• Sonuç bulunamadı

DUHA KOCA OĞLU DELİ DUMRUL DESTANI

“Meğer hanım, Oğuz’da Duha Koca oğlu Deli Dumrul derlerdi bir er var idi. Bir kuru çayın üzerine bir köprü yaptırmıştı. Geçeninden otuz üç akçe alırdı, geçmeyeninden döve döve kırk akçe alırdı. Bunu niçin böyle ederdi? Onun içindir ki “benden deli, benden güçlü er var mıdır ki çıksın benimle savaşsın” der, “benim erliğim, bahadırlığım, kahramanlığım, yiğitliğim Rum’a, Şam’a gitsin, ün salsın” der idi.

Meğer bir gün köprüsünün yanında bir bölük oba konmuştu. O obada bir iyi güzel yiğit hasta düşmüştü. Allah’ın emriyle o yiğit öldü. Kimi oğul diye, kimi kardeş diye ağladı. O yiğit üzerine dehşetli kara feryat koptu.

Ansızın Deli Dumrul dört nala yetişti. Der: Bre kavatlar, ne ağlıyorsunuz, benim köprümün yanında bu gürültü nedir, niye feryat ediyorsunuz dedi. Dediler: Hanım, bir güzel yiğidimiz öldü, ona ağlıyoruz dediler. Deli Dumrul der: Bre yiğidinizi kim öldürdü? Dediler: Vallah bey yiğit, Allah Taâla’dan buyruk oldu, al kanatlı Azrail o yiğidin canını aldı. Deli Dumrul der: Bre Azrail dediğiniz ne kişidir ki adamın canını alıyor, yâ kadir Allah, birliğin varlığın hakkı için Azrail’i benim gözüme göster, savaşayım, çekişeyim, mücadele edeyim, güzel yiğidin canını kurtarayım, bir daha güzel yiğidin canını almasın dedi. Çekildi, döndü, Deli Dumrul evine geldi.” (Ergin 2006: 113)

4.1. I. CÜMLE 4.1.1. Okuma

“Meğer hanım, Oğuz’da Duha Koca oğlu Deli Dumrul derlerdi bir er var idi.” “Duha Koca oğlu Deli Dumrul” bir sıfat tamlamasıdır. Grubun vurgusu “oğlu” kelimesinin “-lu” hecesindedir. Bu grup içerisindeki “Duha Koca oğlu” kelime grubunun vurgusu ise “koca” kelimesinin “-ca” hecesindedir. “Deli Dumrul” grubunun vurgusu ise “deli” kelimesinin “-li” hecesindedir.

Cümledeki “bir er” sıfat tamlamasının vurgusu “bir” kelimesindedir. Bu cümlenin vurgusu “er” kelimesi üzerindedir.

“Derlerdi” kelimesi bu cümlede “denilen” anlamında kullanılmıştır. Dolayısıyla cümle sıralı cümleden çok anlam bakımından girişik cümle özelliği taşımaktadır. “Derlerdi” kelimesinde yükselen, “var idi kelimesinde alçalan tonlama vardır.

Cümlede durak yapılması gereken yerler aşağıda gösterilmiştir.

“Meğer hanım, / Oğuz’da / Duha Koca oğlu Deli Dumrul derlerdi / bir er var idi./” İlk cümledeki “meğer hanım” ifadesi Dede Korkut hikâyelerindeki bir söyleyiş özelliğidir ve sesleniş bildirmektedir. Bu cümlenin yardımcı yüklemi “derlerdi” (denilen)’dir. “Oğuz’da” yan cümlenin dolaylı tümlecidir.

“Duha Koca oğlu” belirtisiz isim tamlamasıdır. “Duha Koca oğlu Deli Dumrul” ise sıfat tamlamasıdır. Bu grup yan cümlede belirtisiz nesne görevindedir.

“Var idi” ek fiilin görülen geçmiş zamanı üçüncü tekil şahısla çekimlenmiştir. Temel cümlenin yüklemidir. Yan cümle [Oğuz’da Duha Koca oğlu Deli Dumrul derlerdi (denilen) bir er] temel cümlenin öznesidir.

İncelemekte olduğumuz cümlede virgül ve nokta belirli bir süre durak yapılması gerektiğini göstermektedir.

