• Sonuç bulunamadı

TEKERLEME SÖYLEYELİM

3. Doğru söyleyen öğrenci başarılı olur.

2.3.3.1. Okuma Eğitiminde Etkili Olan Faktörler

Okuma, zihinsel ve fiziksel özellikleriyle karmaşık bir dil becerisidir. Bireylerin okuma becerisini kazanmasında etkili olan faktörler bulunmaktadır. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz.

2.3.3.1.1. Okuyucuya Bağlı Faktörler

Okuyucuya bağlı faktörler; görme, işitme, zekâ, dil gelişimi, nörolojik olgunluk, genel hareket yeteneği ve cinsiyet faktörüdür. Bunları kısaca şöyle açıklayabiliriz.

2.3.3.1.1.1. Görme: Okumanın temelini oluşturan fiziksel bir özellik olan görme

2.3.3.1.1.2. İşitme: Okuma eğitimi için harflerin seslendirilmesinin bilinmesi

gerekir. Bu da işitme duyusu sayesinde gerçekleşir. Araştırmacılar; işitsel ayrımlaştırma yetersizliğinin çocuğun sesleri ayırt etmesini engellediğini, benzer sesleri karıştırmasına ve telaffuz hatalarına yol açtığını ortaya çıkarmışlardır.

2.3.3.1.1.3. Zekâ: Okuma becerisini kazanabilmek için belli bir zekâ yaşına

sahip olmak gerekir.

2.3.3.1.1.4. Dil Gelişimi: İletişim yeteneği, yeterli bir kelime hazinesi, kendini

ifade etmede rahatlık gibi dil özellikleri, okuma öğrenimine başlamadan önceki dönemde çocuğun sahip olması gereken özelliklerdir. Okumasını öğrenmeğe başladığı sırada çocuğun okunacak kelimeleri tanıyacak kadar geniş bir kelime hazinesine sahip olması işini kolaylaştıracaktır. Çocuk bilmediği, tanımadığı, zihni imajına sahip olmadığı kelimeyi okumada zorlanabilir.

2.3.3.1.1.5. Nörolojik Olgunluk: Beynin, okumanın zihinsel unsurlarını

gerçekleştirmesi için belli bir gelişime sahip olması gerekir.

2.3.3.1.1.6. Genel Hareket Yeteneği: Psikomotor gelişim, dil ve göz hareketleri

okumayı etkiler. Psikomotor denge bozukluğu ile okuma güçlükleri arasında paralellik olduğunu kanıtlamış olan pek çok araştırma vardır.

2.3.3.1.1.7. Cinsiyet Faktörü: Okumaya hazırlıklı olma ve okumada başarılı

olma açısından kızların erkeklerden daha ileri durumda oldukları belirlenmiştir. Bazı araştırıcılara göre, okumada hayatî bir önem taşıyan görsel ve işitsel ayrımlaştırma yetenekleri kızlarda erkeklerden daha erken ve daha iyi gelişmektedir.

2.3.3.1.2. Çevresel Faktörler:

Çevresel faktörler, 1960'lardan bu yana okuma öğreniminde en etkin faktörler arasında sayılmaya başlamıştır. Yapılan araştırmalar göstermiştir ki sosyoekonomik düzey, okuma ilgisinin şekillenmesinde doğrudan etkili bir unsurdur. “Sosyoekonomik düzeyin 18. aydan itibaren çocuğun dil gelişimini etkilediği tespit edilmiştir. Daha iyi ortamlarda yetişen çocukların daha zengin kelime hazinesi ve daha sağlam cümle yapısına sahip olduğu izlenmiştir.” (Çelen, 1993: 86) Ancak sosyoekonomik durum

düştükçe okumada güçlükler yaşanmakta, okuma başarısı da düşmektedir. Çevrenin ekonomik ve kültürel olanakları kadar, çocuğun duygusal ve sosyal gelişimi, onun okumaya karşı duyduğu ilgiyi de, okuma alanındaki başarısını da etkilemektedir.

2.3.3.1.2.1. Aile: Aile; çocuğun beden, dil ve zihin gelişiminde en etkili

unsurdur. Ailenin sosyoekonomik durumu, eğitimi, tutumları çocuğun eğitimini olumlu veya olumsuz yönlerden etkiler. Sosyal ve kültürel olanakların yetersizliği, zihinsel uyarıcıların azlığı nasıl çocuğun okuma öğrenimini geciktiriyorsa demokratik bir eğitim anlayışıyla yetişmemiş olmak, evde söz hakkına sahip olmamak, aile sohbetlerine katılmamak da okuma alanındaki başarıyı olumsuz yönde etkilemektedir. Aile atmosferinin gerginliği, çocuğa ve onun okul durumuna karşı ailesinin ilgisizliği, çocuğun ders çalışma koşullarının kötü olması da çocuğu başarısızlığa götüren olumsuz ev koşulları olarak sayılabilir.

