• Sonuç bulunamadı

Normal serum Lp(a) grubu (Lp(a)<30mg/dl) 2 Yüksek serum Lp(a) grubu (Lp(a)≥30mg/dl)

3.GEREÇ VE YÖNTEM

1. Normal serum Lp(a) grubu (Lp(a)&lt;30mg/dl) 2 Yüksek serum Lp(a) grubu (Lp(a)≥30mg/dl)

Serum Lp(a) düzeyine göre yapılan karşılaştırma sonucunda, aort kapak kalsifikasyonu skoru, kalsifikasyon hacmi ve kalsifikasyon kitlesi Lp(a) düzeyi yüksek olan ( ≥30mg/dl) grupta normal serum Lp(a) düzeyi olan gruba nazaran istatistiksel olarak anlamlı oranda fazla idi. Lp(a) düzeyine göre aort kapak kalsifikasyon verileri karşılaştırması Tablo 18' de özetlenmiştir.

Serum Lp(a) düzeyi gruplarına göre yapılan karşılaştırmada arkus aorta kalsifikasyon skoru, kalsifikasyon hacmi, kalsifikasyon kitlesi ve koroner arter kalsifikasyon skoru değerleri açısından da gruplar arası istatistiksel anlamlı fark vardı. Lp(a) değeri ≥30mg/dl olan hastaların kalsifikasyon değerleri anlamlı olarak daha fazla idi. Hastaların arkus aorta ve koroner arter kalsifikasyon verileri Tablo 19' da özetlenmiştir.

Tablo 18: Lp(a) gruplarına göre Aort Kapak Kalsifikasyon verileri karşılaştırılması

Kalsiyum skorlama verileri Lp(a) < 30mg/dl Lp(a) ≥ 30mg/dl P değeri

Aort Kapak Kalsifikasyon Skoru 50,6±169,3 154,6±288,5 p<0,001

Aort Kapak Kalsifikasyon Kitlesi(mg Ca HA) 11,13±38,9 32,96±57,3 p<0,001

Aort Kapak Kalsifikasyon Hacmi (mm3) 42,6±141,4 136,1±243,3 p<0,001

Tablo 19: Lp(a) gruplarına göre Arkus Aorta ve Koroner Arter Kalsifikasyon verileri karşılaştırılması

Kalsiyum skorlama verileri Lp(a) < 30mg/dl Lp(a) ≥ 30mg/dl P değeri

Arkus Aorta Kalsifikasyon Skoru 549±1717,2 722,7±1645,9 p=0,015

Arkus Aorta Kalsifikasyon Kitlesi (mg Ca HA) 134,9±431,7 167,1±400,4 p=0,015

Arkus Aorta Kalsifikasyon Hacmi (mm3) 453,7±1404,6 570,2±1337,2 p=0,039 Koroner Arter Kalsiyum Skorlaması 259,7±670,7 475,9±818,6 p<0,002

58

Lp(a) düzeyi yüksek ve normal olan hastaların ultrasonografi, ekokardiyografi verileri karşılaştırılması yapıldı. Gruplar arasında karotis intima media kalınlığı, aşil tendon kalınlığı açısından anlamlı fark saptanmaz iken, aortun elastik özellikleri açısından istatistiksel anlamlı ölçüde farklar vardı. Hastaların Lp(a) gruplarına göre, ustrasonografi verileri karşılaştırılması Tablo 20' de, ekokardiyografi verileri karşılaştırılması Tablo 21' de özetlenmiştir.

Serum Lp(a) düzeyi baz alınarak iki grupta değerlendirdiğimiz olguların diğer

laboratuvar verileri ve klinik özelliklerini de gruplar arasında karşılaştırdık. Bu analiz sonucunda hastaların serum LDL, en yüksek ve en düşük LDL değerleri, sistolik ve diyastolik kan basınçları açısından gruplar arası istatiksel anlamlı farklılık saptanmadı. Hastaların Lp(a) gruplarına göre klinik ve laboratuvar verileri karşılaştırılması Tablo 22' de özetlenmiştir.

