• Sonuç bulunamadı

Historical Atlas)

Assyria, Dio Cassius tarafından Atyria olarak telaffuz edilir. Strabo, Assyria’nın Persia ve Susiana’ya birleşik olduğunu, bu ismin Babilonia ve çevresindeki geniş bölgeye verildiğini yazar ve ekler: “Bu bölge Ninova’nın içinde bulunduğu Aturia’yı, Fırat Zeugma’sına uzanan Nusaybin’i de kapsar”35. Bölgenin Nusaybin haricindeki diğer şehirleri Tarbisa, Erbil, Harran, Tel-Apni, Razappa, Amida ve Habur’un doğu kolunda Sirki (Circessium, Kırkisya)’dır36. Susiane (Kissia), tabiri ise, Aşağı Dicle’nin doğusuna uzanan bereketli büyük düzlüğün bir bölümü ve Pers körfezinin kıyıları boyunca güneye uzanan bölgeye verilen isimdir. Semitik halk tarafından Elam olarak adlandırılır. Persliler tarafından Huzha olarak bilinir37.

Mygdonia tabirine gelince: Yukarıda bahsettiğimiz gibi, Mezopotamya’nın kuzey kısmı Masius Dağı’nın etekleri ile Nusaybin ve el-Cezire’yi kapsayan kısmı

34

Mitchell, Ancient Geography, s. 38-39; Kiepert, Ancient Geography, s. 91.

35 Strabo, Geography, III, s. 142.

36 Rawlinson, Seven Monarchies, I, s. 131; Oussani, “Assyria”, Cath. Encyc., II, s. 7-8. 37 Kiepert, Ancient Geography s. 87.

10

Greklerin Mygdonia olarak tabir ettikleri bölgeyi ihtiva ediyordu. Burası batı ve güneye doğru uzanarak Edessa, Harran, Nicephorum, Kırkisya’yı içine alarak Osrhoene’ye uzanır. Strabo’nun verdiği bilgiye göre, Mygdonyalılar Fırat’a yakın kısımda yerleşerek Nusaybin’e sahip olmuşlar ve bu kent böylece Antiochia Mygdonia (Makedoya Antakya’sı) ismini almıştı38. Roma dönemi, tarihçilerinden olan Plutarch da Lucullus’un Nusaybin’e karşı çıktığı seferiyle ilgili bahsinde barbarlar tarafından Nisibin olarak adlandırılan bu kente Greklerin bu ismi verdiklerini teyit ediyor39.

Zeugma ise, Strabo’nun söylemlerinde Fırat üzerinde bir bölge olarak geçer40. D’Anville’de yer alan bilgiye göre, Osrhoene’nin girişinde bulunan ve Apamea olarak adlandırılan yerin karşı kıyısını kapsar. Şu anda Halep ile Urfa arasındadır ve el-Bir (Birecik) adlı yer buradadır41. Kaynaklarda Fırat Zeugma’sı olarak belirtilen bu coğrafi saha bugünkü Rumkale’nin eteklerinde bir köprü ya da geçittir42

.

Görüldüğü gibi ilkçağlardan bu yana adı Mezopotamya ile birlikte anılan yukarıda adı geçen coğrafi kavramlar, esasen birbirinden farklı sınırları ihtiva eden bölgelerdi. Öyle ki, bu kavramlardan aynı isimdekiler dahi tarih içerisinde egemen devletin keyfiyetine göre siyasi sınırları değişiklik gösterebiliyordu. Bununla birlikte araştırma konumuzun merkezinde yer alan Nusaybin ve çevresi tarihi süreç

38 Bleterie, “Emperor Jovian”, Sel. Wor., II, s. 299; Eliseaus, The History of Vartan and of the Battle

of the Armenians Containing of Account of Religous Wars Between Persians and Armenians, (İng.

