• Sonuç bulunamadı

3. KUR’AN’DA NEFİS MUHASEBESİNİN ÖNEMİ VE ŞARTLARI

3.1. Nefsin Yerilmesi

Bu dünyada görünüş itibariyle kişinin en büyük dostu nefsidir. Hayırlı bir iş yapacağı zaman, sanki o işin ileride daha güzelini yapacağını içten içe fısıldar, o iyi davranıştan o anda kişiyi vazgeçtirir. Aynı şekilde kötü bir iş yapmaya karar verse, bu sefer o işi erteletmeyip, hemen yapmamasını, bir defada bir şey olmayacağını, Allah’ın gafur ve rahim sıfatlarını içten içe fısıldayarak kötü eylemi gerçekleştirmeye zorlar. Nefsin bu hilelerini bilen biri asla onun bu sinsi tuzağına düşmez. Nefsinin kötülüklerinden gafil olan ise anında nefsine aldanır ve ona mağlup olur. İşte Hz. Yusuf nefsin bütün sıfatlarını bildiğinden şöyle demiştir:

174 Yazır, age., VIII, 164.

175 Yazır, age., VIII, 165. 176 Nisa, 4/17.

َ-َو َ3 ُئWَُأ ٌ5?ِ1َر ٌر ُ َP QWَر نِإ QWَر َ5ِ1َر َ- ﻝِإ ِء ;,ﻝِ ٌةَر-َ7َﻝ َ2ْ 'ﻝا نِإ Qِ,ْ

“(Bununla beraber) nefsimi temize çıkarmıyorum. Çünkü nefis aşırı bir şekilde kötülüğü emreder; Rabbim acıyıp korumuş başka, şüphesiz Rabbim çok bağışlayan, pek esirgeyendir.”178

Kur’an’daki bu ayetin, Hz. Yusuf’un ifadesi mi yoksa sultanın hanımının ifadesi mi olduğu konusun da müfessirler ihtilaf etmişlerdir. Bir kısmı bu ifadelerin Hz. Yusuf’un ifadesi olduğunu belirtirken, bir kısmı da ayetlerin siyak ve sibak’ına bakarak ayette ki sözün Hz. Yusuf’un efendisinin hanımına ait olduğunu beyan etmişlerdir. Şahsi kanatim ve inandığım, bu ayette ki sözler Hz. Yusuf’a ait olduğudur. Bundan dolayıdır ki biz bu ayeti Hz. Yusuf’un sözü olarak yorumlamaya çalışacağız.

Hz. Yusuf; ben nefsimi bütün kötülüklerden arındırmıyorum. Temiz olduğunu söylemiyorum. İnsanoğlunun nefsi kötülüğü emreder. Şehevi duygulara çok meyillidir. Şehevi istekleri elde etmek için gücü ve aletleri kullanıyor. Zemahşerî; Hz. Yusuf’un böyle söylemesini o zaman peygamber olmadığı veya küçük yaşta olduğu için söylemiştir diyor.179 Ben nefsimi temize çıkarmam, zira nefis konuşur, temennide bulunur. Nefis kötülüğü çokça emreder, ancak Allah’ın esirgediği bir nefis bundan müstesnadır. Nefis yücelse dahi, zikzak yapan bir hareket gibi daima emmare bölgesine düşebilir. Eğer iyi bir davranışı kendimiz yaptık sanıyorsak bu nefsi emmarenin oyunudur. Gönül daima uyanık olmalıdır. Nefsin her an kötülük hatırlayarak Gafur’u Rahim olan Rabbinden merhamet dilemelidir.180

Dihlevî bu ayetle alakalı şöyle bir yorum da bulunmuş, bil ki; nefis yaratılış itibariyle şehvani şeylerin arkasından gitme eğilimindedir. İman nuru inip de onun gözünü açmadıkça nefis asli hali üzere olmaya devam eder. Hz. Yusuf (a.s)’un diliyle ifade edilen “ben nefsimi temize çıkaramam; şüphesiz nefis hep kötülüğü emreder; Rabbimin acıyıp koruduğu hariç” ayeti kerimesi bu manayı ifade eder.181

Nefis nasıl ki yemeyi-içmeyi şiddetli bir şekil de arzular aynı şekilde yerilmeden de şiddetli bir şekilde kaçmak ister ve kendisini yargılayan veya kendisinin hatalarını ortaya koyan yerlerden uzaklaşmak ister. Yerilmeden korkan nefis, hep övülmeyi,

178 Ysuf, 12/53.

179 Alusî, Ebu’l-Fad’l-Şahabuddin Seyyid Muhammed el-Alusî el-Bağdadî, Tefsi’ru’l-Kurâni’l-Azım ve

Seb’il-Mesânî, Daru’l-Fikr, Beyrut-Lübnan, 1987,VII, 2-3.

180 İbn Kesir, VIII, 4091; Nurbaki, Haluk, Süre-i Yusuf’un Yorumu, Damla Yay., İstanbul, 2005, 61-62. 181 ed-Dihlevî, Şah Veliyyullah, İslam Düşünce Rehberi, (çev. Mehmet Erdağan), İmaj Yay., İstanbul,

herkesin kendisinden ve başarılarından bahsedilmesini ister. Herkes ona saygı göstersin, karşısın da el pençe divan dursun arzusundadır. Şayet başkalarından bu beklentisini alamazsa bu durumda insanları küçük görmeye ve kendi meziyetlerinden ve başarılarından her yerde bahsetmeye çalışır. Unutmamak gerekir ki övülmek ve başkaları tarafından takdir edilmek kişinin fıtratında vardır. İşte bazı insanlar bu fıtri arzularına başkaları tarafından ulaşamadıkları takdirde kendileri bunu yapma yoluna gidiyorlar.