Tablo 20: Hastaların Lp(a) gruplarına göre ustrasonografi verileri karşılaştırılması

USG verileri Lp(a) < 30mg/dl Lp(a) ≥ 30mg/dl P değeri

Sol KİMK(mm) 0,63±0,31 0,77±0,37 p=0,056

Sağ KİMK(mm) 0,64±0,31 0,76±0,35 p=0,07

Aşil tendon kalınlığı(mm) 4,77±2 4,78±1,9 p=0,51

Tablo 21: Hastaların Lp(a) gruplarına göre ekokardiyografi verileri karşılaştırılması

EKO verileri Lp(a) < 30mg/dl Lp(a) ≥ 30mg/dl P değeri

Aort strain(%) 9,85±6,7 7,46±6,9 p=0,016

Elastik modulus [E(p)] 748,2±483,3 1133,7±1145,2 p=0,041

Aortik sertlik indeksi β 0,63±0,4 0,95±0,98 p=0,013

Aort esneklik (cm².dynesˉ¹.10ˉ⁶) 4,15±2,19 3,48±3,1 p=0,041

59

Tablo 22: Hastaların Lp(a) gruplarına göre klinik ve laboratuvar verileri karşılaştırılması

Klinik ve lavoratuvar veriler Lp(a) < 30mg/dl Lp(a) ≥ 30mg/dl P değeri

Yaş(yıl) 56,7±12,5 55,56±11,9 p=0,83

Cinsiyet (erkek) 20/74 36/62 p<0,05

Sistolik kan basıncı (mmHg) 130,6±18,5 131±15,3 p=0,32

Diyastolik kan basıncı (mmHg) 82,5±16,6 84,5±13,7 p=0,63

Statin dozu (yüksek) %40 %43 p=0,42

Statin kullanım süresi (ay) 110,8±81,2 121,5±80,5 p=0,89

LDL-K (mg/dl) 143,9±72,8 164,6±73,8 p=0,67

LDL(max) (mg/dl) 243,9±76,3 256,8±87,5 p=0,66

LDL(min) (mg/dl) 106,7±50,1 121,9±55,9 p=0,32

Kreatinin (mg/dl) 0,77±0,2 0,85±0,2 p<0,05

Çalışmamızda elde ettiğimiz veriler ile arkus aorta kalsifikasyonun aort elastik özellikleri üzerine etkisini de değerlendirdik. Bu değerlendirlmeyi kalsiyum skorlama verilerinden arkus aorta kalsifikasyon skoru, kalsifikasyon kitlesi ve kalsifikasyon hacmi ile ekokardiyografi değerlendirme sonucunda elde ettiğimiz Aortik strain, elastik modulus, aort sertlik indeksi beta, Aortik esneklik ve inen aortaya yayılım hızı verileri arasındaki ilişkiyi kolerasyon analizi metoduyla değerlendirdik. Hastaların aort elastik özellikleri ve arkus aorta kalsifikasyon verileri karşılaştırma verileri Tablo 23' de özetlenmiştir.

Çalışmamızda elde ettiğimiz aort elastik özellikleri ile koroner arter kalsiyum skor verilerini kolerasyon analizi yaparak değerlendirdik. Kolerasyon analizi sonucunda aort elastik özellikleri orta düzeyde kolerasyon katsayısı ile istatiksel anlamlı oranda koroner arter kalsiyum skoru ile ilişkili idi. Hastaların aort elastik özellikleri ile koroner arter kalsiyum skoru verileri karşılaştırılması Tablo 24' de özetlenmiştir.

60

Tablo 23: Hastaların aort elastik özellikleri ve arkus aorta kalsifikasyon verileri karşılaştırma verileri

Aort elastik özellikleri Arkus Aorta

Kalsifikasyon Skoru Arkus Aorta Kalsifikasyon Kitlesi Arkus Aorta Kalsifikasyon Hacmi Aort strain(%) p<0,001, KK(-0,640) p<0,001, KK(-0,655) p<0,001, KK(-0,640)

Elastik modulus [E(p)] p<0,001, KK(0,512) p<0,001, KK(0,524) p<0,001, KK(0,499)

Aortik sertlik indeksi β p<0,001, KK(0,601) p<0,001, KK(0,616) p<0,001, KK(0,601)

Aort esneklik (cm².dynesˉ¹.10ˉ )

p<0,001, KK(-0,511) p<0,001, KK(-0,524) p<0,001, KK(-0,499)

İnen aorta yayılım hızı (cm/sn)

p<0,001, KK(-0,767) p<0,001, KK(-0,771) p<0,001, KK(-0,761)

Çalışmamızda aort kapak kalsifikasyon skoru, arkus aorta kalsifikasyon skoru ve koroner arter kalsifikasyon skoru ile ilişkili klinik ve laboratuvar verileri belirlemek amaçlı elde edilen verileri kolerasyon analizi ile değerlendirdik. Aort kapak kalsifikasyon skoru verileri Tablo 25' de, arkus aorta kalsifikasyon skor verileri Tablo 26' da koroner arter kalsifikasyon verileri Tablo 27' de özetlenmiştir.

