• Sonuç bulunamadı

1. GİRİŞ

1.5. OSB Olan Çocuklara Sözel Olmayan İletişim Becerilerinin

İletişim sürecinde dilin kullanılabilmesi için dilin sembollerinin çeşitli araçlar yoluyla somutlaştırılması gerekmektedir. Bu araçlara iletişim biçimi denir. Konuşmanın ve konuşulanı anlamanın öğrenilememesi durumunda alternatif ve destekleyici iletişim-ADİ (AAC: Alternative and Augmentative Communication) sistemlerinden yararlanılır.

ADİ sistemleri, yardımcı teknolojiyi kullanarak konuşma ve iletişim problemi yaşayan

20

bireylere iletişim olanağı sağlar (Acungil, 2015, s. 7). ADİ sistemleri, OSB olan çocukların sözel olmayan iletişim becerilerine ek olarak sözel iletişim becerilerini de destekleyen, aynı zamanda OSB olan çocukların iletişim becerilerindeki sınırlılıktan kaynaklanan davranış problemlerini azaltan sistemlerdir (Kırcaali-İftar ve Odluyurt, 2012, s. 348). ADİ sistemleri, OSB olan çocukların hem sözel iletişim becerilerini geliştirmekte hem de alıcı ve ifade edici dillerini desteklemektedir. Özellikle erken yaşta ADİ kullanma şansını yakalayan çocuklar, ADİ becerilerini edinmenin yanı sıra sözel iletişim becerilerinde de büyük bir ilerleme göstererek bir süre sonra ADİ’ye gereksinim duymamaktadırlar (Kırcaali-İftar ve Odluyurt, 2012, s. 348).

Alternatif iletişim öğretimi, konuşma ve yazmanın yerini almak üzere işaret sistemi ve görsel sistemler gibi alternatif iletişim biçimlerine dayalı, sözel olmayan iletişim uygulamalarının çocuğa kazandırılması süreci olarak tanımlanır. Destekleyici iletişim ise sözel iletişimi desteklemek üzere alternatif iletişim biçimlerinin sözel iletişimle birlikte kullanılmasıdır. OSB olan çocuklarda görsel uyaranların öneminin fark edilmesiyle birlikte resim ve sembol kullanımı gibi ek araçlı görsel ADİ sistemleri hızla yaygınlaşmaya başlamıştır (Wendt, 2009’dan akt. Kırcaali-İftar ve Odluyurt, 2012, s.

348).

ADİ sistemleri teknoloji gerektirmeyen, düşük teknoloji gerektiren ve orta-yüksek teknoloji gerektiren sistemler olmak üzere üç grupta sınıflandırılabilir. Teknoloji gerektirmeyen iletişim sistemlerine işaret dili, düşük teknoloji gerektiren iletişim sistemlerine görsel destek sistemleri, Resim Değiş Tokuşuna Dayalı İletişim Sistemi (Picture Exchange Communication System-PECS), orta-yüksek teknoloji gerektiren iletişim sistemlerine ise konuşma üreten sistemler (SGD: Speech Generating Device, VOCA: Voice Output Communucation Aid) örnek oluşturmaktadır (Genç-Tosun ve Kurt, 2017, s. 2; Kırcaali-İftar ve Odluyurt, 2012, s. 348-351). ADİ sistemlerinde amaç, çocuğa sözel ve sözel olmayan iletişim becerilerini kazandırmak ve çocuğun var olan iletişim becerilerini desteklemektir (Yücesoy-Özkan, 2015, s. 148). ADİ sistemlerinin OSB olan çocuklarda kullanımına bakıldığında, daha sınırlı becerilere sahip çocuklar için jest ve işaretler kullanılırken diğer çocuklarda ise konuşma üreten ya da resim içeren sistemlerin kullanıldığı görülmektedir (Ogletree ve Oren, 2015, s. 17). Wong ve diğerleri (2014, s.

25) tarafından yayımlanan raporda ADİ sistemleri, bilimsel dayanaklı olmayan ancak etkileri deneysel araştırmalarla desteklenen bir uygulama olarak ifade edilmektedir.

21

İlerleyen başlıkta işaret dili, PECS ve konuşma üreten sistemler uygulamalarına ilişkin açıklamalara yer verilmiştir.

1.5.1. İşaret dili

OSB olan çocuklara yönelik ADİ sistemlerinin en eskisi işaret sistemleridir. Bu sistemler işaret dili ve doğal jestlerden oluşmaktadır. İşaret dili tek başına kullanılabildiği gibi sözel iletişimle birlikte de kullanılabilmekte ve ek araç gerektirmemektedir (Kırcaali-İftar ve Odluyurt, 2012, s. 349).

İşaret dilinin tarihsel gelişimine bakıldığında, 1970 yılından beri ABD’de kullanıldığı görülmektedir. İşaret dilinin öğretimi sırasında fiziksel ipucu kullanmanın mümkün olması, hemen her jeste karşılık gelen sözcüklerin olması, kolay taşınabilir, her yerde kullanılabilir ve somut olması işaret dilinin OSB olan çocuklara öğretimini kolaylaştırmaktadır. Öte yandan OSB olan bazı çocukların motor becerilerdeki sınırlığı ve birçok ülkede işaret dilinin herkes tarafından bilinmemesi bu sistemin sınırlılıklarını oluşturmaktadır (Kırcaali-İftar ve Odluyurt, 2012, s. 349-350). Wendt (2009) gerçekleştirdiği derleme çalışmasında işaret sistemlerinin, OSB olan çocuklara sembolik iletişim becerilerini kazandırmada ve sözel iletişim becerilerini geliştirmede etkili olduğuna ilişkin güçlü bilimsel dayanaklar olduğu çıkarsamasında bulunmuştur.

