• Sonuç bulunamadı

İnşaat Mühendisi

Toplumumuzun en büyük zaafı, unutkanlığı, ders almaması, söylentilere inanmasıdır. Bu nedenle kararlı bir demokratik mücadele azmi v e g e le n e ğ i de oluşamamaktadır. Hal­

kın bu zaafiyeti d evlet yönetim ince çok bilinçli bir şekilde kullanılmaktadır.

Depremler sonrası yükselen halk tepkisi, "Dev­

let herkesin yanındadır; yaralar sarılacaktır"

gibi hamasi nutuklarla geçiştirilmekte, alman yabancı kredilerle devlet uzun vadeli borç­

landırılarak yapılan deprem konutlarıyla yara­

lar gü ya sarılmaktadır. Ölenler öldükleriyle kalırken kalanların ağzına bir parça bal çalı­

nıp unutmaları sağlanmış, bir sonraki d e p ­ rem e kadar durum idare edilmiştir. Yani, sorunun esasına yönelik çözüm ler orta­

dayken onlara kulak tıkanmaktadır. D ep­

remin sonuçlarının vahim bir hale gelm esine asıl sebep olanlar "hırsız müteahhit" nidaları arasında kaybolmaktadır.

Suç organize bir suçtur, ama asıl suçlu, 1950'li yıllarda Cumhuriyet yönetimindeki

23

siyasi kırılma sonucu devleti yö n etm eye talip olan anlayıştır. 1948'de çıkarılan ilk imar affıyla başlayan "yapanın yanına kar kalma" fur­

yası 1984 yılına kadar 14 adet imar affıyla tam bir "kolay yoldan köşe dönm e"ye dönüş­

müştür. En büyük rantın döndüğü yapım sek­

töründe en büyük usulsüzlüklerin olmasına şaşmamak gerekir. Erhan Karaesmen H oca ­ nın dediği gibi, "H e r bulduğu, h e r g ö rd ü ğ ü ilk y e rd e im ar planı var-yoka dikkat etm eksizin is te d iğ i tü r ya p ıy ı ya pa bilm e serbestisinin vatandaşa verilm iş olm ası olacak şey d e ğ il­

d ir". Erhan Hoca devam ediyor: "Bir taraftan canhıraş b içim de şehirlere koşturanların y a ra t­

tığı gecekondulaşm a söz konusudur. Aslında bunun daha kö tü örneği, taşınmaz m aldan ra n t edinm e hırsının kurbanı p ek çok y u r t­

taşımızın m utlaka b ir ikinci, üçüncü ko n u t edinm e yo lu n d a kendinden g eçm iş b içim de kuralları çiğnem e rahatlığına sahip oluşudur.

A fetle rin zaman zaman tekrarlama riski b ulu­

nan y ö re le r aşağı yu karı bellidir. Bu y ö re le rd e ayrıca hangi tü r zem inlerin bu riski daha da artıracağı konusunda hem teknik düzeyde h em kam uoyunun kafasında b elli b ir b ilg i o lu ­ şu m u da ortaya çıkmıştır. A m a bunları kim se dinlem ez. Birinci derece deprem bölgesinde d ere yatağı üzerinde bina inşaatı yapm anın riski çok artırıcı o ld u ğ u b ilin d iğ i halde, d eniz kenarında d olgu arazide bina yapm anın, hele yüksek bina yapm anın bu riski daha da artırıcı o ld u ğ u b ilin d iğ i halde, insanlar g ö z le ri d ö n ­ m üş halde deniz kenarındaki çamurluğa bina­

ları yaparlar. (...) Yurttaştaki bu yangından m al kaçırma tavrına ek olarak y e re l ve m erkezi kam u y ö n e tim i çok aşikar b ir şekilde bilinen, uzman kişiler ve kuruluşlarca üzerinde y ı l­

lardan beri yüzlerce kere hatırlatm a yapılan bu konularda ısrarlı b ir yasaklayıcılık, kısıt- layıcılık ve d e n etle yicilik içinde olm a­

mışlardır. "

"Defalarca hatırlatma" yapan kuruluşlardan birisi de Türk Mühendis v e Mim ar Odaları Bir­

liğinin (TM M OB) üyesi İnşaat Mühendisleri Odası'dır. Daha gerilere gitm eden, 28 yıl önce 1971 yılında meydana gelen Burdur - Bingöl deprem leri sonrasında oluşturulan deprem raporuyla başlayarak günümüze kadarki önem li deprem lerle ilgili söylenenleri aşağıda, İMO'nun düzenlediği deprem raporlarından aktarıyorum. Bugün olanların yıllar öncesinden uyarısının yapılmasına karşın siyasi yö n e­

timlerin insan mal v e canını alan bu afetlere nasıl kayıtsız kaldığını ibretle hatırlamanızı istiyorum.