çev. C. F. Neumann), London, 1830, (Notlar kısmı), s. 75; Butler, The Lives of the Fathers, VII, s. 109, not. 1; Kiepert, Ancient Geography, s. 95; Fraser, Mesopotamia and Assyria, s. 21; J. Fletcher, Notes

From Nineveh and Travels in Mesopotamia, Assyria and Syria, Philedelphia, 1850, s. 93; Macbean,

“Nisibis”, A Dictionary of Ancient Geography. Tarihi kaynaklara göre, Antik dönemde birkaç Asya şehri Antiochia olarak adlandırılmıştı. Bizanslı Stephan, onların sekizinden haberdardı ki bunların ikisi Mygdonia’daki Edessa ve Nisibis’tir. (Schiltberger, Bondage and Travels, s. 160, not 11.) Burada Nusaybin şehri için kullanılan Antioch (Antakya) tabiri kentin tatlı otlakları ve mevkisi itibariyle Daphne Antakya’sına benzemesinden dolayı verilmiş bir isimdi. (Bkz. Plutarch, Lives, IV, s. 244, not 1.) Erken dönem tarihi kaynaklarda Makedonya Antakya’sı olarak tabir edilen bölge, İslam fetihlerinden sonra Rabia olarak adlandırılacaktır. Bkz. D’Anville, Ancient Geography, s. 434.

39 Plutarch, Lives, IV, s. 244. 40

Strabo, Geography, II, s. 274, III, s. 142.

41 D’Anville, Ancient Geography, s. 426.

42 Strabo, Geography, III, s. 142, not 4. Ayrıca bkz. Alexander Macbean, “Zeugma”, A Dictionary of

11

içerisinde bu coğrafi sahaların birçoğunda yerini almış, hatta bazılarının idare merkezi olmuştur.

b) Nusaybin Kentinin Kuruluşu ve İsminin Anlamları

Nusaybin’in kuruluşu belgelerin ötesinde bir antik zamana dayanır. Kentin kuruluşuyla ilgili istifade ettiğimiz Grek, Süryani ve Arap kaynaklarda genellikle aynı bilgi tekrarlanır. Buna göre, Nusaybin, Nemrut’un kurduğu üç şehirden biri olup Akhar adını almıştı43

. Aziz Jerome, “O, Arach ismiyle Edessa’yı, Achad ismiyle Nisibis’i kurdu” der. Aziz Efraim ondan önce aynı tanımlamayı yapmıştır44. Bu isim Agapius’un Kitabu’l Unvan’ında

اجا (Adja) olarak kaydediliyor

45

.

Kentin ismi, Sami kökenli olup Philion Byblios ile beraber Νάσιβις = στήλαι (Nasib)’ye bağlamak gerekir. Sikkeler üzerinde mevki adı olarak umumiyetle ΝЕΣІΒІ

şeklinde görülür. Bazı Süryani kaynaklarda, Nusaybin’e atfen Tevrat’taki Sobha adı kullanılıyor46. Mar Efraim ve diğer Aram bilginler Nusaybin’in eski Ahit’in tekvin bölümünde Akad olarak geçtiğini öne sürmüşlerdir47. Ebu’l Ferec de benzer şekilde kronoğrafyasında Nusaybin’in Nemrut tarafından kurulduğunda, ismini Akhar (Çiftçiler) şeklinde anıyor48

. Kentin ismi Asuri kitabelerinde Na-sib-na, Na-si-bi-na ya da Na-sib-i-na şeklinde geçer49.

Tarih öncesi dönemlerde şehrin adı ilk olarak MÖ I. bin yıla ait Asur kaynaklarında II. Adrinirari zamanında Naşibina olarak zikrediliyor. Kentin adı,

43 Agapius, “Kitab Al-Unvan”, Patr. Or., V. s. 631; Ebu’l Farac, Abu’l-Farac Tarihi, I, s. 75; amlf,

Tarih-i Muhtasaru’d Düvel, (Basım yeri ve tarihi yok), s. 12; Eliseaus, The History of Vartan, s. 75

(Notlar kısmı); Buckingham, Travels, s. 243; Bleterie, “Emperor Jovian”, Sel. Wor., II, s. 299; Butler,

The Lives of the Fathers, VII, s. 109, not. 1; Fraser, Mesopotamia and Assyria, s. 199;

“Mesopotamia”, Encyc. Metr., s. 119; Macbean, “Nisibis” A Dictionary of Ancient Geography; W. S. W. Vaux, “Nisibis”, DGRG, (ed. W. Smith) c. II, Boston, 1854, s. 440. Diğer iki şehir, Arach (Erech) adıyla Urfa ve Kalya (Calach) adıyla Medayin idi.