1.5.2. Resim değiş tokuşuna dayalı iletişim sistemi (Picture Exchange Communication System-PECS)

PECS, 1990’lı yıllarda ABD’de psikolog Andy Bondy ve konuşma terapisti Lori Frost tarafından geleneksel görsel iletişim sistemlerine bir alternatif olarak geliştirilmiştir.

OSB olan çocuklara yönelik geliştirilen bu sistem, UDA ilkelerini temel alarak, Skinner’in sözel davranış analizi ilkesiyle oluşturulmuştur. PECS, sözel dile sahip olmayan ya da sınırlı düzeyde sahip olan çocuklara tercih ettikleri ya da istedikleri nesnelere veya etkinliklere ulaşmak üzere resimli kartları değiş-tokuş etmeyi öğretmek üzere tasarlanmış, düşük teknoloji gerektiren özel bir görsel ADİ sistemidir (Bondy 2001, s. 127; Kırcaali-İftar ve Odluyurt, 2012, s. 352). Öğretimin kendisi pekiştireç özelliği taşımadığı için öğretim anında pekiştireçler kullanılmaktadır.

PECS farklı amaçları içeren altı evreden oluşmaktadır. Bu evrelerde uygulamaya başlamadan önce uygulamacı tarafından hazırlık aşaması tamamlanmalıdır. Birinci evre olan iletişim kurmanın amacı, çocuğa iletişim girişimini, iletişimin temel özelliklerini kazandırmaktır. İkinci evre olan uzaklık ve kararlılıkta, çocuğun iletişim girişimini

22

genellenmesi ve gerçek ortamlarda iletişim kurması hedeflenir. Üçüncü evre olan resimleri ayırt etmede, çocuğun az tercih ettiği ve çok tercih ettiği resimler arasından seçim yapabilmesi ve bu seçimle ilgili kartı iletişim eşine verip pekiştireç elde etmesi hedeflenir. Çocuğun resimlerin farklı sonuçlara yol açtığını öğrenmesi, bu evrenin temel hedefini oluşturur. Dördüncü evre olan cümle kurmada, çocuğa tercih ettiği nesne ya da etkinliğe ilişkin birden fazla resimli kart ve “istiyorum” kartı verilir. Çocuktan kartları bantlı şerit üzerine dizerek cümle kurması istenir. Çocuk cümleyi uygun şekilde kurduğunda iletişim eşinden pekiştirecini alır. Beşinci evre olan ne istediğini belirtmenin amacı, çocuğa yöneltilen “Ne istiyorsun?” sorusuna ilişkin isteklerini bir önceki evredeki gibi cümle kurarak yanıtlamasıdır. Altıncı ve son evre olan görüş bildirmede çocuğun bir nesne ve etkinliğe ilişkin görüşlerini iletişim klasörü aracılığıyla cümle kurarak bildirmesi hedeflenir (Ganz, Simpson ve Lund, 2012, s. 180-183; Kırcaali-İftar ve Odluyurt, 2012, s. 355-356). Günümüzde PECS, konuşmayan ya da belli sözcükleri söyleyen ancak konuşmayı işlevsel olarak ve/veya iletişim girişiminde bulunmak için kullanmayan OSB olan çocuklara iletişim becerilerinin kazandırılmasında yaygın olarak kullanılmaktadır.

PECS, NPDC tarafından yayımlanan raporlarda bilimsel dayanaklı uygulama olarak nitelendirilirken NAC tarafından yayımlanan raporda umut vaat eden uygulama olarak nitelendirilmiştir (NAC, 2015, s. 71; Wong vd., 2014, s. 20).

1.5.3. Konuşma üreten sistemler

ADİ sistemlerinden biri olan konuşma üreten cihazlar (SGD: Speech Generating Device / VOCA: Voice Output Communication Aid) orta-yüksek teknoloji gerektirmektedir. Konuşma üreten sistemler; fotoğraf, sembol, önceden kaydedilmiş ya da dijital ses içeren ve istenildiğinde ses çıktısı veren taşınabilir cihazlardır. Kasetçalar, ses kayıt cihazı, ses çıktısı veren basit aygıtlar orta teknolojinin kullanıldığı uygulamalara örnek oluştururken video kameralar, bilgisayarlar, konuşam sözlük işlemcileri yüksek teknolojinin kullanıldığı uygulamalara örnektir. Konuşma üreten cihazlarda cihaz üzerindeki herhangi bir sembole dokunulduğunda, bu sembolle daha önceden eşleştirilmiş bağlama uygun sesli mesaj alınabilmektedir. Bu mesajların nesne, eylem, etkinlik talep etme, selamlaşma ve sorulan sorulara yanıt verme gibi işlevleri bulunmaktadır (Genç-Tosun ve Kurt, 2017, s. 2).

Konuşma üreten sistemler doğal öğretim yaklaşımları gibi başka uygulamaların içinde ya da tek başına kullanılabilmektedir. Konuşma üreten sistemler NAC tarafından

23

yapılan değerlendirmede umut vaat eden uygulama olarak nitelendirilirken NPDC tarafından yayımlanan raporlarda bilimsel dayanaklı uygulama olarak nitelendirilmiştir (Kırcaali-İftar ve Odluyurt, 2012, s. 351).

Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere OSB olan çocuklara iletişim becerilerinin kazandırılmasında farklı yaklaşımlar ve uygulamalar söz konusudur. İzleyen başlıkta OSB olan çocuklara iletişim becerilerinin kazandırılmasına yönelik hem uluslararası alanyazında hem de ülkemizde yapılan araştırmalara yer verilmiştir.

1.6. OSB olan çocuklara iletişim becerilerinin kazandırılmasına yönelik olarak