"Deprem kuşaklarıyla sarılı ülkem izin kaderi elb etteki zam an, zaman d ep re m le rle kar­

şılaşmak olacaktır. N itekim tarih boyunca ve yalan zamanlarda yu rd u m u zu n d ö rt b ir tara­

fında ş id d e tli y a da h a fif d e p re m le r b irbirini izledi, bundan sonra da izleyeceğine kuşku y o ktu r. Burdur ve B ingöl d e p re m le ri bunların

taze örnekleridir.

D eprem lere karşı ö nleyici te d b irle r almadıkça h er felaketten sonra yardım a koşmak, yaralan sarıp acıları g id e rm e k le ve A llah ta n gelen afete karşı elden ne g e lir' inancıyla teselli ara­

m akla y e tin d ik ç e bundan sonraki deprem lerin daha büyük felaketler g etirece ğin de n k o r­

kulur. "

Raporun "Burdur deprem i ile ilgili sonuç ve tavsiyeler" bölümünde resmi v e özel beto­

narme karkas yapıların hasar nedenleri "yapı sistem seçimi, düğüm noktası detayları, kısa kolon teşkili, m alzem e, işçilik v e kontroldeki yetersizlikler" olarak belirlenmiştir. Bir diğer tavsiye, "Alüvyonlu bir arazi olan Burdur il merkezi civarında kurulacak büyük tesisler,

■ 1971 B u rd u r-B in g ö l D e p re m le ri 1971 yılında yazılan İM O İstanbul Şubesi Bur­

dur - Bingöl Deprem Raporunun önsözü şöyle başlar:

kamu binaları için mikrotremor v e mikrozanal çalışmalar yapılarak zeminin hakim titreşim periyodu tayin edilmelidir" şeklindedir. Proje kontrolü için yapılan öneri şudur: "Belediyede projeleri kontrol edip, inşaatı denetleyecek teşkilat yeterli bir seviyeye çıkarılmalıdır. Bu olm adığı taktirde ilgili m eslek odaları ile işbir­

liği yapılarak b elg e uygulamasına gidil­

melidir." Yine, her deprem sonrası raporlara geçen kolon - kiriş birleşim yerlerindeki rijit- liğin sağlanmasıyla ilgili 28 yıl önce yayın­

lanan raporun, "Betonarme karkas yapıların hepsinde simetrik konumlu deprem perdeleri kullanılmalı, kiriş - kolon birleşimleri v e dem ir teçhizatı gerekli düktiliteyi gerçekleştirecek şekilde teçhiz edilmelidir" şeklindeki tesbit v e önerisinden bugüne değin yeterli dersin alın­

madığı bu deprem le d e doğrulanmaktadır.

Bingöl deprem indeki betonarme yapılar için d e aynı rapor ö ze t olarak aşağıdaki kusurları saptamıştır:

- Genellikle beton kaliteleri düşüktür, elle ufa- lanabilen betonlara çok rastlanılmıştır.

- Kolon etriyeleri çevre kirişleri içinde devam ettirilmemiştir.

Eğer, 1971 yılında yazılan bu rapora atıfta bulunmasam Gölcük depremini oluşturan tek­

nik nedenleri sıraladığım sanılabilir.

■ 1983 E rz u ru m D e p re m i

Bingöl deprem i sonrası 1985 yılında yayın­

lanan Erzurum Depremi Raporunun sadece öneriler bölümünü aynen aktarıyorum. Böy- lece "Gölcük Depremi" için yapılacak ö n e­

rilerin 14 yıl önce yayınlanan Erzurum Rapo­

runda da yayınlandığını ancak, değişen pek bir şeyin olmadığını görüyoruz.

