• Sonuç bulunamadı

Pedagojik Formasyon Müzik Alan Derslerinin İçerikleri Konusunda Öğretim

Araştırma kapsamında farklı üniversitelerin pedagojik formasyon birimlerinde müzik alan derslerini yürüten öğretim üyelerinin pedagojik formasyon eğitimi alan müzik öğretmen adaylarının özel alan ders içerikleri hakkında görüşleri ile ilgili bilgi ve yorumlara yer verilmiştir.

DS-1’in genel öğretim içeriği incelendiğinde; yöntem, yaklaşım ve tekniklerde Orff yaklaşımına ağırlık verdiği, bununla beraber genel öğretim tekniklerinden istasyon, akvaryum, balık kılçığı gibi teknikleri sıklıkla kullandığı görülmüştür. Müzik öğretmenleri özel alan yeterliklerinde; öğretim programında geçen yöntem ve teknikleri bilmek, çocukların öğrenme stillerine göre çeşitlendirmek ve uygulamak esastır. Buna göre DS-1’in farklı öğretim tekniklerini kullanması, öğretmen adaylarının mesleki gelişimlerinde önemli olduğu söylenebilir. DS-1’in, derslerini çeşitli kitapların yanında lise müzik öğretim programı ışığında sürekli uygulamaya dayalı olarak işlediği, öğretmen adaylarının ilgili ders değerlendirmelerini müzik öğretim programı çerçevesinde yaptığı görülmektedir.

Aynı şekilde DS-3 ve DS-4’ün uygulamalarının DS-1’in uygulamaları ile benzerlik gösterdiği görülmüştür.

DS-3’ün genel öğretim içeriğine baktığımızda Orff yaklaşımı ve yaratıcı drama üzerine çalışmalar yaptığı, teorik bilgileri uygulamayla birleştirerek öğrencileri aktif hale getirdiği görülmüştür. Öğretmen adaylarının değerlendirilmesinde çeşitli müzik eğitimi kitaplarından konular belirleyerek, adayların konu ile ilgili içerikleri oluşturup uygulamalarını istemektedir. DS-3, pedagojik formasyon program süresinin müzik eğitimi alan dersleri için yeterli olmadığı görüşündedir. Buna benzer görüş, DS-2 tarafından belirtilip aşağıda ele alınmıştır.

DS-4’ün genel öğretim içeriğine baktığımızda İstiklâl Marşı’nın yönetilmesi, okul şarkılarının öğretilmesi ile önemli gün ve haftalara yönelik etkinlikler düzenlediği görülmüştür. Müzik öğretim programı öğrenme alanları ve kazanımlarının ele alındığı, bununla birlikte teorik bilgileri sunum şeklinde uygulamalı hale getirmeye çalıştığı görülmektedir. Çağlak ve Şentürk (2017), araştımasında bu duruma ilişkin müzik öğretmen adaylarının önerileri arasında formasyon eğitiminin alana yönelik yapılması;

uygulamalı derslerin daha çok yapılması ve müziğin çocuklara nasıl öğretileceğine yönelik uygulamalar yaptırılması gerektiği ortaya çıkmıştır. Bu anlamda DS-4’ün bu uygulamaları yaparak öğretmen adaylarının mesleki yaşantılarına hazırlayıcı etkinlikler olduğu söylenebilir. DS-4, formasyon eğitimindeki olumsuzluklardan birinin de ‘Özel Öğretim Yöntemleri ve Materyal Tasarım’ dersinin resim-iş öğretmen adaylarıyla beraber yapılması olduğunu belirtmiştir

DS-2’nin genel öğretim içeriğine baktığımızda Orff yaklaşımını okul öncesi seviyesine ders verecek öğretmen adaylarına uyguladığı, ilköğretim seviyesine ders verecek öğretmen adayları için uygun olmadığı görüşündedir. Ancak Tekin (2006), müzik öğretmenlerinin, yaratıcılığın gelismesini engelleyen geleneksel yöntemler yerine dünyanın birçok yerinde kullanılmakta olan Orff, Kodaly, Dalcroze ve Suzuki gibi müzik yöntem ve yaklaşımlardan yararlanılması gerektiğini belirtmiştir. Bu yöntem ve yaklaşımların ortak yönleri, çocukta kazandırılmak istenen davranışları oyunlaştırarak, somutlaştırarak kazandırması, müziği seven bireyler yetiştirmesidir. DS-2 Orff çalgılarının maliyetinin yüksek olması nedeniyle temin edilemediğini belirtmektedir. Aynı şekilde Kalyoncu (2006), bazı maddi etkenlerin de Orff-Schulwerk`in yayılımını zorlaştırdığını belirtmiştir. Diğer müzik çalışmalarında olduğu gibi, elementer müzik alıştırmalarında kullanılacak çalgıların ve kaynak kitapların maliyetleri de oldukça yüksektir. Kalyoncu (2006), malzeme eksikliğinin Orff yaklaşımındaki çalışmaları başlatmak için engel olmadığını belirtmektedir. Bununla beraber mekanın da Orff- Schulwerk yaklaşımına uygun olması gerekmektedir. DS-2’nin, İstiklâl Marşı’nın yönetimi ve okul şarkılarına eşlik konularına önem verdiği görülmektedir.

Pedagojik formasyon program süresinin müzik eğitimi alan dersleri için yeterli olmadığı görüşündedir. Çağlak ve Şentürk (2017), araştırmasında müzik öğretmen adaylarının mesleki yeterlikleri kazanmalarında; formasyon eğitim süresinin kısa olması; müzik öğretmenliğine hazırlar nitelikte olmaması; uygulamalı derslerin az olması ve staj süresinin kısa olmasının olumsuzluğunu belirtmişlerdir.

