• Sonuç bulunamadı

Bu kısımda firmaların organizasyonel yapılarının anlaşılması için sorulan sorulara alınan yanıtlar değerlendirilmiştir.

E1. Firma Bölümlerine Göre Çalışan Sayısı

Firmaların (doğrudan) üretim dışında organizasyon yapısında bulundukları bazı birimlerde istihdam ettikleri çalışan sayısı incelendiğinde sektörlerin ve firmaların değer zincirlerindeki konumuna göre önemli farklılık gösterdiği anlaşılmaktadır.

Pazarlama bölümü ortalama 4,93 çalışan sayısı ile incelenen birimler arasında en fazla çalışan sayısına sahiptir. Bu rakam beklendiği gibi ilgili sektördeki 1. katman firmalarında belirgin olarak daha yüksektir. Kalite-kontrol birimlerinde ortalama 3,6 kişi istihdam edildiği, otomotiv, elektrikli ev aletleri ve gıda firmalarında bu rakamın söz konusu ortalama değerin oldukça üzerinde olduğu görülmektedir.

Firmaların genelinde satın alma birimlerindeki ortalama çalışan sayısı 2,1 olarak hesaplanmıştır. Bu rakam da ilgili sektördeki 1. katman firmalarda daha yüksektir (Tablo E1).

Firmaların Ar-Ge bölümlerinde genel olarak ortalama 2,1 kişi istihdam edildiği, özellikle otomotiv ve elektrikli ev eşyaları sektöründe bulunan 1. katman şirketlerde bu rakamın belirgin bir şekilde yükselerek 150-200 aralığına çıktığı görülmektedir. Firma örneklemi genelinde ortalama olarak üretimin planlaması bölümünde 2,08 kişi, tedarikçi geliştirme bölümünde 1,08 kişi ve bilgi teknolojileri (IT) bölümünde 0,75 kişi istihdam edildiği hesaplanmıştır.

Ar-Ge, üretim planlaması, tedarikçi geliştirme ve bilgi teknolojileri gibi verimlilik artışıyla yakından ilişkili birimler büyüklük bakımından otomotiv ve elektrikli ev eşyaları sektöründe belirgin olarak öne çıkmaktadır. Kapsanan sektörlerin genelinde bu birimlerde daha yüksek düzeyde istihdamın (oransal olarak) 1. katman şirketlerinde olduğu, bu firma grubunu 2. katmanda bulunan firmaların takip ettiği görülmektedir.

Söz konusu birimlerde 3. katmanda bulunan firmalarca yapılan istihdamın diğer iki firma grubunun belirgin olarak altında kaldığı tespit edilmiştir.

E2. Kilit Performans Göstergeleri (KPI)

Kilit Performans Göstergelerinin (KPI) oluşturulması ve takibi firmaların hem verimlilik artışı konusundaki bilinç ve isteklilikleri hem de ilgili firmaların gelecek dönemde ulaşabilecekleri verimlilik arışı konusunda bilgi sunmaktadır. Anket kapsamındaki firmaların yüzde 45,2’i üretim süreçlerinin farklı aşamalarına ilişkin olarak KPI tanımladıklarını belirtmiştir. Bu oran ilgili sektörlerde 1. ve 2. katmanda bulunan firmalarda 3. katmanda bulunanlara göre belirgin olarak yüksektir. Sektörler ayrımında bakıldığında ise KPI kullanımın ağaç ürünleri sektöründe belirgin olarak düşük olduğu görülmektedir (Tablo E2).

Üretim süreçlerinin farklı aşamalarına ilişkin olarak KPI tanımladıklarını belirten firmaların yüzde 89’u bu göstergeler için “hedefler” belirlediklerini, yüzde 87,8’i

“hedeflerden sapma durumunda” gerekli önlemler için “istişare mekanizmaları”

işlettiklerini, yüzde 83,7’si ise KPI hedeflerinin gerçekleşip gerçekleşmediğini düzenli olarak takip edildiğini ve “raporlandığını” belirtmiştir.

