• Sonuç bulunamadı

İlköğretim, öğrencilere okuma alışkanlığını kazandırmayı ve okuma alışkanlığını kazandırırken okumayı sevme davranışını kazandırmayı amaçlamıştır. Okumaya alışkanlığını kazandırıldığı dönem ilköğretim dönemidir. Okula yeni başlayan öğrenciler yepyeni bir dünya ile karşılaşırlar. Bu dünya, eğitim ve öğretim dünyası olan okullardır. Dolayısıyla öğrencilerin yabancı oldukları bu dünyayı benimsemeleri için sevmeleri temel şarttır. Öğrenciler okula başladıklarında karşılarında eğitim aracı olarak kitapları görmektedirler. Bundan dolayı o kitapların büyük bir özveriyle hazırlanması gerekir. Çocuklar için kitaplar hazırlanırken basılacak ve yazılacak kitapların öğrenciye hitap edebilmesine özen gösterilmelidir (Tertemiz, 2004). Ders kitapları, öğretimin içeriğini planlı ve düzenli bir şekilde inceleyip açıklayan, içeriği öğrenciye aktarmayı amaçlayan en önemli kaynaktır.

Ders kitapları öğrenciler için kitabi bir dünya olmaktan ziyade gerçek bir dünyanın kapılarını açmaktadır. Ders kitaplarında verilen beceriler, kazandırılmaya çalışılan davranışlar tamamen gerçek dünyanın eseridir. Çünkü eğitimin amacı öğrencileri hayata hazırlamak olmaktır. Günümüzde eğitim hayata hazırlamaktan ziyade hayatın kendisi olma görevini üstlenmektedir.

Ülkemizde öğretmen yetiştiren fakültelerde ders kitap incelemesi adı altında üç kredilik bir ders okutulmaktadır. Aslında bu dersin amacı, öğretmen adaylarına ders kitabının sahip olması gereken özellikleri kazandırmaktır. Öğretmen adaylarının okullarda okutulan ders kitaplarını inceleyerek ders kitaplarını analiz etmelerini sağlayarak eksiklikleri tespit etmeleri beklenir. Çünkü öğretmen adaylarının eğitim ve öğretimde kullanacakları temel kaynak; ders kitaplarıdır. Aslında bu dersin eğitim fakültelerinde okutulması ders kitaplarının eğitimin temel materyali olduğunu göstermektedir. Öğretimde öğretmen ve ders kitabının etkisi oldukça büyüktür. Bir öğrencinin derste başarılı olabilmesi için ders kitabını ya da ders öğretmenini sevmesi gerekir. Eğer öğrenci her ikisini de sevmiyorsa öğrencinin bu dersten başarılı olması oldukça zor olmaktadır. Bir öğrenci eğer hem ders kitabını hem de ders öğretmenini seviyorsa öğrencinin o dersten başarılı olma ihtimali oldukça yüksek görülmektedir. Bir öğrenci, ders öğretmenini sevmiyor; ders kitabını seviyorsa öğrenci büyük ihtimal ile o dersten başarılı olur. Bu konuda öğretmenin öğrenci tarafından sevilmesi gerekir. Fakat bazı öğrenciler ders öğretmenini bir türlü sevememektedir. O halde olmazsa olmaz öğrencinin ders kitabını sevmesidir. Öğrenci ders öğretmenini sevmiyor olabilir, ders kitabını severse o dersten başarılı olabilmektedir. Durum böyleyken öğrencinin ders kitabını sevmesi için ders kitabının; dikkat çekici olması, içeriğin sıkıcı olmaması, öğrencinin ders kitabını benimsemesi gerekir.