Hatalarımızı görebilmek nefsimizin eksiklerini ve zayıf noktalarını bilebilmek bir peygamber ve Hz. Yusuf ahlakı olduğu unutulmamalıdır. Kimse ben kötüyüm, ahlaksızım, başkalarının malında, canında, kanında, ırzında, namusunda gözüm var demez. Hep iyi olduğundan dürüst olduğundan ve insanlara ve canlılara karşı muhabbet beslediğinden bahseder. Bizim burada dikkate almamız gereken husus kişinin kendisinde olduğunu beyan ettiği meziyetlerin, o şahısta varlığına başkaları, çevresi ve yakınları şahitlik ediyor mu? Şayet bir şahsın iyiliği hakkında yakın ve uzak çevresi hüsnü şahadette bulunmuyorsa kişi tarafından dile getirilenler nefsinin kusur ve ayıplarını örtme çabasından başka bir şey değildir. Allah Kur’an’da nefsini temize çıkarıp kusurlarını görmeyenleri kınamıştır. َهﺱَد ْ4َ- َبَF “Nefsini kötülüklere gömen َْ َو de ziyan etmiştir.’’182

Dess ve dessise, bir şeyi bir şeyin altına gömüp gizlemek ve toprağa gömmek manasındadır. Desis, hiçbir ilaç ile giderilmeyen koltuk kokusuna, casusa ve küle gömülüp kebap olmuş ete denir. Dessas da bir tür pis ve kötü yılana denir. İşte tedsis ve tedsiye bu manalarla ilgili olarak bir şeyi iyice gömmek ve hile yapmak, bir şeyi hile ile bozup fenalaştırmak ve iyice örtüp gizlemek, gömmek manalarını ifade eder. Demek ki nefsi tedsiye, ruhu faziletli ve erdemli şeylerle temizlemeyip kötü işler ve kötü ahlâk ile fesada vermek, sonunda kokup gömülmeye mahkûm bayağı beden kirleri, katı hayvani gayeler, gösteriş gibi şeytani ve karanlık hislerle çürütüp kokutarak, maddiyata gömmek ve ahirette, küle gömülmüş “kebap” gibi cehennem ateşine kapatmaktır.183

Nefis çocuk gibidir. Düşmanı olan şeytan ona bir şeyi musallat kılar. Nefiste küçüklüğü ve önemsizliği sebebiyle onu tasdik eder. Çünkü şeytan oyun ve hileler konusunda mahir ve ustadır. İhlâs kapısı hariç her kapıdan ve yoldan insana girer ve her hayra mani ve akla zıttır. Çünkü nefis kötü huyları ve çirkin fiilleri meydana getirerek

182 Şems, 91/10. 183 Yazır, age., IX, 245.

mürüvvet perdesini yırtar ve şer kapısını açar. Nefsin hilesini gizleyerek kötü fiillere karşı aklı yaldızlar böylece akıl çirkini güzel ve zararı faydalı olarak tasavvur eder. 184

Onu günahlardan korumayıp, günahlarla alçaltarak kötülüğe gömen hileci kimseler yahut başka bir mânâ ile Allah’ın öyle alçaltıp gömdüğü günahkâr ve alçak nefis de gerçekten zarar edip hüsrana uğradı. Kendini kurtaramayıp bütün hayalleri ters yüz olmuş ve her ümitten mahrum olarak “Allahım ne olurdu, hayatım için önceden hayır yapsaydım.”185 Diye diye sonsuz azap, kopmaz bağ içinde hasret ve hüsrana düştü gitti.186

Nefsi tezkiye etmek, nefsin temiz olduğunu takdir veya son derece feyiz alıp gelişmiş olduğuna hükmetmek suretiyle temize çıkarmak, övmek manasına gelir. Henüz akıbetini görmeyen ve kaderin sırrını bilmeyen insan için böyle bir iddia ile böbürlenme gurur ve cehalet ile düşüştür. Kur’an’da başka bir ayette nefislerin açıkça temize çıkarılıp kötülüklerden arındırıldığının iddia edilmesi yasaklanmıştır.

َأ َ ُه ْ5ُGَ,ُ ْ3َأ ا ;آَUُﺕ ََ ُ5َْ

َﺕا ِ4َ/ِ “Kendinizi temize çıkarmayın; çünkü O, kötülükten sakınanı daha iyi bilir.”187

O, sizi yani babanız Âdem’i topraktan yarattığı zaman ve siz henüz analarınızın karınlarında ceninler halinde olduğunuz sırada sizi çok iyi bilendir. Bunun için kendinizi överek, iyi işlerinizi sayıp dökerek, temize çıkarmayın. O, henüz daha yaratmadan önce sakınan kimdir, çok iyi bilendir.188 Bu ayetten de anlaşıldığı üzere kişi nefsini yükseltip yüceltme yerine, onun ayıp ve kusurlarını görmeye çalışarak, başkalarının kusurlarını görmeye zaman bırakmayarak gurur, kibir, büyüklenme gibi nefsin tuzaklarından kendisini korumalıdır.