• Sonuç bulunamadı

2.2 Kentsel Mekan Kavramı ve Kentsel Mekanda Etkinlik Türleri

2.4.4 Modeller

Karar verirken, deneyimler ve deneyler oldukça önemlidir. Ancak sosyal bilimlerde deney yaparak karar vermek söz konusu olmadığı için, modellerden yararlanılmaktadır. Model; bir objenin, bir sistemin veya fikrin temsilidir *27+. Diğer bir değişle model, sistem veya sistemlerin soyutlanmış şeklidir.

Düşünmeye yardım etme, haberleşmeye yardımcı olma, eğitime hizmet etme, kestirim aracı ve denemelere yardımcı olma gibi fonksiyonlara sahip olan modeller, sistemleri açıklamak, tanımlamak veya iyileştirmek konularında yardımcı olmaktadır *27+. İnceleme konusu gerçek bir sistem ise modelin amacı, sistemin performansını geliştirmek çabasıyla sistemin davranışlarını analiz etmektir. İnceleme konusunun uygulamaya konulmak üzere düşünülen (hayali) bir sistem olması halinde modelin amacı, sistemin bileşenleri arasında fonksiyonel ilişkileri içeren sistemin ideal yapısını tanımlamaktır *27+.

Problem belirlendikten sonra yapılacak iş, problemi en iyi şekilde temsil edecek bir modelin kurulmasıdır. Gerçek olayların bir temsilcisi ve özeti olan model, ele aldığı

18

konunun tamamını belirlemek yerine konu ile ilgili ve özelliği olan ilişkileri göstermektedir. Bir sistemin veya sürecin temsilcisi olarak tanımlanabilen model, sistemin amacına yönelik olan elemanların birleşimidir. Model sistemin ya da sürecin tam bir kopyası değildir. Ancak bazı ayrıntıları bünyesine blundurduğundan sürecin kendisi yerine modeli kullanılabilir *27+. Modeller çeşitli kriterlere göre sınıflandırılmaktadır.

2.5 Digital Tasarım Kavramı

Digital tasarım kavramı tasarımın bir teknoloji aracılığıyla yapıldığını anlatmakta, mimarlıkta tasarım geliştirme amacıyla kullanılan bilgisayar tabanlı teknolojleri kapsamaktadır. “Digital tasarım, tasarım kararlarının kağıt üzerinde değil de ekran üzerinde verildiği süreçtir. “ *28+.

Digital tasarım geleneksel yöntemlerde yapılamayan bir kısıtlamaya çözüm getirmiştir. Tasarım başlangıcındaki en kitlesel modelden sonuç çıktısına kadar bütün elemanlar kolayca dönüştürülebilmekte ve değiştirilebilmektedir. Yani bütün elemanlar düzenlenebilir. Geleneksel yöntemlerde, yapılan bir değişiklik sonucunda, çizimler maket ve perspektifler yeniden yapılmak durumundadır, ancak digital tasarım sürecinde değişiklikler yapılır, tekrar başa dönülür tekrar yapılır, alternatif olarak kaydedilir, yapılan bu düzenleme sonucunda bütün tasarım kendiliğinden güncellenir [28].

1970 lerde kişisel bilgisayarlarında üretilmeye başlanması ile bilgisayar destekli tasarım için önemli adımlar atılmıştır. Bu dönemden sonra CAD sistemlerinin gelişmesi iki yolla gerçekleşmiştir. Bunlar;

 Geometrik modelleme sistemleri  Bina özellindeki sistemler

olarak tanımlanmıştır. Geometrik modelleme mühendislik yönünde özellikle makine mühendislerinin ihtiyaçlarının karşılamaka üzere otomasyon ve havacılık endüstrisindeki uygulamaları için gelişen sistemlerdir, ikinci yol ise bina ve yapı endüstrisi özelinde gelişen sistemlerdir. 1970 ‘li yıllarda bina özelindeki CAD sistemindeki araştırmalar üniversite tabanlı araştırmalar olarak görülmektedir *28+.