Erzurum Raporu önerileri şöyle:

"D oğu A nad o lu Bölgesinin hem en h er yöresi, G üney Doğu A n ad o lu Bölgesi ve İç A n a d o lu Bölgesinde p e k çok yö re , son derece m uka­

ve m e tsiz yapıları ile y e n i deprem felâketlerine nam zettir. H e r şeyden önce bu g e rç e ğ i kabullenerek çâre aramaya g iriş ­ m e m iz gerekir. ”

İ) Ülke insanlarını deprem e m ukavim konutlara kavuşturm ak için m illi b ir planlam a ya pılm alı; kısa ve uzun vâdede yapılabilecek hususlar iy i tefrik e dilm e lid ir. Felâketlerin arkasından değil, tabiî âfetlerin ve özellikle deprem âfetinin önünden g id e c e ğ im iz zaman süreci iy i tahm in e d ilm e li; acele edilm eli, fakat gerçekçi olunm alıdır.

2) M e v c u t toprak damlı, çam ur harçlı ve m o lo z taş duvarlı ilke l konutlar, siste m li ve ısrarlı b ir şekilde ıslah e dilm eye çalışılmalıdır.

D e v le tin , bu yapıların y e rin e bizzat y e n ile rin i yaparak, uzun vâdede de olsa bu y ü k ü n altın ­

dan kalkabileceği şüphelidir. Halkı b ilin ç ­ lendirerek, uyararak, destekleyerek y ö n ­ len dirm e k ve bizzat onun g ücü nü harekete g eçirm e k en gerçekçi y o l olacaktır.

3) Ö zellikle ilkokullardan başlıyarak, deprem etkilerine karşı alınabilecek p ra tik önlem ler, çok basit ve kolay anlaşılır konular hâlinde öğrencilere verilm elidir. H e r y ı l okutulan 3 0 'u aşkın ünitenin birkaçının dep re m e ayrıl­

masında, hattâ öğrencinin konunun içine a k tif olarak katılmasını tem in etm e kte sayısız fay­

dalar vardır.

Bu arada, sel, yangın ve benzeri felâketlerde de nasıl davranılacağının p ra tik ve uygulam alı olarak öğretilm esinde yararım ız büyük ola­

caktır.

- Patlayan kolon betonları içerisinde 1 0 - 1 5 cm'yi bulan iri çakıl v e taş parçalarına rast­

lanılmıştır.

- Kolon kiriş birleşim yerlerinde etriye ara­

lıkları yetersizdir.

4 ) M illi b ir felâket olan depre m le rd en ko ru n ­ mak, onun zararlarını en ucuz atlatm ak için

25

m ille t olarak neleri b ilm e m iz g e re k tiğ in i zihin ­ lerim ize hem en hatırlanır b ilg ile r hâlinde nak­

şetm ek için, h er y ıl "deprem haftası" düzen­

lenm eli; hafta boyunca basın ve yayın organları, özellikle TV e ğ itic i ve uyarıcı p ro g ­ ram lar verm elidir.

5) B ol resim li broşürler, el kitapları ve p o s ­ te rle r bastırılaraJ<, deprem den korunm a ve dep re m e dayanıklı y a p ı. yapm anın esasları, o la bildiğince basit kurallar hâlinde açık­

lanm alı; bunlar okullara ve köylere b o l b ol ve bilâ ücret dağıtılm alıdır.

(6) Yapı yö n e tm e lik le rin d e k i kurallar, kolay anlaşılır b ir d ille ve şekillerle açıklanarak bas­

tırılmak, kurallara uyulması teşvik e dilm e li; bu tü r b ilg ile ri en t ı n d a n k ö y m uhtarı, hocası ve ö ğretm eninin h er an el altında bulundurm ası sağlanmalıdır.

7) Geleneksel yaşama tarzım zorlayacak p la n ­ lama ve düzenlem elerden kaçınılmak; iyi, g üze l ve doğ ru olan halka hissettirilerek, bun­

ları kendisinin g ö rm e s i ve bulması kolay­

laştırılarak onlara m a l e tm ek esas olmalıdır.

