• Sonuç bulunamadı

2.6.1 .Cumhuriyet Döneminden Günümüze Türk Resim Sanatı

Atatürk toplumun kendi kendini yönetmesi ilkesine inanarak kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin kültür ve sanatta çağdaş atılımlar gerçekleştirmesini hedeflemekteydi. (Giray ,2003,s.5). Sanatı toplumun varlıklarını kanıtlayan en önemli olgular olarak nitelendiren Atatürk ;’’ Bir millet sanata ehemmiyet vermedikçe büyük bir felakete mahkumdur.’’özdeyişiyle de sanatın önemine İşaret eder . (Giray ,2003,s.5).

Giray (2003)çalışmasında,’’Cumhuriyet döneminin ilk on yılı içinde güzel sanatlar alanlarında devrimler olarak adlandıracak planlar ve programlar geliştirir ve uygulamaya başlar.

Çağdaş Türk resim sanatının gelişmesinde sanatçı gruplarının , birlik ve desteklerinin çok önemli rolü vardır.Köklü bir resim geleneğinin olmayışı halk kitlelerinin üretilen sanat yapıtlarını değerlendirmeyi ve sanatçıların yapıtlarını sergileyebilecekleri sergi salonları ve sanat galerilerinin bulunmayışı bu tür grupların oluşmasının başlıca nedeni olmuştur.(Ersoy,1998,s.24).

Giray (2003)çalışmasında “Bu dönemde sanata verilen önem artmıştır.Yurt dışına 22 civarı öğrenci gönderilerek sanat eğitimi almaları hedeflenmiştir. “

1926 yılında ,Cumhuriyet ilanından hemen 3 yıl sonra Fındıklı ‘da bulunan Osmanlı Meclis-i Mebusan binasının Güzel Sanatlar Akademisine tahsis edilmesi ,Hükümet’in programında sanatın öneminin kanıtı sayılmalardır.1928 yılında Sanay-i Nefise Mektebi Güzel Sanatlar akademisi adını alır. (Giray ,2003,s.6).

Aynı yıl Ankara’da Güzel Sanatlar Birliği Resim Sergisi düzenlenecektir.Her yıl düzenlenen bu sergiler arasında,1929 yılında,Etnografya müzesinde açılan Genç sanatçılar sergileri de katılacaktır.Önemlisi Bu sergilerin açılışlarına başata Atatürk olmak üzere devlet büyüklerinin katılmalarıdır.1932-1933 yıllında Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü açılacaktır. (Giray ,2003,s.6). (…)Bir İnkılap müzesi açılması hedeflenerek ,tarih araştırmaları yapılamsına başlanmış özelliklede İbrahim Çallı ,Namık İsmail,Ali Avni Lifij, Nazmi Ziya Güran ,Cemal tollu gibi gençlik dönemleri Birinci Dünya Savaşı ‘nda geçen ve yetişkinlik Döneminde tanık olan ressamlar ,Kurtuluş savaşını konu alan resimler yaparlar.(…) (Giray ,2003,s.6).

Giray(2003)çalışmasında, “Sanat yapıtları bir anlamda ülkenin kalkınan değerlerinin yansımasına ve kalkınma ereğinin desteklenmesine katkıda bulunmaya hizmet eder.’’

Devlet Resim ve heykel sergilerinin yapılmasına olanak sağlayan karar 1938 yılında alınır ve ilk sergi 1939 yılında gerçekleştirilir.Ne yazık ki Atatürk hayata veda etmiş,Zeki Kocamemi ‘nin Atatürk’ün cenaze töreni adli yapıtı devlet resim sergilerin,n ilk ödülüne layık

23

bulunmuştur.Bu sergilerin açılışına katılan devlet büyükleri sanat yapıtlarının satışı başlatmaları devlet ve tüzel kişiler tarafından sanata katkıda bulunacaktır. (Giray ,2003,s.7). … Halkevlerinin düzenlediği etkinliklerle Anadolu halkı resim ve heykel sergileriyle tanışır ve bu sergiler yaşamlarına katılan alışkanlıklara dönüşür. (Giray ,2003,s.7).

