• Sonuç bulunamadı

T

ürkiye’de Gönüllülük Araştırması 2019’un (TGA 2019) gönüllülerle ya- pılan anket ve odak çalışması bu kitabın ilk makalesinde bütün boyutla- rı ile ele alınmaya çalışılmış, ikinci makalede ise gönüllü koordinatörleri ile yapılan derinlemesine görüşme bulguları çerçevesinde gönüllülüğün kurum- ların/örgütlerin1 perspektifinden durumu tartışılmıştır. Bu makale araştırma

bulguları çerçevesinde de kısmen değinilen ancak bununla sınırlı olmayan bir biçimde gönüllü ve etik konusunu ele almayı hedeflemektedir. Gönüllü olma- nın kendinden menkul biçimde “etik gönüllülük” anlamına gelmediğini vur- gulayarak, bu konuyu tartışmaya açmak zorunluluktur. Günümüzde gönül- lülük, “özendirilen”ve başta gençler olmak üzere kariyer planları çerçevesin- de “özgeçmişte yer alması” gereken bir başlık olarak tanımlanırken, gönüllü- lükte etiği konuşmak önemli bir gereklilik haline gelmiştir. Kitapta yer alan Doğan-Yenisey’in makalesinde ifade edildiği gibi gönüllülük, “kendisi ile iliş- kisi bulunmayan bir üçüncü kişinin yararına olan” ve “somut bir yararlanıcı- nın bulunmadığı hallerde ortak toplumsal yarar içeren faaliyetleri” kapsar. Hukuken gönüllülüğün tanımı açısından önemli olan nokta, bir gelir elde et- me beklentisi bulunmadan, topluma faydalı olma amacı ile hareket etmesi olarak özetlenebilirken; etik, gönüllülük motivasyonları ve gönüllülük faali- yetleri açısından daha kapsamlı ve çok boyutlu bir tartışmayı gerekli kılar.

1 Araştırmada da hem gönüllüler hem de gönüllü koordinatörleri kendi tercihleri ile içinde

bulundukları organizasyonel yapı için “kurum” veya “örgüt”ü kullanmışlardır. Bu nedenle bu makalede her ikisi beraberce kullanılmıştır.

Hukuksal düzenlemeler sınırları belirlerken, etik tartışmalar yasa ile düzenle- nemeyecek birçok noktayı ele alma imkânı yaratır.

Felsefede etik; “doğru” ve “yanlış” nedir sorusuna yanıt arayan; “doğ- ru” ve “yanlış” davranışı sistemik bir şekilde ele alan bir altdal olarak tanım- lanabilir (Bennett, 2015). Antik Yunan’dan bugüne davranışların “iyi” ya da “kötü” olup olmadığını nasıl değerlendirmemiz gerektiğine dair tartışmalar süregelmektedir. Bu bağlamda evrensel kurallar çerçevesinde davranışların “doğru” ya da “yanlış” olarak değerlendirilmesi gerektiği ile davranışların sonuçlarının “iyi” ya da “kötü” olup olmadığına bakarak ele alınması gerek- tiği tartışması en temel tartışmalardandır (Resnik, 2011). Kuçuradi’nin etik tartışmalara dair görüşlerini özetlediği “Etik ve Etikler” makalesinde (2003) ve bu alandaki kitap derlemesinde (2012) belirttiği üzere, felsefenin bir alt da- lı olan “etik” ile günümüzde moda olan “meslek etikleri” tartışması aynı de- ğildir. Kuçuradi, günümüzde postmodernizmin getirdiği göreceliliğe karşı “evrensel etik” kavramının da sıklıkla ele alındığını vurgulayarak, “etik problemler” olarak ele alınan sorular arasındaki ontolojik ve epistemolojik farklılıkların altını çizer (2003; 2014). “Erdem nedir?” sorusu gibi felsefenin en temel soruları etik problemleri içerir. Ancak günlük hayatta ve günlük dil- de ifade edilen etik problemler bu temel sorulardan farklıdır. Kuçuradi, “Doğru eylem nedir?” ile “Belirli bir durum karşısında etik davranış, tutum nedir?” sorularının ayrımını ele alır (Kuçuradi, 2003; Kitchener, 1996). Belir- li bir durum karşısında etik davranış nedir sorusu bir defalık davranışa karar verilecek olan ahlâksal problemlerdir. Kuçuradi, günümüzde ele alınan “mes- lek etiği” yaklaşımının bu iki sorunsaldan da farklı olduğunu vurgular. Bir mesleğin içinde gereken etik standartlar ve normlar günlük hayatta sıklıkla karşılaşılan bir başka boyutudur. Meslek etiği anlayışı, her mesleğin kendi durumuna özel bir biçimde meslek normlarının peşindedir. Bu mesleği icra edenlerin ister gönüllü, ister profesyonel olsun, meslek etiği çerçevesinde uy- ması gereken kurallardır.

