• Sonuç bulunamadı

Monarşistler ve Cumhuriyetçiler

II. Çalışmada Kullanılan Birkaç Eserin Tanıtımı

1.4. MONARŞİ’NİN EVRİLMESİ SÜRECİNE GEÇİŞ

1.4.3. Monarşistler ve Cumhuriyetçiler

Bu deklarasyon öncesinde bilinmesi ve ele alınması gereken en önemli üç olgudan bir tanesi; Krallık, Kraliyet, Kraliyetçi’ler genel anlamda Monarşi yapısının doğal oluşumları olmuştur. Bu oluşumların yandaşları ve karşıtlarının özellikle 1642 senesiyle 1646 senesi aralığında söz konusu olan İngiltere İç Savaş’ları sıklıkla karşı karşıya gelmişlerdir(Harrison, 1888:105-155).

Parlamenter’ler bu oluşumu eşkiyalara benzetirken tersi şekilde Kraliyet yanlıları da Parlamenter’leri yobazlıkla itham etmektedirler. Bu yaklaşımlar aralarındaki ilişkinin boyutları hakkında ipuçları vermektedir. Birbirlerinden hoşlanmadıkları aşikar olsa da bu hoşnutsuzlukları birbirlerine üstünlük elde etme çabasından kaynaklanmamaktadır. Kraliyetçi’ler oldukça geleneksel ve Devlet mekanizmaları açısından tutucu yaklaşımlar sergiler(Ewald, 1867:VOL.II).

Belirli bir ailenin güdümünde yaşamayı ve Devlet’in idaresinin asırlarca aynı aileye mensup kimselerce icra edilmesini normal görür ve savunurlar(Bruce, 1870:15-99). Düzenin yanında ve sistemin destekçisidirler. Kral I. Charles tarafından askeri kanatta yapılan bazı değişiklikler o dönem İngiltere ahalisinin aklını karıştırmış bu da Parlamenter güçlerin aleyhine bir hava oluşmasını sağlamıştır. Bu hava ve esen rüzgar Kraliyet yanlılarının elini güçlendirmiştir(Ditchfield ve Clinch, 1907).

1646 senesinde Kraliyet yanlılarının kontrolünde olan bazı bölgelerin Oliver Cromwell destekli Yeni Model Ordu tarafından ele geçirildikten sonra sistem temelinden sarsılmış Monarşik mekanizmanın Kraliyet kanadı kopartılmıştır. Bir süre için sonraki senelerde sisteme başkaldıran ve daha Demokratik bir yönetim biçimi arayışında olanların sığındığı nispi Cumhuriyet rejimi olarak olarak kabul ettikleri bir olgu da vücuda gelmiş ki bu durum Kraliyet’i kabul etmeyen kitlelerin doğal bir sonucu olmuştur. Kraliyet’in dağılması ve Kral’ın İskoçya bölgesine iltica etmesi onu kurtaramamış ve İskoçya Kral’ın iadesini Parlamento lehine kararlaştırmıştır. Sadece

24

iki sene içerisinde Kral, iade edildiği Parlamenter güçlerin aleyhine mücadele başlatmıştır. Bu durum elbette İngiltere özelinde Parlamenter güçleri rahatsız etmiş ve İskoçya ile ilişkilerin ciddi anlamda gerilmesine yol açmıştır. 1649 başında Kral’ın infazıyla bu başlık altındaki oluşuma-ki bu oluşum İngiltere’nin asli yönetim şekli-ara verilmiştir(Clayton, 1923).

