• Sonuç bulunamadı

Ormanlı İdaresi Kahve İhracını önleyemiyor

AvrupalIlar kahvepe ihtiyaçlarını -önceleri kendi ticaret gemilerll. îstanbuldan sağlarlardı . Sonraları « bunun üretildiği Yemen ile satış pazarı olan Mısır'dan doğrudan doğruya almaya başladılar . Oysa Ostaanlı hükümeti ,

kahveden vergi almaktaydı , Batılıların doğrudan gemilerini göndererek, Mısırla Yemen'den kahve almaları Hâzinenin zararına oluyordu . Bunun

önlenmesi için Padişah 1719 yılında kapıcıbaşıaı İbrahim ağayı Yemen imamına gönderdi . Mekke ve Cidde valilerine de birer ferman yolladı , Ikt fermanlarda « AvrupalIlara hiçbir surette kahve satılmaması bildi­ rildi . Nevar ki , Padişahın bu emri beklenen s onu ou vermedi .

Kahveyi Rnçok İçen Milletler

Yapılan bir istatistiğe göre Dünyada ençok kahve içen millet HollandalIlardır , Bunu Belçika izlemektedir , Hollanda da adam başına kahve tüketimi 9 , Belçikada 6 t Almanyada 4 , Branşada 3,5 kilodur . Avrupada en az kahve kullanan millet , İngilizlerle Huşlardır « Banlar daha çok çay içerler ,

Türk Kahvehaneleri

Kahve ocaklarını f kahve pişirenlerin başına geçiren , kahve­ haneleri müşterilerinin üstüne yıkah düşmanlık devresi kısa sürdü , Kahve büyük şehirlerin sosyal hayatında f gelişmeler saklayan bir uğrak yeri , bir yuva oldu , Hatta bazı kahvehaneler (Mektebi İrfan) yani bir kültür okulu niteliğinde üne kavuştu ,

Nevar ki t kahvenin o nefis kokusu , yalnız şehirleri ve şehirlileri büyüledi . öğle yemeklerinden sonra memurlarla esnaf çalış­ tıkları semt kahvehanelerine , geceleri mahallelerindeki kahvehanelerine devam ederlerdi • Kadınların kahvehanelere oturmaları gelenek dışı idi , Esasen eski devirlerde kahve daha çok y erkekler tarafında« içilirdi .Ihnlış bir söylentinin etkisi kal tında kalan eski zurnan kadınları * içenleri esmer­ leştirir düşünoesiyle , kahveye rağbet etmezlerdi Onlar şerbetleri tercih ederlerdi • Hele kırsal bölgedeki kadınlar hiç kahve kullanmazdı , Onlar da ayran içerlerdi , Kahve t köylerde ancak hali vakti yerinde olan f evlere girebilir , şehirli misafirlere ikram amacıyla bulundurulurdu .

Bjyük şehirlerde yaşlıların t gençlerin , sanat ve edebiyat­ çıların esnafın , işçilerin * çalgıcıların , ayrı ayrı kahveleri vardı « J b m * * 4 * t '-onat gösterileri, bulunan gece hayatı ile ilgili kahveler Ün «İniş­

ti • Çalgılı kahveler , meddah kahveleri f bektaşi kahveleri , saemjgl. kab> veleri , yeniçeri kahveleri , eski îatanbulun manevi yapısından birer parça gibiydi « Bi tür kahveler , Ssellikl® ramazan oylarında doyum olraos bir canlılık gösterirlerdi •

Kahvehanelerin bir kısmı (kıraathane) idi • Buralarda günlük bUtiin gazeteleri « mecmuaları , hatta bazı kitapları bulmak mümkündü • Müşteriler bunları elden ele devrederek okurlardı * Genellikle emekliler

bu gazetelerin bütün tefrikalarını kahvelerde , kahvelerini yudumlayarak zevkle iElerlerdi « Bu tür kahveleri daha çok kalem sahipleri gelindi # Hatta eserlerini böyle kahvelerde yazan « ilhanlarını kağıtlara aktaran nice romancılara , şairlere raetlanırdı « Fıkra hazırlayan gazetecilerle , günlük haberleri derleyen muhabirler yazılarını bu tür kahvelerde tezgah­ larlardı « Hoşsohbet kişiler bu kahvelerde otunu- , ara sıra tavla oynar­ lardı , Tavla genellikle gençlerin t domino orta yaşlıların rağbet ettiği bir oyundu * Fakat kıraathane niteliğindeki kahvehanelerde , genellikle sohbeti t sükuneti bozacak nitelikte gürültü çıkaran oyunlara az rast- 1 anırdı . Ba tür kahvelerin , Türk kültürüne büyük yararı olduğu aşikardır* Tarihçi H a i m ^ Ş k f eski İstanbul kahveler!niy zarif İnsanların (kibar kişilerin) toplandığı bir yer olarak tarif etler * Vaktiyle İstanbul da meslek ve düşün­ celeri itibarile ayra topluluklar faalinde bulunanların devam ettikleri özel kahveler vardı « Yeniçerilerle bektaşilerin kahveleri bu tipten, meş­ hur kahvelerdi *