Tablo 24: Hastaların aort elastik özellikleri ile koroner arter kalsiyum skoru verileri karşılaştırılması

Aort elastik özellikleri Koroner Arter Kalsiyum Skoru Kolerasyon Katsayısı

Aort strain(%) p<0,001 -0,491

Elastik modulus [E(p)] p<0,001 0,404

Aortik sertlik indeksi β p<0,001 0,463

Aort esneklik (cm².dynesˉ¹.10ˉ⁶) p<0,001 -0,404

61

Tablo 25: Aort Kapak Kalsifikasyon Skoru ile klinik ve laboratuvar verilerin karşılaştırılması

Klinik ve laboratuvar verileri p değeri KK

Yaş(yıl) <0,05 0,181

Cinsiyet (E) 0,007 0,228

Sigara 0,836 *

Beden kitle indeksi(kg/m²) 0,69 *

Sistolik Kan Basıncı (mmHg) 0,7 *

Diyastolik Kan Basıncı (mmHg) 0,024 0,201

Total Kolesterol (mg/dl) 0,36 * Trigliserid (mg/dl) 0,99 * HDL (mg/dl) <0,05 -0,190 LDL (mg/dl) 0,079 * LDL(max) (mg/dl) 0,028 0,196 LDL(min) (mg/dl) 0,005 0,252 HbA1C <0,05 0,180

Statin kullanım süresi (ay)

0,055 *

HDL-K: Yüksek dansiteli lipoprotein kolesterol, LDL-K: Düşük dansiteli lipoprotein kolesterol, *: ilişki saptanmadı

62

Tablo 26: Arkus Aorta Kalsifikasyon Skoru ile klinik ve laboratuvar verilerin karşılaştırılması

Klinik ve laboratuvar veriler p değeri KK

Yaş(yıl) p<0,001 0,359

Cinsiyet (E) p=0,055 *

Sigara p=0,49 *

Beden kitle indeksi (kg/m2) p=0,21 *

Sistolik KB(mmHg) p=0,62 * Diyastolik KB(mmHg) p=0,08 * Total Kolesterol(mg/dl) p=0,88 * Trigliserid (mg/dl) p=0,86 * HDL(mg/dl) p=0,68 * LDL(mg/dl) p=0,96 * LDL(max)(mg/dl) p=0,57 * LDL(min)(mg/dl) p=0,58 * HbA1C p=0,015 0,221

Statin kulllanım süresi (ay) p=0,002 0,275

HDL-K: Yüksek dansiteli lipoprotein kolesterol, LDL-K: Düşük dansiteli lipoprotein kolesterol,

*

: ilişki saptanmadı

63

Tablo 27: Koroner Arter Kalsifikasyon Skoru ile klinik ve laboratuvar verilerin karşılaştırılması

Klinik ve laboratuvar veriler p değeri KK

Yaş(yıl) p=0,005 0,248

Cinsiyet (E) p<0,001 0,397

Sigara p<0,014 0,216

Beden kitle indeksi(kg/m2) p=0,52 *

Sistolik KB(mmHg) p=0,24 * Diyastolik KB(mmHg) p=0,013 0,218 Total Kolesterol(mg/dl) p=0,51 * Trigliserid(mg/dl) p=0,34 * HDL(mg/dl) p<0,05 -0,173 LDL(mg/dl) p=0,52 * LDL(max)(mg/dl) p=0,95 * LDL(min)(mg/dl) p=0,63 * HbA1C p<0,05 0,183

Statin kulllanım süresi(ay) p=0,02 0,207

HDL-K: Yüksek dansiteli lipoprotein kolesterol, LDL-K: Düşük dansiteli lipoprotein kolesterol,

*

: ilişki saptanmadı

64

5.TARTIŞMA

Aort kapak kalsifikasyonu lipit depolanması, enflamasyon ve kalsifikasyon aşamalarının oluşturduğu ateroskleroza çok benzer fizyopatolojiye sahip aktif bir hastalık sürecidir ve bu süreç hafif derece aort kapak kalsifikasyonunda ciddi aort kapak darlığına kadar değişken evreler içermektedir.