I. CÜMLE 4.1.2. Anlama

Dede Korkut hikâyelerinin birçoğu bu cümlede olduğu gibi “meğer hanım” ifadesiyle başlamaktadır. Bunun bu esere ait bir söyleyiş özelliği olduğunu belirtmiştik.

Cümledeki “derlerdi” ifadesinin cümle anlamını değerlendirdiğimiz zaman daha çok “denilen” mânâsında kullanıldığını anlıyoruz. Yani bu kelime cümlede “denilen” anlamına gelmektedir. “Meğer hanım, Oğuz’da Duha Koca oğlu Deli Dumrul denilen bir er var idi.”

Bu cümlede, Oğuz ülkesinde Duha Kocanın oğlu olan, Deli Dumrul denilen bir erin yaşadığı belirtiliyor.

4.2. II. CÜMLE 4.2.1. Okuma

“Bir kuru çayın üzerine bir köprü yaptırmıştı.”

İkinci cümledeki ilk kelime grubu “bir kuru çayın üzeri”dir. Grubun vurgusu “çayın” kelimesindeki “-yın” hecesindedir. “Bir kuru çay” grubunun vurgusu ise “bir” kelimesindedir. “Kuru çay” grubunda ise vurgu “kuru” kelimesinin “-ru” hecesindedir.

“Bir köprü” kelime grubunun vurgusu ise “bir” kelimesindedir. Bu cümlenin vurgusu “köprü” kelimesinin “-rü” hecesindedir.

Basit cümleler alçalan tonlamayla okunduğu için bu cümle de alçalan tonlamayla okunmalıdır.

Cümlede durak yapılması gereken yerler aşağıda gösterilmiştir. “Bir kuru çayın üzerine / bir köprü yaptırmıştı./”

Yukarıdaki cümle basit cümledir. Yüklemi “yaptırmıştı”dır.

Cümlede geçen “bir kuru çay” sıfat tamlamasıdır. Bu grup ilgi eki alarak “bir kuru çayın üzeri” belirtili isim tamlamasının tamlayanı olmuştur. “Bir kuru çayın üzerine” cümlede dolaylı tümleç görevindedir.

“Bir köprü” sıfat tamlaması ise cümlede belirtisiz nesne olarak görev almıştır. Cümledeki nokta, cümlenin bittiğini gösterecek şekilde durak yapılması gerektiğini ifade etmektedir.

II. CÜMLE 4.2.2. Anlama

“Bir kuru çayın üzerine bir köprü yaptırmıştı.”

Cümlede Deli Dumrul’un bir kuru çayın üzerine köprü yaptırdığı ifade edilmektedir.

4.3. III. CÜMLE 4.3.1. Okuma

“Geçeninden otuz üç akçe alırdı, geçmeyeninden döve döve kırk akçe alırdı.” Cümledeki “otuz üç akçe” sıfat tamlamasının vurgusu “üç” kelimesindedir. “Kırk akçe” grubunun vurgusu ise “kırk” kelimesindedir. Cümlede başka kelime grubu bulunmamaktadır.

Bu cümle bağımlı sıralı cümledir. Cümlelerin vurguları “akçe” kelimelerinin “-çe” hecelerindedir.

Sıralı cümlelerde ilk cümleler yükselen, son cümle alçalan tonlamayla okunur. Bu cümle de sıralı cümle olduğu için bu şekilde okunmalıdır. Cümlenin tonlama özelliği yukarıda da gösterilmiştir.

Cümlede durak yapılması gereken yerler aşağıda gösterilmiştir.

“Geçeninden / otuz üç akçe alırdı, / geçmeyeninden / döve döve / kırk akçe alırdı./” Üçüncü cümlenin bağımlı sıralı cümle olduğunu söylemiştik. İlk cümlenin yüklemi “alırdı”dır. “Geçeninden” cümlenin dolaylı tümlecidir. “Otuz üç akçe” sıfat tamlaması ise cümlede belirtisiz nesne olarak görev almıştır.

Sıralı cümlenin ikinci cümlesinin yüklemi yine “alırdı”dır. “Geçmeyeninden” dolaylı tümleç, “döve döve” zarf tümleci olarak cümlede görev almıştır. Sıfat tamlaması olan “kırk akçe” ise cümlede belirtisiz nesne görevindedir.

Her iki cümlenin de öznesi “o”dur.