Gönüllülüğün doğru ve yanlışlarını belirlemeye yarayan kuralları, ilke- leri ve sebeplerini ele almaya çalışan bu makale, meslek etiği anlayışı ile örtü- şür bir biçimde gönüllülüğe dair genel normları oluşturma çabasına katkı sunmayı hedefler denebilir. Ancak, özellikle gönüllülüğün yapısı gereği hem çok çeşitli faaliyetleri içerebilmesi hem de birçok açıdan farklı kurumsal/ör- gütsel yapılarda kurgulanması sebebi ile genel normları oluşturma çabasının yanı sıra günlük faaliyetlerde karar alması gereken her durum gönüllüyü etik bir problemle karşı karşıya bırakabilir.

Makalede sırasıyla gönüllü kimdir ve neden gönüllü olunur; kurum/ örgüt etiği ve gönüllü etiği arasındaki ilişki ve sürdürülebilir gönüllülük kav- ramları ele alınacaktır. Bu çerçevede de gönüllünün ve gönüllülüğün sınırları tartışılacaktır.

“Gönüllü” kim ve neden “Gönüllü” Olunur?

TGA 2019’un anketinde “gönüllü” kim sorusuna yanıt vermeye çalışıldığın- da, yaş,eğitim, cinsiyet, sosyo-ekonomik arka plan gibi birtakım özelliklerin farklılaştığı görülmektedir. Araştırmanın anket kısmına gönüllü bir biçimde katılanların % 68’i kadın, % 32’si ise erkektir. İlk makalede detaylı olarak ele alındığı üzere temsili bir örneklemden bahsedilmediği için bunun sahada gö- nüllülerin cinsiyet oranını yansıttığı söylenemez. Ancak özellikle etik konula- rın daha da hayati olduğu gönüllü faaliyet olarak “bakım alanı/hizmet verme” söz konusu olduğunda bu cinsiyet oranını da ayrıca düşünmek önemlidir.

Araştırmaya katılanların % 33’ü 15-24 yaş arası; % 12’si 25-29 yaş arasında yani % 45’i 15-29 yaş aralığındaki gençlerden oluşmaktadır. % 11’i 60 yaş ve üstü; % 44’ü 30-59 yaş arasıdır. Eğitim durumuna baktığımızda % 39’u lise, % 58’i üniversite ve üstü mezunudur. Katılımcıların % 21’inin babası üniversite ve % 13’ünün annesi üniversite mezunudur. Bu veri Türkiye ortalamasının hayli üzerinde eğitimli bir grubun araştırmaya katıldığını gös- termektedir. Yine ankete katılanların % 42’si çalıştığını, çalışmayanların % 41’i öğrenci olduğunu ve % 27’si ev hanımı olduğunu belirtmiştir.