Aort darlığının farklı derecelerine sahip hastalar üzerinde yapılan immünohistokimyasal analizler erken evre aort darlığı ile ateroskleroz arasında birçok benzer nokta olduğunu ortaya koymuştur. Bunların başında enflamatuvar hücre infiltrasyonu, lipoproteinler ve kalsiyum depolanması gelmektedir. KAH ile aort darlığında da ileri yaş, erkek cinsiyet, hipertansiyon öyküsü ya da LDL-K yüksekliği gibi aterosklerotik risk faktörlerinin ortak oluşu da bu patofizyolojik benzerliği desteklemektedir.

Aort sklerozu kalsifik aort darlığının erken aşaması olarak kabul edilmekte olup kapağın kan akımını engellemeyecek ölçüde kalınlaşması ile karakterizedir. Aort sklerozu 65 yaş

üzerindeki erişkinlerin yaklaşık %25’inde görülen bir tablodur ve sıklığı yaş, cinsiyet,

hipertansiyon, sigara içimi, serum LDL-K düzeyi, lipoprotein(a) düzeyi ve diabetes mellitus gibi aterosklerotik risk faktörlerinin varlığında artmaktadır. Ayrıca bilinen KAH olmayanlarda ekokardiyografik olarak aort sklerozunun saptanmasının miyokart enfarktüsü ve kardiyovasküler ölüm riskini kapağı normal olanlara göre %50 oranında artırdığı gösterilmiştir.

1963 yılında Berg tarafından tarif edilen Lp (a), LDL benzer yapıda ancak farklı olarak LDL'deki apolipoprotein B-100'e disülfit köprüsü ile bağlı spesifik bir glikoprotein, Apo (a) içeren kolesterolce zengin bir plazma partikülüdür . Apo (a) plazminojende yer alan proteaza benzer bir bölge, Kringle 4 homoloğu çok sayıda kopya ve bir adet kringle 5 homoloğu bölge içererek plazminojen ile de önemli yapısal özellikleri paylaşmaktadır . LDL'ye benzer yönüyle aterojenik özelliklere sahip olan Lp (a), Apo (a) nın plazminojenle olan yapısal homolojisi ile trombojenik ve antifibrinolitik potansiyele sahip olabilmektedir Çok sayıda çalışmada koroner arter hastalıkları , miyokart enfarktüsü, ve koroner arter bypass operasyonu sonrası ven graft stenozu ile ilişkisi gösterilen plazma Lp(a) konsantrasyonları, aterosklerotik hastalıklar için

65

bağımsız bir risk faktörü olarak kabul edilmekte ve 30 mg/dl den daha yüksek plazma konsantrasyonları 2-5 kat daha yüksek risk taşımaktadır.

Aort kapak kalsifikasyonun tıpkı KAH gibi aktif bir aterosklerotik süreç olduğu ve Lp(a)’nın, LDL gibi aterojenik molekül olduğu göz önüne alındığında, bu çalışmada serum Lp(a) düzeyi ile aort kapak kalsifikasyonu ilişkisini saptamayı amaçladık. Bu amaçla lipid

polikliniğinden takipli koroner arter kalsiyum skorlama tetkiki yapılmış, serum Lp(a) düzeyi belirlenmiş olguların tomografi görüntüleri aort kapak kalsifikasyonu açısından tekrar

değerlendirildi. Çalışmada ayrıca arkus aorta kalsifikasyonu, koroner arter kalsiyum skoru ve eko ile belirlenen aort elastik özellikleri değerlendirilmesi de yapıldı.

Yapılan istatistik analizler sonucunda serum Lp(a) düzeyi ile Agatston yöntemi aracılığıyla belirlenen aort kapak kalsifikasyonu skoru, kapak kalsifikasyon kitlesi ve

kalsifikasyon hacmi değerleri arasında anlamlı ilişki saptadık. Serum Lp(a) düzeyi ile aort kapak kalsifikasyonu (Lp(a)-aort kapak kalsifikasyon skoru p<0,001 KK=0,422, Lp(a)-aort kapak kalsifikasyon kitlesi p<0,001 KK=0,441, aort kapak kalsifikasyon hacmi p<0,001 KK=0,430) arasında orta düzeyde kolerasyon katsayısına sahip istatiksel anlamlı ilişki mevcuttu.

