• Sonuç bulunamadı

4 AVRUPA BİRLİĞİ ÇEVRE POLİTİKASI

5.5 Avrupa Birliği Kırsal Kalkınma Politikası

5.5.2 OTP reformları

Teknolojik gelişmelere paralel olarak tarımda verimlilik artarken, uygulanan yüksek fiyat politikaları nedeniyle zaman içinde oluşan üretim artısıyla arz-talep dengesi bozulmuş ve birçok tarım ürününde stoklar oluşmaya başlamıştır. OTP’nin amaçları arasında yer alan tarım sektöründe çalışanların gelir düzeyinin yükseltilmesi hedefi, uzun yıllar boyunca üretimi teşvik eden uygulamalar nedeniyle, büyük ölçekli üreticileri diğer üreticilere nazaran daha avantajlı konuma getirmiştir. Pazar istikrarı ve ürün arzı güvenliği konularında istenilen hedeflere ulaşılabilmiş ancak bunların getirdiği mali yük tahminlerin üzerinde olmuştur (www.ikv.org.tr).

70

Bu gibi sorunların çözümü için ve OTP’nin kurulusunda belirlenen amaçların 2. Dünya Savası’nın hemen sonrasındaki dönemin ihtiyaçları dikkate alınarak hazırlandığını ancak, zamanla değişen koşullara göre yeniden düzenlenmesi gerekliliğini göz önünde bulundurarak değişik dönemlerde çeşitli önlemler alınmıştır.

OTP’de reform tartışmaları OTP’nin oluşumuyla birlikte başlamış ve 1968 yılında Mansholt Planı olarak da bilinen Tarımın Yeniden Yapılandırılmasına ilişkin Memorandum yayımlanmıştır. Bu bildiri ile özellikle kırsal ve tarımsal altyapının ve tarım isletmelerinin yapısının iyileştirilmesi hedeflendiyse de, uygulamada, öngörülen hedeflere ulaşılamamıştır. OTP ile Avrupa’daki tarımsal üretimin miktarı ve tarım sektörünün gelirleri ciddi anlamda artarken, 1980’li yıllara gelindiğinde bu kez de ürün fazlalığı sorunu ortaya çıkmış ve 1985 yılında üretimin ve tarımsal harcamaların kısılması yönünde bir politika belirlenmiştir (www.ikv.org.tr).

Yoğun tarım fazlasının çiftlik harcamalarının artışına yol açması Pazar yönetim politikalarının Avrupa’nın tarımsal problemlerini çözmek için yeterli olmadığını, çiftliklerin sosyal yapısı ile çevrenin ve ürün çeşitliliğinin dikkate alınması gerektiğini göstermiştir.

5.5.2.1 1992 Mac Sharry reformu

1991 yılı başında bir tartışma dokümanı olarak hazırlan Mac Sharry Planı çerçevesinde, 1996 yılına kadar uyulması gereken ve tarım politikalarında reform olarak adlandırılabilecek bir takım değişiklikler yapılmıştır. Söz konusu reformun asıl nedeni; yürürlükteki uygulamaların üreticiler arasında adil gelir dağılımı sağlamaması ve çevre sorunlarının ve ürün fazlalarının engellenmesidir. Ayrıca, Maastricht Antlaşması sonrası getirilen kırsal politika yaklaşımının hayata geçirilmesi ve sürmekte olan Uruguay Round görüşmelerinin ortaya çıkardığı gelişmeler de önemli birer etken olmuştur (Akın 2008).

