• Sonuç bulunamadı

ORTAOKUL TÜRKÇE TASLAK PROGRAM

Belgede 4-egitim-sen-mufredat-raporu (sayfa 49-51)

13 Ocak tarihinde MEB tarafından askıya çıkarılan Ortaokul Türkçe taslak programı içerik olarak eski Türkçe programının neredeyse birebir aynısıdır. Yeni taslakta aynı içeriğin farklı bir şekilde düzenlenmesi ve sınıflandırılması yapılmıştır.

Taslak program ile eski programın “İçindekiler” kısmını karşılaştırıldığında dikkat çeken ilk nokta, içeriğin eski programa göre daha iyi bir şekilde tasnif edilmiş olmasıdır. Ayrıca eski programda görmediğimiz ama yeni programda yer verilmiş bazı başlıklar göze çarpmaktadır. “Öğretim Programının Temel Felsefesi”, “Öğretim Programının Temel Beceriler” , “Öğretim Programında Ölçme Değerlendirme Yaklaşımı” gibi başlıklar ilk bakışta yeni gibi görünse de,

aslında eski programda farklı isimler altında yer alan içeriklerdir. Bu programda bu başlıklara yer verilmiş ve eski programdaki var olan içerikler bu başlıklar altına taşınmıştır.

İçindekiler bölümdeki gerçek yeni başlıklar ise “Öğretim Programında Değerler Eğitimi” ve “Öğretim Programında Rehberlik” şeklindedir. Bu başlıklar altında yer verilen içerik ise aslında eğitimciler için yeni bir şey söylemekten ziyade eski programın içinde de var olan bilgilere dikkat çekmektedir. (bkz. Öğretim Programında Değerler Eğitimi) ya da her eğitimcinin bilmesi ve içselleştirmiş olması gereken pedagojik konuları hatırlatmaktadır ( bkz. Öğretim Programında Rehberlik).

Taslak Türkçe programın “İçindekiler” bölümünün eski programa göre daha iyi bir sınıflandırmaya tabi tutulmuş olması kazanımlar kısmı için de söz konusudur. Kazanımlar eski programda çok daha detaylı hatta zaman zaman kendini tekrar eden bir bakış açısıyla kaleme alınmış ve sınıflandırılmıştı. Yeni programda bunun büyük ölçüde önüne geçilmiş, kazanımlar sadeleştirilmiş ya da yeniden yazılmıştır. Aynı beceriye yönelik farklı kazanımlar tek bir kazanım altında toplanmış ya da tek kazanımla ifade edilmiştir. Bunun öğrenciye direkt olarak etkisi olmadığı düşünülebilir.

Bununla birlikte, bu sınıflandırmanın programa uygun içerik geliştireceklerin ya da programdan hareketle özgün içerik hazırlayacak eğitimcilerin işini kolaylaştırdığı söylenebilir. Belki bu düzenleme nicelik yönünden daha az maddi hatta içeren, nitelik yönünden ise daha güçlü metin ve etkinliklerin yer aldığı kitapların hazırlanmasını sağlayabilir. Bunun öğrenciye ve öğretmene olumlu katkıları olacaktır.

Kazanımlar

Eski programda var olan bu programda da devam eden ve artık bir sorunsal olan durum yeni programda da göze çarpmaktadır. Somut bir örnekle açıklamak gerekirse; Örneğin 5.sınıftan 8.sınıfa kadar “Sözlü İletişim” alanında yer verilen kazanımlar ve kazanımların sayısı birebir aynıdır. Kaldı ki diğer öğrenme alanları da bu durumdan nasibini almıştır. Dil bilgisi kazanımları sebebiyle birkaç kazanım eklenmiştir.

Yeni programda öğrencinin bilişsel gelişimini göz önüne alarak çeşitlenen ve derinleşen bir kazanım listesinden bahsedilemez. Birkaç küçük ekleme olmasına rağmen, bunlar somut bir etki doğuracak güçte değildir. Sonuç olarak ortaokul yaşantısı boyunca üç öğrenme alanında da (Sözlü İletişim, Okuma, Anlama) öğrenci aynı kazanımları kavramaya yönelik etkinlikleri yapmaya mecbur kalacağı söylenebiliriz.

“T.5.2.24 Okuduklarında anlatım biçimlerini ve düşünmeyi geliştirme yollarını fark eder. T.5.2.25 Okuduğu metinlerdeki söz sanatlarını bulur.

Benzetme (teşbih), kişileştirme (teşhis), konuşturma (intak), zıtlık (tezat), abartma (mübalağa) söz sanatları verilir

T.5.2.26 Okuduğu metindeki gerçek, mecaz ve terim anlamlı sözcükleri belirler.”

