• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

2. MUHTEVA

2.1. Kur’an-ı Kerim

2.1.1. Sebeb-i Nüzul Hikâyeleri

2.1.1.12. Nur Suresi (24)

2.1.1.12.1.Bir Bedevinin Haber Etmeden Hz. Muhammed’in Evine Girmesi “Ey iman edenler! Kendi evlerinizden başka evlere, geldiğinizi hissettirip

(izin alıp) ev sahiplerine selâm vermeden girmeyin. Bu davranış sizin için daha hayırlıdır. Düşünüp anlayasınız diye size böyle öğüt veriliyor.”215

Bir gün bedevinin biri haber vermeksizin Hz. Peygamber’in evine girdi. O sırada evde bulunan Hz. Ayşe’yi gördü ve ona tamah etti. Bunun üzerine Resulullah’a eş değiştirmeyi teklif etti:

— Sen bunu bana ver, ben de kendi ehlimi sana vereyim. Üstüne de başkaca

birçok şey daha veririm. Birkaç cariye, koyun ve deve vereyim.

Hz. Peygamber bu çirkin değiştirme teklifini kabul etmedi ve adamı gönderdi. Hz. Ayşe ana bu alçak tekliften huzursuz olup;

213 Tâhâ, 20/1-3.

214 Kuloğlu, Kureyşlilerin ne tür bir iftirada bulunduklarına ilişkin bir açıklama yapmamıştır. Tefsir

kaynaklarında bu ayetlerin nüzul sebebiyle ilgili beş farklı rivayet nakledilmiştir: Bunlardan ilkine göre Ebu Cehil, Velid ibn Muğire, Mut’im ibn Adiyy ile Nadr bin Haris’in, Hz. Muhammed’e; “Sen kavminin dinini terk ettiğin için bedbaht oluyorsun.” demeleri üzerine söz konusu ayetler nazil olmuştur. Dahhak’tan nakledilen diğer bir rivayete göre ise; Hz. Peygamber’e Kur’an nazil olduğu zaman onun ve ashabının kalkıp namaz kılarak var güçleriyle ibadet ettiklerini gören müşriklerin “Bu Kur’an Muhammed’e ancak bedbaht olsun diye inmiştir.” demeleri üzerine nazil olmuştur. Üçüncü rivayette, Hz. Peygamber hakkında “Bu adam Rabbine şaki oldu.” denilmesi üzerine nazil olduğu söylenmiştir. Diğer bir rivayette, Hz. Peygamber’in vahyin ilk geldiği günlerde namazlarında kıyam ederken ayaklarının ucuna basarak durduğu ve bundan dolayı da sıkıntı çektiği için bu ayetin nazil olduğu nakledilmiştir. Son rivayette ise şöyle nakledilmektedir: Hz. Peygamber’e Müzzemmil suresinin “Ey örtünüp bürünen (Peygamber)! Kalk, birazı hariç olmak üzere geceyi; yarısını ibadetle geçir. Yahut bundan biraz eksilt.” şeklindeki ilk ayetleri nazil olunca geceleri kalkıp namaz kılmaya başladı. Kıyamda çok fazla durduğu için ayakları şişiyordu. Bunun üzerine “Biz Kur’ân’ı sana sıkıntı çekesin diye indirmedik” ayeti nazil olmuştur (Bedreddin Çetiner, a.g.e., s. 598-599; Abdulfettah el- Kâdî, a.g.e., s. 226).

— Ey Peygamber, bu ne çirkin bir haberdir, dedi. Hz. Peygamber de bu

durumdan çok mustarip oldu ve Allah’ın hükmüne muntazır oldu. Nihayet bu hicap ayeti nazil oldu (132/10-19).216

2.1.1.13. Furkan Suresi (25)

2.1.1.13.1.Müşriklerin Hz. Muhammed’in Beraberinde Bir Melek İstemeleri “Dediler ki: Bu ne biçim peygamber ki yemek yer, çarşıda pazarda dolaşır.