71

5.5.2.2 Gündem 2000 reformları

Avrupa Birliği’nin üreticilerini sürekli korumak amacıyla bir taraftan üreticilerine yüksek sübvansiyonlar vermesi diğer taraftan Dünya ticaretinde kendi ürünlerinin önünü açmak amacıyla yüksek ihracat teşviki uygulamaları, Dünya ticaretinde haksız rekabete yol açmıştır. DTÖ’nün bu iç destekleri azaltmasına yönelik kararları ve AB Ortak tarım Politikası’ndaki diğer reformlardaki başarısızlıklar, Birliği yeni arayışlara yöneltmiştir. Bu sebepler neticesinde Aralık 1995 Madrid Zirvesi'nde Konsey'in isteği üzerine Komisyon tarafından hazırlanan ve 21. yüzyılda AB'nin karşılaşacağı sorunları saptayarak, çözüm önerileri içeren Gündem 2000 metninde, OTP reformlarının devamı niteliğinde hazırlanan bir dizi reforma yer verilmiştir (Dellal 2004). Gündem 2000, destekleme politikaları yerine doğrudan ödemeleri temel almış ve kırsal kalkınmaya yönelmiştir. Bu anlamda yapısal, sosyal, bölgesel ve çevresel politikalar önem kazanmıştır.

Bu reformlarla kırsal kalkınma, OTP’nin birinci ayağı olan Pazar önlemleri yanında mekan boyutunu ön plana çıkaran ikinci ayağı olarak kabul edilmiştir. Reformların üç temel hedefi vardır. Bunlar;

 Kırsal alanların başlıca dayanağı olan tarım ve ormancılık sektörünü güçlendirmek;

 Kırsal alanların rekabet edebilirliğini güçlendirmek, böylece iş olanakları ve kaliteli yaşam koşullarını sağlamak;

 Avrupa’nın çevre, doğal güzellik ve kırsal mirasını korumaktır.

Bu reformlara ulaşmak için ise dört temel prensip belirlenmiştir. Bunlar;  Tarıma çok fonksiyonlu yaklaşım;

 Kırsal ekonomiye entegre edilmiş çok sektörlü bir yaklaşım;  Kırsal kalkınma için esnek destek;

72

Kırsal kalkınma konusu Gündem 2000 reformları ile topluluk politikası içerisinde temel bir anlayış haline gelmiştir (Örnek 2007).

5.5.2.3 2003 reformları

Günümüzde tarımsal ürünlerin, yani insan hayatında çok önemli yer tutan gıdaların kalitesi ve hangi koşullarda üretildikleri en önemli kaygı haline gelmiştir. Refah seviyesi yükselen Avrupalı tüketiciler artık sağlıklı ve doğal koşullarda yetiştirilmiş gıda ürünleri talep etmektedir. Tarımsal üretim yapılırken çevreye zarar verilmemesi de batı toplumlarında gittikçe artan bir duyarlılık haline gelmiştir. Zaman içinde ortaya çıkan ve bir kısmı önceden tahmin edilemeyecek bu gelimseler nedeniyle OTP’nin amaçlarının gözden geçirilmesi ve yeniden tanımlanması istenmiştir. OTP’nin amaçlarının gözden geçirilmesi, OTP’nin uygulanmasında kullanılan mekanizmaların da yeniden yapılandırılmasını gündeme getirmiş, bu da OTP’de kapsamlı reformları gerektirmiştir (www.ikv.org.tr).

Gündem 2000 reformunun çevre dostu yaklaşımlarına paralel olarak 2003 yılında Bakanlar Konseyi OTP’de kökten reformlar yapılması konusunda hemfikir olmuşlardır. 2003 reformlarının şekillenmesinde tüketicilerin çevre, gıda güvenliği ve hayvan refahı konularındaki yoğun ilgisi de etkilidir. Reform sürecindeki ana fikir, tarım sektörü içi uzun süreli bütüncül bir perspektif yaratmaktır.

Bu reformlar sırasında iki temel değişiklik gündeme gelmiştir. Bunlardan ilki, çiftlik başına tek bir doğrudan ödemenin başlatılmasıdır. Desteğin üründen üreticiye kaydırılacağı bu uygulama ile plan kapsamındaki çiftliklerin üretimle ilgili kararlarda daha büyük bir esnekliğe sahip olması hedeflenmiştir.