Bir ders kitabında olması gereken bazı özellikler vardır. Öncelikle ders kitabının öğretim programına göre planlanmış ve içeriğin bu şekilde düzenlenmesi gerekir. İçerikteki konuların birbiriyle bağlantılı olması ve sarmal öğrenmeyi gerçekleştirilecek şekilde olması gerekir. Birbiriyle bağlantılı olarak işlenmeyen konuların öğrenci tarafından kavranması oldukça güçtür. Özellikle sosyal bilgiler dersinde işlenecek konuların bir düzen içinde ve birbiriyle bağlantılı olması

gerekmektedir. Çünkü ezber öğrenmeye en açık derslerin başında sosyal bilgiler dersi gelmektedir. Öğrenci içerikteki tarih konularını öğrenmek yerine, konuları ezberlemeye çalışır. Bu da sosyal bilgiler dersini sıkıcı hale getirir. Bu ezber metodunu önlemenin en iyi yolu konuların birbiriyle ve günlük hayat ile bağlantı kurularak verilmesidir. Bu sağlandığı takdirde ezber metodunun büyük oranda önlenmesi sağlanacaktır (Kılıç ve diğerleri, 2001). Ders kitabında olması gereken bir diğer unsur; ders kitabının birer öğretim materyali olarak kullanılmasıdır. Yapılan araştırmalara göre, ülkemizde bazı öğretmenler ders kitabından bağımsız olarak konuları işlemektedir. Bu oldukça yanlış bir tutum olarak görülmektedir. Çünkü ders kitabı öğrencilere ve öğretmene kılavuzluk yapmaktadır. Fakat ders kitabındaki kazanımlardan ve ders kitabından bihaber olan bir öğretmenin o dersten başarı sağlaması oldukça güçtür. Öğretmenler, ders kitabının yetersiz kaldığı durumlarda farklı bir kaynak kitaptan yararlanabilir. Ya da ders kitabındaki konunun yetersiz kaldığını fark ederse konuyu kendi bilgileriyle genişletebilir. Fakat ana kaynak ve materyal ders kitabı olmalıdır ( Taş, 2007). Ders kitaplarında olması gereken bir diğer unsur ise; ders kitabının ödev verme kolaylığı sağlaması ve ders kitabının kullanımının rahat olması gerekir. Ders kitabının kullanıcısı öğrencidir. Dolayısıyla ders kitabının sağlam, rahat kullanılmasına olanak sağlaması gerekmektedir. Öğrenci kitabı eline aldığı zaman onu rahat kullanmak ister. Ders kitaplarının ödev konusunda kolaylık vermesi gerekir. Bütün konular okul ortamında işletilemediği için ve konuların pekiştirilmesi için öğretmenler ödev metodunu uygulamaktadır. Ödev verildiği zaman; verilen ödev konusunda ders kitabının kolaylık sağlaması beklenir. Özellikle öğrenci çalışma kitaplarında yer alan etkinliklerin öğrenci seviyesine uygun olması gerekir. Kimi zaman ders kitaplarında yer verilen etkinliklerin öğrencilerin ders kitabında öğrendiği konularla ilgili olmamaktadır. Yapılan araştırmalara göre; öğrenci çalışma kitaplarında yer alan etkinliklerin öğrencileri farklı bir kaynak aramalarına ve çoğunlukla internet kullanmalarına sebep olmaktadır. Oysa ders kitapları ve öğrenci çalışma kitapları ödev konusunda öğrencilere yardımcı olması gerekmektedir. Ders kitapları hazırlanırken öğretim programına uygun olması, teknik, tasarım ve görsel düzenin yerli yerinde, konu ile ilgili olması, fiziksel yapısının etkileyici bir albenisinin olması, içerik ve kazanımlarının öğrenci seviyesine uygun olması, dil ve anlatımın anlaşılır olması

