• Sonuç bulunamadı

Sekil 3.1 Sulanabilir Alanlarin Mevcut ve Gelecekteki Gelisme Durumu [10]

3.3 Tesvik ve Düzenlemeler

3.3.2 Türkiye’de Tarimsal Destekleme

3.3.2.4 Prim Ödemeleri

Tablo 3.3 Destekleme Alim Fiyatlari [4]

Yillar Bugday (TL/kg) Seker Pancari (TL/kg) Tütün (TL/kg) Kütlü Pamuk (TL/kg) Findik (TL/kg) Ayçiçegi (TL/kg) 1990 503 142 7 707 2 228 3 466 862 1991 754 218 10 870 3 561 5 639 1 512 1992 1 156 356 25 715 6 029 9 673 2 582 1993 1 843 556 32 615 9 096 19 719 4 016 1994 3 532 1 032 53 093 25 427 56 284 9 529 1995 7 433 2 750 100 963 40 440 81 800 18 001 1995 22 093 4 775 188 173 68 142 206 248 37 969 1997 35 141 12 128 385 621 138 916 531 435 67 728 1998 53 566 17 709 714 286 174 223 772 725 111 682

Tablo 3.3‘de belli ürünlerin destekleme alim fiyatlari görülmektedir. 1990’li yillarin basinda TL.’nin deger kazanmasi ile iç fiyatlarin dünya fiyatlarinin üstüne çikmasi sonucu alim miktarlari yükselmis, ancak sonradan destekleme yolunu azaltmaya yönelik arayislar 1994 krizi ile birlesince alim miktarlari azalmistir.

3.3.2.4 Prim Ödemeleri

Prim ödemeleri “fiyat müdahaleleri” seklinde yapilan bir sübvansiyondur. Prim sistemi tarimsal ürünün, piyasada olusan fiyati ile garanti edilen fiyati arasindaki farkin prim seklinde üreticilere ödendigi bir tarimsal ürün destekleme yöntemidir. Burada devlet üreticiyi korumak maksadiyla ürün için bir fiyat garanti eder. Ancak fiyat alis veris piyasasinda serbest olarak olusur. Devlet buna müdahale etmez. Piyasada olusan fiyat garanti edilen fiyatin altina düserse aradaki farki öder. Bu ödeme hem üreticiye hem de tüketiciye mali destek niteligi tasir [2].

Bu sistemde esasen, pazar fiyatlarinin dünya fiyatlari seviyesinde, kendi sartlari içerisinde olusmasi saglanmakta, üreticilere bu fiyatlarin üzerinde belirli bir ödeme yapilmasi yani prim ödemesi öngörülmektedir. Prim miktarlarinin belirlenmesinde üreticinin eline geçmesi istenen maliyet + kâr payindan olusan hedef fiyat ile dünya fiyatlari arasinda olusacak fark kadar prim ödenmesi esasi benimsenir. Prim miktari sabit veya degisken olabilir [2].

Prim sistemi kapsamindaki ürünler, borsada islem gören ürünler, üretimi ruhsata bagli ürünler, depolamaya müsait ürünler, ihracata yönelik ürünler olarak siralanabilir.

Prim sistemi ve taban fiyati politikasi arasinda üreticiler yönünden bir fark söz konusu olmamakla birlikte tüketiciler yönünden olumlu bir yönü vardir. Çünkü düsük piyasa fiyati nedeniyle tarim kesimi yaninda tüketiciler de bundan fayda saglarlar. Diger taraftan sübvansiyonlar halkin ödedigi vergilerden karsilandigindan; maliyet topluma dönmektedir [2].

3.3.2.5 Sübvansiyonlar

Sübvansiyonlar, hükümetlerin yerli üretimi dis rekabete karsi korumak için sik sik basvurduklari bir istikrar aracidir. Korunan bir ürün için, yurt içinde serbest birakilan ve dünya fiyatindan satilan ürüne, serbest dünya fiyati ile bunun üzerindeki koruma fiyatin arasindaki farki Hazine tarafindan ödenmektedir.

Modern ekonomik politikalarda sübvansiyonlar siklikla uygulanmaktadir. Ancak ülkenin politik ve ekonomik yapisina göre farkli isimler altinda uygulanmaktadir. Devletin yaptigi pek çok müdahale politikasi araçlari bir bakima sübvansiyon kavramina girmektedir. Mali yardimlar, ucuz krediler, primler, transfer harcamalari, ayni yardimlar, destekleme alimlari, vergi, resim ve harçlardan feragat gibi uygulamalar sübvansiyon kapsamina girmektedir [2].

