• Sonuç bulunamadı

1.1.5. Finans Endüstrisinin leyii

1.1.5.1. Para Piyasalar

Finansal piyasalardaki temel mantık, fonların tasarruf sahiplerinden tasarruf talep edenlere aktarılması sürecidir. Bu noktada, değişik finansal piyasa tipleri değişik roller oynar. Bunlardan en sık tercih edileni; para piyasası, sermaye piyasası ayrımıdır. Bu ayrım finansal piyasalarda işlem gören finansal aktiflerin vadelerine göre yapılır. Para piyasalarında daha çok bireysel yatırımcılar, firmalar ve hükümet; likidite ihtiyaçlarını ayarlamak için bir yıldan az vadeli aktiflerin ticaretini yaparlar.38

Para piyasaları; kısa süreli fon arz ve talebinin bir araya geldiği ortam olarak tanımlanmaktadır. Kısa süreden kasıt, bir yıla kadar olan süre olup, bu piyasada vadesi bir yıl veya daha kısa süreli menkul kıymetler ve kredi işlemleri söz konusu olmaktadır. Vadenin bir yıldan kısa olması ise para piyasası enstrümanlarının yüksek likiditeye sahip olmasına yol açar.39 Bu piyasada işlem gören menkul kıymetlerin

ss. 397-398.

37 Bolak, s. 44.

38 Cooper, Fraser, Uselton, ss. 22-23.

21

vadeleri yakın olduğundan likidite özelliği daha fazladır. Bu piyasaların, geri ödenmeme riskinin çok az olması, vadenin kısa olması ve paraya dönüştürme maliyetinin düşük olması olmak üzere üç temel özelliği bulunmaktadır.40

Genel bir ifade ile, vadesi bir yıldan az olan fonlar para piyasasında, vadesi bir yıldan fazla olan fonlar ise sermaye piyasasında işlem görmektedir. Ancak bu kriterin para ve sermaye piyasası ayrımı noktasında giderek önemini yitirdiği görülmektedir. Bunun iki sebebi bulunmaktadır. Birincisi, uzun ve kısa vadeli finansal araçların iç içe girmesidir. Örneğin finansman bonosu kısa vadeli bir yatırım aracı olmakla birlikte sermaye piyasası aracı olarak ifade edilebilmektedir. İkincisi ise, vadenin kısa veya uzun olmasının ülkenin ekonomik koşullarına göre değişebilmesidir.41 Hatta sermaye piyasası kavramının zaman zaman para piyasasını

da içine alacak şekilde finansal piyasa kavramı ile eş anlamda kullanıldığı da görülmektedir. Ancak tüm bunlara rağmen para ve sermaye piyasaları arasında bazı temel fonksiyonlar açısından farklılıklar bulunmaktadır. Bu farlılıklar Tablo 1.1.’de karşılaştırmalı olarak gösterilmektedir.

Tablo 1.1: Finans Endüstrisinin Piyasa Yönü

Karşılaştırma Şekli Para Piyasası Sermaye Piyasası

Süre Kısa süreli Uzun süreli

İşlev Geçici nitelikteki likit sıkıntısının giderilmesi için başvurulur

Sabit yatırım ve net işletme sermayesi gereksinimi için başvurulur

Kaynak Devamlılık göstermeyen resmi, ticari ve vadesiz mevduatlardır

Devamlılık gösteren gerçek tasarruflardır

Araç Ticari senetler Hisse senedi, tahvil gibi menkul

kıymetler

Faiz Düşük Yüksek

Risk Düşük Yüksek

Kaynak: Serpil Canbaş ve Hatice Doğukanlı, Finansal Piyasalar, Beta Yayınları, İstanbul, 1997, s. 8.

Para piyasası genellikle üç ay, altı ay, ya da bir yıl vadeli kredilerin firmalar, hükümet ya da bireysel yatırımcılar tarafından alınıp satıldığı piyasalardır. Gerçekte para piyasaları, değişik finansal enstrümanların ticaretinin yapıldığı değişik finansal pazarların toplamıdır. Formel bir yapı söz konusu değildir. Bu piyasada işlemleri “dealer” denilen, yani piyasadaki menkul değerler üzerinde iş yapan, alım satım yapan kişi ve “broker” yani komisyoncular yerine getirir. Dealer değerli kağıtları

Co., 1992, s. 3

40 İlker Parasız, Para Banka ve Finansal Piyasalar, Ezgi Kitabevi, Bursa, 2000, s. 82.

41 Saim Kılıç, Sermaye Piyasasında Yatırımcının Korunması: Güvence Fonları, SPK Yayınları,

22

kendi pozisyonu için alır ve bu değerli kağıtları daha sonra uygun bir ortam oluştuğunda satar. Bu işlemler genellikle ikincil piyasalarda yapılır.42

Likidite ihtiyacı aslında ekonomideki tüm kesimler için farklıdır, çünkü ekonomik birimlerin borçlanma nedenleri birbirinden farklıdır. Bu da her ihtiyaca yönelik olarak farklı türden finansal araçların ortaya çıkmasına yol açmıştır. Eğer böyle bir ayrım olmasaydı kısa ve uzun vadeli fon ihtiyacı olan yatırımcıların bu ihtiyaçları zaman ve kalite bakımından yeterli düzeyde karşılanamayacak ve finansal piyasaların etkinliği azalacaktı. İşte sermaye ve para piyasalarında kullanılan araçların farklılaşmasındaki temel neden budur. Bu yüzden para piyasasında verilen kredi süreleri en fazla bir yıldır. Bu tip krediler vadesi bir yıldan az olduğu için genellikle stok yenileme, ücret ve maaşların ödenmesi, vergi ve kar payı ödemeleri ile firmaların bakım ve onarım harcamalarının finansmanında kullanılır. Nakit giriş çıkışları birbiriyle genelde zaman bakımından uyumlu değildir. Firmalar bazen beklenmedik şekilde nakit ihtiyacı içine girebilir. Ayrıca firmaların ya da devletin gelirleri belirli dönemlerde olmasına rağmen, harcamaları yıl içine yayılmış olabilir. Sonuç olarak, para piyasaları, cari harcamaların finansmanında, fon giriş ve çıkışları arasındaki uyumsuzlukların giderilmesinde ve nakit fazlası durumlarında faiz geliri elde etmek için kullanılmaktadır.43