44 Butler, The Lives of the Fathers, VII, s. 109, dipnot 1. 45

Agapius, “Kitab Al-Unvan”, Pat. Or., V, s. 631.

46 Rabban Bar-Idta, History, II, s. 170; Schmitz, Ancient Geography, s. 326; Buckingham, Travels, s.

242-243; Honigmann-Bosworth, “Nisibis”, Encyc. Isl2., VII, s. 983; Honigmann, “Nasibin”, İA, IX,

Eskişehir, 1997, s. 99-100; Ergün Laflı, “Helenistik, Roma İmparatorluk ve Geç Roma-Erken Bizans Nusaybin ve Çevresi Arkeolojisi: Şavi Höyük VI. Roma ve Geç Roma Erken Bizans Çağları Pişmiş Toprak Buluntuları”, Makalelerle Mardin I, Tarih-Coğrafya, (Haz. İ. Özcoşar), İstanbul, 2007, s. 52- 53; Metin Tuncel, “Nusaybin, DİA, c. XXXIII, İstanbul, 2007, s. 269.

47 Adday Şer, Nusaybin Akademisi, s. 32. 48

Krş. Ebu’l Ferec, Abu’l Farac Tarihi, I, s. 75; amlf., Muhtasar, s. 12.

49 Thomas Marga, The Historia Monastica of Bishop of Marga AD. 840, (Ed. E. A. Wallis Budge),

(İng. çev. P. Keagan) c. II, London, 1983, s. 651, not 2; Honigmann-Bosworth, “Nisibis”, Encyc. Isl2.,

12

Cellarius’ta Nisibin ve Nesibis; bölgeyle ilgili ilk Roma kaynaklarından sayılan Plutarch’ta Nisibin; Stefanus’ta da Nasibis biçiminde anılmaktadır50. Bazı yerlerde bu ismin, Nitibi(n), Nitibeni, Nizzibi gibi değişik şekillerine de rastlanır51

. Procopius kentin ismini Nισίβίν şeklinde kaydeder52.

Arap tarihçi ve coğrafyacılarının çoğunun eserinde şehrin ismi

نيبيصن şeklinde

geçiyor53. Bu Arapça yazılış bakımından kelimeyi “Nasibin”, “Nesibin” ya da “Nisibin” şeklinde telaffuz edebileceğimiz gibi, bugünkü kullanılışına uygun olarak “Nusaybin” şeklinde de okuyabiliyoruz. Ermeni kaynaklarda ise, şehrin adı umumiyetle Mebin olarak geçer. Müverrih Vartan’ın eserinde bu isim Midspin şeklinde görülür54. Urfalı Mateos’ta ise Mebin, Nsepi veya Nsepin şeklinde geçmektedir. Yunan coğrafyacılar ise şehre Socoras ya da Mygdonius adını verirler55. Süryani ve Arap yazarlara göre paraların üzerinde kentin ismi Nesibin; Ermeni yazarlara göre ise Medzbin olarak adlandırılır56

. Yahudi seyyahlardan olup 1173 yılında kenti ziyaret etmiş olan R. Benjamin Tudela, kentin ismini Netsibin şeklinde kaydetmiştir57. D’anville, Arap coğrafyacı Ebu’l Feda’ya benzer bir şekilde Nisibeen ya da Nesbin olarak telaffuz eder58. XVII. asır ortalarında kenti ziyaret etmiş olan J. B. Tavernier, şehrin adının eskiden Nizibis, şimdi ise (XVII. asırda) Nesben şeklinde olduğunu açıkça kaydediyor59.

Kent isminin anlamlarına gelince: Bu konuda her tarihi şehir için olduğu gibi kentimiz için de değişik bilgilere kaynaklarda tesadüf ediyoruz. Tarihin ilk çağlarından bu yana paylaşılamayan bir arazide kurulmuş askeri bir karargâh şehri olarak boy göstermesi kentin adının kökenini askeri terimlere bağlayan yorumlara da yol açmıştır. Bu bağlamda kentin isminin İbranice ya da Keldanice olduğu ve Ordu Karakolu anlamlarına geldiğini belirten kaynaklar vardır. D’anville, Nisbin şeklinde kaydettiği bu ismin çoğul haliyle Ordu Karakolları anlamını ifade ettiğini belirtir. Süryanicede isim

50 Plutarch, Lives, IV, s. 244; Aydın vd., Mardin, s. 41, 48, not 155; Honigmann, “Nasibin”, İA, IX, s.

100; Çevik, “İslam Coğrafyacılarına Göre Nusaybin”, Makalelerle Mardin I, s. 141.