Yeniçeri kahvelerinin kapısında , kehdilerine alt nişanlar asılı bulunurdu • Bu kahveler , basan eşkiya kabilinden olan suçluların atıoma yeri olurdu • Bu tür suçluların yakalanmanı için , devletin eli f bu kahvelerin kapısını çalansam »Yeniçerilere ait kahvelerim , adeta bir imtiyazı vardı * Yeniçeriliğin kaldırılmasından sonra bu ocaklar tamamen yıktırıldı *

Karşı koyan din bilginleri ile kalem sahiplerinin ricası üzerine padişah 1587 yılında kahve yasağını kaldırdı . (Galatadı meşhure) adlı eserin yazarı Hafili efendiye güre , kahve yasağının kaldırılmasına şeyhülislam (Bostanzade) fetva verdi •

Kahve , Sultan Ahmet I zamanıdda (1606-1611) yılları arasımla üçüncü defa yasak­ landı . Sultan Mehmet III ise , kahveyi hürriyetine kavuşturdu •

Kahvehanelerin yıkılması , kahve içenlerin şiddetli cezalara çarptırılması hatta asılması f Sultan Murat IV Un zamanına rastlar ki , bu , kahvenin başına gelen son felakettir 1* 1633 yılında kahveyle birlikte f tütün de yasaklandı . Gerdtçe olarak İstanbuldaki büyük yangınların kahvehanelerde pişirilen kahveden çıktığı , göste­ rildi . Padişah ble , kıyafet değiştirerek yasağına uymayanları , bizzat yakalayıp cezalandırdı . Son yasak , Sultan M u r a t ’ın yerine padişah olan Sultan İbrahim za­ manında da (1639-1648) devam etti . Sonunda kahvenin serbestliğini sağlayan , Sultan Murat IV oldu .

Kahveden İlk Defa Bahseden Kitap

Horasan'm(Rey)şehrinde doğan , (1450-1525) y ı l l a n arasında yaşayan Türk asıllı Ebubekir'in Arapça yazdığı t#p kitabında , ilk defa , kahvenin adı geçmektedir . Tıp alanında bazı buluşları ile tanınan Ebubekir'in eseri , Latince-

e de çevrilmiştir • Bu tıp bilgini t 1420 yılında İranda kahve kullanıldığını oradan Aden'e gönderildiğini kitabında belirtmektedir .

1$9-

Kültürle İlgili. Birkaç İstanbul K ahvesi

19. yüayılsa »cm yaranında , ilmi ve edebi toplantılara , sohbet­ lere vekile olan Ünlü bir kahveden burada bahsetmek yarinde olur • Bu kahvenin adı

(Sarafi-3 Kvaathaneai) dır . Buynsıttn , Safi t Paça türbesi knrçıtandak', bu yerde , 19. m a »cm yarısı ile ?0, aorın ilk yıllarında yaşamış bulaman tanınmış edijj , 9«İr ve entollektüellerln ço#u bu kıraathaneye devan etniklerdir • Bbus^ra

Toyfik , bu kıraathaneye Hor »eki i Arif Hikmet , S a d U U n h Paça , Uncık K e m i ve arkadaşlara ile kendilinin deven ettiğini yasar . A.Adnan Adıvar , bir maki*, leşinde , burada tavla , d a m , iskambil gibi oyunların yanak olduğunu , bütün neşriyatın »atın t ı n d ı ğ ı m , kıraathanenin ösel bîr kitaplımı bulunduğunu , münevverlerin »anki bir küfiphsaedoyaiş gibi buradan faydalandıklarını belirt­

tir . (l)

Kahvenin kütüphanesinde tarihi eserler , divanlar bulundujıiunu İbnilerîin Mahmut Kertnl beyden bir kaç kere dinleoiçiadir . Yine Mahmut Kemal bey, Ebuziya Teyfik beyi do^hmloyarnk- Çinani , Âli , Hooa Tahsin , Lastik Sait , Knalıealı Ki hat , Ahmet Mithat ©fendi il© damadı Muallim Naci , Şeyh Yasfi ©fendinin bu kıraathanenin devamlı müşterileri arasında bulunduğunu söylerdi •