1938-1944 yılları arasında ‘’yurdu gezen Türk ressamları ‘’programı ,Sanatçıların Anadolu illerinde üç ay süresince görevlendirmeleri ve bu illerden edinecekleri gözlemleri en az on tabloda betimleyerek geri dönmelerini düzenleyen büyük bir etkinlik olmuştur. (Giray ,2003,s.7).

Cumhuriyet dönemi Türk resim sanatından Örnekler sergisine ev sahipliği yapan bu mekan Ankara Resim ve Heykel Müzesi ,Arif Hikmet Koyunoğlu tarafından inşa edilen ‘’Türkocağı’’ binasıdır.Bu binanın açılışı büyük bir sergiyle gerçekleşir.Büyük yokluklara ve zorluklara karşın Atatürk de buyoğun çalışmanın her aşamasına katılacaktır. (Giray ,2003,s.7).

Giray (2003)çalışmasında “Türkocağı ,sanat ve kültür merkezi olarak tasarlanır.Açılışında orta salonda konser ve onu saran mekanlarda resim sergisi düzenlendiğini belirmiştir.

1924 ‘te yurt dışına eğitime gönderilen ressamlar yurda döndüklerinde Müstakil Ressamlar ve Heykeltıraşlar olarak birleşirler.Her yıl sergi açarak resim ve heykel sanatına katkıda bulunmayı amaçlarlar. (Giray ,2003,s.8).

Refik Epikman ,Elif Naci,Nurullah Berk,İbrahim Çallı, Feyhaman Duran,Avni Lifij,Cevat Dereli ,Cemal Tollu,Hale Asaf, Şeref Akdik, Mahmut Cuda ,Zeki Kocamemi,Ali Avni Çelebi gibi sanatçılar cumhuriyetin ilk sanatçılarıdır. (Giray ,2003,s.8).

Giray (2003)çalışmasında,”Çağdaş düzeye ulaşmanın yolu ,sanatta kübizm uygulamalarının başlamasıyla gerçekleştireceği görüşü benimsenir.”

1933 yılında d Grubu adı altında birleşen Nurullah Berk,Cemal Tollu ,Abidin Dino,Elif Naci,Zühti Müridoğlu,Zeki Faik İzer bu atılımlara katılmayı amaç edinecektir.1947 yılına kadar birlikte etkinlikler düzenleyen bu sanatçılar ,sergilerle topluma sanatın yeni atılımlarını tanıtacaklardır.Sabri Berkel ,Ercüment Kalmık, Eşref Üren,Halil Dikmen,Saliha Urallı, Bedri Rahmi Eyüpoğlu,Eren Eyüpoğlu,ve Şükriye Dikmen bu grup içerisinde yer alacaktır. (Giray ,2003,s.11).

1940 lı yıllarda yeni gelişmeyi amaçlayan Yeniler Grubu adı altında Kemal Sönmezler,Nuri İyem ,Selim Turan,Fethi Karakaş ,Mümtaz Yener,Nejat Melih Devrim,Faruk Morel,Turgut Atalay,Ferruh Başağa,Agop Arad,Haşmet Akal,Avni Arbaş,bir sanatçı grubu olarak toplum kesitlerinin yaşam özelliklerini yansıtan resimler yapmayı amaçlayacaklardır. (Giray ,2003,s.11).

24

1947 çok partili döneme geçiş sancıları içinde Yeniler grubu sanatçıları,resimleri ile gündemde kalırlar.bu dönemde non-figüratif eserler üretmeye başlayan sanatçılar ,ierici,çağdaş ve devrimlere bağlı yazarların ilgi odağında olurlar. (Giray ,2003,s.12).

Giray (2003)çalışmasında,“Non-figüratif sanat ,soyut resmin Türk sanatına katılmasını sağlamakla kalmayacak,Cumhuriyetin muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak ülkünsün devamını savunacaktır.”

