• Sonuç bulunamadı

Orta Asya İşbirliği Teşkilatı (CACO)

I. BÖLÜM

2.6. Orta Asya Ülkelerinin Oluşturduğu Güvenlik Yapıları

2.6.7. Orta Asya İşbirliği Teşkilatı (CACO)

Orta Asya İşbirliği Teşkilatı (CACO), beş üyeden (Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan ve Rusya) ve üç gözlemci statüsüne sahip ülkeden oluşan bir uluslararası kuruluştur. Örgütün ilk temeli 1991 yılında Orta Asya’daki beş ülkenin de katılımıyla “Orta Asya Toplulugu” olarak atılmıştır. Daha sonraları Türkmenistan, tarafsızlık politikasına dayanarak tüm bölgesel forumlardan çekildiğini açıklamıştır. 1994’e gelindiğinde, söz konusu Topluluk, Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan’ın desteğiyle Orta Asya Ekonomik Birliği (CAEU) adıyla varlığını sürdürmüştür. 1998’de Tacikistan’ın üye olmasıyla birlikte birliğin ismi Orta Asya Ekonomik İşbirliği (CAEC) şeklinde değiştirilmiştir. 2002 yılında ise, günümüzde kullandığımız şekliyle Orta Asya İşbirliği Teşkilatı (CACO) olarak adlandırılmıştır.72 2004 yılında teşkilata Rusya kabul edilmiştir. 2005’te üye ülkeler kendi aralarında anlaşarak, Özbekistan’ın Avrasya Ekonomik Toplulugu’na katılımını onaylamışlar ve bu şekilde CACO söz konusu ekonomik toplulukla birleştirilmiştir. Teşkilatın Sekretaryası ve Bankası Almatı’da yerleşmekte olup, başkanlık dönemsel olarak devredilmektedir. Birliğin temel hedefi ekonomik işbirliğinin teşvik edilmesi olmuştur. Orta Asya’da başarılı bir bütünleşmeye zemin hazırlama potansiyeline sahip olan CACO, yine de kendisinden beklenen başarıyı ortaya koyamamış ve kuruluş hedefleri çoğunlukla kâğıt üzerinde kalmıştır.

Harita – 6: CACO’ya Üye ve Gözlemci Statüsündeki Ülkeler

72 “EU –Central Asia Bilateral Trade Relations”, European Commission, http://ec.europa.eu, 12

Kaynak: Wikipedia, the free encyclopedia, www.wikipedia.org

6 Ekim 2005 tarihinde Rusya'nın San-Petersburg şehrinde Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Özbekistan ve Rusya'nın üye olduğu Orta Asya İşbirliği Teşkilatı’nın zirvesi yapılmıştır. Zirve sırasında kabul edilen "Avrasya coğrafyacında gelişen entegrasyon süreçlerine dair" kararda CACO ve Avrasya Ekonomik Birliği’nin (AEB) iç içe geçtiği, iki örgütün katılımcılarının ve stratejik amaçlarının aynı olduğu kaydedilmiştir. CACO çerçevesinde amaçlanan ekonomi, enerji ve su kaynakları, ulaştırma ve gıda sektörleri gibi alanlardaki işbirliğinin, AEB çerçevesinde başarılı bir şekilde gerçekleşmekte olduğu belirtilmiştir. Bu yüzden CACO’nun üyesi olmayan ancak AEB'in katılımcısı olan tek üye Beyaz Rusya'nın da onayıyla, iki teşkilatın birleşmesine karar verilmiştir. Özbekistan Devlet Başkanı İslam Kerimov da, Özbekistan'ın AEB'ye katılma konusundaki iradesini açıklamıştır. 2000'li yıllarda CACO üyeleri arasındaki ekonomik ayrılık giderek derinleşmiştir. Bölge ülkeleri farklı ekonomi politikaları izledikleri için gümrük birliğinin kurulamadığı Orta Asya, kaçak mal ve kaçak isçi dolaşımına sahne olmuştur. 2004 yılında CACO’ye Rusya'nın katılması, hem Rusya'nın Orta Asya'ya artan ilgisini hem de Orta Asya Birliği için vaktin kaçırılmış olduğunu simgeliyordu. Rusya'nın zayıf olduğu dönemi kendi lehine kullanamayan Orta Asya devletleri yabancı güçler karşısında ancak birlik sağlayarak kendi alternatiflerini üretebilirlerdi. Birlik oluşturamayan Orta Asya devletleri, Rusya ve ABD arasındaki bölgesel nüfuz mücadelesinin tam ortasında kalmışlardır. Özbekistan yönetimi, Rusya’nın teşkilata katılımını istememekle birlikte, Mayıs 2004’te Almatı’daki zirvede Moskova’nın