Cümledeki virgül sıralı cümleleri bağlamak için kullanılmıştır. Burada kısa bir durak yapılmalıdır. Cümle sonunda da cümle bitişini gösterir bir ifade ile ve virgülden biraz daha uzun bir durak yapılmalıdır.

III. CÜMLE 4.3.2. Anlama

“Geçeninden otuz üç akçe alırdı, geçmeyeninden döve döve kırk akçe alırdı.” Önceki cümleyle bağlantılı olarak bu cümlede, Deli Dumrul’un kuru bir çayın üzerine yaptırdığı köprüden geçenlerden otuz üç akçe, geçmeyenlerden ise döve döve kırk akçe aldığı anlatılmaktadır.

4.4. IV. CÜMLE 4.4.1. Okuma

“Bunu niçin böyle ederdi?”

Bu cümledeki tek kelime grubu “böyle ederdi”dir. Grubun vurgusu “böyle” kelimesinin “-le” hecesindedir.

Cümle vurgusu ise “niçin” kelimesinin “-ni” hecesindedir.

Bu cümle bir soru cümlesi olduğu için yukarıda da gösterildiği gibi yükselen tonlamayla okunmalıdır. Soru kelimesinde de yükselen tonlama vardır.

Cümlede durak yapılması gereken yerler aşağıdaki gibidir. “Bunu / niçin böyle ederdi?/”

“Böyle ederdi” cümlenin yüklemidir, isim ve yardımcı fiilin birleşmesiyle oluşan birleşik fiildir.

“Bunu” zamiri cümlenin belirtili nesnesidir. “Niçin” ise cümlede zarf tümleci görevindedir.

Cümle soru ifade eden, cevap isteyen bir ses tonuyla okunmalıdır. Sondaki soru işareti bunu göstermektedir.

IV. CÜMLE 4.4.2. Anlama

“Bunu niçin böyle ederdi?

Bir önceki cümlede Deli Dumrul’un köprüden geçen ve geçmeyenlerden para aldığı ifade ediliyordu. Bu cümlede ise Deli Dumrul’un neden böyle yaptığı sorulmaktadır.

4.5. V. CÜMLE 4.5.1. Okuma

“Onun içindir ki “benden deli, benden güçlü er var mıdır ki çıksın benimle savaşsın” der, “benim erliğim, bahadırlığım, kahramanlığım, yiğitliğim Rum’a, Şam’a gitsin, ün salsın” der idi.”

Bu cümle sıralı birleşik cümledir.

“Onun için” edat grubudur. Grubun vurgusu “onun kelimesinin “-nun” hecesindedir.

“Benden deli, benden güçlü er” sıfat tamlamasının vurgusu “deli” kelimesinin “-li” ve “güçlü” kelimesinin “-lü” hecelerindedir.

“Benim erliğim, bahadırlığım, kahramanlığım, yiğitliğim” iyelik grubudur, vurgu “benim” kelimesinin “-nim” hecesindedir.

“Ün salsın” deyiminin vurgusu da “ün” kelimesindedir.

Beşinci cümlenin sıralı birleşik cümle olduğunu söylemiştik. “Onun içindir ki” ifadesinde bildirme eki “-dir” ve “ki” bağlacı kuvvetlendirme görevinde kullanılmıştır.

Bu bağımlı sıralı birleşik cümlenin ilk cümlesi olan “Onun içindir ki “benden deli, benden güçlü er var mıdır ki çıksın benimle savaşsın” der” iç içe birleşik cümledir. Cümlenin vurgusu “savaşsın” kelimesinin “-sın” hecesindedir.

Sıralı cümlenin ikinci cümlesi olan “ ‘Benim erliğim, bahadırlığım, kahramanlığım, yiğitliğim Rum’a, Şam’a gitsin, ün salsın’ der idi.” cümlesi de yine iç içe birleşik cümledir. Cümlenin vurgusu “der idi” kelimesinin “-der” hecesindedir. İç cümlenin sıralı cümlelerinde ise “-sin” (gitsin) ve “-sın” (salsın) heceleri vurguludur.

İncelemekte olduğumuz cümle “ki”li birleşik cümle gibi görünmektedir ama buradaki “ki” bağlaçlarından ilki bildirme ekiyle birlikte kuvvetlendirme görevinde kullanılmıştır. İkincisi ise cümleye şart anlamı katmıştır. Görünüşte “ki”li birleşik cümle olan bu cümlelerin tonlaması da yine “ki”li birleşik cümleye göredir. Sıralı cümlelerin ilk cümlelerinde yükselen, son cümlesinde alçalan tonlama vardır. Bu tonlama özellikleri de yukarıda cümle üzerinde gösterilmiştir.