Ona bir melek indirilseydi de, bu onunla beraber bir uyarıcı olsaydı ya!”217

Hz. Peygamber, dinini tebliğ etmek için var gayretiyle çalışıyordu. Çarşı pazar demeyip her yerde, herkese dinini tebliğ ediyordu. Onları imana getirmek için adeta yalvarıyordu. Mekke’nin kâfirleri onu gördükleri yerde şöyle derlerdi:

“Böyle peygamber mi olur? O da bizim gibi yiyip içiyor. Aynen bizim gibi çarşıda pazarda dolaşıyor. Bari onunla beraber bir melek indirilseydi ya! O melekle birlikte gelip bizi uyarırdı. Böylece onun bıraktığı heybetle bizim kalbimiz de mutmain olurdu.”

Müşriklerin bu sözleri üzerine bu ayet nazil oldu (239/1-15).

2.1.1.13.2.Hz. Muhammed’in Kavminin Düşmanlığını Allah’a Şikâyet Etmesi “Peygamber, ‘Ey Rabbim! Kavmim şu Kur’an’ı terk edilmiş bir şey hâline

getirdi’ dedi. Biz, işte böyle, her peygamber için suçlulardan bir düşman yarattık. Yol gösterici ve yardım edici olarak Rabbin yeter.”218

Kureyşli müşrikler, Hz. Peygamber’e ısrarla karşı çıkıp şiddetli bir düşmanlık gösterdiler. Onun peygamberliğini reddedip hakkında birçok iftira ettiler. Bu durum üzerine Hz. Peygamber, inkârcıları ayetteki sözlerle Allah’a şikâyet etti ve Allah da onu teselli etti (237/1-3).

216 Tefsir kaynaklarında böyle bir habere rastlanmadı. Bu ayetin nüzul sebebi için yukarıda anlatılanla

hiçbir ilgisi olmayan başka bir olay nakledilmiştir. Şöyle ki: Ensar arasından bir kadın Hz. Peygamber’e gelip; “Ey Allah’ın elçisi, Ben evde bazen öyle bir durumda oluyorum ki, ne babamın, ne çocuğumun, ne de başka bir kimsenin beni o halde görmesini istiyorum. Ben bu durumda iken babam veya ailemden bir erkek gelip odama giriyor. Bu gibi durumlarda ne yapmam gerekir?” diye sorunca bu ayet nazil olmuştur. Ayrıca Kuloğlu, bu ayet için “hicab ayeti” demiş, fakat tefsir kaynaklarında “istîzân ayeti” olarak anılmaktadır (Bedreddin Çetiner, a.g.e., s. 648-649; Abdulfettah el-Kâdî, a.g.e., s. 251).

217 Furkan, 25/7. 218 Furkan, 25/30-31.

2.1.1.13.3.Hz. Muhammed’in Kâfirlere İtibar Etmemeyle Emrolunması

“Öyle ise kâfirlere itaat etme, onlara karşı bu Kur’an’la büyük bir mücadele

ver.”219

Hz. Peygamber zamanında Velid bin Muğire ve Ebu Cehil, Mekke’nin eşrafındandı. Resulullah zaman zaman bunlara meylederdi. Bu ayetle onlara itaat etmemesi ve onlarla mücadele etmesi emredildi (293/4-12).220

2.1.1.14. Kasas Suresi (28)

2.1.1.14.1.Hz. Muhammed’in Ebu Tâlib’den Son Anında Kelime-i Tevhidi Söylemesini İstemesi

“Şüphesiz sen sevdiğin kimseyi doğru yola iletemezsin. Fakat Allah, dilediği

kimseyi doğru yola eriştirir. O, doğru yola gelecekleri daha iyi bilir.”221

Ebu Tâlib ölüm döşeğinde son demlerini yaşıyordu. Hz. Peygamber onun yanına geldi ve şöyle dedi:

— Ey amca, eğer imana gelip benim dinime girersen seni cehennem ateşine

koymaması için Allah indinde sana kefil olurum. Bu söylediğimi kabul edip bir kere lailaheillallah dersen yakıcı ateşten kurtulursun. Allah, beni alemlere rahmet olarak gönderdi.