51 Honigmann, “Nasibin”, İA, IX, s. 99; Tuncel, “Nusaybin, DİA, XXXIII, s. 269. 52

Procopius, Wars, I, s. 100, 102, 152 ve birçok yerde.

53 Bkz. İstahri, Kitabu’l Mesalik, s. 52; Yakut, Mu’cemu’l Buldan, s. 288.

54 Eliseaus, The History of Vartan, s. 3-4. Çamçiyan’a göre, kent savunulamayan bir arazi üzerinde

olduğu için ona bu isim verilmiştir. Bkz. Aynı eser, notlar kısmı s. 75.

55

Strange, Eastern Caliphate, s. 94.

56 “Mesopotamia”, Encyc. Metr., s. 119.

57 Buckingham, Travels, s. 248. Eserin İngilizce tercümesinde bu isim Nisibin olarak kayıtlıdır. Bu

farklılık muhtemelen tercümanın tercihinden kaynaklanıyor. Krş. Tudelalı Benjamin, The Itinerary, I, s. 90 ve c. II, (London, 1841) s. 129, not 245.

58 D’Anville, Ancient Geography, s. 434; Buckingham, Travels, s. 243.

59 J. B. Tavernier, XVII. Asır Ortalarında Türkiye Üzerinden İran’a Seyahat, (çev. E. Gültekin),

13

çoğulda “Kolonların Yeri” anlamına gelir. Fakat İbranice, Keldanice ve Arapçada tekil olarak “Ordu Karakolu” anlamına gelir60. Aslen Nisibin şeklinde olan ve Grek yazarlar tarafından Nisibis şeklinde bozulmuş olan kent isminin Keldanice’deki askeri istasyonlar ve garnizonlar anlamına geldiği tahmin edilir61

.

Kelimenin Süryanice’de dikmek fiiliyle doğrudan alakalı olduğu görülüyor. Buna göre, Arapça’da Nusb, (çoğulu ensab) Süryanice’de Nisibis ismine tekabül eder ve kurmak fiilinden türeyip “dikilitaş, sütun (Masebbah)” anlamını karşılar62. Tanrısal eserlerde, Nusaybin ismi, Tsoba veya Tsobo olarak geçmiştir. Süryanilerde Nusaybin’in özel adı Nsibin veya Şubo’dur. Bu ad Nsab(w) sözcüğünden türemiş olup ekti, dikti anlamlarına gelir. Sinodlar kitabında kayıtlı tarihi bir belgeye göre, Nusaybin içinde bahçeler ve firdevsler bulunduğundan dolayı bu adla çağrılmaktadır63

.

Bunun yanında kentin, özellikle tarihin ilk dönemlerinden bu yana doğu-batı ticaretinin önemli bir noktasında oluşu, Nusaybin isminin kökenine ticari manalar yükleyen yorumların da ortaya atılmasına da sebep olmuştur. Bazı kaynaklara göre kelimenin Süryaniler tarafından kullanılan biçimi olan “Sobha”, Buluşma Yeri anlamına gelmekteydi64. Diğer bazı kaynaklar kelimenin kökeninin Süryanice olduğunu varsaymakla beraber anlamının yukarıdakilerden farklı olduğunu belirtirler. Buna göre Nusaybin sözcüğü, geçmiş zamanlı Nsap fiilinden türemiş olup değişik anlamlara gelmektedir. Bu fiil, edilgen geçişli fiile dönüştürüldüğü zaman Nsip kelimesi ortaya çıkar ki, çoğulu Nsibin’dir. Bu şekildeki çoğul anlamıyla kelime, yukarıda bahsedildiği gibi ekili her türlü ürünler, ağaçlar veya inşa edilmiş kiliseler anlamını vermektedir65.