gerekir. Bir ders kitabında, ilk göze hitap eden görsel düzen ve kitabın tasarımıdır. Kitap ne kadar donanımlı olursa olsun eğer görsel düzen ve tasarım göze hitap etmiyorsa; o kitap amacına hizmet etme olasılığı zorlaşmaktadır. Onun için ders kitabının albenisinin olması, kullanılan kâğıdın kaliteli olması gerekir. 5. sınıf öğrencisi özellikle görselliğe büyük ihtiyaç duyar. Çünkü bu dönem öğrencisi öğrendiği konuyu somutlaştırma gereği duyar. İşte tam da bu sırada ders kitabındaki görselliğin devreye girmesi gerekir. İlköğretim 1. sınıfta daha okuma öğrenmemiş öğrencilerin eline hikâye kitabı verildiği zaman, o çocuk okuma bilmediği halde; o kitaptaki görsel unsurlardan yola çıkarak konuyu tahmin etmeye çalışarak yorumlar. Çoğu zamanda konuyu doğru yorumlar. Diğer bir unsur ise ders kitabındaki verilerin öğrencileri sıkmayacak ve yormayacak bir içeriğe sahip olması gerekir. Özellikle 5. sınıf sosyal bilgiler ders kitaplarında yer alan en önemli unsurlardan biri de konular sıkıcı olmaması ve uzun uzadıya olmaması gerekir. Çünkü konular uzadıkça öğrencilerin dikkati dağılmaktadır.

Öğrenciler, günlük hayatta kullandıkları dille yazılmış kitaplardan daha çok hoşlanır. Çünkü öğrenci, kitapta kendisinden bir şey olduğunu hisseder. Kitapta kullanılan dil öğrenciyi kitaba ya bağlar ya da öğrencileri kitaptan uzaklaştırır. Öğrencinin çevresinde kullanmadığı, anlamadığı bir dil kullanılırsa öğrenci o kitaptan çok çabuk sıkılır ve o kitaptan uzaklaşmak ister. Ders kitapları, üniteye başlamadan önce öğrencinin dikkatini çekebilme özelliğine sahip olmalıdır. Öğrenci kitabı eline aldığı ilk andan itibaren kitabın öğrenci açısından bir çekiciliği olmalıdır. Yapılan bir araştırmaya göre; berber salonuna bir renkli bir de herhangi bir çekiciliği olmayan iki kitap yan yana konulur. Berber salonuna gelen müşterilerin % 96‟ sı ilk olarak renkli kitabı eline alıp incelemiştir.

Ders kitapları, ünite sürecinde öğrenci isteklerini canlı tutabilme özelliğine sahip olmalıdır. Çünkü öğrenci dikkatleri belli bir süre sonra dağılmaya başlar. Özellikle 5. sınıf öğrencisinin dikkati ilk beş dakikadan sonra dağılmaya başlar. Burada devreye ders kitabı ve öğretmen girmelidir. Öğrencilere yaşantılar sunabilen ve yaşantıları pekiştiren bir ders kitabının öğrenci açısından öğrenilme oranı daha yüksektir. Ünite sonlarına gelindiği zaman ise ders kitabının ölçme ve değerlendirme özelliği devreye girmektedir. Ünite sonralarında kullanılan ölçme değerlendirme

yönünden farklı öğrenme alanlarını ölçebilecek sorular sorulmalıdır. Özellikle beşinci sınıf öğrencisi eğlenerek öğrenmeyi daha çok sevmektedir. Bu yüzden eğlenceli ölçme ve değerlendirme soruları sorulmalıdır. Ölçme ve değerlendirme işlemi yapıldıktan sonra kazanılan davranışlar pekiştirilmelidir. Kazanılamayan veya eksik kalan öğrenmeler için tekrar yapılarak bu davranışlar kazandırılmalıdır. Bu tekrar sırasında ise en önemli görev ders kitaplarına düşmektedir. Çünkü ünitenin baştan tekrar edilme olanağı mümkün değildir. Ders kitaplarında, ünite sonlarında kullanılacak olan ünite özeti bu görevi yerine getirecektir. Ders kitapları ünite sonlarında kontrolü sağlamak ve öğrenilenlerin pekiştirilmesini sağlamak amacıyla öğrencinin araştırma yapmasına ve öğrenenin kendi kendine belli sonuçlara ulaşması olanağı verir (Kaptan, 1999).