Beşinci cümlede durak yapılması gereken yerler aşağıda gösterilmiştir.

“Onun içindir ki / “benden deli, / benden güçlü er var mıdır ki / çıksın / benimle savaşsın” der, / “benim erliğim, / bahadırlığım, / kahramanlığım, / yiğitliğim / Rum’a, / Şam’a gitsin, / ün salsın” / der idi./”

İncelemekte olduğumuz cümle, sıralı birleşik cümledir. “Onun içindir ki” ifadesinde bildirme eki olan “-dir” ve “ki” bağlacının kuvvetlendirme görevinde kullanıldığını belirtmiştik. Yani cümle “ki”li birleşik cümle gibi görünmektedir fakat “ki”nin buradaki asıl görevi kuvvetlendirmedir.

Bağımlı sıralı birleşik cümlenin ilk cümlesi olan “Onun içindir ki “benden deli, benden güçlü er var mıdır ki çıksın benimle savaşsın” der.” İç içe birleşik cümledir. İç cümle ise (Benden deli, benden güçlü er var mıdır ki çıksın benimle savaşsın) “ki”li birleşik cümle görünümündedir. Bu cümledeki “benden deli, benden güçlü er” ifadesi sıfat tamlamasıdır ve “ki”den önceki cümlenin öznesidir. Bu cümlenin yüklemi ise “var mıdır”dır. “Ki”den sonraki cümlenin iki yüklemi vardır. (Çıksın, savaşsın) “Benimle” ise cümlenin zarf tümlecidir. “Ki”li birleşik cümle gibi görünen iç cümlede aslında şart anlamı vardır. (Benden güçlü er varsa çıksın, benimle savaşsın) İç cümle, temel cümlenin belirtisiz nesnesidir.

Bağımlı sıralı cümlenin ikinci cümlesi de yine iç içe birleşik cümledir. İç cümle (Benim erliğim, bahadırlığım, kahramanlığım, yiğitliğim Rum’a, Şam’a gitsin, ün salsın.) bağımlı sıralı birleşik cümledir ve temel cümlenin belirtisiz nesnesidir. Bu cümledeki “benim erliğim, bahadırlığım, kahramanlığım, yiğitliğim” ifadesi iyelik grubudur ve cümlede özne görevindedir. “Rum’a, Şam’a” ifadesi ise dolaylı tümleç olarak görev almıştır.

Cümlede birçok yerde virgül kullanılmıştır. Buralarda kısa duraklar yapılmalı, cümle sonunda da cümlenin bittiğini gösterecek şekilde duraklanmalıdır.

V. CÜMLE 4.5.2. Anlama

“Onun içindir ki “benden deli, benden güçlü er var mıdır ki çıksın benimle savaşsın” der, “benim erliğim, bahadırlığım, kahramanlığım, yiğitliğim Rum’a, Şam’a

Dördüncü cümlede Deli Dumrul’un köprüden geçenlerden otuz üç akçe, geçmeyenlerden de döve döve kırk akçe almasının sebebi soruluyordu. Beşinci cümlede ise bu sorunun cevabı verilmektedir. Deli Dumrul kendisini çok güçlü görmekte ve kendisinden daha deli, daha güçlü biri varsa onunla savaşmak istediğini söylemektedir. Buradan Deli Dumrul’un, hiç kimsenin kendisinden daha güçlü olmadığını düşündüğünü anlıyoruz. Deli Dumrul en güçlü olarak kendisini görüyor. Bunun için erliği, bahadırlığı, kahramanlığı, yiğitliği Rum’a, Şam’a yayılsın, ün salsın, herkes onun çok güçlü biri olduğunu bilsin istiyor.

4.6. VI. CÜMLE 4.6.1. Okuma

“Meğer bir gün köprüsünün yanında bir bölük oba konmuştu.”

Bu cümledeki “bir gün” sıfat tamlamasıdır ve grubun vurgusu “bir” kelimesindedir. “Köprüsünün yanı” belirtili isim tamlamasının vurgusu “köprüsünün” kelimesinin “-nün” hecesindedir.