Ebu Tâlib, Hz. Peygamber’in bu sözlerini işitince bir cevap vermeyip gözlerini kapattı. Hz. Peygamber;

— Ey amca, sözümü neden kabul etmiyorsun? Nasıl oluyor da cennete

tenezzül etmiyorsun, dedi. Ebu Tâlib cevap verdi:

— Ey Muhammed, bırak beni. Kureyş’in büyüklerine hayli mahcup olurum.

Birazdan ruhum onların katına varacak. Bu utançla ruhum onların katına nasıl varır? Beni onların huzuruna utanç içinde gönderme. Zira onlar bana “Buraya atalarının dininden vazgeçmiş olarak geldin. Bir çocuğa uymak sana yakıştı mı?” derler.

219

Furkan, 25/52.

220 Tefsir kaynaklarında böyle bir rivayete rastlanmamıştır. 221 Kasas, 28/56.

Hz. Peygamber, amcasının bu sözleri üzerine ümidini yitirir ve gözyaşları içinde Allah’a yalvarır:

— Ya Rab! Amcam insaf edip küfrü bırakmadı. Allah’ım, onu bana

bağışlayıp hidayete ulaştırmadın! Cömertlik denizinden ona hidayet verseydin o büyük denizden hiçbir şey eksilmezdi.

Hz. Peygamber evinde böyle yakarıp ağlarken Hz. Ali gelip haber verdi:

— Ya Resulallah bilmiş ol ki, babam senin sözlerini kabul etmeyip

saygısızca bu cihanı terk etti! O seni Allah’ın elçisi bilip Kur’an’a hiç bakmadı. Sonunda da küfür ile öldü.

Hz. Peygamber;

— Ey Ali, artık yapacak bir şey kalmadı. Git onu defnet, dedi.

Ayet, söz konusu olay üzerine hidayete erecek olanları yalnızca Allah’ın bileceğini, Hz. Peygamber’in sevdiği insanları Allah dilemedikçe doğru yola iletemeyeceğini bildirmek için nazil olmuştur (63/2-20).

2.1.1.15. Ahzab Suresi (33)

2.1.1.15.1.Hz. Muhammed’e Cefa Verenlerin Lanetlenmeleri

“Şüphesiz Allah ve Resulünü incitenlere, Allah dünya ve ahirette lânet etmiş

ve onlara aşağılayıcı bir azap hazırlamıştır.”222

Müşrikler, Hz. Peygamber’e eziyet ederdi. Allah, ona eziyetle düşmanlık edenlere dünyada ve ahirette lanet etmiştir. Bu ayet, dünyada ona düşmanlık edilmemesi için nazil olmuştur (295/9-15).223

2.1.1.16. Yasin Suresi (36)

2.1.1.16.1.Müşriklerin Öldükten Sonra Dirilmeyi Reddetmeleri

“Gökleri ve yeri yaratan Allah’ın, onların benzerini yaratmaya gücü yetmez

mi? Evet yeter. O, hakkıyla yaratandır, hakkıyla bilendir.”224

222 Ahzab, 33/57. 223

Kuloğlu, söz konusu eziyetin ne olduğunu belirtmemiş. Taberî, İbn Abbas’tan rivayetle bu ayetin, Hz. Peygamber’i İbn Ahtab’ın kızı Safiyye ile evlendiği için kınayanlar hakkında nazil olduğunu yazmıştır (Bedreddin Çetiner, a.g.e., s. 737).

