14 Bi'smi'llāhi'r-Rahmāni'r-Rahįm 1 TaǾāla'llāh ol pādişah-ı ķadįm
Ki her gündedür işi üzre ledįm Anuŋ buyruġınsuz adılmaz adım Boġazdan aşaġa yudılmaz yudım
Çü cān luŧf-ı ħōnında ŧada ŧadım Dimesün ki ben maǾrifetden yadım Göŋül ehline Ǿışķın eyler nedįm Yemen’de boyadur Süheyl’e edįm
5 Yile emr eylerse kim ide yim Ŧaġı yüŋ bigi ide didim didim Be-cid heybetinden çü ditrer deŋiz Acı aġzı vü uçunupdur beŋiz
Oķur dün ü gün aŋa tesbįĥ mevc Deŋiz üzre oynayıcaķ fevc fevc
Diyilmez niteliġine ĥadd ü cins Bilür her ne kim eyleye cinn ü ins
Anuŋ luŧfı śunǾı bigi bol durur Bu ķullarına zįre kim oldurur
10 Cemįlün celįlün vekįlün mücįr Ķaviyyün ġaniyyün velįyyün naśįr
Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla 1 Kâinatın işleri sürekli, ezeli olan
yüce Allah’ın elindedir.
Onun emri olmadan adım atılmaz; canlıların boğazından bir lokma geçmez.
Canın ben bilmekten uzağım dememesi için onun güzellik sofrasından lezzetler tatması gerekir. Senin aşkın (kişiyi) gönül ehline arkadaş yapar; Yemen’de Süheyl’e gün ışığını ulaştırır.
5 O, rüzgâra işaret ederek emrederse, dağı yün gibi didim didim dider. Denizin sürekli titremesi, dalgalanması ve renginin uçması Allah’ın yüceliği karşısında duyduğu korkudur.
Dalgalar, deniz üzerinde bölük bölük hareket edince onu gece gündüz tesbih eder.
Onun mahiyetine sınır yoktur. O, cinlerin ve insanların ne yaptıklarından haberdardır.
Onun lutfu, eserleri gibi boldur çünkü kulları için her şeyi vücuda getirir.
10 Güzel, yüce, kendisine güvenle dayanılabilecek olan, imdada yetişen kudretli, sonsuz zenginlik kaynağı olan, her şeye sahip olan yardımcı olandır.
15 Ĥafįžün ĥasįbün ĥamįdün ĥakįm
ǾAzįzün Ǿaŧūfun Ǿažįmün Ǿalįm
SemįǾun mücįbün ĥalįmün śabūr RefįǾun raķįbün kerįmün ġafūr
Ferāzende-i encüm-i besbülend Nevāzende-i merdüm-i müstemend
Berārende-i āsümān-ı ref įc Nigārende-i naķşhā-yı bedįc
15 Lehu'l-ĥevlu ve'l-ķuvvetü'l-kāmile Lehu'ŧ-ŧavlu ve'l-ķudretü'ş-şāmile Huźā-yı semāvāt [u] hem arż ūst Güzārende-i ĥācet ü farż ūst
Śuçın cāśį olanlaruŋ yoyan ol Dirilden ü öldüren ü ķoyan ol Ulaşmamış iken daħı ķāfa nūn Yaratdı cihānı eyledi dün ü gün
Ŧurutdı direksüz yüce gökleri Dürütdi niçe cinn ü ins ü peri
20 Yüridür yazı ķış śovuġın sürüp Yüridür ķuru gövdeye cān virüp Ķamu cānluya ol virür āleti İŋen ŧaŋ durur aŋla bu ĥāleti
c
İnāyet çü Ǿām eyledi luŧf-ı Ĥaķ Bu her birisi nitesi boldı baķ
Tek koruyucu, her insanı hesaba çekerek yaptığının karşılığını veren, övgüye en çok layık olan, mutlak hüküm veren, en değerli, sevgisi olup çok yüce ve her şeyi bilendir. İşiten, ona yalvaranların isteklerine cevap veren, nezaket sahibi, çok sabırlı olan, yücelten, görüp gözeten, cömert ve günahları affedendir. Çok yüksekte bulunan yıldızları yücelten, çaresiz kişilerin gönüllerini okşayan odur.
Yüksekte bulunan gökyüzünü yücelten ve onu güzel nakşıyla nakşeden odur.
15 Kuvvet ve kudret sahibi, her şeyi kuvvet ve kudretiyle kuşatan odur. Gökyüzünün ve yeryüzünün yaratıcısı odur. İhtiyaçları ve farz olan şeyleri yerine getirir.
Günahkârların suçunu silen, onları dirilten, öldüren ve bırakan odur. Nûn harfi, kâf harfine daha ulaşmamışken (ol emri daha gerçekleşmeden) dünyayı yoktan var edip gece ve gündüzü yarattı.
Yüce gökleri direksiz olarak durdurdu; birçok cin, insan ve periyi yarattı.
20 Kış soğuğunu gönderip yazı getirir; kuru gövdeye can verip onu yaşatır.
Bütün canlıları donatan odur. Anlayıp düşünen için bu durum çok hayret vericidir.
Allah’ın lutfu, yardımı herkes içindir; bunların her birinin nasıl olduğunu gör!
