• Sonuç bulunamadı

2. KAYNAK ÖZETLERİ

2.8. Organik Tarım ve Bağ Alanlarında Yapılan Diğer Çalışmalar

yöntemlerin bulaşmayı önleyici tedbirlerin alınması, mekanik mücadele, alevle yakma ve malçlama olduğunu, havuçta kullanılan alevle yakma makinesinin verimi artırdığını ve el çapasına ayrılan süreyi azalttığını belirtmişlerdir.

Heissenhiber ve Ring (1992), organik tarımda üretim maliyetinin, geleneksel tarımdaki üretim maliyetinden daha düşük olabildiği ve bunun ise organik tarımda daha az kimyasal kullanılmasından kaynaklandığı belirtilmektedir.

Wang vd. (1993), organik ve geleneksel tarım sistemine ait yöntemlerin toprağın besin maddesi ihtiyacının giderilmesindeki etkilerini karşılaştırmışlar ve organik tarım yapılan toprakların P, K, Ca ve Mg gibi besin elementi varlığının daha yüksek olduğunu saptamışlardır.

Padel ve Lampkin (1994), organik tarımda, verimi güvence altına almak için kullanılan kimyasallar konusunda getirilen kısıtlamalar nedeniyle birim alandan elde edilen üretim miktarında azalma meydana gelebildiğini belirtmişlerdir.

Çengel ve Okur (1995), Gediz Havzası'nda organik ve geleneksel üzüm yetiştiriciliği yapılan topraklardan alınan örneklerde, mikrobiyal biomas % 48,9, DHG enzim aktivitesi % 121,3 ve organizma sayımları da % 94.3-108.4 arasında organik tarım topraklarında daha fazla saptanmıştır. Organik madde ve humus madde miktarının da bu topraklarda % 97,4-74,9 oranında daha yüksek olduğunu belirtmişlerdir.

Reganold (1995), organik tarımın, geleneksel tarımda görülen zararlı kimyasal etkilerin azaltılmasında, toprak niteliğini artırmada, yüksek ürün miktarı sağlamada, biyolojik özellikleri düzeltmede ve kök gelişimini artırmada daha etkili olduğunu bildirmektedir.

White (1995), New York State (A.B.D.)'de beş yıllık çalışmasında organik ve geleneksel yöntemlerin üzüm verim kalitesi ve ekonomik sonuçlara etkisini karşılaştırmıştır. Maliyet analizinde organik sistem için her sezon her çeşitte yüksek bulunmuştur. Organik sistem içinde, özellikle yüksek maliyete neden olan işlemlerin gübreleme, toprak işleme ve yabancı ot kontrolünün olduğu, geleneksel sistemde de bunların yerini kullanılan herbisitlerin aldığı belirtilmektedir. Organik sistemin avantajı ilaçlama ve uygulama maliyetinin olduğu, ancak çeşitlere bağlı olarak üretim maliyetinin geleneksel uygulamalara oranla % 69-91 daha yüksek olduğunu saptamışlardır. Organik sistem uygulamalarının geleneksel sistem ile karşılaştırıldığında dönüm başına Elvira çeşidinde % 5, Concord çeşidinde % 22 ve Seyval Blanc çeşidinde % 35 daha az verim oluşturduğu belirlenmiştir. Yüksek maliyetlerinin ve düşük karlılık ölçüsünün her üç çeşit için geçerli olduğu, buna rağmen en olumlu ekonomik sonuçların Elvira çeşidinden elde edildiği belirtilmektedir. Sonuçta organik yetiştiricilikte ekonomik gelir için en önemli noktanın üzüm birim fiyatındaki farklılığının olması gerektiğini bildirmişlerdir.

Reddiex vd. (2001), geleneksel tarım yapan üreticilerin organik tarıma geçmesindeki en önemli engellerden birinin yabancı ot mücadelesi olduğunu bildirmişlerdir.