Bu ayetin inmesinin sebebi kâfirlerin, öldükten sonra dirilmeyi ve sualin varlığını reddetmeleridir (198/17-18).225

2.1.1.17. Mü’min Suresi (40)

2.1.1.17.1.Mekkeli Müşriklerin Hz. Muhammed’e Eziyet Etmeleri

“Ey Muhammed! Sabret. Allah’ın vaadi şüphesiz gerçektir. Günahının

bağışlanmasını iste. Akşam-sabah Rabbini hamt ederek tespih et.”226

Hz. Peygamber, Mekke’de insanlara İslam’ı tebliğ ederken müşrikler daima onu yalanlıyorlardı. Söylediği her şeyi tekzip ediyorlardı. O da bu durumdan dolayı çok huzursuz oluyordu. Allah, böyle durumlarda Hz. Peygamber’i bu ayeti ile teselli ediyordu (206/6-11).227

2.1.1.17.2.Velid bin Muğire ve Ebu Cehil’in Büyüklenmeleri

“Bu, sizin yeryüzünde haksız yere şımarmanızdan ve böbürlenmenizden

ötürüdür. Onlara, “Ebedî kalmak üzere cehennem kapılarından girin. Büyüklük taslayanların yeri ne kötüdür!” (denir).”228

Mekke’de Hz. Peygamber’e en çok Velid bin Muğire ve Ebu Cehil eziyet etmiştir. Bunlar hiç ölmeyeceklermiş gibi kibir ve şımarıklıkla maluldüler. Mevzubahis olan ayetlerin, bunların hakkında nazil olduğu söylenmiştir (190/11- 12).229

224 Yâsîn, 36/81.

225 Kuloğlu, ayetin inzaline sebep olan olayla ilgili başka bir ayrıntı vermemiştir. Kaynaklarda bu olay

şöyle nakledilmektedir: As bin Vail, elinde çürümüş bir kemiği ufalayarak Resulullah’a gelip; “Ey Muhammed, Allah böyle çürüyüp dağılmışken mi bunu tekrar diriltecek?” diyerek istihza etti. Bunun üzerine ilgili ayet nazil oldu. Başka bir rivayette ise bu sözü söyleyenin Übey bin Halef olduğu söylenmiştir (Abdulfettah el-Kâdî, a.g.e., s. 300).

226 Mü’min, 40/55. 227

Kaynaklarda böyle bir durumdan söz edilmemektedir.

228 Mü’min, 40/75-76.

2.1.1.18. Fussilet Suresi (41)

2.1.1.18.1.Mekkeli Müşriklerin Veyl Cehennemiyle Korkutulmaları

“Allah’a ortak koşanların vay haline! Onlar zekâtı vermeyen kimselerdir.

Onlar ahireti de inkâr ederler. Şüphesiz iman edip salih ameller işleyenler için ise kesintisiz bir mükâfat vardır.”230

Bu ayetler, Kâbe’yi putlarla dolduran putperest Mekkelileri korkutmak için nazil olmuştur (375/3-5).231

2.1.1.18.2.Hz. Muhammed Kuran Okurken Müşriklerin Gürültü Yapması “İnkâr edenler dediler ki: Bu Kur’an’ı dinlemeyin. Baskın çıkmak için o

okunurken yaygara koparın.”232

Hz. Peygamber, Kâbe’de Kur’an okurken Mekke’nin kâfirleri onun sesini duymak istemezlerdi. Birbirlerine de “Onu dinlemeyin!” diye telkinde bulunurlardı. Onun Kur’an okuduğu zamanlarda gürültü yapmaları için çoluk çocuğu bir araya getirirlerdi. Bununla da yetinmeyip Mekke’nin köpeklerini de oraya toplarlardı. Ne zaman ki Resulullah, Kur’an okumaya başlasa bunlar da gürültü etmeye başlardı. Çocuklar bağırıp çağırır, köpekler ürdürülürdü. Böylece Kur’an’ın sesini bastırıp onu mağlup edeceklerini düşünürlerdi. Hz. Peygamber’i de bu şekilde Kur’an okumaktan vazgeçireceklerini zannederlerdi (159/3-11).