İstanbul’da ,Devlet Güzel Sanatlar Akademisin de bu yıllarda resim öğrenimi görmekte olan gençler arasından 10’lar grubu adı altında birleşen;Fikret Elpe,Mustafa Esirkuş,Leyla Sarptürk Gamsız,Nedim Günsür, Saynur Kıyıcı Güzelson,Mehmet Pesen,Hulusi Sarptürk,İvy Stangali,Fahrünisa Sönmez ve Maryam Özcilyan üslüplarını belirleme çabaları içindeyken ,Kendilerini bu görüşün içinde bulurlar.İlerleyen yıllarda Orhan Peker,Fikret Otyam,Adnan Varınca,Turan Erol,Alis Aş,Nevin Demiryol,Perihan Ege ,Özden Ergeçen,Naim Fakihoğlu ,Fuat İğbeli,Osman Oral,Remzi Paşa ,Gönül Tiner,Hayrullah Tiner,İlhan Uğhan,Sedat Uslu ,Cafer Yazdıran ve İlkay Üçkaya 10’lar Grubu çevresinde toplana sanatçılar olurlar. (Giray ,2003,s.12).

Dönemin düşüncesi ,Milli değerlere yönelmek ,geleneksel sanatlara yaklaşım kurmaktır.Bu yolla ,Türk Resim Sanatını taklitlerin tuzağından kurtarmak ve geleneksel kaynaklardan aldıkları esinlerle özgünlüğe ulaşmaktır. (Giray ,2003,s.12).

Resim sanatında bu düşüncenin en önemli savunucusu Bedri Rahmi Eyüpoğlu’ dur.Renkli ve güçlü kişiliği ile sanat çevrelerini ve öğrencilerini etkisi altına alan alabilen Bedri Rahmi,bu düşüncenin güdümü altında,bireysel sanat anlayışında da önemli bir değişim geçirecektir.Batının pentür tekniğine geleneksel motiflerini katarak bir senteze ulaşmaya çalısacaktır.(…) (Giray ,2003,s.12).

Giray (2003)çalışmasında“1960’lı yıllar resimlerde toplumsal gerçekçi anlayış olabildiğine yaygınlık kazanacaktır.”olduğunu belirtmiştir.

1970’ler düşünce katmanlarında yeni oluşumların çıktığı dönemdir.Çünkü materyalist eğilimler gösteren dünya üzerinde bu yıllar ,yeniden insan ve onun özgür düşüncelerini gündeme getirecek arayışlara açılır.(…) (Giray ,2003,s.15).

1980 sonrası yetişen gençler dünyanın gelişen teknolojisine ayak uyduran sanat anlayışalına yönelecektir.Kavramsal sanat kendi benliğini arayan genç sanatçıların çığlıkları ,Başkaldıları ve yetenekleriyle örtüşen uygulamalar sanat ortamında yer almaya başlayacaktır.En atılımcı sanatsal uygulamaların karşına çıkan ve büyük tartışma ortamları yaratan kavramsal uygulamalar ,sanatın düşünce ürünü olması savını perçinleyen ,yeteneğin yaratıcı güçle pekiştiğinin vurgulayan görüşüyle üretilen tüm yapıtların temelinde var olması gereken değerleri işaretleyecektir.Sanatın çoğulcu uygulamaları ile varsıllaşacağı ve evrensel atılımların sanatın gelişimine ivme kazandıracağı gerçeğiyle bir kez daha yüz yüze gelecektir.Sanatın

25

durdurulamayan gücü büyümeye ve yeni uygulama alanları aramaya devam edecektir. (Giray ,2003,s.15).

26

BÖLÜM III

YÖNTEM

3.1..Araştırmanın Modeli

Araştırmanın modeli betimsel yöntemdir. Betimsel yöntemler geçmişte ya da hala var olan durumu olduğu haliyle betimlemeyi amaçlayan araştırmalardır.

Araştırmanın modeli, nitel araştırma yöntemlerinden literatür tarama kullanılmak üzere belirlenmiştir.

Araştırma nitel araştırma yöntemidir .Nitel araştırma ‘’gözlem, görüşme ve doküman ,çözümlemesi gibi nitel veri toplama yöntemlerinin kullanıldığı ,olguların ve olayların doğal ortamda gerçekçi ve bütüncül bir biçimde ortaya konmasına yönelik nitel bir sürecin izlendiği araştırma olarak tanımlanır.(Yıldırım ,Şimşek,2005,s.39).

