• Sonuç bulunamadı

Sistemin dezavantajları

2.6. Ücret Yaklaşımları ve Ödüllendirme

2.6.1. Performans ve Ücret İlişkis

PDÜ, performans değerlendirme sistemi ile yakından ilişkilidir. Her iki sistemden herhangi birindeki bir uygulama hatası diğerini etkilemektedir. Performans değerlemesinin ücreti etkilemesi, bazı durumlarda performans değerleme sisteminin hedeflerine ulaşmasına engel olur ( Mutlu, 2004: 66 ).

PDÜ sisteminin doğru bir şekilde işleyebilmesi için insan, deneyim, amaç, ücret gibi faktörlerin olması gerekmektedir ayrıca bu faktörler örgütsel ve çevresel koşullarla beraber bireysel performansa dayalı ücretlendirme sistemine etki etmektedir ve son olarak sonuçta oluşan performansta motivasyon unsurları gözlemelenebilecektir.

Şekil:8 Performansa Dayalı Ücret Sisteminin Genel Çerçevesi ( Kumbul, 2001: 4 )

Kalkınmış ve kalkınmakta olan ülkelerde performans artışı olgusunun bilincine varılması, dolayısıyla performans ölçümü ve performans arttırıcı tekniklerin geliştirilip

yaygın olarak kullanılması gereğinin kavranması oldukça yeni bir gelişmedir. Gerçekten de ulusal ve uluslararası pazarlara yönelik üretim yapılması, üretimde kullanılan faktörlerin giderek kıtlaşması ve buna bağlı olarak ortaya çıkan faktör fiyatlarının pahalılaşması, günümüzde özellikle kalkınmış ülkelerde kaynakların daha verimli kullanımı sorununu gündeme getirmiştir ( Yalçın, 1994: 178 ).

Ulusal ya da uluslararası pazarlarda satmak amacıyla üretim yapan her işletme, belirli bir noktadan sonra, üretimde kullandığı her tür kaynağı diğer işletmelerden daha verimli kullanmak zorundadır ( Tınaz, 1999: 398 ). Ancak böylelikle varlığını sürdürebilir, kendini geliştirerek yeniden üreBankailir. Aynı şekilde toplumların refah düzeylerinin daha da yükseltilmesinin, ülkelerin ekonomik ve siyasal bağımsızlıklarını koruyabilmesinin temel faktörlerinden biri de, o toplumun ve ülkenin sahip olduğu kaynakları öteki toplum ve ülkelerden daha verimli kullanmasıdır ( Kestane, 2003: 74 ).

Endüstride performans konusunun hiç şüphe yok ki işçilik giderleri ile çok yakın ve doğrudan ilişkisi bulunmaktadır. Performans-ücret ilişkileri, özellikle 1950' lerden bu yana birçok Avrupa Birliği ( AB ) ülkesinde arz yönlü enflasyon modellerinin bir öğesi haline gelmiş ve ücretlerin performans artış oranının üzerinde bir hızla artırılması enflasyonun temel nedenleri arasında sayılmıştır. Bu nedenle, toplu pazarlık sürecinde performans artışı ücreti belirleyen önemli bir unsur olarak ortaya çıkmış ve gelirler politikası çerçevesinde güncelliğini korumuştur ( Tekin, 1999: 40 ).

Bu anlamda performans-ücret artısı ilişkisine dayanan bir ücret politikasının işçi, işveren ve genel ekonomi bakımından faydaları şu şekilde sıralanabilir: Çalışanın artan verimden pay alacağını bilmesi, ona güven hissi aşılar. Bunun için çalışan daha fazla ücret elde edebilmek amacıyla, eskiye oranla daha akılcı çalışarak üretimin artırılmasına katkı verir ( Sabuncuoğlu, 1997: 126 ).

Performans-ücret artısına dayalı bir ücret politikası, optimal maliyet; bu ise daha fazla mal satabilme, daha fazla üretim ve daha fazla istihdam demektir. Performans-

ücret artışı ilişkisi aynı zamanda kurulu kapasiteden tam yararlanma imkanı sağlar. Atıl işgücü veya gizli işsizlik ortadan kaldırılabilir. Performans-ücret artışı ilişkisi ekonomik büyümeyi hızlandırır. Ekonomik büyüme, kıt olan üretim kaynaklarının daha etkili kullanılması demektir ( Akal, 1998: 1981 ).

