• Sonuç bulunamadı

5. TÜRKİYE’DE SANATÇI İNİSİYATİFLERİ VE SİVİL OLUŞUMLAR (2000-2015)

5.1. Dünyada 2000’ler: Dönüşümler ve Kolektif Hareketler

5.3.1. Sanatçı İnisiyatifler

5.3.1.6. Oda Projes

Oda Projesi, 1997 yılından beri birlikte üretim yapan ve 2000 yılından itibaren Oda Projesi ismiyle devam eden Seçil Yersel, Özge Açıkkol ve Güneş Savaş’ın kurduğu sanatçı kolektifidir. Mekân kurmak ve ilişki kurmak temelleri üzerinden çeşitli deneyimleri sanat ve gündelik hayat içinde eritmeyi deneyimlemektedir. Bir mahallenin ya da bir alanın gündelik işleyişini düşünerek, bu işleyişi nasıl dönüştürebileceklerini ve nasıl yeniden kurgulayabileceklerini düşünmektedirler. Üniversite yıllarında kendi mekânlarını açmak üzere Galata Şahkulu Sokak’ta bir mekân açan üç sanatçı, mahalleliyle iletişime geçme sürecinde sanatın galeri, müze gibi tanımlı mekânlarda yapılan kısıtlı üretimi de sorgulamaktadır. Özellikle İstanbul

198 Çalıkoğlu; agk s107-116

113

gibi bir kentte sınırlı bir alanda üretim yapılamayacağı düşüncesinden yola çıkarak, 2000 yılından itibaren kendi mekânlarının bir odasını farklı projeler için açmıştır.

Kapalı bir sanat üretiminden ziyade, mahalleyi yaşama, deneyimleme, komşu olma deneyiminin ardından, bu kamusal alanla kendi sanat bilgilerini nasıl bir araya getirecekleri üzerine düşünmüşlerdir. Sanatı, galeri veya müze dışında başka bir alan içinde yeniden kurgulamaya çalışıyor olmaları, sanat mekânlarındaki nesnel araçları olmamıştır. Oda Projesi’nin hareket noktası fiziki mekân olmuştur. Kendi mekânının tam bir tanımı olmaması, zaman zaman depo olarak, buluşma mekânı olarak kullanılması oranın işlevsiz ve klasik anlamda bir atölye ya da sanat mekânı olmamasını sağlamıştır. 2000’li yıllarda farklı sanatçıları ve mahalleliyi de dâhil ettikleri etkinlikler yapılmıştır. Oda Projesi’nin proje amaçlı davet ettiği sanatçıların planladıkları projeler, o alana geldikten sonra hava koşulu ya da mahalleden birinin hasta olmasına kadar değişiklik gösterebilmektedir. Bu durum, Oda Projesi’nin tamamen kamusal temelli bir sanat pratiği olduğunu, bölgeyi fiziksel, sosyal ve kültürel yapısıyla deneyimlemeye dayalı projeler gerçekleştirdiğini göstermektedir. Bu dinamikler nedeniyle sanatçıyı da gerektiğinde farklı çözümler bulmaya ve projesini akışkan bir halde tutmaya yönlendirmektedir. Bütün mahalleliyi dâhil ettikleri projelerde piknikler, buluşmalar oluşturmaktadırlar. Bu planlamaların hazırlık aşaması da proje sürecine dâhil olarak, her an değişime açık bir işleyiş göstermektedir.

Libia Perez de Siles de Castro ve Olafur Arni Olafsson’ın projesi “Çamur Dili Aranıyor”, mahalleliyle bir ay kadar bir sürede yapılan çalışmayla ortaya çıkmıştır. Aradaki İngilizce dili sorunsalı nedeniyle mahalleliyle sanatçı çiftin arasında yarı Türkçe ve yarı İngilizce türeyen kelimeler ve cümleler ortaya çıkmıştır. Bu proje için mekânın fiziksel koşullarında değişiklik yapılmış, giriş alçalmıştır. Duvarlarda kilden harfler bulunmakta ve mahalleli çocuklar duvarlara resim çizmişlerdir. Tamamen sosyal bir ilişki üzerine kurulmuş olan projedir. Kolektifin amacı mekânlarında görünür bir sanat nesnesi üretmek değil, kendi kendini tüketebilen, zaman zaman proje sürecinin bir parçasının yiyecek olarak üretilip tüketildiği, yok olan projelerdir. Oda Projesi’nin İstanbul dışındaki projelerinden biri, Stockholm’ün bir göçmen mahallesinde Tensta Konsthall’de yaptığı projedir. Grup yine proje alanına gitmeden