Nusaybin ya da antik dönemdeki ismiyle Nisibis kelimesinin telaffuzuyla ilgili kaynaklarda rastladığımız sınırlı bilgiyi aktarmak istiyoruz. Süryanice ve Grekçe’den türemiş gözüken bu isimde alışılagelmiş telaffuzun tersine ortadaki “i” uzundur. Abercius’un kitabesinde kelime altılı ölçünün (hexumeter) sonunu biçimlendirir. Burkitt halihazırdaki kısa “i” ile telaffuz edilen yazımın belki Ermenice Metsbin isminden geldiğine işaret eder66

.

60

D’Anville, Ancient Geography, s. 434; Buckingham, Travels, s. 248; Fraser, Mesopotamia and

Assyria, s. 199.

61 Fletcher, Notes From Nineveh, s. 92-93.

62 D. M. Kay, “Masebhah”, Encyc. Rel., vol. VIII, New York, 1916, s. 487. 63 Adday Şer, Nusaybin Akademisi, s. 32.

64

Judah B. Segal, Edessa (Urfa), (çev. A. Arslan), İstanbul, 2002, s. 40.

65 Adday Şer, Nusaybin Akademisi, s. 32; Gabriel Akyüz, Nusaybin’deki Mar Yakub Kilisesi ve

Nusaybin Okulu, Mardin, 1998, s. 9.

14

Bazı kaynaklarda tarihi süreç içerisinde kente kendi isminin yanında mecazi isim ve unvanlar verildiğini de görüyoruz. Bu bağlamda MÖ. 852-715 arasındaki devirde Nusaybin, valisinin unvan verdiği bir merkez olduğu bilinmektedir67

. Selevkoslar döneminde ise şehir, Antioch Mygdonia adıyla yeniden kurulmuştur68

. Tarihte ilk kez Nusaybin’den Antiocheia adı altında Antiochius’un Romalılarla Partlılar arasındaki son savaşlarda Molon satraplığına yürüyüşü vesilesiyle bahsedilir69. Şehrin bu müstear ismi tarihi kaynakların çoğu tarafından teyit edilir. Erken dönem Roma tarihçilerinden Flavius Josephus, Part kralı III. Artabanus dönemine ait olayları anlattığı bir bahsinde Nusaybin şehrinin eskiden Makedonyalılar tarafından Antioch of Mygdonia adıyla kurulduğundan bahseder70. Bu ismi, antik dönem coğrafyacılarından Strabo kullandığı gibi71, IV. asır kilise tarihçisi Theodoret72, VII. yüzyıl başlarında kentte yaşamış olan keşiş Bar-Idta73

, XII. ve XIII. yüzyılın kilise tarihçileri Süryani Mihail ve Ebu’l Ferec74, hatta uzun süre sonra XV. yüzyılda kenti gezen seyyah J. Shiltberger’in de kullanması Antioch Mygdonia isminin Nusaybin için alternatif bir isim olarak uzun süre yaşadığını gösteriyor75

.

Polybius, kente Makedonya Antakya’sıisminin verilmesinin nedeni olarak Selevkos kralı IV. Antiochus’un burada bir Antiochian Kolonisi kurmasını gösterir. Yazar, MÖ. 223 yılında Makedonyalı General Molon’un Selevkoslara karşı isyanını anlattığı bahsinde Selevkos kralı olan IV. Antiochus’un, ordusunun Fırat’ı geçtikten sonra dinlenmesi için durmasına müsaade ettiğini, bilahare onun kışı geçirmek için bu bölgeye ilerlediğini anlatır ve bu yüzden yeni şehrin kurucusu olarak Nusaybin vadisinde Mygdonia ismi IV. Antiochus şerefine verilmiş ve adı geçen kral Nusaybin paraları üzerine kendi resmini bastırmıştı. Bu tarihten itibaren Antiochus’un kralın bu

67

Honigmann, “Nasibin”, İA, IX, s. 100.

68 D’Anville, Ancient Geography, s. 434; Şemseddin Sami, “Nusaybin”, Kamusu’l Alam, VI, s. 4580;

Kinneir, Geographical Memoir, s. 261; Anthon, Ancient Medieval Geography, s. 681; Schmitz,

Ancient Geography, s. 326; Buckingham, Travels, s. 224; Oswald H. Parry, Six Months in aSyrian Monastery, London, 1895, s. 229; Siemon Vailhe, “Nisibis”, Cath. Encyc., vol. XI, New York, 1911, s.