Çalışmamızda serum Lp(a) düzeyi ile aort kapak kalsifikasyonu arasında anlamlı ilişki saptanması üzerine, hastaları serum Lp(a) düzeyine göre 2 grupta tekrar değerlendirdik.

1. Normal serum Lp(a) (<30mg/dl veya <75nmol/l) 2. Yüksek serum Lp(a) (≥30mg/dl veya ≥75nmol/l)

Gruplar arasında karşılaştırma yaptığımızda, yüksek serum Lp(a) düzeyi olan grupta aort kapak kalsifikasyonu parametreleri istatiksel anlamlı oranda (p<0,001), normal serum Lp(a) düzeyi olan gruptan yüksek saptandı.Serum Lp(a) değerine göre aort kapak kalsifikasyonu rölatif riski hesaplaması yaptığımızda Lp(a)≥30mg/dl veya 75nmol/l olması aort kapak kalsifikasoynu açısından 2,6 kat risk artışı ile ilişkili bulundu.

Literatüre baktığımızda aorta kapak kalsifikasyonu ile serum Lp(a) ilişkisini değerlendiren son yıllarda yapılmış sınırlı sayıda çalışma mevcuttu. 2016 yılında Cao J. ve arkadaşları tarafından yapılmış olan MESA(Multi-Ethnic Study of Atherosclerosis)(109)

66

çalışmasında EBT ile değerlendirilen aort kapak kalsifikasyonu ve serum Lp(a) ilişkisi muhtelif ırklardan olan 4678 kişi değerlendirilmiştir. Çalışmanın sonucunda 30mg/dl üzerindeki serum Lp(a) düzeyi aort kapak kalsifikasoyunu ile anlamlı ilişkili saptanmış. Irklara göre

gruplandırarak bakıldığında beyaz ırkta 30mg/dl üzerindeki serum Lp(a) düzeyi aort kapak kalsifikasyonu açısından 1,56'lık rölatif risk artışı ile ilişkili iken, siyah ırk için bu düzey aort kapak kalsifikasyonu açısından istatistiksel anlamlı değildi. Serum Lp(a) düzeyinin 50mg/dl'nin üzerinde olması her iki ırktada aort kapak kalsifikasyonu ile ilişkili saptanmış ve bu düzeyin aort kapak kalsifikasyonu için 1,72'lik bir rölatif risk artışı yaratdığı vurgulanmıştır. Bizim

çalışmamızda serum Lp(a)'nın 30mg/dl üzerindeki düzeyi aort kapak kalsifikasyonun 1 ve üzerindeki skoru için 2,66 RR, aort kapak kalsifikasyon skorunun 100 ve üzerinde saptanması için ise 1,45'lik bir rölatif risk oluşturmaktaydı.

R. Vongpromek ve arkadaşları tarafından 2015 yılında yapılmış olan bir diğer çalışmada(110) Ailevi Hiperkolesterolemi tanısı bilinen 129 hasta serum Lp(a) düzeyi ile aort kapak kalsifikasyonu açısından EBT ile değerlendirilmiştir. Çalışma sonucunda aort kapak kalsifikasyon skoru ile serum Lp(a) düzeyi arasında istatistiksel anlamlı ilişki saptanmıştır . Çalışmada rölatif risk artışı belirlenmesi amaçlı yapılan değerlendirmede, serum Lp(a)

düzeyindeki her 10mg/dl'lik artışın aort kapak kalsifikasyonu için 1,11'lik risk artışı ile ilişkili olduğu saptanmıştır. Çalışmanın sonucunda aort kapak kalsifikasyonu ile yaş, VKİ, statin kullanım süresi, sistolik ve diyastolik kan basıncı arasında istatistiksel anlamlı ilişki

saptanmıştır. Yaptığımız çalışmada da serum Lp(a) dışında yaş, erkek cinsiyet, diyastolik kan basıncı, HDL kollesterol, HbA1C, hastaların belirlenmiş en yüksek ve en düşük LDL kolesterol düzeyi ile aort kapak kalsifikasyonu arasında anlamlı ilişki vardı.