Cinsiyet, yaş, çalışma durumu farklarına bağlı olarak da gönüllülük yapma biçimi ve motivasyonu değişmektedir (van Goethem vd., 2012) . Bu- na istinaden de farklı gönüllü tipolojileri oluşmakta ve bu farklı gönüllü hal- lerinin etiğe bakışı, kendilerinin sahaya bakışı, çalıştıkları sivil toplum kuru- luşlarını seçme biçimleri farklılık göstermektedir. Bu nedenle gönüllü dediği- mizde hangi gönüllü tipolojisinden bahsedildiği önemlidir. Bu tipolojilerin hepsi keskin çizgilerle birbirinden ayrılmamaktadır. Ancak tek bir biçimden bahsedilmediğinin farkında olunması önemlidir. Odak toplantılarında, gö- nüllü koordinatörleri ile olan görüşmelerde ve alan deneyimlerinden de bilin- diği üzere farklı gönüllülük hallerinin, farklı gönüllü profillerinin olduğunu bilerek konuyu ele almak gerekmektedir. Üniversite öğrencisi genç bir gönül- lü ile çocuğunu yetiştirmiş emekli bir gönüllü ya da bir araya gelerek savunu- culuk faaliyeti yapmak için örgütlenen aktivist bir gönüllü farklı motivasyon- larla, farklı gözlüklerle gönüllülüğe yaklaşmaktadır. Derlemede yer alan ilk makalede de ele alındığı gibi bu durum da farklı gönüllülük tanımlarına yol

açmakta ve ister istemez bu makalede ele alınan gönüllü etiği için de durumu daha karmaşık hale getirmektedir.

Yukarıda sayılan demografik özellliklerin yanı sıra anket çalışmasında “kendini nasıl tanımladığı, kendisine ait özellikleri nasıl gördüğü” sorusu da yöneltilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre gönüllüler % 90 oranında kendile- rini “çok güvenilir ve disiplinli”, “eleştirel sorgulayan”, “yeni deneyimlere açık, karmaşık”, “sempatik, sıcakkanlı” ve “dışa dönük, istekli” sıfatları ile tanımlamışlardır.

Şekil 1

özelliklerin ne derece Geçerli Olduğu

Yukarıdaki tabloya bakıldığında % 55’inin “tedirgin ve kolay üzü- len”; % 35’inin ise “kendi halinde sessiz” sıfatının kendisi için geçerli oldu- ğunu belirtmiştir. Kişinin kendisine dair algısı, kendisini konumlanması ister istemez etik tartışmasının çok merkezinde yer aldığı için bu sıfatlar daha de- taylı ele alınabilir. Kişilerin karakterleri gönüllülük yapma kararlarında belir- leyici olabilir mi? Birtakım kişilik özelliklerine sahip kişilerin gönüllü olma olasılıkları diğerlerinden daha fazla olabilir mi? Birtakım demografik ve ka- rakter özellikleri kişilerin gönüllü olmasına yol açar mı?

Bu sorular özne olarak gönüllüye odaklanmakla beraber, bu öznenin hangi yapısal ve kültürel koşullarda yetiştiği, sosyalleştiği de gönüllü olma kararında belirleyici olabilir. İçine doğulan ailede ya da eğitim alınan okulda gönüllülük karşılaşılan, paylaşılan bir durum ise gönüllü olma ihtimali daha

Güvenilir, disiplinli Eleştirel, sorgulayan Yeni deneyimlere açık, karmaşık Sempatik, sıcakkanlı Dışa dönük, istekli Sakin, duygusal bakımdan dengeli Tedirgin, kolay üzülen Kendi halinde, sessiz Dağınık, ihmalkâr Geleneksel, yaratıcı olmayan

% 95,6 % 2,1 % 2,4 % 1,9 % 2,5 % 1,7 % 1,7 % 2,4 % 2,1 % 2,0 % 1,8 % 1,6 % 3,1 % 4,5 % 6,0 % 7,5 % 19,0 % 42,1 % 63,2 % 77,9 % 84,9 % 95,1 % 93,0 % 92,3 % 90,9 % 79,3 % 55,5 % 34,7 % 20,2 % 13,3 % 0

Geçerli Geçerli değil Cevap yok

Benzer Belgeler