84; Vaux, “Nisibis”, DGRG, II, s. 440; Segal, Edessa, s. 35; “Mesopotamia”, Encyc. Metr., s. 119.

69 Vaux, “Nisibis”, DGRG, II, s. 440. 70

Josephus, Antiquities, II, s. 126.

71

Strabo, Geography, III, s. 157.

72 Theodoret (Bishop of Cyrus), History of the Church, From 322 to The Death of Theodoret of

Mopsuestia, (İng çev. Memoirs of the Authors), London, 1854, s. 123.

73 Bar-Idta, History, II, s. 170. 74

Mihail’den aktaran, Michael H. Dodgeon-Samuel N. C. Lieu, The Roman Eastern Frointer and The

Persian Wars, (AD. 226-363), A Documantary History, New York, 1994, s. 170; Ebu’l Ferec, Abu’l Farac Tarihi, I, s. 135.

15

kolonileri kurduğu diğer Suriye şehirleri gibi Nusaybin’in de adı Antioch önadını alarak Antioch Mygdonia (Makedonya Antakyası) olarak anılmış76

ve paralar üzerinde kente atfen ANTIOXEΏN EN MYTΔONIAI ibaresi yer almıştır77.

Kentin, Antioch unvanın yanında “colonia” statüsü de Romalılar döneminde devam etmiş gözüküyor. Nitekim Roma tarihçisi Dio Cassius’un, MÖ. 68 yılındaki Lucullus’un seferi vesilesiyle zikrettiği Nusaybin için “O, şimdi bize (Romalılara) aittir Bizimkilerin bir kolonisi olarak düşünülüyor” şeklindeki ifadesi bu durumu açıkça ortaya koyuyor78. Roma imparatoru Septimus Severus, MS. 195 yılındaki doğu seferi sonrasında da kente koloni statüsü bahşederek burayı bir eyalet merkezi haline getirmişti79. Şehir Roma imparatoru Severus Alexander tarafından (223’te) Uranius’un Osrhoene’deki isyanı bastırıldıktan sonra kurtarıldı. O zamandan itibaren şehre colonia isminin yanında “metropolis” unvanı da verildi. Septimian Colony at the Metropolis of Nisibis ibaresini taşır80. Aynı şekilde, MS. 244 yılında Arap Phillipus zamanında şehrin ismi Julia Septimia Colonia Nisibis Metropoli olarak geçmektedir81.

Nusaybin’in özellikle II. Şapur döneminde defalarca kuşatılmasına rağmen alınamadığını biliyoruz. İşte bu dönemde (337-350) kentin Perslilere karşı başarılı direnci ona İmparatorluğun Kalkanı lakabını kazandırmıştı82. Bunun yanında Nusaybinli olan Aziz Efraim’in Nusaybin’i Yakub’un Kızı olarak adlandırdığını biliyoruz83. Ayrıca ilmi ve kültürel faaliyetlerde üstlendiği roller sebebiyle Nusaybin’e Umm al İlim (Bilimlerin anası) ve Madina’t al Maarif (Bilgi Kenti) unvanlarıyla anıldığını bazı kaynaklar ifade eder84. Strabo’da şehrin yakın çevresi Anthemusia olarak

76 Polybius’tan aktaran Samuel Lieu, “Nisibis”, Encyc. Ir. (http://www.iranicaonline.org) Otto

Morkholm, “Le Monnayage de Séleucus IV à Nisibe”, RN, 6e série - Tome 7, 1965, s. 50; Ernest Babelon, The Coinage of Edessa in Mesopotamia, Paris, 1904, (İng. çev. Dane Kurth-2010), s. 2. Antiochus IV’un Antiochian kolonileri kurduğu diğer Suriye şehirleri arasında paralar üzerindeki yazılardan çıkarılan Antioch ad Sarus (Adana), Antioch of the Ptolemaides (Ake), Nusaybin’in komşusu Edessa ve Suriye’nin merkezi olan Daphne yanındaki Antakya. Bkz. Aynı Eser, aynı yer.

77 Laflı, “Nusaybin ve Çevresi Arkeolojisi”, Makalelerle Mardin I, s. 62. 78

Cassius Dio, II, s. 6.