Tarihsel araştırma; geçmişte yer almış bir görüş, bir akım,bir olay ya da bir kuruma yönelik araştırmaları kapsar.Bu konularla ilgili dokümanların kayıtların incelenmesini içerir.Geçmişi bize anlatan kayıtlar,dergiler,gazeteler ,mektuplar,makaleler,romanlar ve öteki,popüler kaynaklar ve kültür dokümanları tek tek ya da bütün halde bu araştırma kapsamı içinde sayılabilir .Kişinin bu dokümanları anlaması yorumsal bir bakış açısı gerektirir.Bu bakış açısı ise,tarihsel malzemenin nasıl toplanacağı,okunacağı ve çözümleneceğini biçimlendiriri.(Denzin ,Lincoln,1998).(Kırışoğlu,2009,s.167)

Tanımlara göre bu araştırma da kaynak tarayarak soruların çözümüne ulaşılmaya çalışılmıştır.

3.2.Evren ve Örneklem

Araştırmanın evreni Hitit medeniyetidir. Anadolu Medeniyetleri Müzesindeki ve Çorum da bulunan bazı taş ve seramik eserleri araştırmanın örneklemini oluşacaktır.

27

3.3. Veri Toplanması

Araştırmada elde edilen veriler kaynak tarama yöntemi ,kütüphane araştırması ve müze ziyaretleri sırasında ilk elden ulaşılmaya çalışarak elde edilmiştir.

3.4. Verilerin analizi

Çalışmanın ana bölümünde Hitit uygarlığının tarihine değinilmiştir. Döneminin özellikleri anlatılmaya çalışılmıştır.İlgili araştırmalar kısmında ise Hitit sanatına ve seramik,heykel ,kaya kabartmalarına örnek olan eserlerin üretiminden ve konularından bahsedilmiştir. Daha sonra Plastik sanatlara konu olan Hitit Uygarlığının Cumhuriyetten bu yana eserlere nasıl konu oldukları ele alınmıştır.

Çalışmanın analizinde 15 sanatçının birer eserleri incelenmiştir. Çalışmalar yağlıboya ve heykel ,karakalem ve özgün baskı çalışmalarından oluşmaktadır.Cumhuriyetten günümüze doğru sırayla sanatçılar ve eserleri analiz edilecektir.Çalışmalarda Hitit uygarlığına ait olan kısımlar belirtilecektir.Plastik sanatların dalı olan heykel,baskı,karakalem ve resim çalışmaları analiz edilecektir.Hitit sanatına ait unsurların Türk sanatçılarını nasıl etkilemiş kısaca bahsedilecektir.

Hitit uygarlığının en önemli yönü sanat olmuştur.400 yıl yaşayan bu uygarlığın zamanını aşıp günümüz sanatçıları ile alınması plastik sanatlara sayısız katkı sağlamıştır. Bu katkıyı seçilen sanatçıların birer eserlerinde çözümlemeye çalışılacaktır. Önemli kısım sanatçıların bu uygarlıkla ilgili bir çok eseri bulunmaktadır.Temsili olarak birer çalışmaları seçilmiştir.

28

3.4.1.Eser Analizleri

Cemal TOLLU (1899 -1968 )

Eserin adı: Ankara Keçileri Boyutları: 90,5 x 121 cm.

Ön yapı: Çalışmanın ön planında keçiler yer almaktadır. Hemen aynı hizada frontal duruş sergilen iki çoban resmedilmiştir. Önde iki keçi,arkada başka yöne bakan bir başka keçi resmedilmiştir. Resme farklı bir yön katmıştır.

Arka yapı: Tablonun arka kısmında bir keçi ve gökyüzü resmedilmiştir. Renkler mavinin ve sarının tonları ile birlikte dengelenmiştir. Figürlerde deformasyon vardır.Özellikle oran orantısızlığın figürlerin baş ölçülerinden anlaşılmaktadır.

Değerlendirme:Araştırılan bulgulara göre sanatçı çalışmalarında Hitit uygarlığından etkilenmiştir.Hititlerde önemli olan çobanlık mesleğini dönemine göre tekrardan yorumlamıştır.Eserlerdeki kabartma özelliklerini çalışmasına yansıtmıştır.Kübik üslubuyla ,yalın süssüz bir şekilde günlük hayatı resmetmiştir.Renkler canlı ve sadedir.Bozkırı kullanarak uygarlığa gönderme yapmıştır.

