• Sonuç bulunamadı

1.5. Tanımlar

2.1.6. Okuma Türleri

•Tekrar okuma, sözlük kullanma, soru sorma gibi yollara baĢvurmalıdır. •Seviyesine uygun metinler seçmelidir.

•Metni değerlendirmeli, yorumlamalı ve sonrasında olumlu veya olumsuz anlamda eleĢtirmelidir.

•Okuma stratejileri kullanmalıdır. •Ön bilgilerini kullanmalıdır.

•Noktalama iĢaretlerini bilmeli ve doğru kullanmalıdır.

•Cümle ve paragrafları anlamalı, paragraflar arasında anlam iliĢkileri kurmalı ve bu anlam iliĢkilerinden hareketle metnin bütününe hâkim olmalıdır.

•Okuyucu okuduğu metinde dile getirilen sorunları bulmalı ve bu sorunlara farklı çözüm önerileri getirmelidir.

•Okuma esnasında notlar almalı ve metinlerin özetlerini çıkarmalıdır.

Okuduğunu anlamayı iki aĢamalı bir süreç olarak düĢünürsek ilk aĢama okumak, ikinci aĢama ise anlamaktır. Bireyler okuduğunu anlama becerisini, seviyelerine uygun metinler seçerek, ön bilgileri ve okuma stratejilerini kullanarak, cümleler, paragraflar arası iliĢkiler kurarak, yorumlayarak ve not alarak geliĢtirebilirler.

2.1.6. Okuma Türleri

Okumanın okuyucunun amacına, yapılıĢ Ģekline, kullandığı yönteme, metnin türüne, okuyucunun göz hareketlerine ve araĢtırmacılara göre çeĢitli türleri bulunmaktadır. Bu araĢtırmada sesli ve sessiz okuma, en çok kullanılan okuma türlerinden oldukları için açıklanmıĢtır.

26 2.1.6.1. Sesli Okuma

Kavcar ve diğerleri (2005: 43-44)‟ ne göre “Sesli okuma, gözle algılanıp zihinle kavranan sözcük ya da sözcük kümelerinin konuĢma organlarının yardımı ile söylenmesidir.” Öz (2006: 200)‟ e göre “Sesli okuma, bir yazının dinleyenlerin duyabileceği ve zevkle dinleyebileceği yükseklikte bir sesle okunmasıdır. ” Demirel ve ġahinel (2006: 85)‟ e göre “Sesli okuma, gözle algılanıp zihinle kavranan sözcük ya da sözcük kümelerinin konuĢma organlarının yardımıyla söylenmesidir.”

Tazebay (2005) ve Koç ve Müftüoğlu (1998: 64)‟ na göre etkin bir sesli okuma alıĢkanlığı kazanılması için yapılması gerekenler aĢağıdaki gibidir:

•Okuma parçaları önce öğretmen tarafından okunmalı, öğrenci okumayı örnek almalı •Sesli okumanın önemli bir beceri olduğu öğrencilere sık sık anlatılmalı ve kavratılmalı

•Okuma metinleri önce sessiz okuma yoluyla okutulmalı, daha sonra sesli okumaya geçilmeli

•Öğrencilerin sözcük dağarcığını artırma çalıĢmaları yapılmalı •Seçilen okuma parçaları bilgilendirici, ilgi çekici ve eğlenceli olmalı •Sözcükleri birbirine karıĢtırmadan tek tek, açık ve konuĢur gibi okunmalı

•Doğru tonlama ve vurgulama yapılmalı, yazım kurallarına ve noktalama iĢaretlerine dikkat edilmeli

•Sesi yazının türü, konusu, anlatım özelliği ve okunan ortamın durumuna göre ayarlama

•Okurken duraklama yapılmamalı

Sesli okuma, öğrencilerin okunan metinde geçen kelimelerin nasıl telâffuz edildiğini ve kelimelerin hangi bağlamda kullanıldıklarını anlamalarını sağlamak

27

amacıyla yapılır. Bu amaç çerçevesinde sesli okuma alıĢkanlığının kazanılması için gerekli çalıĢmalar yapılmalıdır.

2.1.6.2. Sessiz Okuma

Sessiz okuma, hiçbir biçimde seslendirilmeyen gözle duyumsanıp doğrudan beyinle algılanan okuma biçimidir (ġahan, 2011: 61). Demirel ve ġahinel (2006: 87) ise daha ayrıntılı bir Ģekilde, ses organlarından herhangi birini hareket ettirmeden (fısıldamadan, dudaklarını kıpırdatmadan), baĢ hareketleri (baĢını sağa sola çevirmeden) ve gövde hareketleri (öne arkaya sallanmadan) yapmadan yalnız gözle takip edilerek yapılan okuma olarak tanımlamıĢtır.

GüneĢ (2007: 156)‟ e göre kelimeleri ve cümleleri seslendirmeden, gözle takip ederek yapılan okumadır. Ünalan (2010)‟ a göre ses, gövde ve baĢ organlarını hareket ettirmeden sadece göz ile yapılan okumadır.

Demirel (2006: 88), Koç ve Müftüoğlu (1998: 64)‟ na göre öğrencilerin etkin bir sessiz okuma becerisine sahip olması için Ģunlar yapılabilir:

•Sessiz okumanın, yalnızca ses çıkarmayarak sözcükleri içinden söylemek olmadığı kavratılmalıdır.

•Yazının parmak, kalem vb. Ģeylerle takip edilmesinin önüne geçilmelidir. •BaĢ ve gövde hareketleri (öne-arkaya çevirme, sallama gibi) engellenmelidir.