2.4.1. Ders Kitabının Biçimsel Özellikleri

Ders kitapları, bir tüketim ürünüdür. İnsanlar kitapları; okumak, eğlenmek, boş zamanlarını geçirmek gibi farklı amaçlarla okurlar. Ders kitapları da aslında bunlardan pek farklı değildir. Çünkü ders kitaplarının da amacı eğlenerek öğrenmeyi amaçlamaktadır. Sıkıcı bir şekilde öğrenmeyi amaçlayan bir ders kitabının öğrenmeyi ne kadar gerçekleştireceği şüphelidir. Çünkü öğrencilere eğlenerek öğrenme daha cazip gelmektedir. Eğlenerek öğrenmeyi gerçekleştirmenin en önemli unsurlardan birisi de ders kitaplarının biçimsel yönden öğrenciye hitap edebilmesidir. Günümüzde kitapların dışsal görünüşü; ilk izlenim etkisi için oldukça önemli bir yer tutar. Bir ürünü alacak olan bir kişi için ürünün dış görünüşü oldukça önemlidir. Alıcı konumundaki kişi ilk olarak ürünün dış görünüşünden etkilenir. Aslında ders kitapları içinde durum bundan farklı değildir. Çünkü ders kitaplarının dış görünüşü öğrenciler için büyük önem teşkil eder. „‟Yapılan araştırmalara göre ülkemizde kitap okuma alışkanlığı yetersiz bir düzeydedir. Hal böyleyken ders kitaplarının dış görünüşünün dikkat çekici olup öğrenciyi kendisine çekmesi gerekecektir. Kitabın dış görünüşünden etkilenen öğrenci kitaba karşı olumlu tutumlar geliştirecektir (Kurulgan,2006, 231).‟‟

Beşinci sınıf sosyal bilgiler ders kitabının biçimsel özelliklerinin hazırlanması çok önemlidir. Çünkü bu dönemdeki öğrenciler, somut işlemler döneminde olduğu için ders kitabının dikkat çekici ve etkileyici olması gerekir. Bunu sağlamanın yolu

da yazı puntosunun gözü yormaması, sayfa düzeninin çok yoğun olmaması gerekir. Ayrıca görsellerin kaliteli olması, renklerin canlı olması, karikatürlerin etkileyici olması, fotoğraf çözünürlüklerinin kaliteli olması gerekir. Bu koşullar sağlandığı takdirde ders kitaplarının biçimsel özellikleri öğrenci tarafından etkileyici olacaktır. 2.4.2. Ders Kitabının Ġçerik Bölümünün Özellikleri

Günlük hayatta hangi alanda olursa olsun yapılan bir işin içerik kısmının sağlam temeller üzerine oturtulması gerekir. Ders kitaplarında da durum böyledir. Ders kitapları, bir amaca hizmet etmeli ve öğretim programları ön plana çıkarmalıdır. Ders kitaplarının bir amacı vardır. Amacı, öğretim programını öğrenciye en iyi şekilde kazandırmaktır. İçeriği yetersiz olan bir ders kitabının öğrenciye faydalı olamayacağı aşikârdır. Bunun için ders kitaplarının öğrencilere hitap etmesi ve öğrencinin hayatında yer bulması gerekir. Eğitimde hayatilik ilkesi ders kitaplarında maksimum düzeyde yer edinmelidir. Ders kitapları, hayatilik ilkesi temeli üzerine oturtulmalıdır. Ders kitapları, öğrencilere kazandırılmak istenen verileri aktarmada bir araçtır. Amaca ulaşmak için aracın sorunsuz olması ve amaca hizmet etmesi gerekir. Bu açıdan bakıldığı zaman öğretim programının en önemli amacı ders kitapları olduğuna göre ders kitaplarının içerik bölümünün en iyi şekilde hazırlanması gerekir (Özkan, 2001).

