• Sonuç bulunamadı

4. ARAġTIRMANIN YÖNTEMĠ VE KULLANILAN KAYNAKLAR

1.3. MUSHAFLARDA YER ALAN VAKF ĠġARETLERĠ

ÇalıĢmanın konusunun vakf ibtidâ olması dolayısıyla içerisinde mushafa dair vakf iĢaretlerinden bahsedileceğinden, yeryüzünde farklı bölgelerde ve birbirinden farklı vakf iĢaretlerine haiz Mushafların da çalıĢmada yer almasının konunu daha iyi anlaĢılıp tahlil edilmesi ve nihayetinde de aralarında birtakım kıyas ve değerlendirme yaparak pratiğe olumlu anlamda katkı sağlayacak birtakım öneri ve sonuçlara ulaĢmak için gerekli olduğunu düĢündük. Bu anlamda çalıĢmada, ikisi ülkemizde diğer dördü farklı bölgelerde basılmıĢ toplam altı farklı mushaftan faydalandık. Bunlardan ilk ikisi Diyanet ĠĢleri BaĢkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı tarafından mealli olarak hazırlanan Mushaflardır. Mealli mushafı tercih etmemizin sebebi kısaca, son bölümde vakf ibtidânın anlama iliĢkin yönünü ele alırken faydalanacağımız içindir. Faydalanılan diğer Mushaflar Ģunlardır:

-Kur‘ân-ı Kerîm ve Türkçe Açıklamalı Tercümesi, Medine-i Münevvere, 1407/1987.

- Kelimâtü‟l-Kur‟ân Tefsir ve Beyân, (Rivayeti VerĢ an Nafi‘) DımeĢk, 1430/2008. - Kelimâtü‟l-Kur‟ân Tefsir ve Beyân,(Rivayeti Dûrî an Ebî Amr) DımeĢk, 1420. - Mushafü Ġfrîkiye, -Rivayeti‟d-Dûrî an Ebî Amr, Sûdan, 2001.

Halen elimizde bulunan mushaflardaki vakf iĢaretleri Muhammed b. Tayfûr es- Secâvendî‘nin sistematize ettiği iĢaretlerdir. Dolayısıyla bu ilim adamına nispetle, bu söz konusu iĢaretlere de ―secâvend‖ denilmektedir. Diğer taraftan Secâvendî‘nin bu sistemi Ġslam âleminde en fazla tutulan ve muteber olan sistemdir. Söz konusu iĢaretler Ģunlardır:75

74 Kayhan, Veli, a.g.m, s.101. 75

1. Mîm: (َ). Bu iĢaretin olduğu yerlerde anlam tamamlandığından durulması

zorunlu olan yerlerdir. Durulmaz da geçilecek olursa anlam bozulabilir.76 Aynı zamanda bu iĢaret ilerde ayrıca ele alınacağı üzere lazım vakfı iĢaret etmektedir. Genel olarak seksen dört adet vakf-ı lâzım olduğu söylense de77 incelememiz neticesinde bunun seksen iki olduğunu görmekteyiz.78

2. Kıf ( ْفل): Alameti vakf‘tır. ―Dur‖ demektir. Vakf-ı evla vaslı caizdir.

3. Tı (ؽ): Sözün tamam olduğu yerlerde bulunan ve kendisinden sonra – kasdedilen mana değiĢmediği sürece79

-baĢlamanın uygun olduğu yerlerde olan Mutlak vakfı iĢaret için kullanılır. Her ne kadar kâfî ve hasen vakfı karĢılar80

dense de ikinci bölümde ele alınacağı üzere tamamen böyle olmadığı görülecektir.

4. Cîm (ج): Caiz vakfın olduğu yerler için kullanılır. Hem vakf hem de vasl

yapmayı gerektiren haller bulunduğundan vakfı da vaslı da caizdir.81

Bu durumda. okuyan kiĢi nefesine göre durabilir ya da geçebilir.

5. Ze (ص): Mücevvez vakfı gösteren iĢarettir. Bu iĢaret bir yönüyle vakf yapmayı

baĢka bir yönden de vasletmeyi gerektiren yerlere konulmuĢtur. Durulduğu zaman öncesinden değil de sonrasından okumaya devam edilir. Diğer Mushaflardaki (ٍٝط) iĢaretine benzemektedir.