Kamstrup PR. ve arkadaşlarının 2014 yılında yapmış olduğu bir diğer çalışmada(111) retrospektif olarak aort kapak kalsifikasyonu serum Lp(a) düzeyi ilişkisini araştırmak amaçlı, toplam 77680 katılımcı ile genel populasyon taraması yapılmıştır. Çalışmanın sonucunda serum Lp(a) düzeyi ile aort kapak kalsifikasyonu arasında istatiksel anlamlı ilişki saptanmış olup bu ilişki rölatif risk artışına göre kategoriza edilmiştir. Bu kategorizasyona göre serum aort kapak kalsifikasyonu için Lp(a) düzeyi 5-19 mg/dl saptanması 1,2kat, 20-64 mg/dl saptanması 1,6 kat, 65-90 mg/dl saptanması 2 kat ve >90mg/dl saptanması ise 2,9 kat rölatif risk artışı ile ilişkili saptanmıştır. Ayrıca çalışma genetik analiz sonucunda ''rs10455872 ve rs3798220'' alleli

67

taşıyanlarla, düşük sayıda kringle tip IV-2 tekrarı olan olgularda serum Lp(a) düzeyi anlamlı olarak yüksek saptanmıştır. Bizim çalışmada Lp(a) gen analizi yapılamamıştır ki, bu da çalışmamızın kısıtlılıkları arasındadır.

Literatürde serum Lp(a) yüksekliğinin aort kapak kalsifikasyonu ilişkisinin yanı sıra kalsifik aort kapak hastalığının ilerlemiş sahfası olan aort kapak stenozu progresyonu ile de ilişki olduğu gösteren çalışmalar mevcuttur. Capoulade R.ve arkadaşlarının(112) 2015 yılında yapmış oldukları bilinen hafif orta aort darlığı olan olguların kapak darlığı progresyonu ile serum Lp(a) düzeyi ilişkisini gösteren çalışma buna örnektir. Bu çalışmaya toplamda 220 bilinen aort stenozu tanısı olan olgu alınmış, ekokardiyografi verileri kaydedilmiş ve hastalar ortalama 3,5±1,2 yıl takip edilmiştir. Çalışmada hastalar aort kapak pik velosite artışı açısından 4 grupta

değerlendirilmiş (1.Lp(a)<58,5mg/dl; 2.Lp(a)>58,5mg/dl; 3.ApoB-100<5,5nM; 4.ApoB- 100>5,5nM) ve sonuç olarak, diğer gruplarla karşılaştırıldığında Lp(a) düzeyi >58,5mg/dl ile Apo-B100 düzeyi>5,5nM üzerinde olan olgularda istatistiksel olrak anlamlı oranda aort pik velositesinde artış izlenmiştir. Bizim çalışmamızda hastaların aort pik velosite artışı kesitsel nitelikte bir çalışma olması nedeniyle bakılmamıştır. Ancak Capoulade R.ve arkadaşlarının yapmış oldukları çalışmada serum Lp(a) düzeyi ile aort kapak kalsifikasyonun ilişkili saptanması ve yüksek düzeyde serum Lp(a) düzeyi olan olgularda aort kapak pik velositesindeki artışın anlamlı saptanması yapmış olduğumuz çalışmanın sonuçlarını destekler niteliktedir.

Çalışmamızda aort kapak kalsifikasyonu değerlendirilmesinin yanı sıra arkus aorta kalsifikasyonu verileri ile serum Lp(a) düzeyi ilişkisi açısından değerlendirme yapıldı ve yapılan istatistik analiz sonucunda, hiperkolesterolemili olguların serum Lp(a) düzeyi ile arkus aorta kalsifikasyon (Lp(a)-arkus aorta kalsifikasyon skoru p=0,015 KK=0,218; Lp(a)-arkus aorta kalsifikasyon kitlesi p=0,014 KK=0,219; Lp(a)-arkus aorta kalsifikasyon hacmi p=0,039 KK=0,185) arasında istatiksel anlamlı ilişki saptandı.