79 Bleterie, “Emperor Jovian”, Sel. Wor., II, s. 301; Maurice Platnauer, The Life and Reign of The

Emperor Lucius Septimus Severus, London, 1918, s. 194-195; Honigmann, “Nasibin”, İA, IX, s. 100;

Işıltan, Urfa Bölgesi, s. 20.

80

Lieu, “Nisibis”, Encyc. Ir.,; Hopkins, The Life of Alexander Severus, Cambridge, 1907, s. 218; Millar, The Roman Near East, (MÖ. 31-MS. 337), London, 1993, s. 155; Macbean, “Nisibis”A

Dictionary of Ancient Geography.

81 Bleterie, “Emperor Jovian”, Sel. Wor., II, s. 301; Honigmann, “Nasibin”, İA, IX, s. 100; Akşit, Roma

Tarihi, s. 397; Aydın vd., Mardin, s. 48, not 155.

82 Lieu, “Nisibis”, Encyc. Ir. 83 Segal, Edessa, s. 131.

16

adlandırılır85. Şemseddin Sami, bu ismin etrafındaki çiçekli çayırların çokluğundan dolayı verildiğini kaydeder86. D’anville’in ifadesine göre, Makedonca’dan transfer edilen bu isim Mezopotamya bölgesine uzanmaktadır87

.

Son olarak, araştırma konumuz açısından izah edilmesi gereken bir konudan bahsetmek istiyoruz: Ortaçağ kaynakları, el-Cezire bölgesinde Nusaybin adıyla bilinen başka bir yerleşim yerinden de söz etmektedir. Bu ikinci Nusaybin ile araştırma konumuz olan Nusaybin, tarihçiler tarafından çoğu zaman birbirine karıştırılır88

. Bu Nusaybin, 363 barışından sonra kentten çıkmaya mecbur edilen Nusaybin halkının Amid (Diyarbekir) civarında eski kentlerinin ismine izafeten kurdukları yeni bir yerleşim yeriydi ki o dönemin kaynakları kentten ayrılan halkın Amid tarafına yerleştikleri bilgisini vererek bu konuyu teyit ederler89

. Bu tarihten itibaren bazı İslam kaynaklarında burası Nasibin al-Suğra

(نيبيصنىرغصلا) (Küçük Nusaybin) olarak

bahsedilirken, diğer bazı kaynaklar, Bizans Nusaybin’i anlamında Nusaybin-i Rum (نيبيصنمورلا) olarak kaydeder90. Ermeni kaynaklardan Urfalı Mateos burayı, Sibar ya da Nsepin şeklinde anıyor91. Yakut’un verdiği bilgiye göre, Küçük Nusaybin, Fırat’ın sol yakasında Siverek, Hısn Mansur (Adıyaman) yolu üzerinde bulunmakta olup Amid ve Harran’a üç-dört gün mesafede idi92

.

85

Strabo, Geography, III, s. 158.

86 Şemsettin Sami, “Nusaybin”, Kamusu’l Alam, IV, s. 4580.

87 D’Anville, Ancient Geography, s. 427. Malte Brun, bu bölgeyi Urfa Paşalığının kuzeybatı kısmı

olarak tavsif ediyor. (M. Malte Brun, Universal Geography or A Description of All the Parts of the

World, c. II, Boston, 1824, s. 113.) Rawlinson, daha genel bir ifadeyle Fırat ve Habur arasında kalan

bölge olarak tanımlıyor. Rawlinson, Seven Monarchies, III, s. 175.

88 Bu konuyla ilgili olarak şu kaynaklara bakılabilir: Vakidi, Futuh’ş-Şam, c. II, Beyrut ts, s. 128, 130;

İbnu’l Esir, el-Kamil, XII, s. 463; Yakut, Mu’cemu’l Buldan, V, s. 289; Mateos, Vekayinâme, s. 125, 134, 135, 254; Bleterie, “Emperor Jovian”, Sel. Wor., II, s. 307; Honigmann, “Nasibin”, İA, IX, s. 101; V. F. Bünchner, “Şapur”, İA, c. XI, Eskişehir, 1997, s. 341-342; Tuncel, “Nusaybin, DİA, XXXIII, s. 269. Toplu bilgi için bkz. Ahmet Kütük, Ortaçağ’da Nusaybin Bölgesi’nin Siyasi, Sosyal, İktisadi ve

Kültürel Durumu, (YYLT), Şanlıurfa, 2006, s. 8-9.

