• Sonuç bulunamadı

Okula Bağlılık Türleri

2.1. KURAMSAL BİLGİLER

2.1.14. Eğitim Örgütleri Açısından Kavramların İncelenmesi

2.1.14.9. Okula Bağlılık Türleri

Okula bağlılık hem davranışsal hem de duyuşsal bileşenler içerir. Öğrencilerin dersle ilgili veya okul dışı etkinliklere katılımının derecesi davranışsal boyuta girerken, öğrencilerin okula ait olma ve okulla özdeşleşme dereceleri ise duyuşsal boyut kapsamına alınmıştır (Leithwood ve Jantzi, 2000: 117). Bazı araştırmacılar (Fredricks, Blumenfeld

ve Paris, 2004; Jimerson, Campos ve Greif, 2003) okula bağlılığı davranışsal, duyuşsal ve bilişsel olmak üzere üç tür olarak ele alırken bazıları ise (Schlechty, 2001) öğrencinin okuldaki çalışma ve ödevleri içselleştirme durumuna göre okul bağlılığını özgün bağlılık, sembolik bağlılık, pasif uyma, geri çekilme ve isyan olarak beşe ayırmıştır (Akt. Mengi, 2011: 10). Başka bir çalışmada ise okula bağlılığın çok boyutlu bir yapı olduğu ve dört alt boyuttan oluştuğu ifade edilmiştir. Bunlar akademik, davranışsal, bilişsel ve psikolojik boyutlardır. Her bir alt boyutun ise farklı göstergeleri vardır. Örneğin, akademik bağlılık görevi zamanında yerine getirme, öğrenim boyunca edinilen kazanımlar, ödev tamamlama gibi değişkenlerden oluşurken, okula devam etme, isteyerek derse katılma, ders dışı etkinliklere katılım davranışsal bağlılığın göstergeleridir. Bilişsel ve psikolojik bağlılık boyutların göstergeleri ise daha içseldir ve daha az gözlemlenebilir. Öz-düzenleme, okulda edinilen kazanımların günlük yaşamdaki yerini algılama, öğrenmeye değer verme, kişisel amaçlar ve özerklik bilişsel bağlılık kapsamına girerken, özdeşleşme veya aidiyet duygusu, öğretmenler ve okul arkadaşlarıyla ilişkiler ise psikolojik bağlılık dahilindedir (Appleton vd., 2006: 429). Bu çalışmada davranışsal, duyuşsal ve bilişsel olmak üzere okula bağlılığın üç boyutundan bahsedilecektir.

Davranışsal boyut, bağlılığın katılım yönüyle ilintilidir. Finn (1989) davranışsal bağlılığı katılım kavramıyla açıklarken, duyuşsal bağlılığı özdeşleşme kavramıyla açıklamıştır (Akt. Finn ve Voekl, 1993: 249).

Davranışsal bağlılık gözlenebilen davranışları içerir. Yani bir öğrencinin dersle ilgili etkinliklere veya ders dışındaki sosyal etkinliklere katılımı öğrencinin davranışsal olarak okula bağlılığını gösterir. Öğretmen öğrencinin çaba sarf edip etmediğine, öğrenirken yardım isteyip istemediğine ve anlamak için ısrarcı olup olmadığına bakarak davranışsal bağlılığı kolayca görebilir (Arastaman, 2006: 10). Katılım, öğrencinin düzenli olarak dersle ilgili veya ders dışı etkinliklere katılımının derecesidir. Öğrencinin sınıf düzeyi ilerledikçe katlımın türleri de daha ayrıntılı bir hal alabilir. En temel seviyede katılım öğrencinin öğretmeni dinleyerek, derse katılarak ve ödevlerini yaparak okula ve derse devam etmesi anlamına gelir. Eğitsel amaçların gerçekleştirilebilmesi için bu davranışların yerine getirilmesi gerekir (Finn ve Voekl, 1993: 249).

Bir öğrencinin davranışsal bağlılığını değerlendirirken ilk olarak okul ve sınıf kurallarına uyma, zarar verici davranışlarda bulunmama gibi temel kıstaslara dikkat edilir. Bundan sonraki adımda akademik görevler, öğrenmeye katılım, sorular sorma,

sınıfta dikkatli olma, odaklanma ve enerji harcama gibi davranışlara dikkat edilir. Son olarak yönetim ve spor etkinlikleri gibi okulla ilgili ve ders dışı sosyal etkinliklere katılıma bakarak davranışsal bağlılık incelenebilir (Akt. Mengi, 2011: 9).