Domoto (2002), bağlarda yabancı ot kontrolünün başlıca sebeplerini; Toprak su içeriğini korumak, besin rekabetini azaltmak, hastalık etkisini azaltmak için hava sirkülâsyonunu sağlamak, ışık için oluşan rekabeti ortadan kaldırmak, hasat ve uygulamaların iş gücünü azaltmak, özellikle bağların erken döneminde yabancı ot rekabetinden korunmasını sağlamak, meyve kalitesini azaltıcı etkisini ortadan kaldırmak ve kemirgenlerin barınmasına engel olmak şeklinde açıklamıştır.

Okur vd. (2006), Salihli bağ alanlarında yaptıkları çalışmada organik ve geleneksel tarım uygulamalarının topraktaki mikrobiyal biomas ve enzim aktivitesini araştırmışlardır. Çalışma sonucunda organik alanda yeşil gübre bitkisi olarak fiğ ve biyolojik preperat (Agrobiosol) uygulamasında topraktaki mikrobiyal biomasın % 76 ve azot mineralizasyonunun % 131 oranlarında geleneksel uygulamalarına göre daha fazla olduğunu belirtmişlerdir.

Uygur ve Lanini (2006), organik tarım uygulamaları içersinde en yüksek maliyete sahip olan yabancı ot mücadelesinin beş ana grupta toplanabileceğini bunların; kültürel uygulamalar, mekanik, fiziksel ve biyolojik mücadele yöntemleri ile organik herbisit uygulamalarının olduğunu ifade etmişlerdir. Ayrıca mekanik aletlerle yabancı ot mücadelesinin organik tarımda son yıllarda önem kazandığını, tırmık, fırçalama ve biçme alet ve makinelerinin geliştirildiğini belirtmişlerdir.

Luz vd. (2007), Brezilya'da domates yetiştirme alanlarında yapılan çalışmada organik tarım uygulamalarının geleneksel üretim uygulamalarına göre üretim maliyetinin % 17,1 oranında daha düşük ve karlılığın ise % 113,6 daha fazla olduğunu belirtmişlerdir.

Reinecke vd. (2008), Güney Afrika'da yaptıkları çalışmada bağlarda organik ve geleneksel uygulamaların toprak organizmalarına etkilerini karşılaştırmışlardır. Aynı toprak nemi koşullarında geleneksel ve organik uygulama parsellerinden alınan örneklerin laboratuvar şartlarında biyolojik aktiviteleri değerlendirilmiş ve organik uygulama yapılan parseldeki aktivitenin geleneksele oranla oldukça yüksek olarak tespit ettiklerini bildirmişlerdir.

Bruggisser vd. (2010), İsviçre'de yaptıkları incelemede tek yıllık ürünlerin biyoçeşitlilik değerlerinin bağ gibi çok yıllık ürünlerinkine göre daha fazla olumsuz etkilendiğini ifade etmektedirler. Yaptıkları çalışmada organik ve geleneksel üretimde farklı tarım uygulamalarının biyoçeşitlilik üzerindeki etki

farklarını belirlemek amacıyla yabancı ot kontrolü (biçme ve malçlama gibi) uygulamalarını incelemişlerdir. Organik tarım yetiştiriciliğinde yer alan malçlama uygulamasında çekirge populasyonun daha yüksek olduğunu biçme uygulamasında bitki çeşitliliğinin daha fazla olduğunu belirlemişlerdir. Ancak biyoçeşitlilik açısından bu faydalı etkinin çok düşük olduğunu bildirmişlerdir.

Bara ve Barbu (2010), Romanya'da yaptıkları çalışmada toprak işleme olmaksızın üretilen organik üzüm maliyet bakımından geleneksel yetiştirilen üzümlerle karşılaştırılmış, geleneksel üretimin daha maliyetli olduğunu ve organik üzümün geleneksel üretimden daha az verim elde edilmesine rağmen, % 35-45 daha fazla fiyatla satılmasının organik üretimi daha karlı hale getirdiğini ifade etmişlerdir. Kalite kriterleri karşılaştırıldığında organik üzümden elde edilen şarapların yüksek kalite standartlarına ulaştığını ifade etmişlerdir.

Benzer Belgeler