2.1.1.18.3.Namaza Çağrı İçin Ezanın Tayin Edilmesi

“Allah’a çağıran, salih amel işleyen ve ‘Kuşkusuz ben Müslümanlardanım’

diyenden daha güzel sözlü kimdir?”233

Hz. Peygamber, Müslümanlara namaz vaktini haber edip onları mescide çağırmanın bir yolunu düşünüyordu. Sahabeden bazıları namaz vaktini çan çalarak duyurmayı teklif etti:

230

Fussilet, 41/6-8.

231 Bu ayetlerin inzaliyle alakalı şu olay nakledilmiştir: Müşrikler, hac mevsiminde Kâbe’yi ziyarete

gelenlere yemek yedirir, su verir ve onlar için harcamalarda bulunurlardı. Bir zaman geldi; Hz. Peygamber’e iman etmiş olanlara harcama yapmamaya, onlara yemek ve su vermemeye başladılar. Bunun üzerine onlar hakkında bu ayetler nazil oldu (Bedreddin Çetiner, a.g.e., s. 771).

232 Fussilet, 41/26. 233 Fussilet, 41/33.

“Büyük bir çan kuralım. Çana vurulduğu zaman namaz vakti olduğunu bilip mescide geliriz.” dediler. Hz. Peygamber bu teklifi uygun bulmadı. Bu yöntemin açık bir şekilde kâfirlere (Hıristiyanları) benzemek olacağını düşündü. Bazıları öküz boynuzundan yapılmış bir sur kullanmayı teklif ederken bazıları da büyük bir davul kullanmayı teklif ettiler. Resulullah, bu tekliflerin hiçbirisine sıcak bakmadı. Allah’ın emrini bekledi.

Sahabelerden birkaçı, rüyasında mescidin yanına bir meleğin geldiğini gördü. Melek, bildiğimiz şekliyle ezanı okudu ve birkaç kere bunu tekrar etti. Birkaç sahabenin aynı rüyayı görmesi üzerine bunun ilahi bir işaret olduğu anlaşıldı ve namaza çağrı usulü olarak ezan kararlaştırılmış oldu. Hz. Peygamber, ezanı bu

şekilde okutunca münafıklardan bazıları “bu bidattir” diye ileri geri konuşmaya

başladılar. Bunun üzerine Allahutaala söz konusu ayetle, ezan için bundan iyi bir söz olmayacağını bildirmiştir (297/2-15).

2.1.1.19. Fetih Suresi (48)

2.1.1.19.1.Bedevilerin Korkudan Mekke Seferine Katılmamaları

“Bedevîlerin (savaştan) geri bırakılanları sana, “Bizi mallarımız ve

ailelerimiz alıkoydu; Allah’tan bizim için af dile.” diyeceklerdir. Onlar, kalplerinde olmayanı dilleri ile söylerler.”234

Medine’deki münafıklar, Müslümanların ordusu Mekke’ye sefere çıkacağı zaman, Müslümanların yenileceğini düşünerek, sefere katılmadılar. Durum onların düşündüğünün tersine Müslümanların galibiyeti ve Mekke’nin fethi ile sonuçlanınca Hz. Peygamber’in huzuruna gelip özür dilediler. Onları ailelerinin ve mallarının alıkoyduğunu, çok pişman olduklarını ve tövbe ettiklerini söylediler. Halbuki bu sözlerinde de samimi değildiler. Nitekim Allah da bu ayetle onların bu sözlerinin yalan olduğunu ve kalplerinde taşıdıkları ile dillerinin söylediğinin farklı olduğunu Hz. Peygamber’e bildirmiştir (39/2-12).