Milli Eğitim Bakanlığı, Araştırma ve Geliştirme Daire Başkanlığı (AR-GE), ders kitaplarının hazırlanması evresinde şu ana ilkelerin göz önünü alınması gerektiğini söylemiştir: Yakından uzağa, somuttan soyuta, kolaydan zora, basitten karmaşığa, bütünden parçaya ve genellemelere doğru giden bir yol izlenmesi gerektiğini belirtmiştir (Kayabaşı, 2004). Bir ders kitabının içerik bölümünde göz önüne alınacak en önemli unsurlardan biri; yakından uzağa ilkesidir. Çünkü ders kitabı, öncelikle öğrencilerin yakın çevresindeki durumları öğrencilere bildirmelidir. Konular ile ilgili örnekler verildiği zaman öğrencilerin yakın çevresinde veriler göz önünde tutulmalıdır. Yine aynı şekilde ders kitapları, öncelikle somuttan soyuta ilkesini göz önünde bulundurmalıdır. Öncelikle somut verilerden yola çıkılarak soyuta ulaşılmalıdır. Özellikle İlköğretim beşinci sınıf sosyal bilgiler ders kitapları da buna muhakkak riayet etmelidir. Çünkü bu dönemde bulunan öğrenciler 10-11 yaş aralığında oldukları için soyut verileri anlayamazlar. Konuların mümkün olduğunca

somutlaştırılması gerekir. Piaget‟ e göre 7-11 yaş aralığı somut işlemler dönemidir. Bu dönemdeki çocuklar gördüklerini, dokunduklarını, elle tuttukları verileri anlayabilirler. Bu yaş aralığındaki çocuklar, herhangi bir yaşantı yaşamadığı bir nesneyi, görmediklerini, dokunmadıklarını anlayamazlar. Bu durum göz önüne alındığı zaman ders kitaplarının önce somut verileri aktarmalı daha sonra ise yavaş yavaş soyut verileri aktarmalıdır.

Milli Eğitim Bakanlığı, 2014-2015 eğitim öğretim yılında sınıf ortamında ana kaynak olarak ders kitabının okutulması gerektiği konusunda yönetmelik yayınlamıştır. Bu yönetmeliğe göre ders kitapları, öğretmen ve öğrencilerin ana kaynağıdır. Ana kaynak ders kitabı olduğu için ders kitaplarının içerik bölümünün yeterli olacak şekilde hazırlanması gerekmektedir. Sosyal bilgiler dersi konuları çoğu zaman soyut kalmakta ve öğrenciler bu konuları anlamakta güçlük çekmektedir. Konular soyut kaldığı için öğrenciler konuları anlamak yerine ezber metoduna başvurmaktadır. Ezber veriler devreye girdiği zaman öğrencilerin uzun soluklu başarı göstermesi mümkün olamamaktadır. Çünkü ezberleme sadece geçici sürelidir ve daha sonra unutulmaktadır. Yapılan araştırmalara göre öğrencilerin sosyal bilgiler dersinde başarısız olma sebepleri: „‟İçeriğin çok yoğun olması, ders kitabının ezberlemeye yönlendirmesi ve konular arasında bağlantı kopukluğunun olması‟‟ şeklinde bir sonuç ortaya çıkmıştır. Bu açıdan bakıldığı zaman özellikle sosyal bilgiler dersindeki tarih üniteleri bölümünde bağlantı kurulması ve olayların ilişkilendirilmesi gerekmektedir. Çünkü bağlantı kurulmadığı zaman öğrenci ezber metoduna başvuracaktır. Bu durumun ortaya çıkmaması için sosyal bilgiler ders kitapları arasında bağlantı kurulması gerekir. Sosyal bilgiler ders kitaplarının, içerik bölümünün tutarlı verilerden oluşması gerekir. Verilen konular arasında bir çelişkinin olmamasına dikkat edilerek veriler öğrencilere sunulmalıdır. Konular arasında mantıklı bir ilişki olmalıdır.

2.4.3. Ders Kitabının Dil ve Anlatım Özellikleri

Ders kitaplarının dil ve anlatım konusunda dikkat etmesi gereken en önemli husus; kullanılan dilin öğrenci seviyesine uygunluğudur. Ders kitaplarında öğrenci seviyesinin üzerinde bir dil kullanılmamalıdır. Çünkü öğrenci uslübunu anlamadığı bir kitapla ilgilenmez. Bir ders kitabı öğrenciye hitap ettiği kadar niteliklidir (Altun

