• Sonuç bulunamadı

Namazın Ahlâkî ve Terbiyevi Fonksiyonu

A. NAMAZIN BİYOLOJİK VE PSİKOLOJİK ETKİLERİ

9. Namazın Ahlâkî ve Terbiyevi Fonksiyonu

İmanın ve ibadetlerin insan ahlâkı üzerinde çok büyük tesirleri vardır. İnsanda her türlü hayır, hak ve fazilet, iyilik ve güzellik duyguları kutsal varlığa iman ve ibadetle gelişir. İbadetlerin içinde özellikle namazın insan hayatında ve ahlâkı üzerinde çok mühim bir yeri bulunmaktadır. Kur’an-ı Kerim’de Tanrı, namazın insanı her türlü fenalık ve çirkin işlerden koruduğunu, ona ahlâki ve terbiyevi birçok faydalar sağladığını “Sana vahyedilen kitabı oku. Muhakkak ki namaz, hayâsızlık ve fenalıktan alıkoyar.”304 ayetiyle bildirmektedir. Bu hususla ilgili olarak Hz. Enes’ten gelen bir rivayette, bir genç Hz. Peygamber (sav)’in arkasında namaz kılar, sonra her türlü kötülüğü yapardı. Bu durum efendimize arz edilince buyurdular ki; “O’nun namazı, bir gün kendisini fenalıktan vazgeçirecektir.” Aradan çok zaman geçmedi ki o genç, tevbe etti ve iyi bir hâl sahibi oldu.305 Ayet ve hadislerde de görüldüğü gibi namaz insanı her türlü fenalık ve çirkinlikten alıkoymaktadır.

Üstat Şeyh Ebu’l Hasen en-Nedvi namazın ahlâka tesirini şöyle açıklamaktadır: “Kelime-i Tevhidden sonra namazdan başka nefsi, çirkin ahlâktan, kötülüklerden ve ruhsatlardan faydalanmaktan alıkoymada daha etkili bir şey yoktur. Bunun için Allah Teâla şöyle buyuruyor:’ Sana vahyedilen kitabı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki, namaz, hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah’ı anmak elbette (ibadetlerin) en büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı bilir.’306 Bu şekilde namaz, sahibini bir cihetten diğer bir cihete, bir zevkten diğer bir zevke, bir istekten diğer bir isteğe, bir fikirden diğer bir fikre ve düşük işlerden yüce işlere yöneltir. İmanı ona sevdirir ve kalbinde süsler. Küfürden, günahlardan ve isyandan nefret ettirir. İşte namaz böyle gerçekleşirse, tesiri hayata yansır, samimiyet ve kuvveti artırır. Bu yüzdendir ki, Şuayb (as)’ın kavmi tevhide, fazilete, takvaya, üzerinde bulundukları zulüm, pislik ve haksızlığa karşı çıkmaya davet ile karşılaştıklarında, Şuayb (as)’ın hayatına yönelerek bu değişimin ve farklılığın kaynağını araştırmaya başladılar. Nitekim bu, kendi içlerinden, kendi kavimlerinden, kendi beldelerinden doğup yetişmişti.

304

Ankebût, 29/45. 305

Kadı Nasuriddin Beydavi, Ebi Said Abdullah İbn Ömer b. Muhammed Şirazi, Envaru’t-Tenzil ve Envaru’t-Te’vil, Daru Tabatil Amire, Mısır 1968, C. 4, s. 139.

306

Onun kendilerine karşı olan bu mücadelesinin mahiyeti ne idi? Onun hayatında görüp şahit oldukları namazdan daha belirgin bir şey bulamadılar. Namazın güzelliği ve uzunluğuna taaccüp ederek dediler ki: ‘Ey Şuayb! Babalarımızın taptıklarını (putları), yahut mallarımız hususunda dilediğimizi yapmayı terk etmemizi sana namazın mı emrediyor? Oysa sen yumuşak huylu ve çok akıllısın.’307 İşte bu kıssada da görüldüğü gibi namaz, ameli düzelten bir ahlâk okuludur. Nefiste bir zapt edici olarak, düzenliliği sevmek için nefsi eğitir. Hayatın meselelerinde ince düzenlemeler yaptırır. Kişi onunla ağırbaşlılık, yumuşaklık, sakinlik ve vakar hasletlerini öğrenir.

