• Sonuç bulunamadı

2. LİTERATÜR VE KAYNAK DEĞERLENDİRMESİ

2.5. B EŞ P RENSİBE D ÂHİL O LMAYAN İ‘ TİZÂLLER

2.5.1. Peygamberlerin Durumu

Peygamberlerle ilgili Sekûnî’nin Zemahşerî’ye yönelttiği eleştirileri iki kısımda ele alabiliriz. Birinci kısımdaki eleştiriler daha çok ismet sıfatıyla ilgiliyken ikinci kısımda peygamberlerin meleklere karşı konumu tartışma konusu yapılmıştır. Peygamberlerin korunmuşluğu anlamına gelen ismet sıfatı, Ehl-i sünnet âlimlerince onların küçük, büyük her türlü günahtan uzak tutulmaları olarak anlaşılmasına karşın Mu‘tezile, peygamberlerden küçük günah sâdır olabileceğini iddia etmiştir. Özellikle Hz. Âdem’in dünyaya gönderilmesi hâdisesinin gündeme geldiği tüm âyetlerde Zemahşerî’nin onların küçük günah işleyebileceğine hükmetmesi Sekûnî’nin tepkisini çekmiştir. Tartışmanın yaşandığı âyetlerden ilki şudur:

﴾ نوُن زْح ي ْمُه لْ و ْمِهْي ل ع ف ْو خ ل ف يا دُه عِب ت ْن م فىًدُهي ۪نِم ْمُكهن يِتْأ ياهمِا ف﴿

﴾Tarafımdan size bir yol gösterici (peygamber) gelir de kim ona uyarsa, onlar

için herhangi bir korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir.﴿416

Zemahşerî bu âyeti tefsir ederken peygamberlerin işleyecekleri günah türlerinden bahseder. Ona göre peygamberler büyük günah işlemezler ancak kendilerinden küçük günah sâdır olabilir. Nitekim Hz. Âdem’in cennetten çıkarılmasına işlemiş olduğu küçük günah sebep olmuştur.417

Ancak Mu‘tezile’ye göre küçük günah cennette kalmaya engel değildir. O halde Hz. Âdem niçin dünya hayatına

416 Bakara 2/38.

93

gönderilmiştir? Zemahşerî böyle olası bir sorunun geleceğinin farkındadır. Ona göre küçük günah neticesinde Hz. Âdem’in cennetten çıkarılmasında şöyle bir fayda vardır: Hz. Âdemin zürriyeti hatalardan sakınsın ve o küçük günahın dahi azametini bilsinler diye Allah insanlara lütufta bulunmuştur. Küçük bir hata dahi cennetten çıkarılmaya sebep oluyorsa büyük günah günah işlemiş birisi oraya nasıl girebilir!418

Sekûnî öncelikle peygamberlerin küçük, büyük bütün günahlardan korunduğu ve bu hususta icma bulunduğunu hatırlatır. Ardından Zemahşerî’nin âyetleri yanlış yorumladığını, zahiren onu destekler gibi görünen âyetlerin de tevile muhtaç olduğunu vurgular. Mesela Zemahşerî’ye göre Allah Teâlâ “dilediğinizden yiyin”419 buyurarak Hz. Âdem ve eşinin elinde yasak ağaca yaklaşmaları için hiçbir mazeret bırakmamıştır. Müellif Sekûnî, Zemahşerî’nin bu yorumunu isabetli bulmaz. Zira şu âyet Hz. Âdem’in Allah’ın buyruğuna muhalif görünen yasak ağaca yaklaşma fiilini kasıtlı işlemediğini açıkça beyân etmektedir: “Andolsun biz, daha önce de Âdem´e ahd vermiştik. Ne var ki

o, (ahdi) unuttu. Onda azim de bulmadık.”420

Hem bazılarına göre Allah tek bir ağacı değil, belli bir ağaç türünü yasaklamış, Hz. Âdem ise belli tek bir ağacın yasaklandığını düşünerek o ağacın emsali diğer ağaçlara yaklaştığı için cennetten çıkarılmıştır. Dolayısıyla Hz. Âdem kasıtlı olarak değil, bilmeden o ağaç türüne yaklaşmıştır.421

Her ne kadar Sekûnî peygamberlerin küçük günah işleyebilecekleri görüşünü Mu‘tezile’ye nispet edip Zemahşerî’yi eleştirse de İbnü’l-Müneyyir’e göre peygamberlerden küçük günah sâdır olabileceği düşüncesi Ehl-i sünnet içindeki bazı gruplar tarafından da savunulmuştur. Bunlara göre peygamberlerden küçük günah sâdır olması nübüvvet açısından sakınca oluşturmamakta, aksine peygamberleri daha fazla sevaba yönelen kullar kılmaktadır. Mesela Hz. Dâvud tâbi tutulduğu imtihandan sonra daha çok tevbe etmiştir. Bununla birlikte İbnü’l-Müneyyir, Zemahşerî’nin Hz. Âdem’den küçük günah sâdır olmasına rağmen cennetten niye çıkarıldı şeklinde bir soru gündeme getirmesinin arkasında i‘tizâl olduğunu düşünür. Çünkü Zemahşerî’ye göre büyük günahlardan kaçınmak küçük günahları ortadan kaldırmaktadır.422

418 Zemahşerî, Keşşâf, I, 256, 57. 419 Bakara 2/35. 420 Tâhâ 20/115. 421 Sekûnî, Temyîz, I, 314. 422 İbnü’l-Müneyyir, İntisâf, I, 257.