ve diğ, 2004). Dilin; sade, yalın, anlaşılır olması gerekir. Özellikle kullanılan cümlelerin düşük olmamasına dikkat edilmelidir. Ders kitabının nitelikli olmasının en önemli unsurlarından biri de üsluptur. Üslubun; sade, yalın ve anlaşılır olması gerekir. Özellikle üst düzey soyut kavramlar ilerleyen sınıflarda verilmelidir. Sosyal bilgiler dersi, kavramların ön planda olduğu bir derstir. Kavramlar ön planda olduğu için öğrencilerin bu kavramları anlaması ve bu kavramlarla bir çıkarıma ulaşması gerekir. Çünkü kavramları anlamak dersin ön koşuludur. Öğrenci bu kavramları tanıdıktan sonra bu kavramlarla bir analiz yapmalı, kavramları yorumlamalı; bilgisini bu kavramlar ile ifade edip, davranış haline getirmelidir.

2.4.4. Ders Kitabının Ölçme-Değerlendirme Özellikleri

Öğrenme sürecinde konunun anlaşıp anlaşılmadığını, anlaşıldıysa ne ölçüde anlaşıldığını ortaya çıkarmak amacıyla ölçme ve değerlendirme yapılır. Ölçme ve değerlendirme hem süreçte hem de sonuçta yapılmalıdır. Süreç değerlendirmesinde görülen eksikliler ve aksaklıklar giderilerek yola devam edilir. Değerlendirme yapılırken titiz bir çalışma yürütülerek öğrenme test edilmelidir. Ders kitapları ölçme ve değerlendirme yaparken farklı türdeki test teknikleri ile ölçme ve değerlendirme yapılmalıdır. Özellikle ünite değerlendirmelerinde farklı tür test teknikleriyle öğrencinin dikkati çekilmelidir. Değerlendirme eğlenceli bir hale getirilmelidir. Duyuşsal öğrenmeleri değerlendirmek amacıyla; „‟Siz olsaydınız ne yapardınız?‟‟ tarzında sorular geliştirilebilir. Çünkü öğrenme sade bilişsel olarak düşünülmemeli duyuşsal öğrenmeler de sürece dâhil edilmelidir. Duyuşsal öğrenme, kişinin duygusal durumunu ön plana çıkararak bireyin duygusal olarak gelişimi sağlar. Ders kitabında yer verilen ödev konularının ve araştırmaların öğrencilerin yapabileceği türde olmalıdır. Öğrencilere verilen ödevlerin mümkün olduğunca ders kitaplarından faydalanılacak şekilde olmasına dikkat edilmelidir (Argüden, 2003).

Ders kitapları; bilgi, kavrama, uygulama, analiz, sentez ve değerlendirme süreçlerini yoklayacak şekilde sorular içermelidir. Bilgi ve kavrama basamakları ön plana çıkarılıp; uygulama, analiz, sentez ve değerlendirme basamakları göz ardı edilmemelidir. Ders kitapları farklı zihinsel süreçleri harekete geçirebilmelidir (Yanpar, 1999). Ders kitapları, ölçme ve değerlendirme sürecinde kritik kazanımları ön plana çıkarmalıdır. Kritik kazanımlar ile öğrenmenin ne kadar sağlandığı ortaya

çıkarılmalıdır. Öğrenme sürecinde herhangi bir problemin olup olmadığı ölçme ve değerlendirme sayesinde tespit edilebilir. Sadece ürün odaklı değerlendirmeden vazgeçip süreç içerisinde davranışlar gözlenmelidir.

2.5. Alan Ġle Ġlgili Daha Önce YapılmıĢ Olan ÇalıĢmalar

Bu bölümde sosyal bilgiler dersi ile İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük ders kitaplarıyla ilgili yapılan çalışmalar konu edilmiştir. Literatür tarandığında 2012 yılından sonra bu alanda yapılmış herhangi bir çalışmaya rastlanılmamıştır. 2012 yılında 4+4+4 ile birlikte 5. sınıflar ortaokul kademesine alındığı ve 5. sınıf ders kitapları yenilendiği için böyle bir çalışma yapma ihtiyacı doğmuştur. Literatür tarandığında ders kitaplarıyla ilgili araştırmalar mevcuttur.