2.1.1.19.2.Münafıkların Hz. Muhammed’in Rüyasını İnkâr Etmeleri

“Ant olsun, Allah, Peygamberinin rüyasını doğru çıkardı. Allah dilerse, siz

güven içinde başlarınızı kazıtmış veya saçlarınızı kısaltmış olarak, korkmadan Mescid-i Haram’a gireceksiniz.”235

Hz. Peygamber, Mekke henüz fethedilmemişken rüyasında kendisini Kâbe’de görmüştü. Bu rüya Mekke’nin fetholunacağını önceden haber veren ilahi bir işaretti. Rüyayı müteakip Hz. Peygamber Muhacir ve Ensar ile birlikte Kâbe’yi ziyaret etmek için yola çıktı. Yanlarında da kurban edilmek üzere birçok koyun ve deve götürdüler. O yıl Kureyşliler, Hz. Peygamber ve beraberindekilerin Kâbe’yi ziyaret etmesine bir şekilde engel oldular ve Müslümanlar o sene umre yapamadılar. O esnada müşrikler ve Müslümanlar arasında bir antlaşma yapıldı. Bu antlaşmaya göre Müslümanlar ancak bir yıl sonra Kâbe’yi ziyaret için Mekke’ye gelebilecekti.

Hz. Peygamber ve Ashabı o sene umre yapamadan Medine’ye döndüler. Münafıklar bu durumdan hareketle sürekli Hz. Peygamber’in rüyasını inkâr ile meşgul oldular. Hz. Peygamber bir sene sonra tekrar Mekke’ye doğru sefere çıktı ve

şehri fethetti. Böylece rüyası da tasdik edilmiş oldu. Yukarıdaki ayet bu hadise

bağlamında Hz. Peygamber’in her fiilinin hak olduğunu bildirmek için indirildi (100/6-16).236

2.1.1.20. Cuma Suresi (62)

2.1.1.20.1.Hz. Muhammed Minberdeyken Ashabının Mescidi Terk Etmesi

“(Durum böyle iken) onlar bir ticaret veya bir oyun eğlence gördükleri zaman hemen dağılıp ona koştular ve seni ayakta bıraktılar. De ki: Allah’ın yanında bulunan, eğlence ve ticaretten daha hayırlıdır. Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır.”237

Hz. Peygamber, bir Cuma günü mescitte hutbe okurken kabile beyinin birisi kervanı ile Medine’ye girdi. Şehre yeni bir kervanın geldiği anlaşılsın diye davullar çalındı. Bu kervan, davul sesi eşliğinde Resulullah’ın mescidinin önünden de geçti.

235 Fetih, 48/27.

236 Kaynaklarda Hz. Peygamber’e “Ey Allah’ın elçisi, rüyan nerede kaldı?” diye ashabının sorması

üzerine ayetin inzal edildiği belirtilmiştir (Bedreddin Çetiner, a.g.e., s. 816; Abdulfettah el-Kâdî,

a.g.e., s. 325).

Cümbüşü duyup şehre yeni bir kervanın geldiğini anlayan ashabın hepsi mescidi terk edip kervanın peşi sıra gitti. Hz. Peygamber bu esnada hala minberde hutbe okumaktaydı ve bu durumdan çok rahatsız oldu. Olay üzerine bu ayet nazil oldu (105/1-6).

2.1.1.21. Kalem Suresi (68)

2.1.1.21.1.Velid b. Muğire’nin Zemmedilmesi

“Yemin edip duran, aşağılık, daima kusur arayıp kınayan, durmadan söz

taşıyan, iyiliği hep engelleyen, saldırgan, günaha dadanmış, kaba saba; bütün bunların ötesinde bir de soysuz olan kimseye mal ve oğulları vardır diye, sakın boyun eğme. Âyetlerimiz kendisine okunduğu zaman, “Öncekilerin masalları!” der. Yakında biz onun burnunu damgalayacağız.”238

Bu ayetler Velid bin Muğire hakkında nazil olmuştur. Zinadan hâsıl olduğu için şerre meyilli olan Velid, malına ve evladına güvenip Hz. Peygamber’e iman etmemişti (359/2-11).239