73

İkinci hedef OTP’nin birinci sütunundan (pazar ve gelir destekleri) ikinci sütununa (kırsal kalkınma) kaynak transferiyle kırsal kalkınmanın geliştirilmesidir. Böylece AB tarımsal desteklerde müdahaleci politikalardansa kırsal kalkınma gibi üretimden bağımsız araçlara yönelmiş, mevcut kırsal kalkınma araçlarının kapsamı gıda güvenliği, çevre koruma ve hayvan refahını karşılamaya yönelik olarak genişletilmiştir. Böylece Gündem 2000 reformları ile Topluluk için temel bir anlayış haline gelen kırsal kalkınma yaklaşımı 2003 reformları ile birlikte genişletilmiştir (Örnek 2007).

2003 Reformlarının temel unsurları:

 Üretimden bağımsız “tek bir çiftlik ödeme getirilmesi,

 Bu ödemenin çevre, gıda güvenliği, hayvan ve bitki sağlığı, hayvan refahı standartlarına, arazilerde iyi tarım uygulamaları yapılmasına, çevresel açıdan iyi bir şekilde işlenmesi ve korunması şartlarına bağlanması,

 Daha fazla bütçe ayrılarak kırsal kalkınma politikasının güçlendirilmesi, çevre, kalite ve hayvan refahının desteklenmesi için yeni ölçütler getirilmesi ve yeni uygulanmaya başlanacak olan AB üretim standartlarına ulaşmak için üreticilere yardım edilmesi,

 Yeni kırsal kalkınma politikasının finanse edilmesi için, büyük işletmelere yapılan ödemelerde indirim yapılması,

 Bütçenin aşılmaması için mali disiplin mekanizmasının sağlanması,

 Ortak Tarım Politikası piyasa düzenlerinde yapılan revizyonlar sayılabilir (Dellal 2004).

Özellikle 2004 ve 2007 yıllarında yaşanan genişleme süreci ile birlikte Birliğin kırsal alanlarının sosyoekonomik yapısı ciddi anlamda değişikliğe uğramıştır. Bu nedenle Birliğin tarım ve kırsal kalkınma politikalarının kesin ve net politikalar olduğunu söylemek zordur. Bunun en önemli nedenlerinden biri, AB 15 ülkeleri ile Birliğe 2004 ve 2007 yıllarında üye olmuş 12 ülkenin kırsal alanlarının sorunlarının birbirinden çok

74

farklı olmasıdır. Bu farklılıklar AB’nin politikalarında düzenlemeler yapılmasını gerekli kılmaktadır. Bu nedenle politikalar dinamik olmak zorundadır.

AB’nin tarım ve kırsal kalkınma politikalarının bütünü ve uygulamalar düşünüldüğünde ağırlıklı konunun hala üretimin yoğunlaştırılması ve konsantrasyonun teşvik edilmesi olduğu ve desteğin bu alana yoğunlaşması gerektiği söylenebilir. OTP hala gerçek anlamda üst düzeyde çevre koruma, yüksek standardlarda gıda güvenliği, gıda kalitesi ve hayvan refahı ile doğal güzelliklerin ve biyolojik çeşitliliğin korunmasını içeren sürdürülebilir, çok fonksiyonlu bir tarım modelini desteklemede yeterli değildir. Tüm dünyada toprağın yapısının sürekli bozulması, aşırı su kullanımı, biyolojik çeşitliliğin kaybedilmesi, tarımsal kapasitenin düşmesi ve iklim değişikliği kaygı verici gelişmelerdir. Tüm bu süreçler önümüzdeki yıllarda çok ciddi sorunların yaşanmasına neden olacaktır.

Bu nedenle hem AB üyesi hem de aday ülkelerde daha sürdürülebilir çevre ve kırsal kalkınma hedefine ulaşmak için istihdamın, sosyal güvenliğin ve eğitimin geliştirilmesi ortak çıkardır.