• Sonuç bulunamadı

Osmanlı Dönemi Türk Mimarisinde Alçı Sanatı

2. TÜRK MĠMARĠSĠNDE ALÇI SÜSLEME HAKKINDA GENEL BĠLGĠ

2.3. Osmanlı Dönemi Türk Mimarisinde Alçı Sanatı

Erken Osmanlı Mimarisi’nde alçı süsleme, yapıların iç mekanlarında geniş ölçüde kullanılmıştır. Bu devirde, zaviyeli69olarak adlandırılan çok işlevli camilerin

ibadete açık olmayan yerlerinde ocaklı ve nişli duvarlar oluşturmak amacıyla geniş yüzeyler alçıyla biçimlenmiş ve bezenmiştir. Bu nitelikte işlevsel yaklaşım ilk kez 1335 tarihli İznik Orhan İmareti’ne ait olan alçı süslemeli parçalarda aranmaktadır70.

Yapının neresinde yer aldığını kesinlikle söylemek mümkün değilse de, bu parçaların daha sonraları Bursa’da Yıldırım (14.yüzyıl) ve Yeşil camilerinde (15.yüzyıl) gördüğümüz ocaklı ve nişli duvarların ilk örneği olması da mümkündür71.

Alçının eşya konulabilecek niş ve raf gibi birimlerle gömme dolaplar içeren duvar kaplamaları olarak da kullanılmıştır. Bursa’da Yıldırım ve Yeşil camileri ile Amasya Bayezid Paşa Camisi’nin (15.yüzyıl) tabhane mekanlarıyla, hünkar mahfilindeki odalarda gözlenmektedir. Bu yapıların hemen hemen hepsinde duvar yüzeyi, ortada yer alan bir ocağın iki yanında şekillenmiş panolarla kaplanmıştır. Bu kaplamalar zeminden üst örtü başlangıcına kadar devam ederek tüm yüzeyi örtmektedir.

67 Abdullah Karaçağ, a.g.e., s. 499-500. 68 Abdullah Karaçağ, a.g.e., s. 502.

69 Zaviyeli camiler hakkında geniş bilgi için, bkz. Doğan Kuban, Osmanlı Mimarisi, İstanbul 2007, s. 83-122.

70

Metin Kunt-Hüseyin G. Yurdaydın- Ayla Ödekan, a.g.e., s. 306. 71 Yıldız Demiriz, a.g.e., s. 22.

Mimari eleman olarak ocak, zaviyeli camilerde görülen bir biçimdir. Bursa Yıldırım, Edirne Yıldırım (14.yüzyıl), Amasya Bayezid Paşa ve Bursa Yeşil camilerinin tabhane odalarında da ocakla karşılaşılmaktadır. Edirne Yıldırım Camisi dışındaki örneklerde ocak, duvar yüzeyini boydan boya kaplayan dolap-niş kuruluşlarının bir parçası olarak ele alınmıştır. Bu camide ise güney ve kuzeydeki mekanlarda yer alan ocaklar, dönem içinde alçı malzemenin doğrudan ocakta kullanıldığı tek örnektir.

Anadolu Selçuklu ve Beylikler Dönemi’nde görülen alçı mihrap geleneği Osmanlı Dönemi’nde de devam etmiştir. Behramkale Hüdavendigar Camisi’nde bulunan alçı mihrap, Ankara’da pek çok örneğini gördüğümüz (Ahi Elvan, Ahi Yakup, Direkli, Hacettepe, Hacı Arap, Karacabey camileri) Erken Osmanlı alçı mihrapları geleneğinin, değişik bir çevrede tanıdığımız tek örneği olarak dikkate değerdir72. Bilecik Orhan Gazi İmareti (14.yüzyıl) alçı mihrabının harap hali

yüzünden, değerlendirilmesi zordur. Yapıda kubbeli iki mekanı ayıran büyük kemerin alt ve güney yüzünde ve namaz mekanının kubbeye geçiş bölgesinde yer yer malakari süsleme görülmektedir. Bu yapıda bulunan malakari süslemeler, Erken Osmanlı devrinden tek örnek olması bakımından önemlidir73.

Edirne’de Gazi Mihal (15.yüzyıl) ve Şah Melek (15.yüzyıl) camilerinin de mihraplarında alçı süsleme görülmektedir. Nehir yakınında olan camileri sık sık su basması sonucu, bu camilerin de mihraplarının alt bölümleri erimiştir. Bakımsız Gazi Mihal Camisi’nde bu durumun halen görülebilmesine karşılık, Şah Melek Camisi’nin mihrabı başarılı bir şekilde tamir edilmiştir. Ayrıca Şah Melek Camisi’nin mihrabında alçı çini birlikteliği çarpıcı bir biçimde çözümlenmiştir. Çini mozaik ve alçı süslemenin yan yana kullanıldığı bir başka örnek Ankara Ahi Yakup Camisi’nde görülmektedir. Caminin mihrabında köşelik kısmının tam ortasında mavi-beyaz bir Osmanlı seramik tabağı bulunmaktadır.