ömürleri çok uzun olmamakla beraber, İstanbulda tamamen TüriÇ kahvesi tipinde , ünlü kişilerin gençliğindim yaşlılığına kadar »ererek devan

acvLcvv

ettikleri önemli eohbathimi ■■InıfSil' vardı . Divan yolunda , şimdiki «u^lüc

oüsseslnin karşısında (Arifin kahvesi) bunlar ar-sındsydı U îs*»f)Aşkî 'med&hlnrla ^ Salih) ve(îî©raduh)Ribi karagözcüleri ve ünlü müzisyeni erin »anan zaman renk verdiği

bir kıraathane idi •

Vilayet karşısında bulunan (İhsan Kıraathanesi) gazetecilerle muhabirlerin msrkezi gibiydi ,

(İJ İBOİ yılında açılan bu kahve 19Ö7 y ı l m a kadar dovrin tanınmış şairlerini yazarlarını,bilginlerini çatısı altında bir kütüphanede toplar gibi toplanıştı • Bu kahvenin yukarıda da belirticisi e gioi. çok zengin gazete kollekeiyonu vardı, ş »j kdlekniyomi , daha sonra , Türk Basın Birliği Başkanı Hakkı Tarık Us aatınal- raıştvı.

Beyazıt Meydanının İki ünlü kahvesi vardı , Birisi şimdiki belediye kütüphanesi ille Laleliye giden yol arasında bulunan (merkez) kıraathanesi , diğeri bunun karşısında Beyazıt camiini fon olarak alan (küllük) kahvesiydi .

özellikle(KUllük) öğrenci, profesör topluluklarının,daha /loğrusu flç neslin bir arada sohbet edebildiği orijinal bir kahve idi . Şair Mehmet Sıtkı A k o z a n m (Küllükname) adını bu kahveden almış , unutulmaz anıları şiirleştiren bir yapıtı vardır . Bı kahvenin karşısında yoralan merkez kıraathanesinin gedikli vefdeğişik tipli bir müşterisiysimge olarak hafızalarda hala yaşamaktadır . Bu bir zamanlar kendisine (Türk Şiir Kralı) adı verilen Florinalı Nazım beydi .

Kalburüstü kişilerin devan ettiği kahveler arasında Şehzadebaş andaki (Şems) direkler arasındaki (Mehmet bey ve Şule) Aksarayda , Acem Tahirin kıraatha­ neleri Un yapmıştır .

Fikir ve kalan sahiplerinin son yıllarda , çokça devam ettiği bir er de Nuruosoaniyedeki (İkbal) kıraathanesi idi . Galiba son sahibinin adı Malik beydi .Tam bir İstanbul efendi siydi . &a kahveninysol köşesinde duvara

dayalı bir İskemlede^sabahtan akşama kadar hatta gece yarısına kadar oturan demirbaş bir müşterisi vardı . Tahlr »adi bey i önünde nargilesi , her gün

sürmesini yenilediği gözleri ile , hem sokaktan geçenleri seyreder , hem kahveye girip çıkanları süzerdi J Tehir N a d i ^ a d ı ^ b i r samanların (şair Eşref) i kadar

n yapmıştı ♦ Zehir gibi hicviyeleri vardı .

İstanbul kahvelerinden bahsederken yazlık , sazlı kahveleri de hatırlamak gerekir • Ancak hjgüne kadarfsazlı yazlık kahvelerin yaşayanı yoktur . Bunların sonuncusu Kuşdtlindek» Hsmdi beyin (Gülistan) gazinocuydu , Hem kışlık hem yazlık birkaç kahve işleten Ilamdi bey , kahveoilik yüzünden iflas etti . İşinin bozulmasından morali bozulan bu sevilmiş kişi , bir gün Fcnerbahçedeki yaslık kahvesinin bahçesindeki bir akasya ağacına kendini astı .

hava

Bir de hatırlanm ışı gereken açık/kahveleri arasında Kanlıca ve Emirgan i yöresi başta gelir • Emlrgandaki Ç m a r a l t ı , binbir anı ile dolu olarak yaşamını süre düroektedir , Kani ıcadakiler daha çok yoğurdu ön plana çıkarmışlardır .

- A i -

tni! Türk ve

Islan

dostu Pierre Loti , btr deniz subayı olarak j * * f * V ^ * 4 e İstanbul da & 6 j £ f ¥ l k yıllarda , Eyi p ’ün sakin tepesim gider ,

tabiatla başbaşa kalırdı . 0 yüzden buradaki kahveye (Pierjioti) nin adı verilmiştir „ ICahveyi Hncnlcri Byüplü Bahriyeli Mustafa Oallp b y işletmiş, Ölünü üzerine çocuğu ve torunları (levam ettirmiştir » B1 değiştiren bu kahve, halen yabancı turistlerin u,'irak yeridir « îîevar ki , ünlü Pierre Bot i* nin adının çekiciliği yüzünden bazı turistlerin uğradığı bu tepede , artık Pierre L o t i ’nin g e l d i m yıllardaki doğayı görmek pek mitakün değildir . Halicin o gü­

ana inat fxn ilanından sonra Sadrazam olan I us t af a Peş it Paşa* nın Paris

Benzer Belgeler