2.1.1.22. Müddessir Suresi (74)

2.1.1.22.1.Hz. Muhammed’in Cebrail’i Görünce Eve Gelip Örtüye Bürünmesi “Ey örtünüp bürünen (Peygamber!) Kalk da uyar. Rabbini yücelt. Nefsini

arındır. Şirkten uzak dur. İyiliği, daha fazlasını bekleyerek (bir kazanç elde etmek için) yapma.”240

Ravilerin naklettiğine göre Cebrail, Hira dağında Alak suresini inzal ettiği zaman Hz. Peygamber titreyerek eve geldi ve yatıp örtündü. O yatarken Cebrail yine geldi ve Müddessir suresinin ilgili ayetlerini inzal etti (137/6-9).

238 Kalem, 68/10-16. 239

Bu ayetin Ahnes ibn Şerîk ibn Amr es-Sakafî ve Esved ibn Abdi Yağûs hakkında nazil olduğuna yönelik rivayetler de vardır (Bedreddin Çetiner, a.g.e., s. 902; Abdulfettah el-Kâdî, a.g.e., s. 372).

2.1.1.23. İnsan Suresi (76)

2.1.1.23.1.Hz. Ali’nin Tek Yiyeceği Olan Üç Ekmeği Muhtaçlara Vermesi

“Onlar, seve seve y

iyeceği yoksula, yetime ve esire yedirirler. (Yedirdikleri

kimselere şöyle derler:) Biz size sırf Allah rızası için yediriyoruz. Sizden bir karşılık ve bir teşekkür beklemiyoruz.”241

Bir gün Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin hasta oldular. Bunun üzerine Hz. Ali, çocukları iyileşirse üç gün oruç tutacağına dair adakta buldu. Nihayet evlatları iyileşti ve Hz. Ali de adağını yerine getirmek üzere oruç tuttu. Adağını tamamlayıp orucunu açacağı zaman yemek için üç tane ekmek tedarik etti. İftar olup Hz. Ali henüz yemeğe başlamamışken bir hasta, kapısına gelerek ondan yiyecek bir şeyler istedi ve Hz. Ali de üç ekmekten birisini bu hastaya verdi. Hastanın gitmesinden sonra Hz. Ali tekrar sofraya oturacağı sırada bu sefer de yetim olduğunu söyleyen birisi kapıya geldi. Hz. Ali ikinci ekmeği de bu yetime verdi. Aynı şekilde üçüncü ekmeği de hiç yiyeceği bulunmayan bir esire verdi. Böylelikle kendisi ve ailesi için evlerinde başka hiçbir yiyecek kalmadı. İlgili ayetler, bu olay üzerine Hz. Ali vasfında nazil oldu (10/5-14).242

2.1.1.24. Mürselât Suresi (77)

2.1.1.24.1.Kafirlerin Hz. Muhammed’in Mucizelerini Yalanlamaları “O gün vay yalanlayanların hâline!”243

Hz. Peygamber bir mucize gösterdiği zaman kafirler dört bir taraftan, yoğun bir çabayla o mucizeyi yalanlamaya çalışırlardı. Kafirlerin bu davranışlarının Hz. Peygamber’i huzursuz etmesi üzerine söz konusu ayetle Allah onu teselli etmiştir (31/12-19).244

241

İnsan, 76/8-9.

242 Kuloğlu’nun naklinden, üç gün peş peşe hiç iftar edilmeden oruç tutulduğu anlaşılmaktadır.

Kaynaklarda, Hz. Ali ve ailesiyle ilgili aktarılan bu olay bazı değişikliklerle farklı farklı anlatılsa da üç gün peş peşe iftarsız tutulan bir oruçtan bahsedilmemektedir (Bedreddin Çetiner, a.g.e., s. 927- 928).