Normal ve yüksek serum Lp(a) düzeyine göre gruplarda değerlendirildiğinde, yüksek serum Lp(a) (Lp(a) ≥30mg/dl veya ≥75nmol/l) düzeyi olan hastaların arkus aorta kalsifikasyonu, normal serum Lp(a) düzeyi olan gruba nazaran istatistiksel anlamlı oranda daha fazla

idi(kalsifikasyon skoru için p=0,015; kalsifikasyon kitlesi için p=0,015; kalsifikasyon hacmi için (p=0,039).

68

Literatürde serum Lp(a) düzeyi ile arkus aorta kalsifikasyonu ilişkisini EBT ile

değerlendiren çalışma bulunmamaktadır. Bu konu ile ilişkili Watanabe K. ve arkadaşlarının(113) 2013 yılında yapmış oldukları tip II DM tanılı toplam 49 hastanın dahil edildiği, arkus aorta kalsifikasyonun direkt grafi ile değerlendirildiği bir çalışmada arkus aorta kalsifikasyonu

saptanan ve progresyonu izlenen hastalarda serum Lp(a) düzeyleri daha yüksek saptanmış ancak bu bulgu istatistiksel anlamlılık kazanmamıştır. Bizim çalışmamızda arkus aorta kalsifikasyonu parametreleri ile serum Lp(a) düzeyi arasında istatiksel anlamlı ilişkili mevcuttu. İki çalışma arasında görülen bu farklılık hem Watanabe K. ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada arks aorta kalsifikasyonun sensivitesi düşük bir yöntem olan direkt grafi ile değerlendirilmesi, hem de hasta sayısının kısıtlılığı ile ilişkili olabilir.

Arkus aorta kalsifikasyonu ile ilişkili klinik risk faktörlerini inceleyen Kim HG.(114) ve arkadaşlarının 2011 yılında yapmış oldukları 184 diyaliz hastasının dahil edildiği ve arkus aorta kalsifikasyonun direkt grafi ile değerlendirilmesine dayalı çalışmada, hastaların 65 yaş üzerinde olması, diyaliz süresi ve diyabet hastalığının olması arkus aorta kalsifikasyonu ile ilişkili saptanmış. Bizim yapmış olduğumuz çalışmada yaş, erkek cinsiyet, HbA1C, statin kullanım süresi ve serum Lp(a) düzeyi aort kapak kalsifikasyonu ile ilişkili saptandı. Çalışmalar arasındaki farklılıklar çalışmaya dahil edilen hasta populasyonun farklı olması (diyaliz hastalarına karşı hiperkolesterolemili olgular) ile ilişkili olabilir.

Çalışmamızda hastaların koroner arter kalsiyum skoru verileri ile serum Lp(a) düzeyi arasındaki ilişki değerlendirildi ve istatistiksel olarak anlamlı (p=0,002 KK=0,272) bir ilişki saptandı. Normal ve yüksek serum Lp(a) düzeyine göre gruplara göre değerlendirilme yapıldığında, yüksek serum Lp(a) (Lp(a) ≥30mg/dl veya ≥75nmol/l) düzeyi olan hastaların koroner arter kalsiyum skoru, normal serum Lp(a) düzeyi olan gruba nazaran istatistiksel anlamlı oranda daha fazla idi(p<0,002).

Koroner arter kalsiyum skoru ve serum Lp(a) ilişkisini değerlendiren Greif M.(115) ve arkadaşlarının 2013 yılında yapmış olduğu, toplam 1560 hastanın dahil edildiği bir çalışmada hastalar serum Lp(a) düzeyine göre gruplara ayrılarak değerlendirilmiştir. Çalışma sonucunda serum Lp(a) düzeyi ≥30mg/dl saptanan olgularda koroner arter kalsiyum skoru ilişkisi p<0,003, Lp(a) düzeyi >50mg/dl saptanan olgularda ise koroner arter kalsifikasyon skoru ilişkisi p<0,002

69

düzeyinde istatistiksel anlamlılığa ulaşmıştır. Bu çalışmada koroner arter kalsiyum skorunun yaş, VKİ, DM ve statin tedavisi almış olmakla ilişkili olduğu gösterilmiş. Bizim çalışmamızda da yaş, erkek cinsiyet, sigara kullanımı, diyastolik kan basıncı yüksekliği, HDL kolesterol düşüklüğü, HbA1C ve statin tedavisi süresi ile koroner arter kalsiyum skoru arasında istatiksel olarak anlamlı ilişki mevcuttu.

