• Sonuç bulunamadı

Olay Yerinin Korunması AĢamaları

1. Olayın Geçtiği Alanın Korunma Altına Alınması

Olay yeri, suça ilişkin maddi delillerin birçoğunu barındıran alandır. Uygulamada en çok görülen aksaklıkların başında olay yerinin yeterince korunmaması geldiğinden, olay yeri çevresinin en kısa süre içerisinde koruma altına alınması delillerin bozulmasına karşı büyük önem taşımaktadır.

Olay yeri sınırları iyice belirlenmeyip koruma altına alınmazsa suçun işlendiği ana alanda delil tespitinde eksiklik ortaya çıkacağından, doğru ve etkin bir soruşturma yapılamaması riskiyle karşı karşıya kalınacaktır. Delillerin nasıl bir alana yayıldığı mutlaka kayıt altına alınmalı, delillerin yoğun bir biçimde bulunabileceği ana alandan başlanarak koruma tedbirleri en geniş hattı içine alacak şekilde uygulanmalıdır82

.

En kritik bölge olan ve maddi suç delillerinin yoğun olarak bulunduğu bölge olarak tabir edilen olayın geçtiği (suçun işlendiği) alanın yabancı unsurlardan ve çevresel koşullardan arındırılması gerekmektedir. Çünkü bu bölge, olay yeri inceleme çalışmasının yapılacağı ana alandır. Uzman ekipler gelmeden önce zorunlu sağlık ve itfaiye ekipleri haricinde bu alana girişlerin kesinlikle engellenmesi gerekmektedir83.

Suçla ilgili bulguların yoğun olarak bulunduğu bölge kapalı alanda ise en basit koruma yöntemi kapı, pencere gibi giriş-çıkış yerlerini kapatmak ve kilitlemektir. Eğer olay açık alanda meydana geldiyse olay yeri şeritlerle çevrilmeli ve gerektiğinde yeterli sayıda devriye ve nöbetçi görevlendirilerek olay yerine giriş engellenmelidir84.

82 KARAKUġ/ ÜNAL; s. 50. 83 KARAKUġ/ ÜNAL; s. 50.

2. Olay Yerinin Yakın Çevresinin Korunma Altına Alınması

Koruma tedbiri olarak sadece olay yeri düşünülmemelidir. Olayın geçtiği yerin yakın mesafesinde kalan alan da mutlaka korunmalıdır. Suçla ilgili tüm nesne ve ipuçları koruma tedbiri kapsamında değerlendirilmeli ve koruma planlı olarak yapılmalıdır85

.

Olay kapalı bir alanda meydana geldiyse, olayın işlendiği yer ile bağlantısı olabilecek yerler olayın yakın çevresi olarak kabul edilebilir. Örneğin olay bir apartman dairesinde gerçekleştiyse bitişik apartman dairesi, koridor, apartman bahçesi, merdivenler, asansör, yangın merdiveni gibi yerler olayın yakın çevresidir. Olay açık alanda meydana geldiyse, suçun işlendiği yerin yakın çevresini kapsayacak şekilde suçla ilgili maddi delillerin çok yoğun olarak bulunma ihtimali olabileceği tüm yerler yakın çevre olarak kabul edilir86.

Her iki durumda olayın çevresi derhal şerit çekilmek suretiyle gerekli koruma tedbirleri alınmalıdır. Olaya müdahale etme yetkisi bulunan tüm kolluk araçlarının bagajlarında olay yerine girilmesini engelleyen şeritlerden bulundurulması sağlanmalıdır. Böylelikle olay yerine gelen ilk ekip deliller kaybolmadan ve ilgisiz kişiler olay yerine girmeden olay yerinin yakın çevresi koruma altına alınmış olur.

3. Olay Yerinin GeniĢ Çevresinin Korunma Altına Alınması

Suç yerlerine göre olay yeri inceleme değişiklik gösterdiğinden, alan genişledikçe geniş çevre tespit etmek ve korumak daha da zorlaşmaktadır. Olay yerine giriş ve çıkışlarda, suça ait izlerin olabileceği ve saklanabileceği düşünülerek olay yerinin geniş çevresinde de suçla ilgili önemli delillerin tespit edilebilmesi için sistemli koruma ve inceleme yöntemleri uygulanması gerekmektedir. Koruma tedbirlerinde yeterli personel ve araç gereç kullanılmasına özen gösterilmelidir87

.

