• Sonuç bulunamadı

Osmanlı Uç Beyliği'nin Kuruluşu

Belgede Bilecik ili ağız incelemesi (sayfa 33-36)

1.1. BĐLECĐK TARĐHĐ

1.1.1. Osmanlı Uç Beyliği'nin Kuruluşu

Osmanlı Beyliğinin kuruluşu, Türkiye Selçuklu Devleti’nin yıkılışı ile ortaya çıkan, siyasî değişim ve gelişimin bir sonucudur.

Büyük Selçuklu Devleti, Anadolu'yu fethederken yarı göçebe bir hayat tarzı süren Türkmen gruplarını herhangi bir iç karışıklığa yol açmamaları için sınır boylarına sevk edip Anadolu'nun bir Türk vatanı haline gelmesini sağlamıştı. Büyük Selçuklu Devleti’nin devamı olan Türkiye Selçuklu Devleti de aynı politikayı sürdürerek, Asya içlerinden Azerbaycan ve Đran'dan gerek siyasî karışıklıklar sebebiyle, gerekse yeni fethedilen topraklarda daha iyi bir hayat tarzı elde etmeyi umarak Anadolu'ya gelen kalabalık Türkmen gruplarını Bizans sınır boylarına yerleştirmiştir. Uç adı verilen sınır bölgelerine yerleştirilen Türkmenler, sultanın merkezden gönderdiği bir beyin (emir) idaresinde bulunuyorlardı. Geleneksel hayat tarzlarını sürdüren uçlardaki Türkmenler, Bizans topraklarına gaza akınları yaparak hem dinî bir görevi yerine getiriyorlar hem de elde ettikleri ganimetlerle siyasî güç için gerekli olan iktisadî gücü elde etmeye çalışıyorlardı.

Türkiye Selçuklu Devleti, Kösedağ savaşında yenilip Đlhanlı baskısı sonucu dağılmaya başlarken, uç bölgelerinde yavaş yavaş bağımsız veya yarı bağımsız Türkmen beylikleri ortaya çıkmaya başladı. Bu beyliklerin kuruluşunda gaza ve göç unsuru önemli bir rol oynadı. Moğol baskısıyla Orta ve Doğu Anadolu yaylalarında yaşayan kalabalık Türkmen boyları Anadolu'nun batı sınır boylarına yığıldılar. Kastamonu'dan Antalya'ya kadar uzanan batı Anadolu, yerlerini ve otlaklarını kaybeden Türkmenlerle doldu Tarikat şeyhleri ve dervişler manevî hayatları üzerinde etkili olup gazayı teşvik ettiler. Zamanla yeni fethedilen yerlerdeki imkânlardan fay- dalanmayı düşünen ulemâ, sanatkâr, tüccar ve esnaf gibi yerleşik halkın bir bölümü de bu bölgeye geldiler. Ahîlik teşkilâtı bu unsurların teşkilâtlanmasında önemli rol oynadı. 1330'larda Batı Anadolu'yu gezmiş olan Ünlü Arap seyyahı Ibn Batuta, Anîleri köy ve şehirlerde her yerde sosyal teşkilâtlanmanın en önemli unsuru olarak belirtmektedir. Şehirde Ahîler fakihlerle beraber Uc beylerine fethettikleri yerleri teşkilâtlandırmada yardımcı olmuşlar, Đslâm hukukunun ve gelişmiş merkezlerin idare ve kültür unsurlarını getirmişlerdir.

Türkiye Selçuklu Devleti'nin merkezî otoritesinin zayıflamasıyla görünüşte onlara bağlı olan Türkmen beylikleri, küçük bir devlet halinde teşkilâtlanmaya başladılar. Bunlardan Karamanoğulları , Selçukluların merkezine sahip olup onların varisliği iddiasında bulunan önemli bir beylikti. Bunlara rakip olacak en önemli beylik, Bizans hududunda yer alan Kütahya ve çevresindeki Germiyanoğulları idi. Germiyanoğullarının zayıflamasıyla nüfuz bölgelerinde Karesi, Aydın, Saruhan ve Menteşe gibi yeni Türkmen beylikleri ortaya çıktı. Sinop ve Kastamonu yöresinde Candaroğulları, Antalya yöresinde Hamid ve Tekeoğulları, Orta Anadolu'da Eretna ve Kadı Burhaneddin Devleti, Doğu ve Güney Anadolu'da Dulkadiroğulları ve Ramazanoğulları bulunuyordu. Đleride Türk ve Dünya tarihinde önemli roller oynayacak olan bir devletin temelini atan Osmanoğulları da, Candaroğulları ile Germiyanoğulları toprakları arasındaki kuzeybatı Anadolu'da yer almıştı.