“Bir bölük oba” sıfat tamlamasının vurgusu “Bölük” kelimesindeki “-lük” hecesindedir. Bu grup içerisindeki “bir bölük” kelime grubunun vurgusu ise “bir” kelimesindedir.

Cümlenin vurgusu “oba” kelimesinin “-ba” hecesindedir.

Basit cümleler alçalan tonlamayla bittiği için bu cümle de yukarıda gösterildiği gibi alçalan tonlamayla okunmalıdır.

Cümlede durak yapılması gereken yerler aşağıda gösterilmiştir. “Meğer bir gün / köprüsünün yanında / bir bölük oba konmuştu./”

İncelemekte olduğumuz cümle basit cümledir. Cümlenin yüklemi “konmuştu”dur. “Meğer” cümle başı edatıdır, cümle dışı unsurdur.

“Bir gün” sıfat tamlamasıdır, cümlede zarf tümleci görevindedir.

“Köprüsünün yanı” belirtili isim tamlamasıdır. Bu grup bulunma hâl eki almış ve “köprüsünün yanında” cümlede dolaylı tümleç olarak görev almıştır.

“Bir bölük oba” sıfat tamlamasıdır ve cümlenin öznesidir.

Cümlede nokta, cümlenin bittiğini göstermektedir. Burada uygun bir şekilde durak yapılmalıdır.

VI. CÜMLE 4.6.2. Anlama

“Meğer bir gün köprüsünün yanında bir bölük oba konmuştu.”

Altıncı cümle, ele aldığımız parçanın ikinci paragrafının ilk cümlesidir. Bu cümlede Deli Dumrul’un köprüsünün yanında bir bölük obanın yerleştiği ifade edilmektedir.

4.7. VII. CÜMLE 4.7.1. Okuma

“O obada bir iyi güzel yiğit hasta düşmüştü.”

“O oba” sıfat tamlamasıdır. Grubun vurgusu “o” kelimesindedir.

“Bir iyi güzel yiğit” de sıfat tamlamasıdır, vurgu “güzel” kelimesinin “-zel” hecesindedir.

“Hasta düşmek” deyiminin vurgusu da “hasta” kelimesinin “-ta” hecesindedir. Cümle vurgusu “düşmüştü” kelimesinin “-müş” hecesindedir.

Basit cümleler alçalan tonlamayla bittiği için bu cümle de yukarıda gösterildiği üzere alçalan tonlamayla okunmalıdır.

Cümlede durak yapılması gereken yerler aşağıda gösterilen yerlerdir. “O obada / bir iyi güzel yiğit / hasta düşmüştü./”

İncelemekte olduğumuz parçanın yedinci cümlesi basit bir cümledir. Yüklem “Hasta düşmüştü” dür. Cümlenin öznesi ise sıfat tamlaması olan “Bir iyi güzel yiğit” ifadesidir. “Yiğit” isim, “bir iyi güzel” ise sıfattır. “O oba” sıfat tamlaması ise bulunma hâl eki olarak dolaylı tümleç göreviyle yükleme bağlanmıştır.

Cümlede sadece nokta kullanılmıştır. Burada cümle bitişini gösterir şekilde uygun bir durak yapılmalıdır.

VII. CÜMLE 4.7.2. Anlama

“O obada bir iyi güzel yiğit hasta düşmüştü.”

Bu cümlede Deli Dumrul’un köprüsünün yanındaki obada iyi, güzel, yiğit birinin hastalandığı ifade edilmektedir.

4.8. VIII. CÜMLE 4.8.1. Okuma

“Allah’ın emriyle o yiğit öldü.”

Sekizinci cümlede geçen “Allah’ın emriyle” edat grubunun vurgusu “Allah’ın” kelimesinin “-hın” hecesindedir. “Allah’ın emri” belirtili isim tamlamasının vurgusu da yine aynı hecededir.

“O yiğit” sıfat tamlamasının vurgusu “o” kelimesindedir. Cümle vurgusu “yiğit” kelimesinin “-ğit” hecesindedir.

Bu cümle basit cümledir. Dolayısıyla alçalan tonlamayla okunmalıdır. Cümlede aşağıda gösterilen yerlerde durak yapılmalıdır.