114

bir proje belirlememiş, alana vardıktan sonra şekillendirmiştir. O sırada boş olan mekân, kadınların, çocukların ve yaşlıların kullanabilecekleri buluşmalar yaratabilecekleri yerlere dönüştürülmüştür.200

5.3.1.7. Pasaj

2011 yılının Ocak ayında kurulan ve İstanbul merkezli bir sanatçı inisiyatifi olan Pasaj, iki sanatçı, iki kültür yöneticisi ve bir küratör tarafından yürütülmektedir. Sosyal odaklı sanat projelerine ve katılımcı sanat pratiklerine yer veren Pasaj, yerli ve yabancı sanatçılara mekânını vererek, deneyim temelli projelere alan sağlamaktadır. Farklı kişi ve kurumlar tarafından desteklenen inisiyatif, yer almak isteyen herkese açık bir oluşumdadır. Aynı zamanda bu kolektif yapı, yapılan destek çağrılarıyla mekânın tadilatı, boyanması ve yenilenmesi gibi konularda aktive olurken; herkesin katılımına açık “Çorbada Tuzum Olsun” partisiyle inisiyatifin gelişimine dair fikirlerin özgürce konuşulduğu bir alan olmuştur. Bu yapısıyla Pasaj kolektif bilinci sanat pratiği alanında uygulamayı her alanda gerçekleştirmiştir. Sanat izleyicisini sadece sanat pratiklerine ya da eylemlere karşı pasif olmaktan çıkarmakla kalmamış, izleyiciye mekânın ve işleyişin de bir parçası olduğu hissini vermiştir. Pasaj’ın ana yapısı ve işleyişi yurt dışında yapılan sunumlarla, benzer sanat mekânları ve alternatif organizasyonlarla deneyim paylaşımı amacıyla yapılmıştır.201

200Çalıkoğlu, agk, s23-57

115

Resim 47: http://www.artfulliving.com.tr/sanat/inisiyatifler-dunyali-mi-marsli-mi-ii-pasaj-i- 1711 erişim tarihi: 15.08.2018

2010 yılında “Cityscale München-İstanbul” sanatsal değişim programı kapsamında, Anja Uhlig / “Spitzbergen Projesi” ile sergiye katılan sanatçılar, konuklar ve yoldan geçen insanların dâhil olduğu kollektif bir eylem yapmıştır. 613 adet narın kamusal alanda soyulduğu ve kaynatıldığı bu eylemde, her nardan geriye bir tohum kalmıştır. O günden 2013 yılına kadar yetişen tohumlardan oluşan fideler, önce Münih’te insanlara dağıtılmış ve 2013 yılında Pasaj önderliğinde İstanbul’da dağıtılmıştır. Fideler dağıtılırken, sanatçıyla insanlar arasında bir söz verme süreci ve bunun belgelenme süreci yaşanmaktadır. Eyleme dâhil olan katılımcı, seçtiği ağacı korumaya söz veriyor ve realitaetsbüro ise bu anın fotoğrafını çekmiştir. Münih ve İstanbul arasındaki bu gizli orman, kamusal alanda gerçekleştirilen bir eylem aracılığıyla ve bizzat kamuyu oluşturan bireylerin de dâhil olduğu bir süreçle oluşmuştur.202