85 KAYGISIZ, Adli Bilimler, s.42. 86 KAYGISIZ, Adli Bilimler, s.43-44. 87 KAYGISIZ, Adli Bilimler, s.44.

Önemli olan husus, çevre yolların ve bu yolların binaya geliş için ayrılan yolları, çevredeki binalar ve aralarındaki mesafe, suç mahallinin iskan, ticaret vb. özellikleri ile olay yerinde elde bulunanlardan elde edilecek önemli bilgilerin not edilmesi, fotoğraf ve ölçekli krokinin ihmal edilmesidir. Örneğin, bir cinayet vakasında sadece ev ve müştemilatı, bahçesi ve yol olmak üzere 50 metre karelik bir alan olay yeri olabilirken, bir patlamada olayında patlamanın şiddetine göre belki bu 600 metre kare bir alanı olay yeri olarak koruma altına alınmasını gerektirmektedir. Bunun nedeni ise delillerin daha çok alana yayılma ihtimalidir.

Şekil 188: Olayın fiilen işlendiği yerin, yakın ve geniş çevrenin korunması

1. Olayın geçtiği alan (arabanın içerisinde ceset olduğu düşünüldüğünde cesedin içinde bulunduğu araba olayın geçtiği alandır)

2. Olay yerinin yakın çevresinin korunması (arabaya en yakın olan alanın korunması)

3. Olay yerini geniş çevresinin korunması (arabanın park halinde olduğu otopark, arazi, cadde gibi yerlerin korunmasıdır)

II. OLAY YERĠ ĠNCELEMESĠ

CMK’nın 160. maddesine göre; Cumhuriyet savcısı maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.

Bu çerçevede bir suçun işlenmesinin ardından Cumhuriyet savcısının emriyle olay yeri incelemesi gerçekleştirilir. Ülkemizdeki soruşturmalarda Cumhuriyet savcıları talimatlarının ardından dosya kendilerine gelene kadar tüm işlemleri adli kolluğa yaptırırlar.

Olay yeri inceleme işlemlerine Cumhuriyet savcısı doğrudan katılmamaktadır. Bunun nedeni savcıların suç araştırmasına yönelik Kriminalistik incelemeyi uzman kişilere yaptırmasıdır.

Uygulamada Cumhuriyet savcıları ölüm olayları dışında olay yerine gitmemekte tüm işlemler doğrudan Cumhuriyet savcısının talimatıyla kolluk birimleri tarafından yerine getirilmektedir. Ölüm olaylarında ise CMK’nın 86. maddesi gereğince ölünün kimliğinin belirlenmesi ve adli muayenesinin Cumhuriyet savcısının huzurunda yapılması yasal zorunluluğu nedeniyle; ölü olay yerinde ise olay yerinde, hastanede ise hastanede ölünün adli muayenesi gerçekleştirilmektedir. Eğer maktul olay yerinde değil de hastanede ise Cumhuriyet savcısı hastaneye gidip ölü muayene ve teşhis işlemlerini gerçekleştirmekte olay yerine ise gelmemektedir. Bu durum uygulamada sıkıntılara yol açmaktadır. Cumhuriyet savcısının bulunmadığı işlemler itiraza daha açık olmaktadır. Özellikle kolluk görevlilerinin karıştığı ölüm olaylarının olay yeri incelemesi tarafsızlık açısından Cumhuriyet savcısının bizzat katılımıyla farklı kolluk birimi tarafından yerine getirilmesinin daha uygun olduğunu değerlendirmekteyiz. Polisin karıştığı ölüm olaylarının yargılamalarında maktul yakınları ve avukatları tarafından en çok bu husus eleştirilmektedir.

Ayrıca Cumhuriyet savcılarının ölü muayeneye geç gelmeleri olay yerindeki maktul yakınları tarafından kolluk görevlilerine tepki olarak yansımaktadır. Bunun önüne geçilmesi için özellikle büyük şehirlerde dış işlere bakan nöbetçi savcı sayısı artırılmalıdır.