• Sonuç bulunamadı

4. BULGULAR 1 Demografik Bilgiler

5.6. Postüral Kontrol ve Denge

Postüral kontrol günlük yaşam aktivitelerinin gerçekleştirilmesi için oldukça önemlidir. Postüral kontrol, görsel, vestibular ve somatosensoriyel afferent bilgilerin birleştirilerek, uzayda vücut pozisyonunun ve hareketinin değerlendirilmesini ve vücut pozisyonunu kontrol etmek için gerekli güç üretme yeteneğini gerektiren karmaşık bir süreçtir (201). Mekanoreseptörler açısından zengin olan servikal omurga, proprioseptör, vestibular, görsel ve somatosensoriyel afferent bilgilerin entegrasyonunda kritik öneme sahiptir (202). Kronik boyun ağrılı hastalarda

suboksipital ve derin fleksör kaslarındaki morfolojik ve fonksiyonel değişiklikler ile servikal mekanoreseptörlerdeki fonksiyon bozukluklarının postüral kontrolü ve/veya dengeyi etkileyebileceği düşünülmektedir. (122, 177). Bu nedenle bu çalışmanın diğer bir amacı, kronik boyun ağrılı hastalarda postüral kontrol ve dengenin araştırılarak asemptomatik bireyler ile karşılaştırılmasıydı. Bu çalışmanın diğer bir hipotezi ise kronik boyun ağrılı hastalarda postüral kontrol ve denge parametrelerinde, kontrol grubuna göre farklı derecelerde kayıpların olacağı yönündeydi. Elde ettiğimiz sonuçlar, hipotezimizi doğrulayacak şekilde, ayakta dik duruşta hem gözler açık hem de gözler kapalı durumda, boyun ağrılı hastaların kontrol grubuna göre anteroposterior gövde salınımlarının arttığını göstermektedir. Boyun ağrılı hastalarda artmış anteroposterior salınım postüral kontroldeki azalmanın bir işareti olarak yorumlanabilir. Elde edilen sonuçlar literatürdeki çalışmalar ile benzerlik göstermektedir. (30, 31) Boyun ağrısı olan bireylerde postüral kontroldeki azalma şaşırtıcı değildir, çünkü servikal omurgadaki kas ve eklemlerde bulunan servikal reseptörlerin ve bu reseptörlerin vestibülar, görsel ve postüral kontrol sistemleri ile santral ve refleks bağlantıları genel postüral kontrolün sağlanmasında önemli rolü vardır (122, 123, 177). Kronik boyun ağrılı hastalarda, inflamatuar mediatörlerin ve ağrının, nosiseptör ve mekanoreseptörler üzerinde etkisinin propriosepsiyon ve somatosensorial duyu girişinde azalma/bozulmaya neden olduğu ve afferent girdilerin merkezi modülasyonunu etkileyebileceği bildirilmektedir (203).Eklem pozisyon hissi, kinestezi ve somotosensorial duyu girişinde azalma ve/veya bozulmanın postüral kontrolde azalmaya neden olabileceği bildirilmektedir. (30, 204, 205). Bu çalışma kapsamında yapılan eklem pozisyon hissi testlerindeki hata oranı ile gözler kapalı ve açık pozisyonda yapılan postüral stabilite test skorları arasındaki ilişki, proprioseptif duyudaki kaybın postüral stabiliteyi etkileyebileceğini doğrulamaktadır. Ayrıca her iki grupta mediolateral salınım miktarı benzerken, kronik boyun ağrılı hastalarda anteroposterior salınım miktarın artması bu yorumu desteklemektedir. Mediolateral salınım miktarındaki artış vestibular disfonksiyon ile ilişkilendirilirken anteroposterior salınım miktarındaki artış somatosensoriyel bozukluklar ile ilişkilendirilmektedir (30, 206). Bununla birlikte, her ne kadar kronik boyun ağrılı bireylerdeki postüral salınım miktarı istatistiksel olarak asemptomatik kontrol grubuna göre artmış görünse de gruplar arasındaki fark klinik olarak pek de anlamlı görünmemektedir. Postüral

salınımlar da bir miktar artma, çevreden kaynaklı duyusal ve vestibular bilgi girişini artırarak postüral kontrolün sağlanmasına katkı sağlayabilir (31, 207). Artmış postüral salınımlar, azalmış ve/veya bozulmuş nosiseptör ve mekanoreseptör afferent bilgiyi telafi etmeye yönelik bir kompansasyon olarak da yorumlanabilir.