İkincisi; Parlamenter’ler genel anlamda Monarşi yapısına rağmen doğal oluşumlarını korumuşlardır. Krallık, Kraliyet, Kraliyetçi’ler bu oluşumların yandaşları ve karşıtlarının özellikle 1642 senesiyle 1646 senesi aralığında söz konusu olan İngiltere İç Savaş’larında sık karşı karşıya geldikleri biliniyor. Ancak bu süreçlerde yaşanan tüm hadiseler Parlamenter’ler adındaki bu oluşumu bazıları; belirtildiği gibi yobazlıkla itham ediyorduysa da tersi şekilde Parlamento yanlıları da belirttiğimiz Monarşik oluşumları bir anlamda eşkiyalara benzetmekteydiler(Bcw Project, 2007:200). Bir süre için sonraki senelerde sisteme başkaldıran ve daha Demokratik bir yönetim biçimi arayışında olanların sığındığı bir tür Cumhuriyet rejimi olarak olarak kabul ettikleri bir olgu da vücuda gelmiş ki bu durum Kraliyet’i kabul etmeyen kitlelerin doğal bir sonucu olmuştur. Bunca hareketli sosyal ve politik hadiselerde özü itibariyle sabit kalan bir oluşum vardı ki bu Parlamento’lardı. Dolayısıyla düşünceleri ve mücadele alanları yani tarafları farklı olsa da Parlamenter’ler tüm hadiselerde etkin rolü olan politikacılar olmuştur. Parlamento, hukuki niteliği ve yetkileri olan Oliver Cromwell kaynaklı İngiltere Fetret Devri sürecinde bölge ülkeleri, Ordu ve genel anlamda sıklıkla tacizlere uğramış ancak Devlet’in motoru olmaya da devam etmiştir. Oliver Cromwell, Fetret Devri’nden istifade ederek ülkedeki sistem boşluğundan faydalanmış ve Parlamenter’ler üzerinde kendi doğrultusunda ciddi bir baskı ve tek adam rejimi dayatmıştır. Parlamenter’lerin gücünü azaltmak adına Oliver Cromwell kendi desteklediği ve kurguladığı Yeni Model Ordu ile Parlamento’ya nüfus etmekten geri durmamıştır. Hatta Parlamenter’leri kendine bağlamak adına şahsını Kral’a göre daha katı bir tek adam rejimine evirmiş ve süreci lehine sonuçlandırarak gündeme gelmiştir. Parlamenter’ler Fetret Devri’nde oldukça etkisizleştirilmiş ve edilgen duruma getirilmiştir. Böyle olmasında döneme önemli ölçüde etki eden Himayeci olgusunun rejimin başat aktörlerinden biri olmasının önemli bir etkisi söz konusudur(Gentles, 1994:103-106). Üçüncü önemli olgu ise; Siyasi otoritenin genellikle miras yolu ile bir kişinin üzerinde toplandığı Devlet düzeni veya rejim

25

olarak tek erklik sağlayan Monarşi olgusunun İngiltere tarihinde sekizinci asıra dayandırıldığı belirtilmektedir. Bu durumun tek istisnası 1649 senesiyle 1660 senesi aralığındaki Fetret Devri’dir. Bu devrin dışında ülkenin temel idare şekli olarak kanuni dayanağa sahip Monarşi, Kral’ın idaredeki hüküm verebileceği alanların yine yasalara uygun bir şekilde farklı Devlet mekanizmalarına paylaştırılmasıyla şekil alacak olan bir yönetim biçimi olarak toplum nezdinde de kabul gören bir olgudur(Prest, 2002:115-120).