Para piyasaları kendi içlerinde bir takım düzenlemeler, teamüller ve enstrümanların karakteristik özellikleri itibariyle birbirlerinden ayrılmışlardır. Dolayısıyla para piyasası araçları için çeşitli riskler söz konusudur. Öncelikle kredi riski vardır. Söz konusu risk, vade bitiminde enstrümanın sahibine ödeme yapılmaması ile ilgilidir. Örneğin; hazine bonoları, devlet tahvilleri için böyle bir risk söz konusu değildir, çünkü bu araçların ödeme garantisi devlettir. Finansman bonosu için risk fazla olabilir, çünkü vade bitiminde firma ana para, vade süresince faiz ödemelerini çeşitli sebeplerden (ekonomik konjonktür, pazarın durumu, firma ile ilgili koşullar vb.) aksatabilir. İkinci risk fiyat riskidir. Örneğin pek çok para piyasası enstrümanı, kısa vadeli oldukları için ekonomik karışıklıklar veya belirsizlikler

42 David S. Kidwell ve Richard L. Peterson, Financial Institutions, Markets and Money, Fourth

Edition, Chicago, The Dreyden Press, 1990, s. 483.

43 Berna Taner ve Lale Polat, Sermaye Piyasası Faaliyet Alanı ve Menkul Kıymetler , Serdar Ofset,

23

halinde bile istikrarlı fiyata sahiptir. Fakat uzun dönemli sermaye piyasası araçları fiyat dalgalanmalarından, politik gelişmelerden ve konjonktürel dalgalanmalardan oldukça etkilenir. Bu durumlar, o enstrümanın fiyatında dalgalanmaya yol açabilir.44

Sanayileşmemiş ülkelerde, firmaların fon gereksinimleri sınırlıdır ve bu ihtiyaçlarını da kendi öz kaynakları ile karşılar. Fakat ekonomi geliştikçe firmaların ölçekleri büyür. Dolayısıyla firmanın öz kaynakları yeterli olmaz. Bu durumda, para piyasalarına duyulan ihtiyaç artar. Diğer yandan, tasarrufların özendirilmesinde ve mevcut fonların daha verimli kullanılmasında para ve sermaye piyasalarının önemi büyüktür. Ancak bu pazarların faydalı olabilmesi için ülkedeki politik ve ekonomik ortamın elverişli olması gerekir. Etkin işleyen bir para piyasası, ekonomik büyüme ve sanayileşme için hayati öneme sahiptir. Ayrıca ülkede parasal ve politik istikrar sağlanmış olmalıdır.45 Para piyasalarını kendi içerisinde üçe ayırmak mümkündür;

a) Ulusal Para Piyasası: Para piyasaları içinde öncelikle ulusal para piyasası

gelir. Ulusal para piyasasında, hem bankalar hem de merkez bankası yer alır. Bankalar kısa süreli fon gereksinimlerini dengelemek, merkez bankası ise para politikası hedefleri doğrultusunda ekonomideki likidite miktarını ayarlamak, faiz oranlarını kontrol etmek ve piyasalardaki en düşük ve en yüksek borçlanma oranlarını belirlemek amacıyla para alım satımı gerçekleştirirler.46

b) Döviz Piyasası: İkinci olarak döviz piyasası gelir. Bu piyasada, bankalar

kısa süreli döviz ihtiyaçlarını karşılarlar. Bankalar ellerindeki döviz ve efektifleri daha iyi kullanmış olurlar. Yine bu piyasa sayesinde, döviz ve efektifler kontrol altına alınmış olur. Merkez bankası, döviz rezervlerini kontrol altında tutmak ve döviz kurlarını istediği seviyede tutabilmek amacıyla piyasaya müdahalede bulunur.47

c) İnterbank Piyasası: Son olarak, interbank piyasası gelir. Bu piyasaya

“Bankalararası Para Piyasası” da denir. Burada bankalar birbirleriyle fon alışverişi

44 Peter S. Rose, Money and Capital Market, Texas, Business Publication Inc., 1983, ss. 15-16. 45 Phillips Perera, Development Finance, International Problems and Prospects, New-York,

Praeger Special Studies in International Economics and Development, Frederic A. Preager Publishers, 1968, s. 86.

46 Tunay, s. 84. 47 Tunay, s. 84.

24

yaparlar ve kısa süreli fon ihtiyaçlarını karşılarlar. Önceleri piyasadaki borç alma- verme oranlarının sınırlarını merkez bankası koyarken, bu durum krizlerin ardından alınan istikrar tedbirleri ile değişmiştir. Artık merkez bankası bu piyasada pasif konumdadır. Piyasada artık sadece 16:30-17:00 saatleri arası dengeleyici işlemleri gerçekleştirmektedir. Amaç, faiz oranlarının merkez bankası tarafından belirlenmesi değil, piyasadaki arz ve talebe göre belirlenmesidir.

Benzer Belgeler