Bu çalışma sonucunda elde edilen sonuçlar, çalışmanın hipotezinden farklı olarak, her iki grubunda tek ayak üzerinde denge ve dinamik postüral kontrollerinin benzer olduğunu göstermektedir. Elde ettiğimiz sonuçlara benzer şekilde Michaelson ve ark. (124) kronik boyun ağrılı hastalar ile asemptomatik bireylerin tek ayak üzerinde postüral salınım miktarlarının benzer olduğunu rapor etmişlerdir. Field ve ark. (30) boyun ağrılı bireylerin tek ayak üzerinde gövde salınımlarının gözler açık pozisyonda asemptomatik bireyler ile benzerken gözler kapalı pozisyonda asemptomatik bireylere göre arttığını bildirmişlerdir. Kronik boyun ağrılı bireylerde statik ayakta duruş pozisyonunda bir miktar artmış postüral salınımlar gözlenirken, dinamik postüral kontrol gerektiren testlerde kontrol grubuyla benzer sonuçlar elde edilmesi testlerin içeriği ile ilişkili olabilir. Dinamik postüral kontrol ve tek ayak üzerinde denge testinde, statik ayakta duruştan farklı olarak, bireyler hareketli zeminde ve tüm yönlerde hareket edebilmektedir. Bu durum diğer vücut eklem ve sistemlerinden kaynaklı somatosensoriyel duyu çıktılarında artışa neden olabilir. Dinamik postüral kontrol ve tek ayak üzerinde denge testinde, artmış vücut hareketleri nedeniyle artan afferent bilgi servikal omurga kaynaklı somatosensoriyel bozukluğun telafi edilmesine katkı sağlayabileceği düşünülmüştür.

Bu çalışmada, kronik boyun ağrılı hastalardaki ağrı şiddetindeki artış ile postüral kontrol ve dengedeki bozulma arasında ilişki olabileceği öngörülmüştü. Kronik boyun ağrılı hastaların ağrı şiddetindeki artışın somatosensoriyel afferent duyularda ve bu duyuların merkezi entegrasyonunda değişikliklere ve/veya bozulmalara neden olarak postüral kontrol ve dengede daha fazla kayba neden olacağı düşünülmüştü. Fakat elde edilen sonuçlar düşünülenden farklı olarak boyun ağrılı bireylerde postüral kontrol ve denge test skorları ile ağrı şiddeti arasında ilişki olmadığını göstermektedir. Benzer şekilde, Cheng ve ark. (208) boyun ağrılı bireylerde postüral kontrol bozukluğu ile ağrı şiddeti arasında ilişki olmadığını bildirmişlerdir. Elde edilen sonuçlardan farklı olarak, Ruhe ve ark. (209) kronik boyun ağrılı bireylerde, ayakta dik duruşta artmış anteroposterior ve mediolateral salınımlar

ile ağrı şiddeti arasında ilişki olduğunu rapor etmişlerdir. Düşünülenden farklı sonuçlar elde edilmesinin nedeni, bu çalışmada ağrı değerlendirmesinin VAS gibi subjektif bir ölçüm aracı kullanılarak yapılması ile ilişkili olabilir. Ayrıca boyun ağrılı grupta postüral stabilite ve denge skorları dar bir değer aralığı içindeydi. Subjektif yapısı nedeniyle VAS, boyun ağrılı grupta zaten dar bir değer aralığı içinde bulunan denge skorlarının korelasyon analizi ile açıklamasında yetersiz kalmış olabilir. Düşünülenden farklı sonuçlar elde edilmesinin bir diğer nedeni kullandığımız yöntem ile ilişkili olabilir. Bu çalışmada bireylerin test esnasındaki ağrı şiddeti değerlendirilmedi sadece bireylerden son bir hafta içinde yaşadıkları ağrıyı genel olarak derecelendirmeleri istendi. Bireylerin test esnasında ağrı şiddeti değerlendirilebilseydi ağrı ile pöstüral kontrol ve denge arasındaki ilişki ortaya konulabilirdi.

Bu çalışmanın diğer bir sonucu ise postüral stabilite ve denge testleri sonuçları ile hareket korkusu, ağrı korkusu, depresif belirtiler, kaygı düzeyleri ve boyun ağrılı bireylerdeki özürlülük düzeyi arasında ilişki olmadığıdır. Bu sonuçlardan farklı olarak elde edilen sonuçlar, statik postüral kontrol ile yaşam kalitesi arasında ilişki olduğunu göstermektedir. Postüral kontrolün günlük yaşam aktivitelerindeki önemi düşünüldüğünde statik postüral kontrol sonuçları ile yaşam kalitesi arasında ilişki şaşırtıcı değildir.

5.7. Hareket Korkusu, Ağrı Korkusu, Depresyon, Kaygı Düzeyi ve Yaşam