Sadece okul öncesi öğretmenlerinin kullanmasını düşünen DS-2’nin aksine, üniversitelerde verilen pedagojik formasyon müzik alan derslerinde Orff-Schulwerk yaklaşımını DS-1, DS-3, DS-5, DS-6 ve DS-7’nin kullandığı görülmüştür.

DS-5’in genel öğretim içeriğine baktığımızda müzik eğitiminde sunuş-buluş- araştırma ve incelemeyle işbirlikli öğrenmeye yönelik çalışmalar yaptırmaktadır. Bununla birlikte Dalcroze, Orff, Kodaly, Suzuki, Caka yaklaşımlarını da ele aldığı, derslerini uygulamalı yaptığı ve müzik öğretim programında belirtilen öğrenme alanları çerçevesinde müzik özel öğretim tekniklerini (şarkı öğretimi, işitsel algı geliştirme ve müzik yazısı) kullandığı görülmektedir.

DS-6’nın genel öğretim içeriğine baktığımızda; eğitim bilimlerine ait teorik temel bilgilerle beraber Orff yaklaşımını kullandığı görülmüştür. Orff-Schulwerk`in yaklaşımlarında tek bir çalgıya sahip olmadan da önemli müzikal ögelerin çocuklara öğretilebileceğini düşünmektedir. Özellikle atık malzemelerden vurmalı çalgılar gibi materyal üretimi yaparak çalgı yapımı konusunda öğretmen adaylarını bilinçlendirmiştir. Öğrenci çalgısı olan flüt ve melodikanın öğretimi, nota öğretimi, solfej öğretimi konusunda çalışmalar yapmaktadır. İstiklâl Marşı’nın ve okul şarkılarının öğretimi ile yönetimi konusunda çalışmalar yapılmıştır. Mikro öğretim tekniğinin sınıflarda kullanıldığı belirtilmiştir.

DS-7’nin genel öğretim içeriğine baktığımızda; müzik eğitimi özel öğretim yöntem ve yaklaşımlarından bahsettiği görülmektedir. Öğretmen adaylarının bu yaklaşımları sunum şeklinde hazırladıkları ve bir okul şarkısını bu yaklaşımın gerektirdiği şekilde öğretmesi istenmektedir. DS-7’nin kanon, çift sesli çalışmalar ve İstiklâl Marşı’nın öğretimi üzerinde durduğu görülmektedir. Müzikle alakalı bir özel öğretim yöntemi kitabının olmaması yabancı kaynaklara ulaşmasına neden olmuştur ve tekdüze olduğunu düşündüğü için ilköğretim kitaplarından hiç yararlanmadığını belirtmiştir. Umuzdaş ve Levent (2012), çalışmasında müzik öğretmenlerinin ders kitaplarındaki şarkılarla ilgili olumsuz görüşlere sahip olduklarını belirtmişlerdir. Buna sebep olarak da ders kitaplarında yer alan şarkıların nitelik ve seçimi ile ilgili olduğu düşünüldüğü belirlenmiştir. Aynı şekilde Göher (2006), çalışmasında müzik öğretmenlerinin müzik ders kitaplarından eğitim süreci içinde yeterince faydalanamadığını ortaya koymuştur. Bu çalışmada da pedagojik formasyon alan eğitimcisinin aynı görüşte olduğu görülmektedir.

DS-8’nin genel öğretim içeriğine baktığımızda; Kodaly ve Dalcroze yöntem ve yaklaşımlarını benimsediği görülmektedir. Sınıf içinde uygulamaya dönük, öğrencinin aktif olduğu ve ders anlatımlarının yapıldığı bir süreç izlenmiştir. Öğretmen adayını

özellikle sınıf yönetimi ve sınıfın örgütsel yapısı üzerinde bilinçlendirdiği görülmektedir. Çünkü konservatuvar mezunlarının sınıf ortamına hakim olamadıklarına ilişkin gözlemlerini belirtmiştir. Eğitim fakültelerinde verilen formasyon derslerinin sıkıştırılmış olmasının programın amacını yansıtmadığı ve etkili olmadığını belirtmektedir. Çağlak ve Şentürk (2017), öğretmenlerin bu duruma ilişkin önerileri arasında staj süresinin uzun olmasının önemini vurgulamışlardır. DS-8, öğretim yöntemleri ile ilgili teorileri, kaynak kitaptan çok müzik eğitimi alanında yapılmış bilimsel yayınlardan takip ettiğini belirtmiştir. DS-8 ayrıca teorik bilgiden çok kendi öğretmenlik tecrübelerinin aktarılmasının daha faydalı olacağını belirtmiştir.

Sonuç olarak, bir eğitim-öğretim yılı içerisinde yapılan pedagojik formasyon programında eğitim veren özel alan öğretim elemanlarının müzik eğitim ve öğretim yöntem ve yaklaşımlarını öğretmen adaylarına aktarması ve uygulamaya dönük çalışmaların yapılmasının, gerekli mesleki yeterlikleri kazanmadırmada yeterli olmadığı sonucuna varılmıştır. Bununla beraber müzik öğretmenleri özel alan yeterliklerinde yer alan bilişim teknolojileri araçlarını kullanabilme konularında alan eğitimcilerinin bir uygulama yapmadıkları görülmüştür.

Benzer Belgeler