• Sonuç bulunamadı

1. LOJİSTİK KAVRAMI

1.7. Lojistik Maliyetlerin Belirlenmesi

1.7.2. Muhasebe İçi Yöntemler

Tahmine dayalı yöntemlere nazaran daha doğru sonuçlar veren bu yöntem, eldeki veriler ışığında lojistik maliyetlerin hesaplanması için geliştirilmiştir. Muhasebe içi yöntemler, eldeki maliyet verileri üzerinde yapılacak düzeltmelerle veya işletmenin daha önceden belirlemiş olduğu ilkeler ile lojistik maliyetlerin belirlenmesidir.

1.7.2.1. Geleneksel Maliyet Yöntemlerinden Hareketle Lojistik Maliyetlerin Belirlenmesi

Geleneksel maliyetleme yöntemleri gider yerlerinde biriken gider türlerini saptayarak, mamulle doğrudan ilişkilendirilen giderleri doğrudan, dolaylı olarak ilişkilendirilen giderleri ise dağıtım anahtarları aracılığı ile mamulün maliyetine dahil eden bir sistemdir.

Geleneksel maliyetleme sistemleri, maliyet yükleme anahtarı olarak sadece üretim hacmini yani ne kadar birim üretilirse, o kadar fazla üretim maliyetine katlanılacağı görüşüne dayanmaktadırlar (Alkan, 2005: 42). Geleneksel maliyetleme sistemleri, teknolojinin sabit olduğu, ürün çeşitliliğinin sınırlı olduğu, kitle üretimin yapıldığı durumlarda, baskın faktörler olan direkt ilk madde ve malzeme ve direkt işçilik gibi giderlere katlanıldığı durumlar için faydalı bir maliyetleme yöntemidir (Özkan, 2013: 1). Geleneksel maliyetlemeye göre kullanılabilinecek maliyet dağıtım anahtarı üretim sayısı, direkt işçilik saatleri veya makine saatleridir (Karcıoğlu, 2000: 156). Direkt İlk Madde ve Malzeme (DİMM) ve Direkt İşçilik Maliyetleri (DİM) üretilen ürünün maliyetine doğrudan yansıtılabilen maliyetler oldukları için, birim maliyetin hesaplanmasında herhangi bir problemle karşılaşılmamaktadır. Genel Üretim Maliyetleri (GÜM) endirekt maliyetlerdir ve üretimin gerçekleştirilebilmesi için gerekli diğer giderlere ait bulunan, fakat üretilen mamul veya hizmetle doğrudan ilişkilendirilemeyen maliyetlerdir.

Yaşanan teknolojik gelişmeler ve müşteri beklentilerindeki artış, işletmelerin ürün çeşitliliğinin artmasına neden olmuştur. Bu artış da endirekt maliyet unsurlarının toplam maliyet içindeki payını artmasına neden olmuştur. Bu artışla birlikte endirekt maliyet unsurları, direkt (doğrudan) maliyet unsurlarının önüne geçmiştir (Çankaya ve Aygün, 2006: 93). Bu nedenlerden dolayı lojistik maliyetlerin belirlenmesinde geleneksel maliyetleme yöntemleri yetersiz kalmaktadır (Slusarczyk ve Kot, 2013: 92). Ancak bu yetersizliğine rağmen geleneksel maliyetleme yöntemleriyle belirlenen maliyet verileri, ana hesaplardan, yardımcı defter hesaplarındaki ayrıntılardan, fatura ve irsaliyelerden, muhasebe fişlerinden, anlaşmalardan, teslim tutanaklarından, sipariş fişlerinden yararlanılarak, toplam maliyet içerisindeki lojistik maliyetlerin belirlenebilmesine yardımcı olur (Özdemir, 2007: 66).

1.7.2.2. Faaliyete Dayalı Maliyet Yöntemi ile Lojistik Maliyetlerinin Belirlenmesi Faaliyet Tabanlı Maliyetleme (FTM) sisteminin temel ilkesi, bir işletmedeki faaliyetleri belirlemek ve her bir faaliyetin maliyetini ve daha sonra faaliyetlerin tükettiği mamul maliyetini hesaplamaktır. Bu sebeple mamul maliyetlerinin doğru hesaplanması, faaliyet maliyetlerine ve belirlenen dağıtım anahtarının sayısına bağlıdır (Çabuk, 2005: 5). Bununla birlikte Bekçioğlu vd., (2014: 21)’e göre FTM sistemi,

endirekt maliyetlerim geleneksel maliyetleme sistemine göre daha doğru dağıtılması için geliştirilen bir maliyetleme sistemidir.