 Geçmiş programda da görülen ve programın gücünü azaltan hatalardan yeni programda da tekrarlanmış, mantıksal tutarsızlık içeren ya da aynı beceriye yönelik kazanımlar yazılmıştır. Örneğin; aşağıdaki alıntıda görüleceği gibi aynı beceri alanına yönelik tek bir kazanım yazılabilecekken iki ayrı kazanım yazılmıştır.

“T.5.2.2 Noktalama işaretlerine dikkat ederek uygun hızda sesli veya sessiz okur. T.5.2.3 Vurgu, tonlama ve telaffuza dikkat ederek okur.”

Yukarıdaki kazanım 5.sınıftan 8.sınıfta tüm sınıf düzeyinde tekrar etmektedir. Öğrenci sesli okumayı doğru vurgu, tonlamayla yapması için noktalama işaretlerine dikkat etmesi gereklidir. Noktalama işaretlerine dikkat etmeden vurgu, tonlaması güçlü bir sesli okuma yapılamaz. Ayrıca sesli ve sessiz okuma becerisine aynı kazanım içinde yer verilemez. Bence bu iki kazanım

birleştirilmeli, sessiz okuma çıkarılmalı ”Telaffuz dikkat ederek okur” ayrı bir kazanım haline getirilmelidir.

“T.5.3.4 Düş gücünü kullanarak şiir veya fantastik öğeler barındıran metin yazar.”

Yukarıdaki kazanım 5.sınıftan 8.sınıfta tüm sınıf düzeyinde tekrar etmektedir. Yaratıcı yazı çalışmalarının olmazsa olmazı hayal gücünün kullanılmasıdır. Hayal gücü kullanılmadan yaratıcı yazı yazılamaz. Bu sebeple kazanım içinde “düş gücünü kullanarak” ifadesine yer verilmesi saçmadır. Ayrıca bu ürünleri “şiir ve fantastik öğeler barındıran metin” olarak sınırlandırası da programın bir başka saçma yanıdır.

“T.5.3.11 Yazılarında ses olaylarına uğrayan kelimeleri doğru kullanır.

Hece düşmesi, ünlü daralması, ünsüz benzeşmesi, ünsüz yumuşaması, ünsüz türemesi ses olayları üzerinde durulur.”

Eski programa göre 5. sınıf düzeyinde dil bilgisi ya da metinde anlam alanına yönelik kazanımların daha çok yer verildiği göze çarpmaktadır. Ayrıca yukarıda yer verilen kazanımlardan bazılarına 6.sınıf düzeyinde değinildiği görülmüştür. Özellikle söz sanatları ve düşünceyi geliştirme yolları konularının 5.sınıfların gelişim özellikleri göz önünde alındığında ağır olabilecektir.

Yukarıda noktalama işaretleriyle ilgili kazanıma ise sadece 5.sınıf düzeyinde yazma öğrenme alanında yer verilmiş ama diğer sınıflarda bir daha hiç anılmamıştır. Bu kadar çok ve çeşitli noktalama işaretine “en sık kullanılan işlevleri” gibi muğlak bir ifadeyle sadece 5.sınıf düzeyinde yer verip bir daha hiç anılmamış olması sorunludur.

Son olarak farklı sınıf düzeylerinde (özellikle 7. ve 8. sınıf) yer verilen dil bilgisi kazanımlarında küçük değişiklikler göze çarpmaktadır. Daha önce sadece 8. sınıf düzeyinde yer verilen anlatım bozukluğu ve şiir bilgisi konusunun yeni programda bir bölümünün 7. sınıfa kaydığını görülmektedir. Yine 6 sınıf dil bilgisi konularının bir bölümünün de 5. sınıfa aktarılmıştır. Bunun yanında bu değişiklikler Türkçe dersi ne yönelik tutumu olumlu yönde etkilemeyecek ve dersin başarısında büyük bir sıçrama yaratmayacaktır.

Sonuç olarak;

Ortaokul seviyesinde yürütülecek Türkçe dersinin yeni taslak programında yer verilen kazanımların sınıflandırma yönünden daha iyi olmakla beraber içerik yönünden çok da farklı değildir.

Yeni taslak programın, Türkçe öğretmenlerinin kötü alışkanlığı olan dil bilgisini odağına alarak ders işleme yaklaşımını değiştirmeyecek, aksine yer yer besleyebilecektir.

Eleştirel ve sorgulayıcı düşünce becerisine yeni program içinde de birçok atıf yapılmasına hatta temel üst bilişsel hedef olmasına rağmen, program içinde özel olarak bir öğrenme alanı açılmaması ve bu hedefe ulaşmaya yönelik kazanım yazılmamasının büyük bir eksiklik olduğu dikkat çekmektedir.

Belgede 4-egitim-sen-mufredat-raporu (sayfa 49-51)