üyeliğini desteklemek zorunda kalmıştır.73 Rusya Güvenlik Konseyi Sekreteri İ. İvanov, Rusya’nın üyeliğini su sözlerle açıklamaktadır: “CACO, bölgesel işbirliği konusunda önemli bir mekanizmadır ve Orta Asya’da güvenlik ve istikrarın sağlanmasında büyük katkı yapmaktadır; ayrıca, günümüzün en önemli tehdit unsurları olan terörizm, radikal akımlar ve uyuşturucuyla mücadele konusunda aktif bir rol oynamaktadır.”74 Moskova’nın üyeliği, aslında Orta Asya’da ABD başta olmak üzere bölge dışı aktörlerin Rusya’nın bölgesel güvenlik çıkarları açısından önemsenmeye başladığının da bir göstergesidir. Nitekim Rusya’nın üyeliği, 1 Haziran 2004’te ABD ile dört Orta Asya ülkesi (Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Türkmenistan) arasında imzalanması öngörülen ticaret ve yatırımların teşviki anlaşmasının hemen öncesinde gerçekleşmiştir. Rusya’nın bölgesel entegrasyon girişimlerindeki etkinliğini artırmasının bir diğer gerekçesi ise, Orta Asya’da nüfuzu güçlenen Çin faktörüdür. Özellikle Çin’in Şanghay İşbirliği Örgütü’ndeki pozisyonunun etkisi büyük olmuştur. Rusya, Pekin’in ekonomik açıdan Orta Asya’ya yayılmasını kendi çıkarları açısından bir tehdit olarak algılamıştır. Başta enerji kaynakları ve boru hattı projeleri olmak üzere (Çin Halk Cumhuriyeti ve Kazakistan arasında imzalanan Atasu – Alasankau petrol boru hattının yapımı anlaşması), Pekin’in bölge ülkeleriyle yakın işbirliği, Rusya’nın bölgedeki ekonomik ve siyasi ağırlığını sarsmaktadır. Enerji bağlamında İran da Rusya tarafından enerji çıkarlarını tehdit eden bir ülke olarak algılanmaktadır. Öte yandan CACO kapsamında Orta Asya ülkelerinin Moskova’yı yanında görmek istemeleri de Rusya’nın üyeliğini kolaylaştırmıştır. Batılı ülkelerin ve özellikle Amerikan yönetiminin Orta Asya’daki iç siyasal gelişmelere müdahil olma yolundaki girişimleri, bölge ülkelerinin yönetimlerini endişelendirmiştir. Burada basit bir güçler dengesi politikasının izlendiği görülmektedir: Amerikan varlığına karşı Rus kozu.75 Bu süreçte Orta Asya ülkelerinin hem Rusya’ya karşı hem de birbirlerine karşı tavizde bulundukları görülmektedir. ABD’nin Orta Asya bölgesiyle yakından ilgilenmeye çalışmasının en

73 Heidemaria Gürer, “Forms Of Regional…

74 Sergey Pirojkov, Геополитические изменения в Центральной Азии: взгляд из Украины, Ed.:

Anja H. Ebnöther, Maj Ernst M. Felberbauer, Martin Malek, Facing the Terrorist Challenge - Central Asia’s Role in Regional and International Co-operation, (Study Groups Regional Stability in Central Asia Security Sector Reform), Vienna and Geneva, April 2005, 162.

dramatik sonuçlarından birisi belki de, Özbekistan yönetiminin ABD'nin kendi varlığına tehdit oluşturduğu kanısına varıp, yıllardır uzaklaşmaya çalıştığı Rusya'ya yanaşması olmuştur. Özbekistan'ın Rusya karşıtı GUUAM örgütünden çıkması, CACO’ye Rusya'nın katılımını desteklemesi, son dönemde Moskova ile geliştirmeye başladığı askeri, siyasi ve ekonomik işbirliği ve en son olarak Rusya'nın hâkimiyetindeki AEB'ye katılmak istediğini bildirmesi peş peşe gerçeklesen gelişmelerdir. ABD'den farklı olarak ideolojik etkileme gücüne ve özgün medeniyet projesine sahip olmayan Rusya, şu anda Orta Asya yönetimleri açısından daha kabul edilebilir bir işbirliği modeli sunmaktadır. Orta Asya devletlerinin rejimlerini ve reformlarını sorgulamayan Rusya, bunun yerine bölge devletlerini askeri ve ekonomik konularda etkisi altına alarak "koruma" altına almaya çalışmaktadır.76 Rusya ve ABD arasında hızlanan bölgesel rekabet, Orta Asya'yı giderek daha tehlikeli bir noktaya sürüklemektedir. Bölgede yabancı askeri varlığının artması bu sürecin önemli parçalarındandır. ABD ve Rusya, Kırgızistan'daki askeri varlıklarını arttırmakta, Özbekistan'dan çıkartılacak olan askeri üssün hangi bölge ülkesine yerleşeceği tartışılmakta, Rusya, Tacikistan'da yeni bir üs açmaya hazırlanmaktadır. Rus haber kaynaklarına göre, Rusya'nın hâkim olduğu Kolektif Güvenlik Anlaşması Teşkilatı (KGAT) Genel Sekreteri Nikolay Bordüja, Orta Asya'da birleşik bir ordunun oluşturulacağını belirtmiş, bu ordunun büyük çaplı savaşa hazır olması gerektiğini belirtmiştir. Bunun dışında zamanında Rusya'nın etkisinden kurtulmak için olaylı bir şekilde Kolektif Güvenlik Anlaşması’ndan ayrılan Özbekistan'ın tekrar anlaşmaya katılabileceği yönünde yorumlar yapılmaktadır. Bu anlamda daimi tarafsızlık statüsünü her koşulda devam ettiren Türkmenistan'ın takınacağı tavır önem kazanmaktadır. Bütün bu gelişmeler bölgede kıran kırana mücadelenin yaşandığına işaret ederken, Rusya'nın hâkimiyetine tekrar girmek niyetinde olmayan, ancak ABD örneğinde görüldüğü gibi bölgede yeni hegemon bir güç de istemeyen Orta Asya devletleri için denge politikaları zorlaşmaktadır.

Benzer Belgeler