89

Siyasi tarih kısmında konuyu ayrıntılarıyla işleyeceğiz. Şimdilik bkz. Zosimos, The History of Count

Zosimos, Sometime Advocate and Chancellor of the Roman Empire, (İng. çev. Oxford Edition)

London, 1814, s. 92; John Bishop of Nikiu, Chronicle, (İng. çev. F. C. Burkitt-N. Mc Lean-A. Cowley), London, 1916, s. 79-80; Vakidi, Futuh’ş-Şam, II, s. 128, 130; Agapius, “Kitab Al-Unvan”, Patr. Or., VII, s. 582-583; İbnu’l Esir, el-Kamil, XII, s. 463; Yakut, Mu’cemu’l Buldan, V, s. 289.

90

Vakidi, Futuh’ş-Şam, II, s. 128, 130; Yakut, Mu’cemu’l Buldan, V, s. 289; İbnu’l Esir, el-Kamil, XII, s. 463.

91 Mateos, Vekayinâme, s. 125, 134, 135, 254. 92 Yakut, Mu’cemu’l Buldan, V, s. 289.

17

c) Nusaybin’in Bölge Coğrafyasındaki Yeri ve Önemi

Nusaybin, Habur’un bir kolu olan Hirmas çayının kıyısında kurulmuş olup Musul’dan Suriye’ye uzanan yol üzerinde altı günlük ve Sincar’dan dokuz günlük mesafede yer alır93. Şehir, Mardin-Midyat eşiği adı verilen dağlık kütleden inen Çağçağ Nehrinin Türkiye sınırını terk ettiği kesimde deniz seviyesinden 500 m. yükseklikte düz bir alanda kurulmuştur. Mardin’in güney kısmından ibaret olan Nusaybin, batıda Mardin, kuzeyde Midyat, doğuda Cezire (Cizre) kazalarıyla güneyde Musul vilayeti ile sınırlıdır94

. İbn Havkal, kentin Resul Ayn’dan üç merhileh mesafede olduğunu yazar. Yakubi’nin verdiği bilgiye göre Nusaybin, içerisinden Hirmas adı verilen büyük bir nehrin geçtiği cennet bahçelerinin bulunduğu büyük bir şehirdi95

.

Nusaybin bölgesi verimsiz çöl arazilerinin tersine sahil kıyısı ya da nehir kıyılarında kurulmuş verimli bir alandır96. Arap coğrafyacıları kentin, dördüncü iklim dâhilinde yer aldığını yazarlar97

. Agapius Kitabu’l Unvan adlı eserinde Nusaybin ile birlikte Damas (Şam), Kınnesrin, Halep, Menbic, Antakya, Harran, Edessa, Rakka, Resul Ayn, Musul, Bağdat ve Rey şehirlerini bu iklim dâhilinde sayar98

. Bu konumuyla kentin yeşil bereketli bir yerde olduğunu genel olarak ortaçağ seyyahları belirtirler. Yakut kentin etrafını çevirmiş olan 40 bin bahçesinden söz eder99

.

Hadis kaynaklarında, Nusaybin kentinin önemine işaret eden bir rivayete rastlıyoruz. İslam kaynakları, Ebu Hureyre’den naklen Hz. Peygamber’in Nusaybin şehrini rüyasında gördüğüne dair bir hadise naklederler. Buna göre:

93 İbnu’l Erzak, Tarih-i Meyyafarikin, (A Muslim Principality In Crusader Times Then Early

Artuqid State), (1100-1150 yılları arasının neşri ve İng. çev. C. Hillenbrand), İstanbul, 1990, s. 37, not.

49; Şemsettin Sami, “Nusaybin”, Kamusu’l-Alam, VI, s. 4580; “Mesopotamia”, Encyc. Metr., s. 119.

94 Şemsettin Sami, “Nusaybin-i Suğra”, Kamusu’l Alam, VI, s. 4581; Tuncel, “Nusaybin, DİA, XXXIII,

Benzer Belgeler