Özellikle kıt olan nitelikli işgücünden daha etkin yararlanmak, gelişmekte olan ülkeler için ayrıca önem taşımaktadır. Çalışanların nominal gelirleri sabit iken, performanstaki artışlar fiyatlarda tedrici düşüşlere yol açar. Ancak, bu durum, Türkiye gibi ekonomilerde kardan fedakarlık edilmesi anlamına da gelmektedir. Tam rekabetin söz konusu olduğu hallerde, performansta meydana gelen artış sonucu maliyet düşer. Bu da arzın, dolayısıyla istihdamın artması demektir ( Akyıldız, 2001: 148 ).

Performans-ücret artışı ilişkisi; işçiler açısından daha fazla ücret artışı, daha fazla iş güvenliği, daha huzurlu çalışma ortamı, maliyetlerin daha fazla düşmesi, dolayısıyla fiyatların düşmesi demektir. İşverenler ise, performans-ücret artışı ilişkisini, artan performanstan hisse alma, daha düşük maliyet, daha fazla ürün elde etmek, kurulu kapasiteden tam yararlanmak, kıt kaynakların rasyonel kullanılması, daha işlevsel bir ücret yapısı, maliyetlerin düşmesi nedeniyle o endüstri veya işletmenin rekabet gücünün ve ihracat imkanlarının artması olarak kabul etmektedirler ( Tortop, 1999: 49 ).

Performans-ücret ilişkisinin kurulmasında “Üçlü Diyalog” belirleyici rol üstlenmelidir: Endüstri ilişkileri sistemini oluşturan işçi-işveren-hükümet üçlüsünün performans artışlarına ilgisi büyük önem taşımaktadır. Çünkü, işyeri düzeyinde başlayan performans artışı, işkolu düzeyine, oradan da ulusal düzeye kadar tüm sosyo- ekonomik yapıyı etkileyecek öneme sahiptir. Taraflar arasında güçlü ve köklü endüstri ilişkilerinin kurulması verimliliğin artırılmasında başlıca unsurdur ( Tutum, 1979: 88 ).

Endüstri ilişkilerinin geliştirilmesi ise taraflar arasında etkili bir diyaloğun tesisine; toplu sözleşme düzenine müdahale olmamasına; sosyal güvenlik sistemlerinin mali yönden güçlü bir yapıya kavuşturulmasına ve rasyonel bir ücret sisteminin

kurulmasına bağlıdır. Gelişmiş endüstri ilişkilerine sahip bir ülkede performans-ücret ilişkisinin daha kolay şekilde ve uzlaşmacı yolla oluşturulacağı, neredeyse kesinlik kazanmış bir husus haline gelmiştir ( Kestane, : 2000: 1 ).

Emek faktörü, üretim sürecinin en önemli unsurlarından birisidir. Emek faktörünün performans artışına katkıda bulunacak önemli etkenlerden birisi olması nedeniyle, performans artışından pay alması gerekecektir. Bu da ücretlerin emek verimliliğine bağlanmasıyla gerçekleşebilir ( DPT, 2000: 6 ).

Emek faktörünün üretime yönelen tüm faaliyetleri sonucu elde ettiği gelir olarak tamamlanan ücret ile işgücü verimliliği arasındaki ilişki iki yönlü olarak ele alınabilir: işgücü verimliliği ile ücret arasında teoride neden-sonuç ilişkisi vardır ( Yüksel, 2000: 161 ).

Gelişmiş ülkelerde ücret artışı performans artışını, performans artışı da ücret artışını beraberinde getirmektedir. Bu nedenle ücret ve performans arasındaki ilişki iki yönlüdür. Ancak az gelişmiş ve Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde verimliliğe örgütsel düzeyde önem verilmemesi ve performans artırma tekniklerinin kullanılmaması sonucu, performans ve ücret arasındaki neden-sonuç ilişkisi kurulamamaktadır. Ücret diğer bir açıdan motivasyon aracı olarak da ele alınabilir. Motivasyon ücret-performans ilişkisinin temel alındığı ücret sistemlerinde ücret, motivasyon aracı olmaktadır, performans-örgüt ilişkisi çerçevesinde dikkat edilmesi gereken başka bir nokta, performans-ücret ilişkisini düzenleyen koşullar dışında salt ücret sistemini düzenleyen uygulamalara da büyük ihtiyaç duyulduğu gerçeğidir ( Kobu, 1987: 608 ).