8) Yöre m alzem esiyle kolay ve ucuz y a p ı­

labilecek ev tip le ri projeleri, resim leri çizil­

m eli; fotoğraflı ve ko la y anlaşılır "tip p ro je le r, b ol m iktarda olm ak üzere, k ö y m uhtarlarına dağıtılm alı; h er köyden, m u h ta r d ah il birkaç kişi bu konuda eğitim d e n, kurslardan g e ç i­

rilm elidir.

9) Yöredeki ya p ı m alzem esi kaynakları işlet­

m eye m üsait hâle g etirilerek, y o lla rı yapılarak, usulü ortaya konularak, işleticilere kiralanmak, ya da devredilm elidir. Bu pazar oluşuncaya kadar, Devlet, bu m alzem elerle, ke n d i y a p ı­

sını yapan halka m alzem e desteğinde bulun­

malıdır.

10) En ilkel m alzem eden (meselâ ham çamur­

dan) başlamak suretiyle, eğer kullanılacağa veya kullanılm ak zorunda kalınır ise, tekniğine uygun kullanım ın ne o ld uğ u gösterilm eli, ö ğretilm elidir.

11) Çivi, h er türlü hatıl, bağlantı ve bağlayıcı ya p ı unsurlarının b o l ve uygun kullanılışı teş­

vik e d ilm e li ve sağlanmalıdır.

12) M e m le k e t sathında y e re l ya p ı m al­

zem elerinin döküm ü yapılm alı, ö zellikleri tes- b it e d ilip inşaatçılara ve halka duyurulm akdır.

Bu ö zellikle r arasında: m ukavem et, ısı y a lıt­

kanlığı, yo ğu nluk, g e çirg e n lik ve ru tu b e t özel­

liği, dona dayanıklılık, sağlığa elverişlilik veya elverişsizlik, bakım kolaylığı g ib i hususlar ele alınabilir. Bu özellikler, halkın çoğunluğunun

tanıdığı y a p ı m alzem elerinin ö ze llikle ri ile kar­

şılaştırmalı olaral< verilm elidir. Bu tü r b ilg ile r inşaat kılavuzu hâlinde d erle n m e li ve her­

kesin istifadesine sunulm alıdır. Bu tü r b il­

g ile rin o ku l kitaplarında da y e r alması yararlı olur.

13) Yapı m alzem eleri ve y a p ı elemanları konularm dald standartlaşma çalışmalarına hız verilm elidir. Buna ülkem izin b üyük ihtiyacı vardır ve bunda m em leke tim izin m enfaati büyüktür.

14) D eprem sel b ö lge lerde ki il ve ilçe sorum ­ luları, zaman zaman, sem inerlere tâbi tu tu ­ larak e ğ itilm e lid ir. G erektiğinde yangın, sel ve sivil savunm a konuları da, bu sem inerlerde ele alınabilir. Eğitim de, üniversite ve ilg ili özel ve resm i kuruluşların ye tiş m iş p e r­

sonelinden, film , slayt, video... g ib i m odern e ğ itim araçlarından yararlanılabilir.

15) D eprem ve sel g ib i ta bii âfetlerin g e ç ­ m iş in i bilm e, p ro je len dirm e , y a tırım ve p la n ­ lamasında çok önem lidir. Bu amaçla, hiç değilse il ve ilçe düzeyinde, bölgenin g e ç ir­

d iğ i tabii âfetlerin sicili tutulm alıdır. Bunun için, şim diden, g id ile b ile c e ğ i kadar g eriye g id ile re k e lde edilen b ilg ile r d e rli - to plu ve siste m li b ir ya zılı m etn e d ö k ü lm e li ve bulun­

ması ko la y şekilde muhafaza e dilm elidir. Bu

d e p r e m 23

tür b ilg ile rin e lde edilişi ve doküm ante e d il- m esi ile ilg ili b ir talim atnam e hazırlanması bu konuda atılacak ilk adım olarak düşünülebilir.