6. Sad (ص): Murahhas vakfı iĢaret eder. Diğer taraftan bu iĢaret, ayetin uzun

olması, nefesin kesilmesi gibi birtakım sebeplere bağlı olarak durmanın ruhsat olduğunu ifade eden yerlere konulmuĢtur.82

Yine mücevvez vakfta olduğu gibi bunda da durulduğunda sonrasından devam edilir. Ayrıca Ģunu ilave etmek gerekir ki, hem mücevvez hem de murahhas vakfın, mutlak ve caiz vakfa göre mushafta daha az yer aldığını ifade etmekte yarar vardır.83

(لا) Vakf-ı Lâ: Bunların dıĢında bir de vakf yapılması uygun olmayan yerler için ifade ettiği, (لا) remziyle gösterilen ve ―durma‖ anlamına gelen ―Lamelif‖ iĢareti vardır. Bununla alakalı olarak lamelif iĢareti, gerek mana ve gerek lafız yönüyle kendisinden sonrasıyla irtibatlı olan yerlere konulmuĢtur. Buna bağlı olarak herhangi bir sebeple bu tür yerlerde durulduğunda geriden almak suretiyle okumaya devam edilir. Ne varki, bu yer

76 Gülle, Sıtkı, Tecvîd Ġlmi, s. 436.

77 Bk: Çetin, Abdurrahman, Kur‟ân Ġlimleri, s.96.

78 Vakf-ı lâzımlar tablo halinde ekler kısmında verilmiĢtir. 79 Husarî, Cemâl, a.g.e., s. 147.

80

Sarı, M. Ali, Kur‟ân-ı Kerîm‟i Güzel Okuma Tekniği ve Kuralları, s.112. 81 Suyûtî, Ġtkân, I, 85.

82 Suyûtî, aynı yer.

83 Bununla alakalı olarak Mushaf baĢtan sona taranmıĢ ve tüm iĢaretler tablo halinde verilmiĢtir. Kıyaslama için bk: Ekler kısmı, Secavendlerin taksimi.

ayet sonu ise durum farklıdır. Zira daha öncede ifade edildiği üzere ayet sonlarında vakf etmek sünnettir, dolayısıyla ayet sonlarında yer alan lamelif ‗te durulduğunda geriden almaya gerek yoktur.84 Burada yeri gelmiĢken Ģunu hatırlatmada da yarar vardır: Fatiha sûresi son ayetinde bulunan (لا) ُٙ١ٍػ ذّؼٔأ ٓ٠زٌا ؽاشط iĢaretin olduğu yer ayet sonu kabul edildiğinden vakf yapıldığında geriden alınmaz.85

Elimizdeki Mushaflarda zaman içinde ilave edilen birtakım remizler daha vardır ki bunlar da yine bu sistemin banisine, Secâvendî‘nin sistemi dahilinde ona nispet edilerek Mushaflarda yerini almıĢtır. Örneğin (ق) ( ْفل) (ن) gibi.

Bunların hangi anlamlarda kullanıldığına kısaca değinelim:

(ق): Alameti vasl‘dır. Buna (ً١ل ذل ) iĢareti de denmektedir. Dolayısıyla vaslı evla vakfı caizdir. Durulduğunda geriden alınmaz.86

( ع ) Rükû alametidir. Namaz kılanlar için rükuya gitmenin uygun olduğunu gösterir. Aynı zamanda bir konunun bittiğini ve yeni bir konu baĢlangıcını da ifade etmektedir.87 AĢra baĢlama ve bitirmede okuyucuya yardımcı olur. Bazı Mushaflarda, on ayette bir bu ayın ع iĢareti konur ki, ششػ kelimesinden alınmıĢtır. Bazı Mushaflarda da ayın baĢı dediğimiz hemze ء bunun yerine konulmuĢtur.

Bir diğer vakf çeĢidi de mu‘aneka vakfıdır. Vakf-ı Muâneka ( ﺜ ﺜ ) : Birbirine yakın olan kelimelere konulan bu üç noktadan meydana gelmektedir. Bunlardan birincisinde durulmuĢsa ikincide geçmek gerekir; birincisinde geçilmiĢse ikinci de durmak gerekir. Aksi taktirde mana tamam olmamaktadır. Buna vakf-ı muarâkabe de denmektedir.88

Benzer Belgeler