•Öğrencilere ders çalıĢma sürecinde kitapların sessiz okunması gerektiği aktarılmalıdır.

•Öğrenciler serbest okuma etkinliklerinde sessiz okuma için özendirilmelidir.

•Okuma derslerinde metinler üzerinde yapılan çalıĢmalarda, sessiz okuma yaptırılmalıdır.

28

•Sesli okuma beceri ve alıĢkanlığı tam olarak kazandırılmalıdır. •Gereksiz duraklama ve geri dönüĢler yapmaması sağlanmalıdır.

Günlük yaĢantımızda sessiz okuma, sesli okumaya göre daha çok kullanılır. Bireylerin günlük yaĢamlarını daha rahat devam ettirebilmeleri için sessiz okuma becerisini kazanmaları gerekmektedir. Bu amaç çerçevesinde bireyler sık sık sessiz okuma çalıĢmaları yapmalıdırlar.

29 2.2. Yazma

Bu bölümde yazmanın tanımı, yazmanın bireye kazandırdıkları, yazma öğretiminin amaçları, yazma eğitiminin temel ilkeleri, yazma süreci ve dikte üzerinde durulmuĢtur.

2.2.1. Yazmanın Tanımı

Bilimsel ve teknolojik geliĢmelerin, kültürel, tarihî, siyasi değiĢimlerin yaĢandığı dünyamızda insanlar bu geliĢim ve değiĢimler karĢısında kendisini ifade edebilmelidir. Ġnsanların kendini ifade edebilmesinin en kalıcı, en kolay ve en güzel biçimi yazıdır. Yazma üzerine günümüze kadar birçok tanım ve açıklama yapılmıĢtır.

Mithat (1985: 15)‟ a göre yazma, “Ġnsan seslerinin her birine iliĢkin iĢaretleri yan yana koyarak ağızdan çıkan kelimeler nasıl seslerden oluĢuyorsa tıpkı onun gibi, muhatabın kulağına sözle ulaĢtırılacak Ģeyi resimle ve Ģekille sunma sanatıdır. ” Sever (1998: 11)‟ e göre, “DüĢündüklerimizi, duyduklarımızı, tasarladıklarımızı ve görüp yaĢadıklarımızı yazıyla anlatmanın yanında baĢkalarıyla da iletiĢim kurmanın, kendimizi ve yaĢantılarımızı anlatmanın bir yoludur.”

Ege (2005)‟ e göre, “Yazma, sadece motor bir aktivite olmanın ötesinde okuma becerisinden ayrılması mümkün olmayan, planlama gerektiren, daha üst düzeyde ve daha karmaĢık bir zihinsel eylemdir.” Özbay (2006b:115) ise duygu, düĢünce, istek ve olayların belli kurallara uygun olarak birtakım sembollerle anlatılması olarak tanımlamaktadır. Duyguların, düĢüncelerin, isteklerin, tasarıların yazılı olarak ifade edilmesidir (MEB, 2009: 17).

Göçer (2010: 179)‟ e göre, “DüĢünce gücüne sahip olan bireylerin görüĢ, fikir ve duygularıyla gözlem, deney ve tecrübelerini, seçilen konuyla ilgisi ölçüsünde

30

planlayıp dilin kurallarına uygun biçimde anlatmasıdır.” Akyol (2012: 51)‟ a göre, “DüĢüncelerimizi ifade edebilmek için gerekli sembol ve iĢaretleri motorsal olarak üretebilmektir.” GüneĢ (2014:157)‟ e göre, “Zihnimizdeki duygu, düĢünce, istek ve olayların belli kurallara uygun olarak çeĢitli sembollerle anlatılmasıdır. BaĢka bir ifadeyle zihinde yapılandırılmıĢ bilgilerin yazıya dökülmesi iĢlemidir.”

Yazmanın biliĢsel, duyuĢsal ve deviniĢsel olmak üzere üç süreci vardır (Köksal, 2001: 7). Bu süreçlerin hepsi bir araya geldiğinde yazma gerçekleĢir.

Bilişşsel Süreç: Edinilen bilgilerin, duyumların ve okunanların sıraya konularak zihinsel iĢlemlerden geçirilmesi ve yorumlanması sürecidir.

Duyuşsal Süreç: Yazılı anlatımın yalınlığı, akıcılığı, çekiciliği, yazının güzelliği ve okunaklılığıdır. Zihinsel iĢlemlere tabi tutulan ön bilgiler bir sıralamaya konulur. Uygun bir anlatım biçimi seçilir ve sıralanan bilgiler kâğıda aktarılır. Bu süreçte öğrencinin yazmaya istekli olması da son derece önemlidir.

Devinişsel Süreç: Yazma araçlarını (defter, kâğıt vb.) kullanma ve yazmadaki kas hareketlerinin eĢgüdümüdür. Buna göre, duygu ve düĢüncelerin sembollerle ifade edilebilmesi için belli deviniĢsel beceriler gerekmektedir. Bu deviniĢsel beceriler fiziksel bir etkinliğe dönüĢtüğünde yazma becerisi ortaya konulmakta, birey yazılı ürünler vermektedir.

Yazma, insanlarla, toplumlarla, geçmiĢ ve gelecek kuĢaklarla iletiĢimimizi sağlayan, duygu, düĢünce ve hayalleri ifade etmemizi sağlayan, biliĢsel becerileri (sıralama, sınıflama, düzenleme gibi) geliĢtiren fiziksel ve zihinsel bir beceridir.

Benzer Belgeler