FTM sistemi, ürünlerin işletmenin kaynaklarını faaliyetlerin tükettiği, bu nedenle endirekt giderlerin faaliyetler bazında belirlenmesi gerektiği tezini savunan ve bu anlayış ile hareket eden bir maliyetleme sistemidir. FTM sistemi ürün ile en direkt giderler arasında üretim hacmine bağlı kalmaksızın, çeşitli seviyelerde doğrusal ilişki kuran bir sistemidir (Öker, 2003: 32). Lojistik sürecinde lojistik yönetiminin iki görevi vardır. Bunlardan ilki FTM esasında lojistik maliyetlerin hesaplanması, ikincisi ise FTM sisteminde maliyet kontrolüdür. FTM sisteminin uygulanmasıyla, kaynakları tüketen her bir lojistik faaliyetin ayrıntılı bir şekilde incelenmesi ve buna bağlı olarak işletmeye yararı olmayan ya da aşırı maliyetli lojistik faaliyetlerin belirlenmesi mümkündür. Böylece, verimsiz faaliyetlerin verimli hale getirilmesi ya da ortadan kaldırılması ile ilgili önlemler alınır. Ayrıca aşırı maliyetli olan faaliyetlerin de maliyetlerinin düşürülmesi için önlemler alınır (Tokay vd., 2010: 280).

FTM sistemi, lojistik süreçlerin maliyetlendirilmesi konusunda çok uygun bir araçtır. Lojistik maliyetlerin büyük bir kısmı endirekt giderlerden oluşmaktadır ve lojistik yöneticileri maliyetler üzerinde yeterli gözlem ve kontrol yapamazlar (Yardımcıoğlu vd., 2012: 253). Bunun bir sonucu olarak da yönetimin gereksinin duyduğu ayrıntılı verilerin sahip olunması kısmında, geleneksel maliyetleme yöntemleri yetersiz kalmaktadır. Örneğin, depolama faaliyeti düşünüldüğünde depolama maliyetlerinin tüm işletme karlılığı üzerindeki etkisinin belirlenmesi ve bu maliyetlerdeki değişmelerin diğer faaliyet alanlarını ne ölçüde etkilediğinin ölçülmesi bağlamında geleneksel maliyetleme yöntemleri yetersizdir. FTM sisteminin lojistik faaliyetlerdeki etkinliğini anlayabilmek amacıyla, depolama faaliyetlerine ilişkin maliyetler, hem FTM sistemine göre hem de geleneksel maliyetleme sistemine göre analiz edilmiş ve bu fark tablo 3’de gösterilmiştir (Gümüş, 2007: 204)

Tablo 3. Depolama Maliyetinin Geleneksel ve Faaliyet Tabanlı Maliyetleme Sisteminde Karşılaştırılması.

Kaynak: GÜMÜŞ 2007:205’den alıntıyla STOCK, James R. Ve Douglas M. LAMBERT, Strategic Logistics Managment, Fourth Edition, McGraw-Hill, N.Y. 2001, s: 427.

Tablo 3’de geleneksel maliyetleme yönteminde depolama maliyeti sadece tek bir kalemde gösterilirken, FTM sisteminde maliyetleri oluşturan faaliyetler daha detaylı gösterilmiştir. Bu şekilde ayrıştırılabilen gider yerleri, maliyetlerin daha doğru hesaplanmasına önemli katkı sağmamaktadır.

FTM sistemi, lojistik maliyetlerin faaliyetler bazında hesaplanmasını ve mamullerin maliyetine daha doğru yansıtılmasını sağlayan bir sistemdir. Aşağıdaki şekil 13’de FTM sisteminin lojistiğe nasıl uygulandığı detaylı bir şekilde anlatılmıştır.

Şekil 13. FTM Sisteminin Lojistiğe Uygulanması

Kaynak: BOKOR, Z. “Activity Based Costing in Logistics”, Act Technica Jaurinensis Series Logistica, 1.2, 2008, s: 230.