29

Cevat DERELİ (1900- 1989)

Eserin adı:Balık Tutan Adam,

Boyutları:89x115cm.Yağlıboya tuval, İstanbul Resim ve Heykel Müzesi.

Ön yapı: Çalışmanın ön kısmında balık tutan bir figür yer almaktadır. Siyah bir kedinin de varlığı hissedilmektedir.Ağ balıklarla doludur.Hareket ettiği farklı yönlerde resmedilerek hissettirilmiştir.

Arka yapı: Arka bölümde geniş bir arazi resmedilmiştir. Dağlar ve ağaçlar daha geridedir. Sol üst köşede martı uçar vaziyettedir.

Çalışmada renkler sade ve az sayıda rengin tonlarıyla resmedilmiştir. Resimde figür Yine kübik bir üslupla ele alınmıştır.Resim çok parçalı olması hareket katmıştır.Figür hem yandan hem de karşıdan hissettirilmeye çalışılmıştır.

Değerlendirme:Sanatçı resimde günlük bir sahneyi ele almıştır.Kullandığı uslüpla ve keskin cesur geometrik hatlarla Hitit sanatın figürlerine gönderme yapmıştır.Arka planda kullandığı renk tonları ile Bozkırı anımsatan öğeler kullanmış olması Hitit uygarlığından etkilenilmiş olunduğu hissi uyandırmaktadır.

30

Bedri Rahmi EYÜPOĞLU (1911-1975)

Eserin adı:Aşık Veysel

Değerlendirme:Yerel kültürümüzü ,Anadolu’yu en güzel anlatan sanatçılarımızdandır.Çalışmalarında kübizm hakimdir.Çalışmaları yöresel motiflerle doludur.Halaylar ,ozanlar,kemençeciler ,bitkiler,kuşlar gibi.Anadolu’nun değerlerini çağdaş bir anlatınla resmetmiştir.Çalışmaları birer mozaiği andırır.Çok Renklidir.Şiir gibi anlatır.Şair yönü ve ressam yönü sanatçıyı değerli kılmıştır.

Anadolu’yu anlatması nedeniyle sanatçının incelenmesi önemlidir. Belki Hitit sanatının etkileri yoktur ama o dönem ortak konular çalışmalarına yansımıştır.

Çalışmadaki Figür Aşık Veysel’dir .Ressam için Aşık Veysel’in yeri ayrıdır.Sazı elinde türkü söylerken resmetmiştir.Renkli bir çalışmadır.Oturur vaziyette elinde sazı vardır .Etrafında sarmaşıklar bulunmaktadır.Sarmaşıklara kanan kuşlar.Sanatçı adete aşık Veysel ‘in sesinin bülbül gibi olduğuna ,bülbüllerin aşkına dikkat çekmeye çalışmıştır.Çalışmanın alt kısmında kocaman bir göz yer almaktadır.Yine sağ üst köşede açık bir göz yer almaktadır.Ama Aşık Veysel’in Gözlerinin görmeyişine dikkat çekse de sanatçı onun gördüğü hissini uyandırmaya çalışmıştır. Gözlerinin varlığına değinmiştir.

31

Maide AREL(1907-1997)

Eserin adı: Bağ Dönüşü Boyutları:92x73

Ön yapı: Önde üzüm toplayan figür bulunmaktadır. Yöresel kıyafetler içindedir.Üzüm dolu bir sepet bulunmaktadır. Çalışma yağlıboyadır. Renkler mavi ve sarının tonlarıdır. Arka yapı: Arka bölümde sanatçı yine geniş bir bozkır çalışmıştır. Arka kısım bölünüp saf ,renklere boyanmıştır.

Değerlendirme: Sanatçı kübik bir üslupla figürü resmetmiştir. Kadın figür kaslı ve keskin hatlar, profilden görünüş halinde çalışılmıştır. Yöresel unsurlar sadelik içinde ustaca harmanlanmıştır. Geometrik formlar kendi içinde dengelidir. Figür yine ilk çağ sanatındaki figür yorumlarını andırmaktadır.

32

Halil DİKMEN (1906-1964)

Eserin adı: Köylü Kadınlar Boyutları: 130x97

Ön yapı: Ön bölümde üç figür bulunmaktadır.