243 Mürselât, 77/19.

2.1.1.25. Abese Suresi (80)

2.1.1.25.1.Hz. Muhammed’in Kendisine Gelen Âmâya Yüzünü Ekşitmesi

“Kendisine o âmâ geldi diye Peygamber yüzünü ekşitti ve öteye döndü. (Ey

Muhammed!) Ne bilirsin, belki de o arınacak yahut öğüt alacak da bu öğüt kendisine fayda verecek.”245

Ravilerden nakledildiğine göre Resulullah bir gün Kureyş’in ileri gelenlerine İslam’ı tebliğ ediyordu. Onlarsa anlatılanları kabul etme taraftarı değillerdi. Bu sırada yanlarına bir âmâ çıkageldi ve o topluluğun yanında;

— Ya Resulullah, bana imanı arz et, dedi.

Hz. Peygamber, âmâya cevap verip imanı anlatmadı. Oradaki Kureyşli müşrikler de bu hâle gülüşüp o âmâyı küçük düşürdüler. Âmâ çok mahzun bir halde o meclisi terk etti. Bu durum üzerine Allah, Cebrail ile Abese suresinin ilk dört ayetini göndererek Hz. Peygamber’i azarladı. Daha sonra Hz. Peygamber; “Senin için Allah beni azarladı.” diyerek âmânın gönlünü yaptı (136/7-19).

2.1.1.26. Mutaffifin Suresi (83)

2.1.1.26.1.Müşriklerin Ashaba Gülüp İstihza Etmeleri

“İşte bugün de müminler kâfirlere gülerler. Koltuklar üzerinde (etrafı)

seyrederler.”246

Kureyşli kâfirler, Hz. Peygamberin ashabına gülüp onlarla alay ederlerdi. Bu ayetle Allah, müminlere; “Ahrette de cennette kurulmuş olarak siz onlara güleceksiniz.” diye tesellide bulunmaktadır (81/6-7).

2.1.1.27. Ğâşiye Suresi (88)

2.1.1.27.1.Mekkelilerin Cennet Tasvirlerini Mantıksız Bulması

“Orada yüksek tahtlar, konulmuş kadehler, sıra sıra yastıklar, serilmiş

gösterişli yaygılar vardır. Deveye bakmıyorlar mı, nasıl yaratılmıştır! Göğe

245 Abese, 80/1-4. 246 Mutaffifîn, 83/34-35.

bakmıyorlar mı, nasıl yükseltilmiştir! Dağlara bakmıyorlar mı, nasıl dikilmişlerdir! Yeryüzüne bakmıyorlar mı, nasıl yayılmıştır!”247

Allahutaala’dan cennet tahtlarının özelliklerini anlatan ayetler nazil olunca Mekkeliler anlatılanlara taaccüp ettiler: “Bunlara nasıl binilir? Bu yüksek döşeklere merdivenle mi çıkılacak?” diye şüphelerini dillendirdiler. Bunun üzerine ilgili ayetle Allah; devenin yaratılışını, göğü, dağları ve yeryüzünü örnek gösterdi (342/4-10).

2.1.1.28. Beled Suresi (90)

2.1.1.28.1.Ebu Cehil’in Bol Harcamalarıyla Övünmesi “Yığınla mal harcadım, diyor.”248

Ayette, harcadığı malla övünen bir kişinin sözü nakledilmiştir. Kuloğlu, “Yığınla mal harcadım.” cümlesini Ebu Cehil’in ağzından nakletmektedir (7/15).

2.1.1.29. Leyl Suresi (92)

2.1.1.29.1.Hz. Ebubekir’in Yardımlarına Suizan Edilmesi

“(Yaptığı iyiliği) ancak yüce Rabbinin rızasını istediği için (yapar). Elbette

kendisi de hoşnut olacaktır.”249

Hz. Ebubekir için inzal edilmiştir. Hz. Ebubekir, Bilal-i Habeşî’yi satın alıp

Benzer Belgeler