19

1980’ler ise, hem donanımsal hem de yazılımsal alanda bir çok gelişmenin hızlı bir şekilde yaşandığı dönem olmuştur. Bilgisayar boyutlarının küçülmesi, maliyet olarak daha erişilebilir seviyelere gelmesi ve mimarlık pratiğinden talep olması bu gelişmeleri hızlandırmıştır. 80’li yılların sonları ve 90’lı yılların başları CAD sistemlerinin sunum aracı olarak yaygın biçimde kullanıldığı dönemlerdir. Bu sırada çizim tabanlı yazılımlar yanında AutoDes-Sys, Kinnetix, Grapisoft, Revit gibi firmalar modelleme ve render programları üzerine yoğunlaşarak mimari modelleme ve görselleştirme yazılımları üretmektedirler *28+.

*29+ birinci nesil CAD sistemlerini, bina tasarım sistemleri olarak, bu ikinci nesil CAD sistemlerini ise çizim ve modelleme sistemleri olarak tanımlar. Çelişkisel bir şekilde ikinci nesil CAD sistemleri donanım ve grafik açısından güçlü olmasına rağmen, birinci nesil CAD programları tasarım açısından daha kabiliyetli gözükmektedir. *28+.

Bilgisayarlar çizim ve görselleştirme adına gelişmesi giderek daha gerçeğe yakın üç boyutlu imajlar elde edilmesini sağlamıştır. İlk üç boyutlu modelleme sistemleri yüzey üzerindeki noktaların birbirlerine bağlanarak poligonları oluşturması ve poligonların bir araya gelerek tel çerçeve/ağ şeklinde bir hacim meydana getirmesi denklemi üzerine kuruluydu *28+. Bu sistemler özellikle dik açılı rasyonel geometrik biçimleri oluşturmakta başarılıydı ancak organik biçimlerin modellenmesinde yetersiz kalmaktaydı. Sonrasında çıkan spline (eğrisel çizgi) tabanlı modelleme sistemleri ise daha düzgün pürüssüz eğrisel yüzeyler yaratmakta oldukça başarılı olmuştur. Spline bilgisayar grafikleri açısından tanımlanırsa knot, node, anchor, control points gibi isimler verilen notalar vasıtası ile kontrol edilelen eğrisel çizgilerdir. Bu eğriler bir ağ şeklinde bir araya gelerek pürüssüz eğrisel yüzeyler oluşturabilirler. Oluşturulan yüzeyler yine kontrol noktaları ile yeniden düzenlenebilir ve oluşturulan yüzey uygulanan harekete göre kendini yeniden günceller ve böylece devamlılık bozulmamış olur “spline”lar çeşitli şekillerde tanımlanarak tiplere ayrılmıştır. Bunlardan bazıları: Bezier splines (b-splines), cardinal splines, NURBS, Cutmull-Rom splines, Hermite splines gibi isimlerle anılmaktadır *27+. Günümüzde üç boyutlu modelleme programlarında en çok kullanılan spline çeşitlerinden biri matematiksel formülü 1960’larda Fransız otomobil tasarımcısı Pierre Bezier tarafından geliştirilen bezier eğrilerine dayalı b-spline’dır *28+. Bir Bezier eğrisi endpoints denilen başlangıç ve bitiş

20

noktaları ve iki kontrol noktası tarafından şekli belirlenen eğrilerdir. Ancak daha sonra geliştirilen NURBS eğrileri daha rahat ve esnek bir kontrol imkanı sunarak eğriler yaratılmasını sağlamıştır ve bugünkü modelleme sistemlerinin en önenmli tekniklerinden bii olarak karşımızda durmaktadır. NURBS modelleme tekniği pürüzsüz eğrisel yüzeyler yaratmakta, kontrol etmekte ve dönüştürmekte oldukça etkili bir yöntemdir. Özellikle organik biçimleri modellemekte yetersiz kalan poligon modelleme tekniğinde ise spline modelleme tekniğinden sonra geliştirilen, poligonları tekrarlı biçimde daha küçük poligonlara bölerek eğrisel bir görüntü kazanılmasını sağlayan sub- division yöntemi kullanılmaktadır. Organik biçimi oluşturmakta kullanılan en yeni yöntemlerden birisi blob yöntemidir *28+.

21

Benzer Belgeler