• Sonuç bulunamadı

3.1. Adalet Partisi Dönemi

3.1.3. Hükümet İcraatlarının Orman Kaynakları Yönetimi ve İşletmeciliğine

3.1.3.1 Mevzuat Açısından Yaşanan Gelişmeler

AP iktidarında yapılan en önemli hukuksal düzenleme III. Demirel Hükümeti döneminde yapılan 1961 Anayasasının ormanların korunması ve geliştirilmesi ile ilgili 131. maddesinin değiştirilmesidir. Aslında bunun ilk denemesi 1965 yılında AP’nin de koalisyon ortağı olduğu 29. Hükümet döneminde yapılmıştır. 6831 sayılı Orman Kanununu değiştiren 663 sayılı yasanın 1. maddesinin birinci fıkrasıyla; bilim ve fen bakımından orman olmaktan çıkmış arazilerin Tarım Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulu Kararnamesiyle orman rejimi dışına çıkarılmasının yolu açılmıştır. Ancak bu yasa 1966 yılında Anayasa Mahkemesi tarafından Anayasanın 37 ve 131. maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edilmiştir(Çağlar, 2012). 663 sayılı yasanın Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi üzerine tek başına hükümet olan AP yeni arayışlara girmiş (Çağlar, 2012) ve

• 6831 sayılı Orman Kanununun 1. Maddesinin Değiştirilmesine Dair Kanun Tasarısı Taslağı,

• 6831 sayılı Orman Kanununa Eklenen ve 4785 Kanunla Devletleştirilen Ormanların İadesini Öngören Geçici Madde Taslağı ile,

• 6831 sayılı Orman Kanununun 7-12. Maddelerinin Değiştirilmesine Dair Kanun Tasarısı Taslağını gündeme getirmiştir.

Ancak söz konusu taslak ve tasarılara orman sınırlarında daraltma yapacağından dolayı, İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Profesörler Kurulu tarafından karşı çıkılmış, sonuçta taslak ve tasarıların yasalaşması engellenmiştir (Çağlar, 2012). Anayasayı değiştirmedikçe Orman Kanununda değişiklik yapamayacağını anlayan III. Demirel Hükümeti, bu defa Anayasanın 131. maddesini değiştirmiştir.

Önceden de ifade edildiği üzere, 1961 Anayasasının 131. maddesi ormanların korunması ve geliştirilmesi ile ilgilidir. İlgili maddenin ilk şekli aşağıdaki gibidir (Anonim, 1961):

“Ormanların korunması ve geliştirilmesi

Madde 131- “Devlet, ormanların korunması ve ormanlık sahaların genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Bütün ormanların gözetimi Devlete aittir.

Devlet ormanları, kanuna göre Devletçe yönetilir ve işletilir. Devlet ormanlarının mülkiyeti, yönetimi ve işletilmesi özel kişilere devrolunamaz. Bu ormanlar, zamanaşımıyla mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz. Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez.

Ormanlar içinde veya hemen yakınında oturan halkın kalkındırılması ve ormanı koruma bakımından gerekirse, başka yere yerleştirilmesi kanunla düzenlenir.

Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir ve bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz.

Orman suçları için genel af çıkarılamaz; ormanların tahribine yol açacak hiçbir siyasi propaganda yapılamaz.”

Daha sonra AP iktidarı tarafından 1970 yılında ormancılık ile ilgili maddede aşağıdaki düzenlemeye gidilmiştir (Resmi Gazete, 1970).

Ormanların ve Orman Köylüsünün Korunması, Ormanların Geliştirilmesi

Madde 131 - “(17.4.1970-1255) (31) Devlet, ormanların korunması ve ormanlık sahaların genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Bütün ormanların gözetimi Devlete aittir.

Devlet ormanları, kanuna göre Devletçe yönetilir ve işletilir. Devlet ormanlarının mülkiyeti, yönetimi ve işletilmesi özel kişilere devrolunamaz. Bu ormanlar, zamanaşımıyla mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz.

Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez.

Ormanlar içinde veya hemen yakınında oturan halkın kalkındırılması ve ormanı koruma bakımından, ormanın gözetilmesinde ve işletilmesinde Devletle bu halkın işbirliği yapmasını sağlayıcı tedbirler ve gereken hallerde başka yere yerleştirme kanunla düzenlenir.

Anayasanın yürürlüğe girdiği tarihten önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş olan tarla, bağ, meyvelik, zeytinlik gibi çeşitli tarım alanlarında veya hayvancılıkta kullanılmasında yarar bulunan topraklarla şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerler dışında orman sınırlarında hiçbir daraltma yapılamaz. Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir ve bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz.

Ormanların tahrip edilmesine yol açan hiçbir siyasî propaganda yapılamaz.”

Bu değişiklikle beraber, uzun yıllardır ormancılıkta 2B diye bilinen bilim ve fen bakımından orman niteliğini kaybetmiş araziler meselesi, 1970 yılında anayasaya girmiştir.

Maddenin ilk halindeki başlığı “ormanların korunması ve geliştirilmesi” şeklindeyken, değiştirilmiş halinin başlığı ise “Ormanların ve Orman Köylüsünün

Korunması, Ormanların Geliştirilmesi” şeklinde olmuştur. Hükümetin bu değişikliği

yapmaktaki gayesi de başlığa eklenen “Orman Köylüsünün Korunması” cümlesinde kendini göstermektedir.

Yani hükümetin yaptığı bu düzenleme ile

• “Devletle halkın işbirliği yapması” amaçlanmış,

• “Anayasanın yürürlüğe girdiği tarihten önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş olan tarla, bağ, meyvelik, zeytinlik gibi çeşitli tarım alanlarında veya hayvancılıkta kullanılmasında yarar bulunan topraklarla şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerler dışında orman sınırlarında hiçbir daraltma yapılamaz” hükmü maddeye eklenerek orman

sınırlarında ormanın aleyhine, halkın lehine daraltma yapılmasının önü açılmış, 29

• “Orman suçları için genel af çıkarılamaz” hükmü maddeden çıkarılarak orman

suçlarının da affına imkân sağlanmıştır.

Tüm bu değişiklikler ile hükümet orman köylüsünün korunmasını sağlamayı amaçlamıştır.

Aslında AP’nin üç seçim beyannamesinde de orman köylüsüne yönelik mesajlar vardır. Ancak Anayasanın 131. maddesindeki ifadelere benzeyen veya çağrıştıran bir vaat verilmemiştir. Dolayısıyla bu düzenleme hükümette bulunulduğu sürede halktan gelen talep üzerine yapılmış bir değişiklik olarak gözükmektedir. Çünkü eklenen bölümler dikkatle incelendiğinde; fiilen orman niteliğini kaybetmiş, yani vatandaşlar tarafından tarla, bağ, meyvelik, zeytinlik gibi çeşitli tarım arazilerine dönüştürülmüş, hatta şehir, kasaba ve köy yapıları kurulmuş orman arazilerin orman sınırları dışına çıkarılmasının amaçlandığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, hükümetin ormandan açılan yerlerin yeniden ormanlaştırılmasının zorluğu karşısında, çözüm olarak mevcut durumu yasallaştırmak adına böyle bir düzenlemeye gittiği anlaşılmaktadır.

Benzer Belgeler