Duyuşsal bağlılık ise öğrencilerin öğretmenlerine, sınıf arkadaşlarına ve okula yönelik geliştirdikleri olumlu ya da olumsuz tepkilerden oluşmaktadır. Duyuşsal bağlılık özdeşleşme kavramıyla eş tutulmuştur. Duyuşsal bağlılık öğrencinin okulda mutlu olması, okula ve derse ilgi göstermesi ve okula yönelik olumlu duygular beslemesidir.

Duyuşsal bağlılık, okulla ilgili bileşenleri tanımlarken hissedilen olumlu duyguları, coşkulu olma, olumlu düşünme, meraklı olma ve ilgili olma gibi durumları içermektedir (Fredricks ve diğerleri, 2004; Akt. Arastaman, 2006: 11). Sınıf arkadaşlarına ve okula olan olumlu-olumsuz tepkiler duyuşsal bağlılık kapsamına girmekte ve duyuşsal bağlılık okulla öğrenci arasında bağlar oluşturarak kişinin çalışma isteğini etkilemektedir (Akt. Ahn, 2010: 15). Araştırmalar öğrencilere yönelik öğretmenleri tarafından sergilenen sosyal destek davranışlarının, okul bağlılığının davranışsal ve duyuşsal boyutları üzerinde olumlu etkileri olduğunu ortaya çıkartmıştır (Akt. Kalaycı ve Özdemir, 2013: 296).

Okul bağlılığının üçüncü boyutunu oluşturan bilişsel bağlılık ise öğrencilerin öğrenmeye yönelik sahip oldukları psikolojik yatırım olarak ele alınmaktadır (Akt.

Kalaycı ve Özdemir, 2013: 295). Zor kazanımları edinmek ve fikirleri kavramak için gereken çabayı harcama istekliliği bilişsel yönden bağlı öğrencilerin özellikleridir (Akt.

Ahn, 2010: 15). Öz yeterlik algısı yüksek, sorunlarla başa çıkma stratejileri kullanabilen, verimli çalışma yöntemlerini bilen ve uygulayabilen ve içten denetimli öğrencilerin bilişsel bağlılığının yüksek düzeyde olduğu söylenebilir.

Alanyazında bilişsel bağlılık stratejik ve öz düzenleyici (self-regulating) olma şeklinde tanımlanmaktadır (Akt. Arastaman, 2006: 12). Ön hazırlık ve plan yapma, özetleme, hatırlamaya çalışma, çıkarımda bulunma, değerlendirme, analiz yapma ve konuyu derinden anlamaya çalışma gibi meta-bilişsel öğrenme stratejileri kullanan öğrencilerin bilişsel bağlılıklarının yüksek olduğunu söylemek mümkündür.

Akademik anlamda başarı sağlayabilmek için öğrencinin davranışsal ve duyuşsal açıdan bağlılığının olması yeterli değildir. Çünkü öğrenci, hiç kimseyle konuşmadan dersi dinliyormuş gibi yapıp, öğretmene bakıp, başka şeyler düşünüyor olabilir (Akt.

Arastaman. 2006: 12). Bu öğrenmek için yeterli değildir. Öğrencilerin ders sırasında konuyu derinden anlamaya çalışması, akıl yürütmesi, öğrenme stratejilerini bilip bunları uygulayabilmesi, analiz yapabilmesi ve öğrendiği şeyin okul dışında ne işe yaradığını bilmesi ve idrak etmesi gerçek bir öğrenme için gereklidir. Bu şekilde öğrenci bilişsel olarak okula bağlı olduğunu ortaya koyar.

Okula bağlılık üç boyut olarak incelense de bu boyutları birbirinden ayrı düşünmek imkansızdır. Yani davranışsal bağlılık ile ilgili davranışlar duyuşsal ve bilişsel bağlılığı da etkileyecektir. Örneğin dersle ilgili etkinliklere katılan bir öğrencinin akademik anlamda başarısının artması ve bunun sonucu olarak okulu daha çok sevmesi beklenir. Okulunu daha çok seven bir öğrenci ise daha fazla katılım göstermek isteyecektir.

Öğrencinin okula bağlılığını arttırmak için öğretmenlere büyük görevler düşmektedir. Bir öğretmen öğrencinin okula bağlılığını etkilemesi beklenen gelir düzeyi, sosyo-ekonomik şartlar veya öğrencinin aile ortamını değiştiremeyebilir (Akt. Appleton vd., 2006: 431). Ancak öğrencinin bağlılığını arttırmak için bağlılık türlerine odaklanarak ders esnasında veya okul ortamında gerekli önlemleri alması öğrencinin bağlılığına olumlu yönde katkı sağlayabilir.