İngiltere, İskoçya ve İrlanda ekseninde bölgede asırlar boyunca alışılmış bir idare biçimi olup gerek yasal ve hukuki gerekse Devlet’in rejimi olmanın da çok ötesine geçmiş bir anlamda sosyal kültürel olgu haline gelmiştir(Underdown, 1985:45-60). Daha Demokrat, çoğulcul, şeffaf ve millet kavramını ön plana alan bir tür Cumhuriyet ortaya çıkmış ve bu iddia ile yola çıkanların da topluma oturtamadıkları bir sistem olduğu sonuçta da elde kalanın tek adam diktesi olduğu görülmüştür(Tangye, 1899). Kuşbakışı olarak; İngiltere özelinde: İngiltere İç Savaş’ları Fetret Devri yaşanmasına, bunun devamında da Monarşi mekanizmasının Ulus ile İkâmesine, Kraliyet olgusunun, Hamilik ile İkâmesine, Krallık olgusunun, Himayeci Lord ile İkâmesine, Kraliyetçi’ler oluşumunun Parlamenter’ler ile İkâmesine, Uzun Parlamento oluşumunun ise Hamilik Parlamento ile İkâmesine neden olmuştur. Burada özellikle İkâme ifadesi kullanılmıştır. Dönemin doğası sayesinde rejimde yasal bir değişim ve Kral’ın infazı söz konusu olmuşsa da Fetret Devri öncesindeki rejim ve yanlıları halen aktif olarak varlıklarını Fetret Devri’nde de sürdürmekteydiler. Ülkenin asli idari rejimi de sistemi de kanunlar ile tanımlı bir Monarşi olgusuydu(Forster, 1862:VOL.I). Hükümdarın yetkileri adeta sınırsız denilebilecek düzeydedir. Hükümdarın kararı kesin hükümdür. Bu açından hükümdar yürütmenin yanında yasama ve yargılama haklarına da sahiptir. İngiltere ve hakimiyeti, Fetret Devri’ne kadar Monarşi ile yönetilmiştir. Ancak bununla birlikte hükümdarların da çeşitli yasalarla kısıtlandığını görebilmekteyiz. Örneğin Devlet’in teokratik kimliğinden dolayı hükümdarın da dinin hükümlerine bağlı olması söz konusudur(Forster, 1862:VOL.III).

26

İKİNCİ BÖLÜM

İNGİLTERE’DE FETRET DEVRİ

2.1. 1649: TEK ADAM REJİMİNİ DOĞURAN HADİSELER

1649 senesi İngiltere tarihi bakımından asırlardır süre gelen yönetim şeklinin farklı bir biçime evrilmesiyle tamamlanıyor olacaktır. Buradaki ana aktör ve bu senenin tarihe geçecek olan en önemli hadisesi Kral’ın infazı olacaktır. 1648 senesiyle 1649 senesi aralığında bir sene süresince İkinci İngiltere İç Savaş’ları, 1649 senesiyle 1651 senesi aralığında iki sene süresince Üçüncü İngiltere İç Savaş’ları. Bu senenin hadiseleri İç Savaş’ı sonlandırmamış olsa da birkaç sene sonrasında durumun kabullenilmesiyle İç Savaş’lar sona eriyor olacaktır. En azından İç Savaş’ların fiziksel boyutu sona eriyor olacaktır. 1649 senesine gelirken Kral I. Charles yaşanan durumu kavradığından olsa gerek ailesini Hollanda ülkesine iltica ettirmekle birlikte aynı zamanda Ordu’nun yönetiminin de kendinden alınarak Parlamento’ya verilmesini kabul etmeyerek direnmekte devam etmiştir(Kutler, 2003:VOL.VI).

Tüm bu gelişmeler ışığında ve süreçte daha da gelişen Oliver Cromell idaresindeki Parlamenter güçler nihayetinde 1649 senesinin Ocak ayının yirmi yedinci günü Kral I. Charles’ın idamı hadisesinin vuku bulmasına ve derdest edilmesine karar verilmesini sağlamışlardır. Üç gün sonra, 1649 senesi Ocak ayının otuzuncu günü Londra Whitehall Sarayı’nda başı bedeninden ayırılarak infaz edilmiştir(Pragmaticus, 1648). İsyanların ve çalkantıların süre geldiği dönem hadiselerinden dikkate değer olan isyanlar ve bunların 1648 senesi Mayıs ayında yönetici vasfındaki bazı askerlerinin Oliver Cromwell tarafından infaz edildiği bilinen Eşitlikçi’ler, birçok kez Parlamenter’ler ekseninde Parlamento yanlıları ve Kral I. Charles ekseninde Kraliyet dolayısıyla da ülkenin Monarşi yanlıları tarafından baskıya maruz bırakılmış olmalarıdır. 1649 senesi hadiselerini anlamak için kelime sözlük anlamı Ulus olarak geçen rejim değişikliğini bilmeliyiz(Johnstone, 1912:60-70).

Benzer Belgeler