Taş (2007), tarafından yapılan bir çalışmada 5. sınıf sosyal bilgiler ders ve çalışma kitabını teknik tasarım ve düzenleme, içerik ve dil anlatım yönünden incelenmiştir. Öğretmenlere yapılan anketler neticesinde, öğretmenlerin genel olarak teknik tasarım ve düzenleme ile dil anlatımını olumlu değerlendirmişlerdir. İçerik kısmında ise içeriğin kısmen yetersiz olduğunu değerlendirmişlerdir.

Yiğittir ve Öcal (2007), İlköğretim 4. ve 5. sınıf sosyal bilgiler ders kitaplarını öğretmen görüşleri doğrultusunda incelemişlerdir. Bu araştırmada, öğretmenlerin büyük bir çoğunluğu 2005 yılında öğretim programında ve ders kitabında yapılan değişiklikten memnun olduklarını dile getirmişlerdir. Kılavuz kitabı öğrenci çalışma kitabı ve ders kitabı şeklinde dersi üç kitapla işlemenin verimli olduğunu dile getirmişlerdir. İçerik bölümünün öğrenci seviyesine göre düzenlendiği sonucu ortaya çıkmıştır. Ayrıca ders ve çalışma kitabındaki etkinliklerin öğrenci tarafından rahat anlaşıldığı ve öğrencilerin bu etkinlikleri zorlanmadan yapabildikleri sonucu ortaya çıkmıştır.

Arı, Öcal ve Polat (2012), sosyal bilgiler ve İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük Dersi, ders kitaplarında kullanılan karakterlerin öğrenciler tarafından model alma durumları incelenmiştir. Sosyal bilgiler ve İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük ders kitaplarında kullanılan karakterler incelenmiştir. Ortaya çıkan sonuç ise şaşırtıcı olmuştur. Çünkü ders kitaplarında sıklıkla kullanılan karakterlerin öğrenciler tarafından model alınmadığı, aksine bir kez kullanılan karakterlerin ise öğrenciler

tarafından model alındığı sonucu ortaya çıkmıştır. Bu çalışma akıllara şu soruyu getirmiştir: „‟Acaba öğrencilerin kendilerine belirledikleri model okul dışından mıdır?‟‟

Demirezen ve Akhan (2011), İlköğretim 8. sınıf İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük Ders Kitabı‟nı görsel açıdan incelemişlerdir. Bu araştırmada görsel öğelerin öğrenme süresindeki kalıcılığa olan etkisi ve hatırlanma düzeyi incelenmiştir. Görsel öğeler olan; harita, diyagram, karikatür, grafik gibi unsurların öğrenmedeki kalıcılığa etkisi araştırılmıştır. Öğrencilerden oluşan iki grup oluşturulmuştur. Çalışma grubunda öğrencilerin dersleri görsel materyaller ile ders desteklenmiştir. Araştırma sonucunda görsel öğelerin öğrenmedeki kalıcılığı sağladığı ve öğrenmelerin daha etkili olmasını sağladığı sonucu ortaya çıkmıştır.

Baki (2012), 6 ve 7. sınıf sosyal bilgiler dersi öğrenci çalışma kitaplarını öğrenci ve öğretmen görüşleri doğrultusunda değerlendirmiştir. Öğrenci çalışma kitaplarında görülen eksiklikleri tespit etmek ve çalışma kitaplarını öğrenci ve öğrenmen görüşleri doğrultusunda daha işlevsel hale getirmek amaçlanmıştır. Yapılan araştırma sonucunda 6. sınıf öğrencilerinin yarıya yakını çalışma kitabından memnun olmadıkları ve çalışma kitabındaki etkinlikleri yapmakta güçlük yaşadıkları sorunu ortaya çıkmıştır. 7. sınıf öğrencileri ise öğrenci çalışma kitabındaki etkinliklerin işlevsel olduğunu belirtmiş ve genel olarak çalışma kitabının yeterli olduğu sonucu ortaya çıkmıştır. Öğretmenler ise çalışma kitaplarını kazanımlara ulaşma noktasında etkili olduğunu belirtmiş fakat hali hazırda kullanılan çalışma

Benzer Belgeler