94

Peygamberlerden küçük veya büyük herhangi bir günahın sâdır olup olmayacağı Hz. Âdem kıssası dışında peygamberlerin Allah’tan istiğfâr dilemesi veya O’ndan bağışlanma talebinde bulunmalarını bildiren âyetler çerçevesinde de tartışılmaktadır. Meseala Hz. İbrahîm’in yapmış olduğu şu dua buna iyi bir örnektir:

﴿ ا نهب ر ا نْل عْجا و ِنْي مِلْسُم ك ل ْنِم و آَ نِتهي ِ رُذ ًةهمُا ًة مِلْسُم ك ل ا ن ِر ا و ا ن كِسا ن م ْبُت و ا نْي ل ع كهنِا تْن ا هوهتلا ُبا مي ۪حهرلا

﴾Rabbimiz! Bizi sana teslim olmuş kimseler kıl. Soyumuzdan da sana teslim

olmuş bir ümmet kıl. Bize ibadet yerlerini ve ilkelerini göster. Tövbemizi kabul et. Çünkü sen, tövbeleri çok kabul edensin, çok merhametli olansın.﴿423

Zemahşerî’ye göre Hz. İbrahim’in Allah’tan tevbelerini kabul etmesini dilemesi kendilerinden sâdır olan küçük günahlar nedeniyledir.424 Sekûnî ise, peygamberlerin günahlarından dolayı tevbe etmesini isabetli bulmaz, çünkü onlar küçük-büyük bütün günahlardan korunmuşlardır. Âyetteki tevbenin anlamına gelince, tevbe bir makamdan başka bir makama yükselmek için de yapılır. Nitekim Hz. Peygamber “tevbe edin, ben

günde yetmiş defa Allah’a tevbe ederim” buyurmuştur. O halde tevbe sadece günahlar

için değil, günahsızlar için de caizdir.425

Hakikaten Hz. İbrahim teslimiyette öyle bir makama ulaşmıştır ki ateşe atıldığı esnada melekler O’na gelmişler ve “ihtiyacın var mı ey İbrahim!” dediklerinde İbrahim şöyle demiştir. “Size ise hayır.” Ardından Allah “Ey

nâr! İbrahim üzerine serin ve selametli ol” buyurmuştur.426 Öyleyse Hz. İbrahim’e hitaben “Rabbi ona "Teslim ol" demişti” âyetindeki teslimiyet “Ey imân edenler imân

edin”427 âyetinde olduğu gibi İslam’da müdavim ol şeklinde anlaşılmalıdır.428 Yoksa Zemahşerî’nin düşündüğü gibi “marifete ve İslam’a götüren delillerin aklına gelmesi”

429

şeklinde anlaşılmamalıdır. Çünkü o her zaman marifet sahibi ve Müslüman’dı. Peygamberlerle ilgili Sekûnî’nin eleştirlerini serd ettiği ikinci mesele peygamberlerle melekler arasındaki üstünlük tartışmasıdır. Zemahşerî meleklerin

423 Bakara 2/128.

424 Zemahşerî, Keşşâf, I, 323. 425 Sekûnî, Temyîz, I, 314. 426

Enbiyâ 21/69.; Sekûnî, Temyîz, I, 352.

427 Nisâ 4/136.

428 Sekûnî, Temyîz, I, 351. 429 Zemahşerî, Keşşâf, I, 328.

95

peygamberlerden üstün olduğunu düşünürken Sekûnî’ye göre peygamberler meleklerden üstündür. Efdaliyyet tartışmasının yaşandığı bir âyet şudur:

ِٰاللَّ ِنْذِاِب كِبْل قى َٰل ع ُه ل هز ن ُههنِا ف لي ۪رْبِجِلا ًّوُد ع نا ك ْن م ْلُق﴿

﴾De ki: "Her kim Cebrail'e düşman ise, bilsin ki o, Allah'ın izni ile müjde

verici olarak senin kalbine indirmiştir.﴿430

Zemahşerî üstteki âyet için “peygamberlere düşmanlık bile küfrü gerektirirken onlardan daha şerefli olan meleklere düşmanlık daha kötüdür” şeklinde bir yorumda bulunur.431Sekûnî, filozofların bazı fırkaları, bir kısım müteahhir dönem düşünürleri ve Mutezile’nin melekleri peygamberlerden üstün tuttuklarını ancak Ehl-i Hakk’ın çoğuna göre peygamberlerin daha üstün olduğunu hatta Bâkıllânî’den iktibasla bu hususta icma bulunduğunu söylerek Zemahşerî’yi reddeder.432

Zemahşerî’nin peygamberleri meleklerden üstün tuttuğuna dair sarih ifadesi, Sekûnî gibi Tîbî, Çarperdî ve Hemedânî’nin de dikkatini çekmesi onun i‘tizâl tespitinde haklı olduğunu göstermektedir.433

Benzer Belgeler