• Sonuç bulunamadı

1. BÖLÜM

2.2. Otonomi ve Hemşirelik

2.2.1. Otonomi kavramı

Otonomiyle (özerklik) ilgili birçok tanımlamalar yapılmıştır [48].Özerk kelimesi “öz” yani kişinin kendisi ve “erk” yani güç sözcüklerinin birleşiminden oluşmaktadır. Buna göre otonomi, bireylerin kendi yaşamına yön vermek için geliştirme ihtiyacı duyduğu bir beceri olarakta tanımlanabilir[49].

Babadağ otonomiyi, insanın özgürce düşünüp karar vermesi, kararlarını eyleme geçirmesi, özgür ve bağımsız davranma gücü olarak tanımlamış; bir meslek üyesinin, bu mesleğin bir mensubu olarak ve bir birey olarak kararlarını verme, bu kararları uygularken de gerekli özgürlüğe sahip olması gerektiğini vurgulamıştır[50].

Otonomi; bireyin kendisini yönetmesi, özgürlük hakları, mahremiyeti, şahsi seçimi ve bireysel iradesini kontrol etme özgürlüğü, kendisi hakkında karar verme, bağımsızlık, çalışma alanı üzerinde kontrol ve bu kontrolün açıkça tanımlanmasına izin veren durum anlamına gelir[44]. Otonomi bireyin sahip olduğu becerileri özgürce kullanması bunun

sonucunda iş doyumunda artma, motivasyon ve alınan örgütsel kararlarda söz sahibi olmakla ilgili bir ifadedir. Bir başka deyişle otonomi gücü temsil eder[63].

Neredeyse sunulan bütün yaklaşımlarda otonomi etik anlamda sorumluluğun gerekli koşulu olarak görülmesine rağmen, bazı etik kuramlarca otonomi kavramının psikolojik boyutu, bazı kuramlarca ise metafiziksel boyutu irdelenmiştir. Otonomi kavramını bireysel anlamda uygulayan ilk filozof Kant’tır. Otonomi kavramı Kant felsefesinin sıradan öğelerinden biri değil, tam anlamıyla üzerine kurulu olduğu kuralların ta kendisidir. Hatta, bu kavram ve ilke zedelendiğinde bütün sistem de bu durumdan aynı şiddette etkilenecektir[51].

Otonomi belirli prensip ve kurallar üstüne kuruludur. Ballau’nun 1998’de ifade ettiği üzere Laddy ve Papper’da otonom bireyi, baskı altında kalmadan mantıklı kararlar verebilen ve bu kararları uygulayan birey olarak tanımlamaktadır[52]. Psikolojik anlamda otonomi ise bireyin kendini kontrol edebilmesini, gerçekçi karar verebilme becersine ve yeterliliğine sahip olmasını, bu anlamda olumsuz olaylardan uzak durabilmesini ifade etmektedir [53].

Otonomi bireyin bağımsız olması, kişisel haklarını koruyabilmesi özelliğidir ve bireyin ilgi ve kapasitelerini artırmaya ilişkin çabalarını kapsayan, kendisinden başka kimsenin dâhil olmadığı, kişisel yatırımlarını içerir[54].Epistemolojik olarak bakıldığında otonomi bireyin etki alanındaki maddi, manevi, sosyo-kültürel ve hukuk alanındaki tüm etkileşimlere karşı bağımsız kararlar alabilmesi ve bunu içselleştirmesi olarak tanımlanabilir. Ryan ve Lynch’e göre otonomi; bireyselleşme (individuation), kendini bağımsız olarak organize edebilme (self-organization), kendini belirleyebilme (self- determination), düzenleyebilme (self-regulation), aile ile bağlarını kesebilme (detachment), kendini kontrol etme (selfcontrol) ve bağımsız karar verebilme (self- decision making) gibi durumları kapsayan bütüncül bir durumdur ve bireysel güveni artırırken, mesleki becerilerin gelişimine de katkıda bulunmaktadır [55, 56].

2.2.1.1.Bireysel otonomi

Otonomi sağlıklı bir gelişmenin sonucu olarak kabul edilebilir. Berenschot [2019]’a göre kadınlar erkeklerden daha fazla otonomiye sahiptir, çocukların birincil bağlanma

farklı gelişir. Bu yazarlar neopsikanalitik bir bakış açısı kullanarak nesne ilişkileri teorisinden ayrılmışlardır [57].