116

Resim 48: Anja Uhlig / “Spitzbergen Projesi, 2010, Pasaj, İstanbul,

https://pasajist.wordpress.com/ erişim tarihi: 15.08.2018

5.3.1.8. Pist

Pist Disiplinlerarası Proje Alanı, İstanbul’daki sanatın hakim olduğu bölgelerin dışında, Pangaltı’da açılmış olan güncel sanat odaklı bir proje alanıdır. Müze ve galerilerden farklı olarak, sanatçının üretimini destekleyen alan, deneysel işlere fırsat tanımaktadır. Sanat kurumlarına bilinçli olarak sergi görmeye giden izleyici kitlesinin aksine, kamuya açık yapısıyla sokağa taşarak sanatla ilgisi olmayan bireyleri de kapsama alanına almaktadır. Kurucuları Didem Özbek ve Osman Bozkurt tarafından “kamusal alan ve özel alan çatışmasının yoğun yaşandığı” şeklinde tanımlanan bir sokakta yer alan inisiyatif çokdisiplinli ve disiplinlerarası projeler üzerine çalışmaktadır. Üretim sürecinin sorgulandığı, klasik sergileme yöntemlerinin dışında dillerin oluştuğu bir alan olan Pist, sanat projelerinin yanında konuşmaların ve gösterimlerin de yapıldığı bir alandır. Mekanın sanat projelerinin düzenlendiği bir yer olması, daha önce bir bakkal olarak kullanılıyor olmasının izlerini tamamen silmemiştir. Bu yönüyle, kurucularının kişisel belleğine ait bir bölgede kurulan mekan, kendi tarihinde de toplumla ilişki kuran bir alan olmuştur.203

117

Didem Özbek Pist’in sokakla olan ilişkisini, “sokakla iletişim bizim sanat pratiğimiz için çok önemli. Sokağa iniyoruz sürekli iletişim halindeyiz, iletişim karşılıklı gelişiyor” şeklinde tanımlamıştır. 2006 yılındaki “Rezerve” sergisinde 13 sanatçıya 15 dakika boyunca ister dükkânda, ister sokakta sergileme imkânı verdiklerini ve kimi sanatçının birahaneyi kullandığını, kimi sanatçının da ekmek dağıttığını belirtmiştir. Pist’in sokağında ikamet edenler ve sanatla ilgilenmeyenler bile bir süre sonra mekâna gelmeye başlamıştır.204 Mekânın camları vitrine dönüştürerek sokaktan sürekli izlenebilir bağımsız bir sergi alanı haline getirilmiştir. Zamanla sokak esnafıyla gelişen yakın ilişkiler, Pist’in esnaf tarafından “dükkân sahibi” “komşu” olarak tanımlanarak sahiplenilmesini sağlamıştır. Bu tanım, Pist’in sınırları belli bir sanat kurumu olmaması, sürekli üretim sürecini güncel tutan alternatif bir yapılanma olmasından kaynaklanmaktadır.205

Gayrimüslimlerin yoğun olarak yaşadığı bir bölgede kurulmuş olan PİST, Agos gazetesi binasına da komşudur. Gazeteci Hrant Dink’in 19 Ocak 2007’de Agos gazetesi önünde öldürülmesinin ardından, o esnada Pist’te sürmekte olan “Juke Box” video gösterimlerine rağmen, “acımız derin, bugün erken kapatıyoruz” notuyla mekânı kapatmışlardır. Ertesi gün ise, gösterimlerin Hrant Dink anısına devam edeceği duyurulmuştur. Bir hafta süreyle Hrant Dink’in fotoğrafı mekânda tutulmuş, izleyicilere küçük barış bayrakları verilmiştir. Birçok entellektüel gibi sanatçılar da, Hrant Dink’in öldürülmesine ve düşünce özgürlüğüne yönelik hoşgörüsüz tutuma tepkilerini göstermiştir.

22 Ocak’ta Pist’te sanatçıların, küratörlerin katılımıyla Pist’te bir buluşma gerçekleştirilmiştir. İstanbul çağdaş sanat sahnesi bu cinayete ortak bir tepki vermiştir. 28 Ocak’ta ikinci buluşma Pist’te, 18 Şubat’taki üçüncü buluşma ise BAS’tan Banu Cennetoğlu tarafından organize edilerek DOT tiyatro mekânında gerçekleştirilmiştir. Sanatçıların, küratörlerin ve farklı disiplinlerden insanlar, çağdaş sanatın çatısı altında bir araya gelmişlerdir. İlerleyen yıllarda farklı sanat oluşumlarına ait mekânlarda, ev

204https://m.bianet.org/biamag/azinliklar/124993-mahallenin-ogretmeni-degil-ogrencisiyiz 205http://v3.arkitera.com/interview.php?action=displayInterview&ID=41

118

ya da restoranda devam etmiş olan toplantılarda, sivil itaatsizlik, çağdaş sanatta sansür, anonim aktivizm gibi sorunsallar çerçevesinde tartışmalar yapılmıştır.206