E3. Çalışan Performansının Takibi

Çalışanların performanslarının takibi, hedefler belirlenmesi, performans düşüşleri yaşandığı takdirdi önlemler alınması firmaların verimlilik artışı sağlama kapasitesi

hakkında önemli bilgiler verebilmektedir. Bu kapsamda, örneklemde bulunan firmalar ortalama olarak yüzde 83,5 oranında çalışanlarının performansını düzenli olarak izlediğini belirtmiştir. Bu oran beklendiği gibi KPI takip oranının üzerindedir. Çalışanların performansının düzenli olarak takibi göreceli olarak ağaç ürünleri ile mineral ve metal sektörlerinde daha düşüktür. KPI göstergesinde olduğu gibi bu oran genel olarak ilgili sektörlerde 1. ve 2. katmanda bulunan firmalarda daha yüksektir.

Çalışanların performansını düzenli olarak izlediğini belirten firmaların 64,3’ü çalışanların performansına ilişkin verilerin raporlandığını ve değerlendirildiğini belirtmiştir. Benzer şeklide, çalışanların performansını düzenli olarak izlediğini belirten firmaların yüzde 64,2’si performans değerlendirme sonuçlarıyla ilgili olarak çalışanlarla görüşüldüğünü, yüzde 62,6’sı performans değerlendirme sonuçlarının ücretlerin (teşvik ve ikramiye dâhil) tespitinde dikkate alındığını ve yüzde 59,7’si performans değerlendirme sonuçlarının atama ve terfilerde dikkate alındığını belirtmiştir (Tablo E3).

E4. Bilişim Teknolojilerinin Kullanımı

Bilişim teknolojilerinin (doğrudan üretim üretim süreçleri dışında) üretim sürecini tamamlayıcı/destekleyici faaliyetlerde yoğun ve yaygın olarak kullanılması günümüz modern firma yapısının ayrılmaz unsurudur. Bu kapsamda, bu teknolojilerin muhasebe ve satın alma gibi artık görece standart iş süreçlerine sahip birimler dışında üretim planlaması, tedarik zincirinin yönetimi, ürün ve malzeme yönetimi ve tasarımı gibi verimlilikle yakından ilişkili alanlarda da yaygın olarak kullanılması güçlü ve kalıcı verimlilik artışı sağlamanın önkoşulları haline gelmeye başlamıştır (Tablo E4).

Anket kapsamında olan firmalar genelinde muhasebe ve finans işlemlerinde bilişim teknolojilerinin kullanımı yaygındır (%92,3). Firmaların % 75,3’ü satın alma, % 69,2’si pazarlama/satış aşamalarında bilişim teknolojilerini kullandıklarını belirtmiştir.

Müşteri ilişkilerinde bu teknolojilerin kullanıldığını belirten firmaların oranı yüzde 60,1’dir. Bu noktada bilişim teknolojileri kullanımı yönünden ağaç ürünleri sektörünün otomotiv ve elektrikli ev aletleri sektöründen, aynı zamanda bazı 3. katman firmalarının, 1. ve 2. katman firmalarından daha önde olması dikkat çekmektedir.

Beklentilerden farklı olan bu durumun, bazı firmaların geride kalmama (firma imajını koruma)güdüsüyle, en ileri ve çağdaş uygulamaların firmada kullanıldığı yönünde bilgisini verme güdüsünden kaynaklandığı düşünülmektedir. Diğer yandan, söz konusu sektörler ve firma katmanları tarafından kullanılan bilişim

teknolojilerinin içeriklerinin önemli ölçüde farklılık göstermesi, bu farklılıkların da firma yetkilileri tarafından sübjektif bir biçimde değerlendirilmiş olması da mümkündür. Firmalarda hâlihazırda yaygın olarak bulunan ve iş süreçleri görece standartlaşmış birimler dışında bilişim teknolojilerinin kullanımının dikkat çekici düzeyde düşük olduğu, bu alanda sağlanacak iyileşmelerin önemli kazanımlar sağlayabileceği düşünülmektedir. Bu durum anket çalışmasında kapsanan tüm sektörler ve firma katmanları için geçerlidir. Bilişim teknolojilerinin tedarikçi ilişkilerinde kullanımı (SRM) yüzde 49,2, tedarik zincirinin yönetiminde kullanımı (SCM) yüzde 36,3, üretim planlamasında kullanımı yüzde 47,6, malzeme yönetiminde kullanımı yüzde 38,2 ve stok yönetiminde kullanımı yüzde 44,7’dir. Söz konusu teknolojileri insan kaynaklarının yönetiminde kullandıklarını belirten firmaların oranı yüzde 36 iken kalite kontrol süreçlerinde kullandıklarını belirtenlerin oranı yüzde 38,4’tür.