Ahlâk açısından en tehlikeli hastalıklardan birisi de kibir ve gururdur. Kavgaların, çirkinliklerin ve nefretlerin temelinde hep gurur ve kibir yatmaktadır. İşte namazın ahlâken bir faydası da fiilen kibri ve gururu kırmaktır. Bilhassa namazda secdenin kibre olan mühim tesirinden dolayıdır ki, böyle kimseler, kişinin Tanrı’ya en yakın olduğu ve namazın en ziyade kısmı olan secdeye itiraz ederler. Çünkü Tanrı için alınlarını yere koymak onların kibir damarlarına pek fena dokunur. Bu gafil insanlar, bir gün gelip de o alınlarının toprağa karışacağını hiç düşünmezler.

Namaz ayrıca inanan kimsenin o ana gelene kadar işlediği hata ve günahların farkına varması ve bunlardan af dilemesi için ele geçmez bir fırsattır. Böyle bir fırsatı değerlendiren kimse kendi kendini hesaba çeker. Rabbinden af ve bağışlanma diler. Ve Kur’an’ın diliyle adeta şu ifadeleri kullanır: “Ey Rabbimiz artık bizim günahlarımızı bağışla, kusurlarımızı ört, canımızı da iyilerle beraber al.”308 Diğer taraftan namaz kılan fert, bir yandan namazını daha mükemmel bir hale getirmeye çalışırken, bir taraftan da salih ameller işleyerek, iyilik ve hasenatlarda bulunarak kötülüklerini örtmeye çalışır. Kuran’da bu hususa şöyle işaret edilmektedir; “Gündüzün iki tarafında, gecenin de gündüze yakın saatlerinde, dosdoğru namaz kıl. Çünkü güzellikler, kötülükleri giderir. Bu iyi düşünenlere bir öğüttür.”309 Ayet namazın kötülükleri gidermesinden, ahlâka olan etkisinden bahsetmektedir. Demek ki namaz, insanların ahlâki düzeylerini yükseltmek, onları iyilik yapmaya yönlendirerek olumsuz karakter özelliklerini silmeye çalışmalarına yardımcı olmak ve toplum tarafından kabul görmeyen kötü davranışları ortadan kaldırmak

307 en-Nedvi, age, s. 49. 308 Al-i İmran, 3/193. 309 Hud, ?/114.

için en önemli vasıtadır.310 Bu yüzden İslam dini ibadetler içinde namaza ayrı bir önem vermiştir. Namaz sayesinde birey, toplumsal sorunlara daha duyarlı, toplumu ayakta tutacak ahlâki değerlere daha uyumlu ve toplumsal uyum ve uzlaşma yönleri daha yüksek olacaktır.

Fakat burada önemle durulması gereken husus, ferdin ibadetlerini şuurlu ve ahlâki olgunluğa erme çabasıyla yapmış olmasıdır. Kişiyi ahlâken yükseltmeyen ve yaşadığı topluma faydalı bir fert olmasını sağlayamayan ibadetler boşuna bir yorgunluk ve dinen beklenen gayeye uygun olmayan bir takım hareketlerden ibarettir. Namaz insanı temizliğe, disipline ve programlı çalışmaya alıştırır. Fakat asıl gayesi kişinin Tanrı’ya yakınlaşmasını ve onunla manen bir birliktelik kurmasını sağlamaktır.

B. SOSYAL HAYATIN YAPI VE İŞLEYİŞİ ÜZERİNDE NAMAZIN