72 Yıldız Demiriz, a.g.e., s. 229. 73 Yıldız Demiriz, a.g.e., s. 234.

Alçı mihraplar, Bursa’daki yapılarda da karşımıza çıkmaktadır. Orhan Camisi’nin mihrabı 14.yüzyılda Anadolu’da pek ileri olan alçı işçiliğinin muhteşem bir eseridir. Ancak mihrap fazlasıyla boyalı olduğu için orijinal süslemesinden hiçbir şey kalmamıştır74. Ayverdi ise, mihrabın fazlasıyla boyalı olmakla birlikte esas

hatlarını koruduğunu savunmaktadır75. 15. yüzyıla ait olan Nalbantoğlu ve Bedrettin

camilerinin alçı mihrapları da aynı şekilde çok boyalı olduğu için incelemek mümkün değildir. Diğer camilerden farklı olarak, Timurtaş Paşa Camisi’nde (14.yüzyıl), cümle kapısının mukarnas yaşmağının altında yer alan üç sıra frizde alçı süsleme görülmektedir.

Klasik Osmanlı Mimarisi’nde taş yapının önem kazanması taşla ilişkili süsleme üslubunun gelişmesine neden olmuştur. Bu süre içinde alçı süsleme en güzel örneklerini hamam yapılarında vermiştir. Dışarıdan gösterişsiz kütleler oluşturan hamamlar, içeride kubbenin en tepesinden zemine doğru kademelenerek inen alçıdan oluşturulmuş iri mukarnas öğelerle gösterişli iç mekanlara sahiptirler. Örnek olarak, 14. yüzyıl yapısı olan İznik İsmail Bey Hamamı’nda iri mukarnas öğeli süslemenin en çarpıcı uygulaması görülmektedir. İznik Hamamı’nı Bursa hamamları izler; ancak alçı süsleme hamamlarda en ileri aşamasına 15. yüzyılın ilk yarısında II. Murat döneminde ulaşır. Çok çeşitli düzenlemelerle karşılaşılan Edirne hamamlarında, iç mekanlarda büyük boyutlu alçı mukarnas süslemeler güçlü bir plastik etki yaratmaktadırlar. Edirne Gazi Mihal, Beylerbeyi, Yeniçeri, Topkapı ve Saray hamamlarında alçı mukarnas süslemenin en güzel örnekleri bulunmaktadır76.

Klasik Osmanlı Mimarisi’nde seyrek olarak görülen alçı süslemeler, genel olarak Batılılaşma Dönemi diye adlandırılan 18.yüzyıldan itibaren dini ve sivil yapılarda yoğun bir biçimde yeniden kullanılmaya başlar. Avrupa üsluplarının Türk Mimarisi’ne uygulandığı ilk anıtsal örnekler camiler olmuştur. Her tür desenin kolaylıkla işlenebildiği yumuşak bir malzeme olan alçı, bu dönem camilerinin iç

74 Yıldız Demiriz, a. g. e., s. 301.

75 Ekrem Hakkı Ayverdi, “Bursa Orhangazi Camii ve Osmanlı Mimarisinin Menşei Meselesi”, Vakıflar Dergisi, Sayı VI, İstanbul 1965, s. 79.

76

dekorasyonunda başlıca süsleme unsuru olarak dikkati çekmektedir. Dayanıksız bir malzeme olması nedeniyle yapıların içinde, hava etkisine açık olmayan kısımlarda kullanılan alçı süslemelerin yer aldığı kısımlar duvar yüzeyleri, mihrap, pencereler, sütun başlıkları, mimari kuruluşun iskeletini oluşturan kemerlerin üst kısımları, kemer araları, kubbeye geçiş unsurları, kubbe içi ve mahfildir77. Bu döneme ait

örnekler arasında İzmir Kemeraltı (17.yüzyıl), Balıkesir Burhaniye Koca (19.yüzyıl), Aydın Cihanoğlu (18.yüzyıl) ve Bergama Yıldırım78 camilerinde bulunan alçı

süsleme, mihraplarda karşımıza çıkar. İzmir Kemeraltı ve İzmir Hisar camilerinde ise kubbe içlerinde, mahfil kısmının tavanlarında alçı süsleme yoğun bir şekilde kullanılmıştır79. Alçı süslemenin görüldüğü pencerelerin büyük çoğunluğu

yenilenmiş olmakla beraber Bursa’da Şehzade Mustafa ve Cem Sultan türbelerinde olduğu gibi orijinal halde günümüze ulaşan eserler de bulunmaktadır80

.

77

Lale Bulut, a.g.m., s. 2. 78

14. yüzyılda inşa edilen camide, alçı süslemeler geç tarihlidir. Ayrıntılı bilgi için bkz. B. Ersoy, Bergama’da Türk-İslam Anıtları(Cami ve Mescitler), (E.Ü. Ed. Fak. Sanat Tarihi Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi), İzmir 1983, s.14.

79

Lale Bulut, a.g.m., s. 8-9.

3. TÜRK MĠMARĠSĠNDE UYGULANAN ALÇI SÜSLEME