Tasarım (%28,6), doküman yönetim sistemi (%22,5), duran varlık yönetimi (% 20,8), proje yönetimi (%23), risk yönetimi (%19,3), stratejik planlama (%24,5), piyasa istihbaratı/ analizi (%15,7) ve ürün yaşam çevrim yönetimi (%13,5) gibi alanlarda söz konusu teknolojilerin kullanımı oldukça sınırlıdır.

E5. Stratejik Planlama

Firmalarda stratejik planlama yapılıp yapılmadığı, ilgili firmaların kaynak ve üretim planlaması ufkuna yönelik önemli bilgi sunmaktadır. Bu sürecin bulunmadığı firmaların kaynakların verimli kullanımı, değişen arz ve talep koşullarına uyum konularında zaman içerinde sorunlarla karşılaşması beklenebilir.

Örneklem kapsamındaki firmalarda düzenli olarak stratejik planlama yapanların oranı yüzde 65,2 olarak ölçülmüştür. Bu itibarla firmaların yaklaşık 1/3’ünün orta-uzun vadeli bakış açısına sahip planlar olmaksızın, kısa vadeli gelişmeleri dikkate alarak üretim ve kaynak tahsis süreçlerini yönettiği (yönetemediği) anlaşılmaktadır.

Stratejik planlama yaklaşımının otomotiv ve elektrikli ev aletleri, kimya ve tekstil/hazır giyim sektörlerinde görece daha yaygın olduğu, özellikle ağaç ürünleri sektöründe ise daha düşük olduğu anlaşılmaktadır. Genel olarak ilgili sektörde bulunan 1. ve 2. Katman firmalarda bu yaklaşımın daha yaygın olarak benimsendiği söylenebilir (Tablo E5).

Düzenli olarak stratejik planlama yaptığını belirten firmaların yüzde 78,7’inde stratejik planların çalışanların katılımıyla hazırladığı, yüzde 78,1’inde stratejik plan gerçekleşmelerinin takibini ve değerlendirilmesinin yapıldığı, yüzde 73,5’inde plan

ve sonuçların çalışanlarla paylaştığı ve değerlendirildiği ve yine yüzde 73,5’inde stratejik planlarının birim bazlı planlamalarda esas alındığı belirtilmiştir.

E6. İleri Teknoloji Uygulamaları

Yeni teknolojilerin doğrudan üretim süreçlerinde ve üretimim sürecinin tamamlayıcı aşamalarında kullanımı verimlilik artışı sağlamanın ve rekabet gücü kazanımının ayrılmaz parçalarıdır. Anket kapsamındaki firmaların yüzde 68,4’ü bir web sitesine sahip olduğunu veya sosyal ağları kullandığını belirtmiştir. Bu oranın özellikle ilgili sektörlerdeki 3. katman firmalarda yüzde 60 dolayına gerilemesi dikkat çekicidir.

Genişband internet erişimine sahip olan firmaların oranı yüzde 58,4 olup, söz konusu oran 3. katman firmalarda (ortalama olarak) yüzde 50 oranına kadar düşmektedir.

Web sitesi sahipliği, sosyal ağların kullanımı ve genişband internet erişimi dışındaki daha ileri teknoloji alanlarında firmalarda kullanım oranı çoğunlukla yüzde 10 dolayındadır. Bu çerçevede, esnek otomasyon yüzde 18,1, bulut bilişim yüzde 15,2, gömülü yazılım yüzde 13,7, akıllı robotlar yüzde 13, büyük veri yüzde 12,8, E-Ticaret yüzde 12,5, Radyo Frekansı Tanımlama (RFID) yüzde 9,8, nesnelerin interneti yüzde 8,9, Uluslararası Dijital Ödeme Sistemleri yüzde 8,3, yeni malzemeler (kompozit, biyomalzemeler, vb.) yüzde 5,9 ve üç boyutlu yazıcı yüzde 5,6 kullanım oranına sahiptir. İleri teknoloji kullanımının genel olarak otomotiv ve elektrikli ev aletleri sektöründe daha yaygın olduğu, firma katmanları ayrımında ise 1. katman firmalarının daha iyi 3. katman firmalarının ise daha zayıf bir konumda olduğu görülmektedir (Tablo E6).

Benzer Belgeler