• Sonuç bulunamadı

Nevşehir Yer Adlarına Bir Bakış

İnsanoğlu için, içinde bulunduğu zamanın koşulları ve özellikle de ihtiyaçları doğrultusunda “yer” önem kazanmıştır. “Yer” in önem kazanması coğrafi yapıyla ve

ihtiyaçlarla orantılı olmuştur. İnsanların zaman içinde gerek başkalarıyla ilişkisi gerekse çevreyle olan ilişkisi gelişmiş ve bu noktada da bir yerlere sahip olma düşüncesi doğmuştur. İnsanlara, yaşam koşullarını kolaylaştıracak ve zenginleştirecek yerler cazip gelmeye başlamış ve buralarda yerleşip, tutunma çabaları baş göstermiştir. Hatta o yerler için insanoğlu sonu gelmez mücadelelere girişmiş, savaşlar yapmış, birçok kayıp vermiştir. Sevip değer verdiklerinden, malından mülkünden vazgeçebilmiştir. Bunun da ötesinde öldürmeyi ve ölmeyi de göze alabilmiştir. Peki, bu sadece herhangi bir “yer” için midir yoksa o “yer” artık insan için sıradan bir “yer” olmaktan çıkmış ve bir “yurt/vatan” haline mi gelmiştir? O “yer”i tüm her şeyden vazgeçebilecek kadar sevip, değerli kılıp “vatan”laştıran insanoğlu, orada birlik ve beraberliğini sağlamış, o yer üzerinde ortak bir kültür geliştirmiş, edindikleri ortak kültürleri onları millet yapmış ve o milletler de devletler kurmuştur.

Tüm bunları yaparken de kendi yerlerini diğer yerlerden ayırt edebilecek, insanını, kültürünü coğrafya üzerinde de yansıtabilecek nitelikte, sahibi olduğu “yer”lere, yani yurduna adlar koymuştur. Koydukları bu adlarla da milletler, Hasan Eren’e göre “adres”67, Dursun Yıldırım’a göre ise “ tapu senetleri ya da tapu”68 olan önemli izler bırakmışlar ve bırakmaya da devam etmektedirler. İşte, bu suretle de daha önce de belirttiğimiz gibi birçok bilim dalı bu izleri takip etmiş, devamında da “Yer Ad Bilim” yani “Toponimi” adı altında bir bilim dalı da oluşmuştur. Bu bilim dalı da yer adlarını her yönüyle araştırıp inceleme altına almıştır.

“Yer adları, kişi ve toplumla olan ilgisi yüzünden, eski devirlerden günümüze kadar, ister doğrudan doğruya isterse dolaylı olarak birçok alanda ele alınmıştır. Onlar, yakın zamana kadar birtakım düşünürlerce inanç sistemleri çerçevesinde değerlendirilmiş, birçok bilim insanınca en önemli başvuru kaynakları olmaları yüzünden tarih ve coğrafya bilimleri içinde ve önceleri anonim üretim oldukları için halkbilimi alanında ele alınmıştır. Günümüzde onlar gerek köken, gerek yapı, gerekse işlevsel özelliklerine bağlı olarak ve çok geniş ve derin bakış açılarının,

        67Eren, 160. 

değişik ve etkili yöntem ve tekniklerin geliştirildiği dilbilimi ile sıkı bağlantılı bir bilim dalı olarak ortaya çıkan Yeradbilim’in inceleme evrenini oluşturmaktadır.”69

Biz de çalışmamızda öncelikli olarak Nevşehir yer adlarını, kökenleri itibariyle ortaya koymaya çalıştıktan sonra, özellikle halk bilimi için büyük öneme sahip olan yer adlarıyla ilgili rivayetler üzerinde duracağız. Bu yer adı anlatmalarının ortaya çıkmasındaki insan/halk faktörü üzerine, anlatmalardan hareketle örnekler vereceğiz. Halkın anlattığı rivayetler ile adın bağlantısını kurmanın; yöredeki insanın yere sahip çıkışını, yeri benimseyişini, yerle olan ilişkisini, daha da önemlisi bu anlatmalar sayesinde yöre insanının yaşama bakış açısını, çevreyle olan bağını belirmede önemli bir faktör olduğunu düşünmekteyiz. Dolayısıyla, çalışmamızda yer adlarının işlevi üzerinde durarak hem yöre insanının yer adları aracılığıyla kültürel yapısını ortaya koyuşunu hem de ekonomik, siyasal, sosyal, coğrafi vb. özellikleri halkın yer adlarına yansıtışını ve bunu nasıl yaptığını örnekler vererek belirlemeye çalışacağız.