16) Yapı y a da inşaat kılavuzlanna, çeşitli y a p ı ve ya p ı elemanı, ya p ı m alzem esi birim m a li­

ye tle ri, karşılaştırmalı olarak eklenir ise faydalı olacaktır. Yâni, halktan b iri b ir y a p ı ya ptırm ak sonra kurtarm a faaliyetlerinin neler olacağı ve n e şekilde ko ordin e edileceği; kurtarm a istas­

yonlarının nerelerde kurulacağı, kurtarm ada ö nce likler v.b. hususları mufassal olarak belir­

leyen b ir tâ lim a t hazırlanmalıdır. Bu suretle, b ir d eprem den sonra ku rta ra b ile c e k le rin sayısı çok artacak; şaşkınlık ve karışıldıklar büyük ölçüde önlenm iş olacaktır.

18) Halka, boş zamanlarını kahvehânelerde boş ye re ö ld ürm ek yerine, onu nasıl faydalı sigorta nasıl yenilenir, m atkap nasıl kullanılır, d e lik nasıl delinir? Basit âletler, oyuncaklar

Gelelim daha yakın tarihlerdeki deprem lere.

13 Mart 1992 Erzincan deprem inin üzerinden daha 7 yıl geçti. İM O Ankara Şubemiz tara­

fından düzenlenen Deprem Raporunun "sonuç v e Öneriler" bölümünün giriş paragrafı aynen bilinenlerin Erzincan'da uygulanm am ış olm a­

sıdır. B ilg i kullanamamanın b e d e li çağımızda çok ağırdır ve bundan sonra daha da ağır ola­

caktır. "

Bağlantı kurmak için söylüyorum: "Gölcük Depremi" raporunu yazacak olanların bu cüm­

leler dışında bir şey aramalarına gerek yoktur.

Çünkü aynı nedenlerden aynı sonuçların d o ğ ­ ması defalardır tekrarlanıyor. Sonucu d eğ iş­

tirmek için nedenleri değiştirmesi gerekenler sonucu unutturarak v e halkı bu konuda eğit­

m eyerek beton yığınlarını halka m ezar etm eye devam etmektedirler. İM O İstanbul Şubemizin Erzincan deprem i ile ilgili düzenlediği raporun sunuşunda şöyle denilmektedir:

işyer-2 7 m ühendislik dalıdır. Deprem m ühendisliğinde amaç d eprem lere dayanıldı y a p ıla r ya p a ­ b ilm ek ve deprem hasarlarını en aza ind ir­

m ektir. Bu, b ir b ilg i b irik im i ve uzmanlık gerektirir. Üniversitelerden mezun h e r inşaat m ühendisinin bunu ya pa bilm e b ilg i ve bece­ Şubemizin Erzincan Deprem Raporunun sonuç bölümünden m addeler halinde alalım:

"1. Deprem bölge lerind e yapılacak yapılarda, m im a ri planların deprem şartlarına uygunluğu beton üretecek beton sandallarının kurulması sağlanmalı ve denetim siz beton üretim inin önüne g eçilm e lid ir. Ayrıca deprem b ö l­

g e le rin d e d üz d e m ir ye rin e nervürlü d e m ir kullanılması özendirilm elidir.

5. İnşaatlardaki c id d i işçilik kusurlarının önüne g eçm ek için inşaat form enlerine sertifika veril­

m e li ve deprem bölgelerinde sertifikalı for- m en bulundurm a şartı aranmalıdır.

6. Yapı d e n e tim i sistem i g eliştirilm e li, bunun profesyonel m ühendislik kavram ı üzerinde artık çalışmalara başlanm alıdır."

■ 1995 Dinar D e p re m i

Şimdi çok daha yakın yıllardaki bir d e p ­ remden, Dinar depreminden bahsedelim. 1 Ekim 1995, yani 4 yıl öncesi. Yine İM O Ankara Şubemizle Orta Doğu Teknik Üni- versitesi'nin ortaklaşa düzenlediği "Dinar D ep­

remi Mühendislik Raporu"nun sonuç bölü­

münün son iki paragrafı şöyle:

" İ 9 92 deprem inden üç y ı l sonra İ 995 yılın da

Dün Erzincan'da, bugün Dinar'da yaşananların yarın b ir başka ke ntte tekrar yaşanılması kaçı­

nılmazdır. Çünkü b ilg i kullanm ayı öğrenm ek sabır isteyen, uzun vadeli b ir e ğ itim m ese­

lesidir. "

Benzer Belgeler