Lojistik maliyetlerin FTM sistemi ile belirlenmesi sırasında yapılması gereken ilk iş, lojistik fonksiyonun analiz edilmesi ve lojistik fonksiyona ilişkin önemli süreçlerin belirlenmesidir. FTM sisteminin lojistiğe uygulanmasında temel faaliyet ölçüsü sipariş sayısı ve miktarı olmaktadır. Lojistik maliyetlerinin FTM ile belirlenmesi isteniyor ise tüm siparişlere ilişkin verilerin kontrol edilmesi gerekmektedir (Deran, 2006: 228).

İKİNCİ BÖLÜM

FAALİYET TABANLI MALİYETLEME SİSTEMİ HAKKINDA GENEL BİLGİLER

1. FAALİYET TABANLI MALİYETLEME

Geçtiğimiz yirmi yılda, geleneksel maliyetleme yöntemleri, teknolojide yaşanan gelişmelerin üretim faaliyet süreçlerine doğru bir şekilde aktarılmasında ve uygulanmasında başarısız kalmıştır (Askarany, Smith ve Yazdifar, 2007: 53). İşletmelerin üretim yapılarında meydana gelen değişimler, geleneksel maliyetleme sistemlerinin maliyetleri doğru şekilde hesaplayamadığını göstermektedir (Büyükşalvarcı, 2006: 161). Geleneksel maliyetleme sistemleri, genel üretim giderlerini tek bir yükleme anahtarı (hammadde maliyeti, işçilik saati, makine saati, üretim miktarı) ile mamullere aktarmaktadır. Bu yaklaşım, tüm dünyada uzun yıllar, sonuçlar tartışılmaksızın kullanılmış ve yakın zamana kadar da kullanılmaya devam edilmiştir (Sümen, 1995: 31). Ancak, teknolojide yaşanan hızlı gelişmeler neticesinde, üretimde kullanılan iş gücünün azalmasıyla birlikte, maliyet unsurları arasında büyük öneme sahip olan ve maliyetleme sürecinin önemli bir ayağını oluşturan direkt işçilik maliyetleri toplam maliyetler içerisindeki oranı giderek azalmıştır. Bu durumun aksine genel üretim giderlerinin önemi ve toplam maliyet içerisinde ki tutarı artmıştır (Alkan, 2015: 40).

Yaşanan bu gelişmeler sonucunda daha önceden geliştirilmiş olan maliyet muhasebesi sistemlerinin, günümüz ortamlarında beklentileri karşılamadığı anlaşılmıştır. Çünkü geleneksel maliyetleme yöntemleri genel üretim giderlerini ya direkt işçilik maliyetlerine göre, ya da saatlerine göre dağıtmaktaydı. Bu yanlış maliyetleme sistemin işletmelere bir yararının olmadığı, hatta zararının olmaya başladığı anlaşılmıştır (Dumanoğlu, 2005: 106). Bu nedenle, işletmeler gerçeğe yakın maliyetlemenin nasıl yapılacağı konusunda arayışlara girmişler ve bu arayışlar sonucunda üretim hacmine veya işçilik saatlerine bağlı kalmaksızın, maliyetlerin mamullere gerçekleştirilen faaliyetlere göre yüklenmesini sağlayan FTM sistemini geliştirmişlerdir (Bengü ve Arslan, 2009: 57).

FTM sistemi, iki aşamalı bir sürece sahiptir. Birinci aşamada, hem faaliyet hacmiyle ilişkili, hem de doğrudan ilişkisi olmayan maliyet etkenleri tanımlanır. Daha sonra, her bir maliyet taşıyıcısının tüketmiş olduğu endirekt maliyet kaynakları belirlenir. İkinci aşamaya gelindiğinde ise, her bir mamul veya hizmet tarafından tüketilen kaynakların oranları belirlenir. Bu iki aşamanın sonunda ise; hacme duyarlı maliyet etkeni, mühendislik saati, makine hazırlama süresi, sipariş sayısı gibi faaliyet hacminden etkilenmeyen maliyet taşıyıcıları dikkate alınarak her bir mamulün endirekt maliyet payları hesaplanmaktadır (Otlu ve Çukacı, 2006: 397).