Prim seklinde verilen sübvansiyonlarda; bir tarim isletmesine verilecek sübvansiyon miktari isletmenin bazi çikti sartlarina ulasmasini gerektirir. Istenilen kalite ve miktar düzeyine ulasilmasi veya belli bir düzeyin altina düsmesi birim basina prim verilmesini saglar. Belirli bir ekonomik faaliyet için üretim miktarina göre verilen bir

primde söz konusu ürünün ne miktarda üretildigi, ekilis alanina göre verilen primde ise ne miktar arazinin ekildigi, kullanilan üretim araçlari bakimindan ne miktar suni gübre kullanildiginin bilinmesi durumunda isletmenin ne kadar prim alacagi tespit edilebilir [2].

Hükümet üreticiye bu tür prim verirken; söz konusu üretimin arttirilmasi veya ayni kalmasi veya bazi durumlarda üretimin azaltilmasi veya üretimden vazgeçirilmesi amacini güdebilir.

Prim seklinde verilen nakdi sübvansiyonlar genellikle hayvancilik sektöründe uygulanan süt tesvik primi, beyaz et tesvik primi ve kirmizi et primi gibi tesvik primleridir [2]. Prim seklinde verilen sübvansiyonlarin yaninda; destekleme fiyati ve garanti fiyati olarak verilen sübvansiyonlar de vardir [2].

Destekleme alimlarinda, degisen iç ve dis piyasa kosullarindan üreticilerin magdur kalmamasi amaciyla; devlet ihtiyaci olmadigi halde piyasaya girerek kamu ürününden bir miktar satin almaktadir. Burada devlet, alacagi ürün miktarini önceden belirtmemektedir [2].

Garanti Fiyat seklindeki sübvansiyonlarda devlet, üreticinin piyasaya sunacagi her ürünü belirledigi fiyatta almayi garanti etmektedir. Serbest piyasada daha yüksek fiyat olmasi halinde üretici isterse malini serbest piyasada yüksek fiyata satabilir. Pesin ödeme ve benzeri kolayliklar nedeni ile devlete satmayi tercih edebilir.Fiyat garantisi ile destekleme alimlari Türk Tarim Politikasinda en yaygin sekilde kullanilan destekleme aracidir [2].

Ülkemizde uygulanan tarim politikalari sadece ürün desteklemeleri ile ilgili degildir. Tarimda kullanilan girdilerle ilgili olarak gübre sübvansiyonu , süt üretimini Tesvik Primi, Zirai Ilaç Destegi , Tohumluk ve Fidan Primi gibi girdi destekleri de uygulanmaktadir.

Bilindigi gibi dogal çevre kosullari , bitkisel veya hayvansal üretim için etkili büyüme ve gelisme faktörlerinin yeterince bir arada bulunmasina uygun olmayabilir. Bu nedenle tarimda , yetistirilen ürün basina daha yüksek ve nitelikli ürün almaya en uygun çevre kosullarini saglamak üzere , bazi yetistirme ve bakim teknikleri uygulanmaktadir. Bu da iyi tohumluk , fide , fidan ve damizlik , su, gübre ,

yem , koruma ve kontrol yöntem ve araçlari , enerji ve mekanizasyon ile kredi gibi girdilerle desteklenerek gerçeklestirilebilmektedir. Ayrica elde edilen tarimsal ürünlerin , .çogunlugunun baslangiçta ham madde niteliginde olmasi ve kullanilabilir durumda olmalari için bir takim operasyonlara ihtiyaç olmasi , bu operasyonlar için de bir takim girdilerin kullanilmasi gerekmektedir [2].

Tarimda bazi durumlarda, uygun büyüme ortami saglanmasi için kullanilan bir girdi, baska bir çevre faktörünü sinirlayici konuma getirebilir. Bu nedenle önemli olan uygun girdi bilesiminin ve zamanlamasinin saglanmasidir.

Yukarida bahsedilen, tohumluk, su, gübre, ilaç donanim, kredi faizleri gibi girdilerin kullanimi, ürün, maliyet ve fiyatlarina etki edecektir. En uygun maliyetleri ve gerekli ürün bileseninin saglanmasi ile yüksek verim elde edilmesi saglanmalidir. Ayrica fazla girdi kullanimi bir takim çevresel kirliliklere yol açmaktadir. Bir taraftan da ekolojik dengenin geregi olarak asiri girdi kullanimindan kaçinmayi zorunlu kilmaktadir. Tüm bunlari saglamak için de girdi kullaniminda bir takim sübvansiyonlar uygulanmaktadir. Ülkemizde uygulanmakta olan dogrudan girdi destegi çiftçilere ucuz girdi yoluyla girdi tüketimini arttirarak, bu suretle tarimsal üretimde artis saglamak amaciyla Hazine Müstesarligi Bütçesi’nden gübre, zirai ilaç, fidan ve tohum için ödemeler seklinde yapilmaktadir [2].

Kimyasal gübre sübvansiyonu, tarimsal girdi sübvansiyonu içinde en yüksek paya sahiptir. 1994 Eylülüne kadar gübre destekleme ödemeleri gübre üretici ve dagitici kuruluslari üzerinden yapilmistir. Bu tarihten sonra destekleme ödemeleri dogrudan çiftçilere yapilmaktadir.