebilir olduğu ve bireyi zorluklardan korumanın; gelişimi sarsılmış bir bireyin hayata uyum sağlayabilmesinden daha kolay olduğu unutulmamalıdır.

Psikolojik dayanıklılık çalışmalarında, yüksek risk faktörlerine sahip çocuklar arasındaki sonuçların birbirlerinden farklı olma durumlarını açıklamak için 2 önemli yaklaşım ortaya konmuştur. Bunlar değişken odaklı ve kişi odaklı yaklaşımlardır. Değişken odaklı yaklaşım; risk, uyum, yeterlilik ile bireysel, ailesel ve çevresel koruyucu faktörler arasındaki ilişkiyi test etmek için çok değişkenli istatistik tekniği kullanır. Bu yaklaşım gerekli müdahalelerin oluşturulabilmesi için tahmin edilen ve ortaya çıkan sonuçlar arasındaki özel, farklı bağlantılara odaklanır. Diğer yaklaşım olan kişi odaklı yaklaşım ise; psikolojik dayanıklılığın nasıl geliştiğini, dayanıklı olan ve olmayan diğer gruplar arasındaki farkın hangi kriterlerden kaynaklandığına bakarak ortaya koymayı amaçlamaktadır (Masten, 2001).

Ülkemizde psikolojik dayanıklılık kavramı ilk olarak, Öğülmüş (2001) tarafından kullanılmış olup; “yılmazlık” olarak Türkçeye çevrilmiştir. İlk çalışma, Gizir (2004) tarafından yapılmıştır. Bu çalışmada, gecekonduda yaşayan düşük sosyo-ekonomik düzeye sahip 8. Sınıf öğrencilerinin akademik sağlamlıklarının

gelişimine yardımcı olan koruyucu bireysel özellikler ve çevresel faktörler incelenmiştir. Özcan (2005) tarafından yapılan çalışmada; lise öğrencilerinin psikolojik dayanıklılık düzeyleri ve sahip oldukları koruyucu faktörler, ailesi boşanmış-birliktelik durumuna göre karşılaştırılmıştır. Gürgan (2006)’ın üniversite öğrencileri ile yapmış olduğu çalışmasında; “resilience” terimi “yılmazlık” olarak çevrilmiş olup; “yılmazlık eğitimi grup danışma programı”nın kişilerin yılmazlık düzeylerine etkisi incelenmiştir. Eminağaoğlu (2006), sokak çocuklarının sağlamlık özelliklerini; Karaırmak ve Siviş-Çetinkaya (2011), psikolojik sağlamlığı etkileyen benlik saygısı ve kontrol odağının bireyin duygu durumuna etkisini; Yılmaz ve Sipahioğlu (2012), tek ebeveynle yaşayan ergenlerin psikolojik sağlamlık düzeylerini; Çapan ve Arıcıoğlu (2014), üniversite öğrencilerinin affedicilik ve psikolojik sağlamlık arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Bu çalışmalar incelendiğinde; bireylerin olumlu ve güçlü yönlerinin psikolojik dayanıklılık düzeylerini yordadığı görülmektedir. Ayrıca bireyin üst düzeyde performans gösterebilmesi için, içsel koruyucu faktörlerin aktif olarak görev yapması gerekmektedir (Yıldız, 2016). Psikolojik dayanıklılık ile ilgili yapılan en son çalışma ise; Çelik, Sanberk ve Deveci (2017) tarafından yapılmış olup, öğretmen adaylarında yaşam doyumunun yordayıcısı olarak psikolojik sağlamlık ve umutsuzluğun incelendiği görülmektedir.