2.3.3.1.2.2. Arkadaş Çevresi: Bireyin içinde bulunduğu toplumsal yapı, kültür

ve arkadaş çevresi onun zihin gelişimini, tutum ve davranışlarını etkiler. İlk ve orta öğretimde okuyan öğrenciler, bir arkadaş grubuna dâhil olmaya çalışırlar. Eğer bu arkadaş grubu okuma alışkanlığını edinmiş bireylerden oluşuyorsa, birbirleri arasında kitap alış verişi yapılıyorsa öğrencinin okuma becerisi ve alışkanlığı daha da gelişecektir.

2.3.3.1.2.3. Kitap-Kütüphane: Kütüphane, bireyin kendi kendini eğitme,

değişik konularda bilgi edinme, boş zamanlarını değerlendirme, öğrencilerin ödevlerine destek olmada, okuma becerilerini geliştirmede ve sürdürmede yardımcı kurumlardır (Bayram,1990: 27). Okumanın geliştirilmesi ve okuma alışkanlığının kazandırılmasında kitaba ulaşma imkânlarının ve bu kitapların özelliklerinin de önemli bir rolü vardır. Okuma eğitiminin alışkanlık hâline gelmesinde çocuğun çevresinde, öncelikle evinde, sınıfında, okulda ve kolayca ulaşabileceği yakın bir semtte kütüphane bulunması, olumlu bir etken olacaktır (Özbay, 2009: 47).

2.3.3.1.2.4. Okul-Öğretmen: Çocuk, okula başlayana kadar ebeveyni,

başladıktan sonra da öğretmenini taklit eder. İlk okuma çalışmalarında, okumanın alışkanlık hâline getirilmesinde en önemli unsur öğretmendir. Okul ortamında öğretmenle iç içe olan öğrenci öğretmenin sergilediği bireysel ve mesleki özelliklerden

etkilenir. Bunun için öğretmenler öğrencilere model olmalı, okumayla ilgili farklı yöntem ve teknikleri derslerde kullanmalıdır. Bu sayede okuma eğitiminde başarılı sonuçlar alınır.

2.3.3.2. Okuma Becerisi ve Metin

Metin, “bir yazıyı biçim, anlatım ve noktalama özellikleriyle oluşturan kelimelerin bütünüdür” (TDK, 2005: 1382).

Yabancı dil öğretiminde metin seçimi önemlidir; çünkü her metin öğrenciler için uygun olmayabilir ve öğretimin amaçlarını gerçekleştirmeyebilir. Bu nedenle metinler “uygun” ve “yararlı” olmalıdır. Yabancı dil öğretiminde öğrencide okuma isteği uyandıracak metinlerle çalışmak gerekir. Metinler, tüm öğrencilerin ilgisini çekebilecek nitelikte, ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olmalıdır. Öğrencilerin istemedikleri metinleri okumak zorunda bırakılması ya da merak uyandırmayacak metinlerle karşılaşması okumaya karşı olumsuz tutum geliştirmelerine neden olacaktır.

Yabancı dil öğretiminde okuma anlama derslerinde kullanılan metinleri Neuner (Neuner’den akt. Kuzu, 1999: 74) ; kullanım işlevli metinler (yabancı ülkede gündelik yaşama özgü ve orada işlevleri olan kullanımlık metinler), bilgi üretici metinler (yabancı kültür dünyasının bir yönüyle ilgili bilgi ileten, bu yönü tanıtan, yorumlayan metinler) ve yazınsal metinler olmak üzere üç grupta toplamıştır. Kullanım amaçlı metinler; ilanlar, taşıt tarifeleri, ilaç prospektüsleri, çeşitli resmi belgeler, yemek listeleri, anonslar, telefon rehberlerinden bölümler, haritalar, kent planları, çeşitli araçların kullanım kılavuzu, trafik işaretleri, programlar, hava raporlarıdır. Bilgi üretici metinler ise; gazete, dergi, tv ve radyo haberleri, yorumlar, makaleler, söyleşiler, okuyucu mektupları, sözlük/ansiklopedilerden bölümler, bildiriler, grafik/istatistik, bilgi çözümlemeleri, reklamlar, broşürlerdir. Yazınsal metinler ise hikâye, şiir, tiyatro vb.dir.

Adalı (2003: 221), metinleri genel olarak kurgulayıcı (öykü, şiir, roman, oyun, senaryo vb.), kullanmalık/bilgilendirici (makaleler, gazete haberleri vb.) metinler olarak ayırmaktadır.

Brown (Brown’dan akt. Aygüneş, 2007: 96), bir dilde yer alan pek çok yazılı ve sözlü metin biçimlerinin olduğunu ve bu geniş alanda yer alan belli başlı metin tiplerinin ise, şu şekilde olduğunu belirtmektedir: Kurmaca olmayan metinler (rapor, makale, ansiklopedi ve sözlük gibi başvuru kitapları), kurmaca metinler (roman, hikâye,

mizah, drama, şiir), mektuplar (kişisel mektuplar, iş mektupları), tebrik kartları, günlükler, dergiler, kısa notlar, mesajlar, duyurular, gazete, akademik yazılar, form ve başvuru metinleri, anketler, yönlendirmeler, etiketler, işaretler, reçeteler, faturalar, haritalar, kılavuzlar, menüler, çizelgeler, reklamlar, davetler, rehberler (telefon rehberi gibi), karikatürler, çizgi romanlar.