R.Vongpromek (110) ve arkadaşlarının yapmış olduğu bir diğer çalışmada ise toplam 129 ailesel hiperkolesterolemili olgu çalışmaya dahil edilmiş, koroner arter kalsiyum skoru ile serum Lp(a) düzeyi arasında istatistiksel anlamlı oranda (p=0,002) ilişki saptanmıştır. Ayrıca bu

çalışmada serum Lp(a) düzeyindeki her 10mg/dl'lik artışın koroner arter kalsifikasyonu için 1,14'lük bir rölatif risk artışı ile ilişkili olduğuda vurgulanmış. Bizim çalışmamızda serum Lp(a)'nın 30mg/dl üzerindeki düzeyi koroner arter kalsifikasyonunun 1 ve üzerindeki skoru için 3,19 RR, koroner arter kalsifikasyon skorunun 100 ve üzerinde saptanması için ise 1,42'lik bir rölatif risk artışı ile ilişkiliydi.

Çalışmamızda serum Lp(a) düzeyi ile ekokardiyografi ile belirlenmiş aort elastik özellikleri parametreleri ve ultrasonografik olarak saptanmış KİMK ile aşil tendon kalınlığı verileri istatistik analizi yapıldı. Yapılan değerlendirme sonucunda serum Lp(a) düzeyi ile aort elastik özellikleri arasında istatiksel anlamlı ilişki saptanırken, ultrasonografik olarak belirlenmiş KİMK ve aşil tendon kalınlığı verileri arasında anlamlı ilişki gözelenmedi.

Hastaları Lp(a) düzeyi yüksek ve normal olan gruplarda karşılaştırdığımızda, ≥30 mg/dl Lp(a) düzeyine sahip hasta grubunda aort elasik özelliklerinin normal serum Lp(a) düzeyine sahip olan olgulara oranla daha fazla bozulduğunu saptadık. KİMK ve aşil tendon kalınlığı açısından ise gruplar arasında farklılık saptanmadı.

Aort elastik özelliklerinin serum Lp(a) düzeyi ile olan bu ilişkisini ve yüksek (≥30mg/dl) Lp(a) düzeyi olanlarda daha fazla aort elastik özelliği kaybını Lp(a)'nın ateroskleroz sürecine olan katkısı sonucunda aort damar duvarının kalsifikasyonu, elastik doku harabiyetinin gelişmesi ve sonucunda aort damar elastikiyetini kaybetmesinin sonucu olarak değerlendirdik. Bu

hipotezimizi doğrulamak amaçlı EBT ile saptanmış ve serum Lp(a) düzeyi ile ilişkili olduğu çalışmamızda kanıtlanmış olan arkus aorta kalsifikasyonu ile aort elastik özelliklerinin istatistik yöntemlerle ilişkisini değerlendirdik. Yapılan istatistik analiz sonucunda arkus aorta

70

kalsifikasyonu parameteleri ile ekokardiyografik olarak belirlenmiş aort elastik özellikleri arasında orta-yüksek düzeyde istatistiksel olarak anlamlı kolerasyon saptadık (p<0,001; KK0,512-0,771).

Sheata M.(116) ve arkadaşlarının 2015 yılında 100 normal sol ventrikül ejeksiyon

fraksiyonlu hastanın dahil edildiği, hastaların ekokardiyografik olarak aort elastik özelliklerinden aortik distensibilite değerleri ve koroner anatomik değerlendirme içinse BT koroner

anjiyografinin kullanıldığı çalışma sonucunda aortik distensibilite ile KAH(>%50 luminal darlık) arasında negatif kolerasyonlu, istatistiksel anlamlı ilişki saptanmış(p=0,004; r=0,325).

Bu konuda yapılmış bir diğer çalışmada ise, Durmaz T.(117) ve arkadaşları 2010 yılında 162 hiperlipidemik hastanın aort elastik özelliklerinden aortik strain, aortik distensibilite ve elastik modulus ile koroner arter kalsiyum skoru verilerini karşılaştırmış, çalışma sonucunda aortik strain ve aortik distensibilite ile negatif yönlü, elastik modulusla pozitif yönlü istatistiksel olarak anlamlı ilişki saptanmıştır(p<0,001).

Aort elastik özelliklerinden olan inen aortaya yayılım velositesinin anjiyografik olarak

Benzer Belgeler