Bu Türkmen beyliklerinde gelişen kültürlerin en belirgin özelliği aslında Türk kültürünün Đslâm kültürü içinde de devam etmesiydi. Türk dili hem devlet hem de edebiyat dili olarak çok üstün bir yere sahipti.

Osmanlı Beyliği'nin kuruluşu, kurucuları ve ilk devirlere ait siyasî olaylar hakkında sağlam bilgiler vermek pek mümkün değildir. Eldeki bilgiler sonradan yazılmış eserlere ve menkıbelere dayanmaktadır. Bunlara göre; Osmanlı Beyliği'nin kurucusu olarak kabul edilen ve beyliğe adını veren Osman Bey'in ailesi, Türk Dünyası'nın en önemli gruplarından biri olan Oğuzların Kayı boyuna mensuptur. Anadolu'nun fethi esnasında bu ülkeye gelen Türk boyları arasında Kayılar da bulunmakta idi. Kayıların bir kısmı XIII. yüzyılın ortalarında Ankara'nın batı kısımlarında daha sonraları da Söğüt ve Domaniç havalisinde yerleşmişlerdi. Buradaki, Kayıların başında Ertuğrul Bey bulunuyordu. Ertuğrul Bey 1281'de ölünce yerine küçük oğlu Osman Bey geçti. Osman Bey'in bir siyasî lider olarak ortaya çıkışında o zamanın en itibarlı Ahî reislerinden biri olan Şeyh Edibali’nin önemli bir rolü olmuştur.

Ayrıca onun; Kastamonu Emirinin Bizans’a karşı sürdülen gazâ faaliyetlerini bırakması üzerine gaza akınlarının sevk ve idaresini ele alması, siyasî bir lider olmasını sağlamıştır. Gaziler onun bayrağı altında toplanmışlar, Osman Bey giderek

kendi aşireti içinde güçlenmiştir. Onun liderliği altında girişilen gaza faaliyetleri ile uç bölgesinin dağınık ve karmaşık yapısı yavaş yavaş beylik-devlet şekline dönüşmeye başlamıştır.

Osman Gazi’nin bir reis olarak ön plâna çıkmasında ve fetih siyaseti gütmesinde Şeyh Edibali’nin etkis^yanında, nüfus artışının baskısı, Orta Anadolu'dan göç etmek isteğinden doğan yayılma ihtiyacı, Bizans sınır savunma sisteminin çökmüş olması ve Bizans, uç bölgesindeki dinî ve sosyal memnuniyetsizlik ve Anadolu Türklerinin Moğol zulmünden kaçarak yeni bir ülkede

yeni bir hayata

başlamak istemeleri gibi faktörler de etkili olmuştur.

Eskişehir'den Bursa ve Đznik sınırına kadar uzanan bölgeye hâkim olan Osman Bey, başlangıçta güçlü Bizans tekfurlarıyla iyi geçinmeye çalıştı. Yavaş yavaş güçlenip, önemli bir Bizans şehri olan Đznik'i tehdit etmeye başlayınca, Bizans Đmparatoru

Đznik'i kurtarmak için iki bin kişilik bir kuv- vet gönderdi. Osman Gazi'nin bu kuvveti Koyunhisarı (Bapheon)

'nda yenmesi, (1301 veya 1302) şöhretinin en uzak islâm memleketlerine yayılmasını ve karizmatik bir gazî lideri haline gelmesini sağladı. Osman Bey daha sonraki faaliyetleri sırasında Bursa çevresini alıp Đzmit yolunu açmıştır.

Bundan sonra Osmanlı Beyliği'nin temel politikası, diğer Türkmen bey- liklerinde olduğu gibi gayri müslim topraklara karşı gaza-cihat yoluyla fetih siyaseti olmuştur. Bizans'a doğru genişlemeye başlayan Osmanlı Beyliği aynı zamanda, komşu Türkmen beylikleri üzerinde de hakimiyet kurma yollarını aramaya başladı. Fakat bunu gerçekleştirirken gazilik şöhretlerine gölge düşürmemeye özen göstermiştir.

Belgede Bilecik ili ağız incelemesi (sayfa 33-36)

Benzer Belgeler