Arka yapı: Figürler belli bir mekan içinde tasvir edilmiştir.Figürler miri yapı ile bütünlük taşımaktadır.Çalışmada derinlik algısı yoktur.Düz geniş bir zemin halinde boyanmış olup çok parçalıdır.

Değerlendirme: Sanatçı çalışmasında yine kübik bir üslupla figürleri ele almıştır.Ayrıntı yok ama geometrik formlarla bütün hissedilmeye çalışılmıştır.Derinlik yok ama açı var. Çalışma yağlıboyadır. Büyük ,küçük formlarla bütünü yaklaşmıştır.Diğer sanatçılarda olduğu gibi ilk uygarlıkların figürlerini anımsatır.Hititlerde olduğu gibi figürler keskin ser hatlar kullanılmıştır.Duruş frontal duruştur.Yine kaya kabartmalarını andıran bir stille resmedilmiştir.Günlük sahneler Hitit döneminde kullanıldığı gibi sanatçıda günlük bir hayattan köylü kadınları çalışmıştır.

33

Nurullah BERK(1906-1982)

Eserin adı:Çömlekçi Boyutları: -

Ön yapı: Çalışmanın ön kısmında desenli , başlı üç çömlek bulunmaktadır.Orta kısımda ise oturmuş vaziyette poz veren bir figür bulunmaktadır.Yine bir çok formda çömlekler bulunmaktadır.

Arka yapı:Arka planda bir pencere bulunmaktadır.

Değerlendirme: Sanatçı bir çömlekçi dükkanının içini çalışmıştır. Eski bir mimari içinde resmedilmiştir.Figür sandalyeye oturmuş bir bacağını seramik raflarına yaslamıştır.Sanatçı geometrik figüratif anlayışla çalışmıştır.Geleneksel motiflerle birleştirmiştir.Çalışmada kuş başlı,gaga ağızlı çömlekler kullanılmıştır .Bu da Hitit ve bir çok uygarlıkta ki hayvan biçimli kaplara gönderme olmuştur.Eski bir kültürü yüzyıllar sonra resmederek sanatçı bu kültürün kaybolmayacağını resminde vurgulamıştır.

Renkler sıcak toprak tonlarıdır.Mavi ,yeşil ve turuncu çalışmaya hareketlik ve canlılık katmıştır.Sanatçı kübik üslubunu çalışmasında yansıtmıştır.Çömlek formları ,sandalye ve figür buna güzel bir örnektir.Parçalı ve geniş yüzeyleri boyayarak sanatçı bunu yine ifade etmiştir

34

Sabri BERKEL (1907-1993)

Eserin adı:Ege’de Tütün Toplayanlar Boyutları:200x 300 cm

Değerlendirme:Sanatçı soyut resmin öncülerindendir.Çalışmaları çok renkli ve parçalıdır.Kendine özgü üslubu vardır.Özgün bir sanatçıdır.Çalışmada Ege insanın imece usulü tütün toplaması resmedilmiştir.Figürlerin belli bir açısı yoktur sanatçı görmek istediği açıda resmetmiştir.Figürler orantısız ve deforme edilmiş ,geometrik formlardadır.Çalışmanın ön kısmı yoğun parçalı iken arka kısım da düz bir renk kullanılarak denge sağlanmaya çalışılmıştır.Süsleme hakimdir.Tekrarlar vardır.Yerel kültür bu çalışmada baskındır.Ege insanı ve kıyafet formu ,Başlıkları ile hissettirilmeye çalışılmıştır.Çalışma Anadolu kültürünü yansıttığı için incelenmiştir.Türk plastik sanatlarına katkılarının sayısız olduğu düşünülmektedir.

35

İbrahim BALABAN(1921,-)

Eserin adı: Hasat Boyutları: 26cm -48cm

Ön yapı:Çalışmanın ön kısmında dikenli bir bitki bulunmaktadır.Orta kısımda çift süren iki hayvan figürü ve insan bulunmaktadır.

Arka yapı:Arka yapıda geniş yeşil alan çalışılmıştır.