Otonom bireyler başarıya odaklı bireylerdir ve onlar için kontrol çok önemlidir. Otonom kişilik özelliği baskın olan kişiler, kendi faaliyetlerini yönetmekten, amaçlarına ulaşmaktan, çevrelerinde gelişen olayları kontrol etmekten ve başarıya ulaşmaktan mutluluk duyarlar [58].

Otonomi, bireyin karakteristik bir özelliğidir, insanın varsayılan bir yetisidir. Bu yeti, akli dengesi sağlam olan ve düşünebilen insanı diğer yaratılmışlardan ayırmaktadır. Öz olarak baktığımızda otonomi kişinin kendi kendine karar verebilme hakkıdır. Fakat otonom özelliğinin sınırsız olarak kullanılamayacağı unutulmamalıdır. Bireylerin otonom özellikleri, çocukluktan beri yaşadıkları deneyimler, zihinsel ve ruhsal tecrübeler ile farklı düzeylerde gelişmektedir. Bireyin otonomisini, ruhsal yapısı, geçirdiği veya sahip olduğu hastalıklar, toplum baskısı, kurallar ve yasaklar sınırlandırmaktadır [59].

J. Harris bireyin özerkliğini sınırlandıran özellikleri şu şekilde sıralamıştır [59]:  Bireyin istek ve eylemlerini denetim altına almasındaki yetersizlikler,  Bireyin yargılama yetisindeki yetersizlikler,

 Bireyin tercihlerinin temelini oluşturacak bilgilerindeki yetersizlikler,  Bireyin isteğinde ısrarcı olabilmesi konusundaki yetersizlikler.

Bir başka deyişle bireylerin kendi eylemlerini belirlemeye hakları olduğunu gösteren etik ilkedir. Bireylerin kendi kararlarını verme özgürlüğüne otonomi ilkesi altında saygı duyulur. Otonom eylemler otonom kararların sonucudur. Otonom kararlar bazı özelliklere sahiptir [60].

 Bireysel değerlere temellenir,  Yeterli bilgi gerektirir,  Özgürce verilir,

 Düşünmeye temellenir.

2.2.1.2.Mesleki otonomi

Otonomiyi mesleki otonomi olarak kullandığımızda; bir mesleğin hiç bir biçimde başka bir mesleğe indirgenememesidir. Ayrıca bir mesleğin başka alan ya da disiplinler karşısında mantıksal veya kavramsal olarak bağımsızlığa sahip olması durumudur. Biyoetik Terimleri Sözlüğü’nde mesleki otonomi ”Uğraş kişilerinin mesleki ödevlerini yerine getirirken, özellikle kararlarını verirken, yargılarını yaşama geçirebilmelerini olanaklı kılan bağımsızlık ve kendini yönetebilme niteliği veya durumudur” diye tanımlanır [59]. Mesleki otonomi; mesleki uygulamalar ve kararlar üzerinde meslek üyesinin kontrolünün olması anlamına gelmektedir. Mesleki otonomiye saygı duyulması, profesyonellerin kendi kararları ve mesleki uygulamaları üzerinde önemli derecede kontrol sahibi olmalarını sağlar [61].

Otonom tutum, bireyin mesleğe olan bakış açısı, bireysel düşünme yolu ile özgür bir şekilde karar vermesi olarak ifade edilir. Mesleki otonomi, toplumsal kabuller ve yasalar çerçevesinde bireyin dışsal olarak etki altında kalmadan mesleğinin gerektirdiği aktivitelerini özgür bir şekilde, kendisinin karar verip, uygulamasıdır. Mesleki otonomi ile bireysel otonomi kavramlarını karşılaştırdığımızda; bireysel otonominin; bireysel değer sistemleri doğrultusunda kişinin kendisi ile ilgili kararları verebilme durumu, mesleki otonomi ise mesleki değerler, sorumluluklar, yasalar çerçevesinde mesleki aktivitelerine ilişkin kararlarını alabilme durumu olduğunu görüyoruz. Bu sebeple bireysel otonomi ve mesleki otonomide bireyin ya da grubun kararlarını temellendirdiği ilkeler farklıdır. Fakat bireyler mesleki kararlarını alırken bireysel değerlerinden tamamen de soyutlanamazlar bunu beklemek de çok gerçekçi olmayacaktır [59]. Meslek üyelerinin sahip olduğu otonomi düzeyi, o mesleğin profesyonel bir statüde olup olmadığının saptanmasında da önem taşır [62].