“Allah’ın emriyle / o yiğit öldü./”

İncelemekte olduğumuz cümlede geçen “Allah’ın emri” belirtili isim tamlamasıdır. Bu grup “ile” edatını almış ve “Allah’ın emriyle” edat grubu meydana gelmiştir. Bu grup, zarf tümleci göreviyle “öldü” yüklemine bağlanmıştır.

“O yiğit” ise sıfat tamlamasıdır ve cümlede özne görevindedir.

Bu cümlede de sadece nokta kullanılmıştır. Okuma sırasında cümlenin bittiğini gösterecek şekilde durak yapılmalıdır.

VIII. CÜMLE 4.8.2. Anlama

“Allah’ın emriyle o yiğit öldü.”

Bu cümlede, yedinci cümlede bahsi geçen, hasta düşen yiğidin Allah’ın emriyle öldüğü ifade edilmektedir.

4.9. IX. CÜMLE 4.9.1. Okuma

“Kimi oğul diye, kimi kardeş diye ağladı.”

Bu cümlede iki tane edat grubu vardır. “Oğul diye” edat grubunun vurgusu “oğul” kelimesinin “-ğul” hecesindedir. “Kardeş diye” edat grubunun vurgusu ise “kardeş” kelimesinin “-deş” hecesindedir.

Cümlenin vurgusu “ağladı” kelimesinin “-dı” hecesindedir.

İncelemekte olduğumuz cümle, bağımlı sıralı birleşik cümledir. Bu sebeple ilk cümlesi yükselen, son cümlesi alçalan tonlamayla okunmalıdır.

“Kimi oğul diye (ağladı), kimi kardeş diye ağladı.”

Dokuzuncu cümlede aşağıda gösterilen yerlerde durak yapılmalıdır: “Kimi oğul diye, / kimi kardeş diye ağladı./”

Bu cümle bağımlı sıralı cümledir. Yüklem, iki cümlede de ortak olan “ağladı”dır. “Kimi” belgisiz zamiri iki cümlede de özne görevindedir.

“Oğul diye” edat grubu ilk cümlenin, “Kardeş diye” edat grubu ise son cümlenin zarf tümlecidir.

Cümlede virgül, iki cümleyi bağlamak için kullanılmıştır. Burada kısa bir durak yapılmalı, cümle sonunda da cümlenin bittiğini gösterir şekilde duraklanmalıdır.

IX. CÜMLE 4.9.2. Anlama

“Kimi oğul diye, kimi kardeş diye ağladı.”

Bu cümlede, hasta düşüp Allah’ın emriyle ölen yiğidin arkasından yakınlarının ağladığı ifade ediliyor. Cümleye göre ölen yiğidin ana babasının ve büyüklerinin “oğul” diyerek, kardeşlerinin ve yakınlarının ise “kardeş” diyerek üzüldüklerini anlıyoruz.

4.10. X. CÜMLE 4.10.1. Okuma

“O yiğit üzerine dehşetli kara feryat koptu.”

Bu cümledeki “o yiğit üzeri” sıfat tamlamasıdır. Grubun vurgusu “yiğit” kelimesinin “-ğit” hecesindedir. “Yiğit üzeri” belirtisiz isim tamlamasının vurgusu da aynı hece üzerindedir.

“Dehşetli kara feryat” sıfat tamlamasıdır. Grubun vurgusu “dehşetli” kelimesinin “-li” hecesindedir. “Kara feryat” grubunun vurgusu ise “kara” kelimesinin “-ra” hecesindedir.

Cümlenin vurgusu “koptu” kelimesinin “-tu” hecesindedir.

Bu cümle basit cümle olduğu için alçalan tonlamayla okunmalıdır. Cümlede, aşağıda işaret edilen yerlerde durak yapılmalıdır.

“O yiğit üzerine / dehşetli kara feryat koptu./”

İncelemekte olduğumuz cümlede “yiğit üzeri” belirtisiz isim tamlamasıdır. Bu grubun başındaki “o” sıfatıyla grup, sıfat tamlaması haline gelmiştir. (O yiğit üzeri) Bu sıfat tamlaması yönelme hâl eki alarak dolaylı tümleç göreviyle yükleme bağlanmıştır.

Yüklem “dehşetli kara feryat koptu” dur. “Dehşetli kara feryat” sıfat tamlamasıdır. “Feryat” kelimesi de “kopmak” fiiliyle deyim meydana getirmektedir. Grup parçalanamayacağı için “dehşetli kara feryat koptu” ifadesi cümlenin yüklemi olarak değerlendirilmelidir.