Değerlendirme:Sanatçı çalışmalarında Anadolu insanını bolca resmetmiştir.Figürleri kekin geometrik ve kaba hatlarla birlikte çalışılmıştır.Figür profilden resmedilmiştir.Çalışmada yine parçalı bölümler hakimdir.Kullandığı anlayışla yine eski uygarlıkların figür anlayışını andırmaktadır.Kaba ve kalın.keskin, şekilli hatlar kullanarak o dönem sanat anlayışını andırmaktadır. Sanatçı Anadolu’yu çok kullanmamıştır.

36

İhsan ÇAKICI(1944,-)

Eserin adı:Anadolu Soyutlamaları

Değerlendirme: Sanatçı Hitit Sanatından oldukça etkilenmiştir.Tarihe eserlere,anıtlara,uygarlıklara ,geçmiş kültüre oldukça ilgisi vardır.Çalışmaları geometrik bir anlayış haklimdir.Düzenleme ağırlıklıdır.Tarihi eserleri ve o döneme ait parçaları kullanmıştır.Bu nedenledir ki sanatçı çalışmalarında kullandığı renklerle dokuyu yakalamaya çalışmıştır.Sanatçı çalışmalarında özgün baskı kullanmıştır.

Bu çalışmasında Hitit sanatından örnekler vardır. Arka zemin kırmızı olup önde taş.anıt hissi uyandıran gri ,yeşil tonlar kullanılmıştır.Üst kısımda Hitit Kral ve Kraliçesi vardır.Alt kısımda ise Hitit kitabesi bulunmaktadır.Hititlerde Kral ve Kraliçe önelidir.Kadına değer vardır.Bu nedenle sanatçının ikisini birlikte kullanmasıyla eşitliğe dikkat çekmiştir.Soyutlama ve düzenlemelerle birlikte Hiti sanatının çağdaş ve özgün bir yorumla ifade etmiştir.

37

Süleyman Saim TEKCAN (1940,-)

Eserin adı: Hitit’e Gönderme

Değerlendirme: Sanatçının Anadolu kültürüne karşı bir ilgisi vardır.Tüm çalışmalarına bakıldığında bu anlaşılabilmektedir.Bir dönem Anadolu uygarlıklarını da resmetmiştir.Bu çalışması da o seridendir.

Çalışma özgün baskıdır. Hitit Soyutlamasıdır.Alacahöyük Geyiği ve güneş kursu soyutlaması resmin merkezindedir.Çalışmada hakim renler kırmızının tonlarıdır.Yine sanatçı o yapıyı andırmak için çalışmasına soyut dokular vermiştir.Hiti sanatına ait unsurları kullanarak Hitit sanatına çağdaş bir yorum katmıştır.

38

Mustafa ASLIER(1925-2015)

Eserin adı:Saz Çalan Boyutları:31x18 cm

Değerlendirme: Çalışma özgün baskıdır. Ahşap baskı tekniği kullanılmıştır.Sanatçı Anadolu’yu ve insanı çalışmıştır.Figürlerinde keskin geometrik hatlar kullanılmıştır.Sanatçı İlk uygarlıklardan bir imge kullanmamış olsa da figürlerinde ilk uygarlıklardaki insan figürlerini andıran unsurlar yer almaktadır.Alacahöyük’te bulunan kabartmaları andırmaktadır. Sanatçının figürleri kübik kullanışı ve insan yorumu ilk çağ uygarlığındaki insan formlarını andırmaktadır Burada görülmekte olan kültür ve sanatın bir birikim olarak günümüze kadar farklı yorumlanarak gelmesi sanatın bir zenginliğidir.Sanatçının bu çalışması bu yüzden bu başlık altında değerlendirilebilinir..

39

Azimet KARAMAN (1963, -)

Eserin adı:Suskunluk Serisinden

Değerlendirme:Sanatçı heykel sanatçısıdır.Ahşap ve kil sanatçının ilgi alanıdır.Bu çalışması da pişmiş topraktır.Sanatçı Anadolu uygarlıklarından kadın figürlerini,tanrıçaları çokça çalışmıştır.Soyutlayarak ve biçim üzerinde deforme yaparak çalışmaya özgün ve çağdaş bir yorum katmıştır.İlk Çağ uygarlılarında kadın değerlidir.Verilen bu değere ve sevgiye,aşka sanatçı kendi yorumunu katarak malzemeye şekil vermiştir.

Benzer Belgeler