Metin Ekici, “Türk Sözlü Geleneğinde Anlatıcılar ve Anlatmalar Arasındaki İlişkiye Art Zamanlı (Diyakronik) ve Eş Zamanlı (Senkronik) Bir Bakış” adlı çalışmasında şöyle diyor: “ Türk dünyasında oldukça zengin halk anlatıları ve bu anlatıları yaratan anlatıcılar ve anlatıcıları yaratan sosyal, siyasal ve ekonomik nedenler vardır. Doğal olarak anlatıcı ile anlatma arasında göz ardı edilmemesi gereken bir ilişki söz konusudur.”70 Yer adları üzerine de halk arasında çeşitli rivayetler söz konusudur ve bu rivayetlerden hareketle, yöre insanını gerek sosyal, gerek siyasal, gerekse ekonomik açıdan tanıyabilmek, özellikle de yöre insanının kültürel yönünü ortaya koyabilmek mümkün olabilecektir. Bu anlatmaların bizi yer adının geçmişini ve nasıl ortaya çıktığını, nasıl konduğunu belirlemede yüzde yüz bir sonuca götüremeyeceği, bazı anlatmaların bizi adla ilgili asıl gerçeklerden uzaklaştırabileceği de olasıdır. Ancak her ne olursa olsun bu anlatmaların Türk toplumunun kültürel yapısını ve yaratıcı hayal gücünü ortaya çıkarabilmemizde çok önemli malzemeler olduğu kanısındayız. Metin Ekici’nin de belirttiği gibi anlatıcı ile anlatma arasında göz ardı

       

69 http://www.kurgun.com/wp-content/uploads/2010/12/sivas.swf , 26 Temmuz 2012.

70http://turkoloji.cu.edu.tr/HALKBILIM/metin_ekici_turk_sozlu_gelenegi_anlaticilar_anlatmalar_artz amanli_ve_es_zamanli_bakis.pdf , 26 Temmuz 2012. 

edilmemesi gereken bir ilişki vardır, dolayısıyla da Nevşehir yer adları hakkındaki anlatmalar da bizi geçmişten bugüne bu yöre insanına götürecektir.

Nevşehir, tarih öncesi çağlardan günümüze kadar doğu ile batı arasında bir köprü oluşturan, Anadolu’nun orta yerinde kurulmuş, doğası, tarihi ve kültürel değerleriyle dünyada bir başka eşi olmayan Kapadokya’nın merkezi durumunda bir şehirdir. Dolayısıyla da buradaki coğrafi, tarihi, kültürel zenginlik, 5.467 km² 71 lik yüzölçümü ile Türkiye’nin yerleşim alanı küçük illerinden biri olmasına rağmen, yer adlarında da kendini göstermektedir. Ancak maalesef, Nevşehir yer adları üzerine yapılmış çalışmaların bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az ve yetersizdir. Oysaki bu konu üzerinde yapılacak bilimsel çalışmalarla bu zenginliğinin ortaya çıkarılması gerektiği inancındayız. Bizim çalışmamızın ise, bu hazinenin ancak bir bölümünü aydınlatabileceğini; fakat yapılacak yeni çalışmalara da vesile olup örnek oluşturacağını düşünmekteyiz.

“Sivas ili Orun (Yerleşim Yeri) Adları Üzerine Bir İnceleme” adlı çalışmalarında Ömer Karpuz ve Levent Kurgun’un bir şehirdeki yaklaşık ne kadar yer adı olabileceğine ilişkin hesaplamasını biz de Nevşehir için yapalım istedik. Karpuz ve Kurgun’un bu konudaki açıklaması şöyledir: “Bu tür çalışmalarda genellikle Harita Genel Komutanlığının hazırladığı 1/25000 ölçekli topografik haritalar kullanılır. Bunların bir paftasında ortalama 150 yer adı vardır. Bir pafta ise yaklaşık 140 km² lik bir alanı kapsar.”72 Nevşehir için uyguladığımızda karşımıza 39 pafta çıkmakta ve buna bağlı olarak da yaklaşık 5850 yer adı çıkmaktadır. Peki, sadece bu kadar mıdır? Elbette hayır. Yukarıda açıklamada bulunduğumuz “yer adı” tanımımızı düşünürsek bunun içine mahallelerden, caddelerden, sokaklardan, çeşmelerden, mevkilerden, hatta apartman adlarından, binalardan, yollardan, ovalardan, dağlardan vs. eklendiği zaman karşımıza çok büyük rakamlar çıkmaktadır. Durum böyle olunca, biz çalışmamızda daha önce belirttiğimiz üzere yer adının konma sebebini bulabildiğimiz ve özellikle de anlatmalara dayalı olanlara yer verdik.

       

71 Nevşehir İl Yıllığı, Ankara: Başbakanlık Basımevi, 1999, .3. 

Benzer Belgeler