Cümle sonundaki nokta ile uygun bir şekilde duraklanmalıdır.

X. CÜMLE 4.10.2. Anlama

“O yiğit üzerine dehşetli kara feryat koptu.”

Bu cümlede, ölen yiğit için insanların feryat ettiği, üzüldüğü anlatılmaktadır. “Dehşetli kara feryat koptu” ifadesinden bu üzüntünün ne derece büyük olduğu anlaşılmaktadır.

4.11. XI. CÜMLE 4.11.1. Okuma

“Ansızın Deli Dumrul dört nala yetişti.”

Cümlede yer alan “Deli Dumrul” kelime grubunun vurgusu “deli kelimesinin “-li” hecesindedir.

“Dört nal” sıfat tamlamasının vurgusu “dört” kelimesindedir. Cümle vurgusu “nala” kelimesinin “-la” hecesindedir.

Onuncu cümle basit cümle olduğu için alçalan tonlamayla okunmalıdır. Cümle okunurken aşağıda gösterilen yerlerde durak yapılmalıdır. “Ansızın Deli Dumrul / dört nala yetişti./”

Bu cümle, basit bir cümledir. Yüklemi “yetişti”dir. “Ansızın” cümlede zarf tümleci görevindedir.

“Deli Dumrul” sıfat tamlaması ise yükleme özne göreviyle bağlanmıştır.

“Dört nal” sıfat tamlaması ise yönelme hâl eki almış ve dolaylı tümleç göreviyle yükleme bağlanmıştır.

Cümledeki nokta ile cümlenin bittiğini gösterecek şekilde durak yapılmalıdır.

XI. CÜMLE 4.11.2. Anlama

“Ansızın Deli Dumrul dört nala yetişti.”

İncelemekte olduğumuz metnin ikinci paragrafında bir yiğidin hastalanıp öldüğü, bunun üzerine yakınlarının üzülüp feryat ettikleri anlatılıyordu.

Üçüncü paragrafın bu ilk cümlesinde de, Deli Dumrul’un feryat eden bu insanların seslerini duyup hemen yanlarına geldiği anlatılmaktadır.

4.12. XII. CÜMLE 4.12.1. Okuma

“Der: Bre kavatlar, ne ağlıyorsunuz, benim köprümün yanında bu gürültü nedir, niye feryat ediyorsunuz dedi.”

Bu cümle, iç içe birleşik cümledir. Cümlede başta ve sonda olmak üzere iki yüklem yer almaktadır. Bu gibi cümlelerde ilk yüklem kuvvetlendirme bildirdiği için son yüklem ele alınmıştır.

“Bre kavatlar” ünlem grubunun vurgusu “bre” ünlemindedir.

“Benim köprümün yanı” belirtili isim tamlamasıdır. Grubun vurgusu “köprümün” kelimesindeki “-mün” hecesindedir. Bu grubun içerisindeki “benim köprüm” ifadesi ise iyelik grubudur, vurgu “benim” kelimesindeki “-nim” hecesindedir.

“Bu gürültü” kelime grubunun vurgusu “bu” kelimesindedir.

“Feryat etmek” kelime grubunun vurgusu ise “feryat” kelimesinin “-yat” hecesindedir.

Cümle vurgusu “dedi” kelimesinin “-di” hecesindedir. İç cümlenin sıralı cümlelerinde ise “ne” kelimesi ve “-ne” (nedir), “-ye” (niye) heceleri vurguludur.

İncelemekte olduğumuz cümle iç içe birleşik cümledir. Dolayısıyla cümle üzerinde de gösterildiği gibi iç cümlede yükselen, temel cümlede alçalan tonlama vardır. Bunun yanında iç cümledeki soru cümlelerinde de yükselen tonlama vardır.

Cümlede durak yapılması gereken yerler aşağıda gösterilmiştir.

“Der: / Bre kavatlar, / ne ağlıyorsunuz, / benim köprümün yanında / bu gürültü nedir, / niye feryat ediyorsunuz / dedi./”

Ele aldığımız parçada da görüldüğü üzere konuşma cümlelerinden önce “der”, “dediler” gibi ifadeler, Dede Korkut hikâyelerinin bir söyleyiş özelliğidir. Bu ifadeler,

Benzer Belgeler