16 Kemend ılan u ķurtsa sürigü1
Balıķ cevşen ü sivrisiŋek süŋü Örümcek ŧuzaġ u aru nįşter Ki dürtincegez şişirür çün batar 25 Görürsin ħilāf işbu macnįde yoķ Ki yengeç ŧutar ħışt atar kirpi oķ
Şu caķreb ki hem zaħm birķaç urur Bayıķ ķorħuban cānını ķaçurur
Ķocınur yacanur cānıdur cazĮz Ķamusına her nite kim siz ü biz
Ne kim var cihanda güzāfın degül Gül-istānda bülbül budaġında gül
Yüriyen sürinen yügüren uçan Görinen yavınan çapınan ķaçan 30 İri vü uşaġ u cazįz ü źelįl
Anuŋ śunǾına her biridür delįl Yiri vü gögi güneşi vü ayı Düzetdi biri birisinden eyi Bezer gökyüzin gice ılduz ile Münevver ķılur yiri gündüz ile Bu ķamusını nice yaratdı gör Ki her nesneyi yirlü yirinde ķor Göŋülde heves gözde nūr tende cān Deride ŧamar ŧamar içinde ķan
35 Anuŋ niteligin bilimedi caķl Dürişdi vü çāre bulımadı caķl Hemįn çāre oldur ki fermān olup İşine vü śunǾına ĥayrān ķalup
Yılan kement, kurt sürgü, balık zırh ve sivrisinek mızraktır.
Örümcek tuzak ve arı neşterdir. Dürtünce şişirir, çünkü batar.
25 Sen de görüyorsun ki bu manada yalan yoktur; yengeç mızrak tutar, kirpi ise ok atar.
Şu akrep birkaç defa vurarak yara oluşturur; kuşkusuz korkunca o canını kurtarır.
Sizin, bizim bütün herkesin korkup çekindiği can azizdir.
Ne gül bahçesinde bülbül ne de budağında gül, dünyada her ne varsa boşuna değildir.
29-30 Yürüyen, sürünen, koşan, uçan, görünen, görünmeyen, hızlı yürüyen, kaçan; büyük küçük, yüce ve aşağı olan her şey onun sanatına bir delildir.
Yeri ve göğü, güneşi ve ayı, birini diğerinden daha iyi düzenledi.
Gece, gökyüzünü yıldız ile bezeyip yeri gündüz ile nurlandırır.
Bunun tamamını nasıl yarattığını gör! Her şeyi yerli yerine bırakır. Gönülde arzu, gözde nur, tende can, vücutta damar, damarda kan (yaratır).
35 Akıl çabaladı ama onun özelliklerini bilemedi, bu duruma çare bulamadı. Onun buyruğu olan işine ve sanatına hayran kalmak tek çaredir.
1
17 Kimüŋ uśśı var ise hįç dınmaya
Ŧarıħmaya buşmaya incinmeye
Ki her nesnenüŋ yigregin ol bilür Ķamu derde dermānını ol ķılur Delim dürlü ķudretler uş gösterür Ne ŧaŋ gizler ü hem ne ħoş gösterür
40 Deŋizde śadefler ki bisler güher Dikendeki güller ki gökcek ķoħar
Havādaġı ķuşlar deŋizde yüzen Balıķlar ķamu eylemişler düzen
Yabandaġı her dürlüden cānavar Ne ĥācet dimek her ne kim cānı var Anuŋ rızķıyıla olurlar diri
Aŋa dürlü tesbįh oķur her biri
Anı bir bilürler ŧaparlar aŋa Dutar yönini ķamu andın yaŋa 45 Ķamu nesneden cilmi āgāhdur Anuŋ ism-i źātı ħoź Allāh'dur Göŋüllerden endįşeler geçmedin Kişi söze aġzın henüz açmadın Ķamusını ol bilür ü işidür Ki görmek işitmek anuŋ işidür
Ķarınca ayaġın ķara dün için Ķaya üzre baśa öŋin yā ķıçın Nite baśduġın bilür aŋlar izin İşidür bilür ķanda dutsa yüzin 50 Kişi neyledügin nite bilmez ol Bilür lįk rüsvāy anı ķılmaz ol
Kimin aklı varsa hiç aldırmasın, sıkılmasın, öfkelenmesin, incinmesin.
Her şeyin en iyisini o bilir, bütün dertlere şifa verir.
Çeşit çeşit kudretleri böyle gösterir. Hayret edilecek çok şeyi gizler ve onları ne kadar güzel gösterir. 40 Denizde inci kabukları mücevherleri
beslerken, dikenler arasındaki güller ise hoş kokar.
Havadaki kuşlar, denizde yüzen balıkların tamamı bir düzen oluşturmuştur.
Yaban hayattaki her türlü canlıyı saymaya ne hacet, hepsinin canı var. Onun rızkıyla yaşamlarını devam ettirirler; her biri ona çeşitli dualar okur.
Herkes yönünü ona doğru çevirerek Allah’ı birleyerek ona taparlar. 45 Her şeyden onun haberi vardır; onun
zatının ismi kendisi Allah’dır.
Gönüllerden vesveseler geçmeden, bir kişi konuşmak için daha ağzını açmadan her şeyi o bilir ve işitir; çünkü her şeyi görmek ve işitmek onun işidir.
Karanlık gece içinde karınca, ayağını önüne veya gerisine, kayaya bastığında onun nasıl bastığını bilir, izini anlar, yüzünü her nereye çevirirse işitir, bilir.
50 Kişinin neler yaptığını nasıl bilmez! Bilir fakat onu açığa çıkarmaz.
18 Üyez uçıcaķ ķanadınuŋ ünin
İşidür bilür nire dutsa yönin
Ne śanursın ol bilmeye mi seni Ki neylersin uśśuŋ u caķluŋ ķanı Dilerdi ki birligini bildüre Yiri gögi cilmiyile ŧoldura Yili vü śuyı ŧopraġı vü odı Ķarışdurdı vü adın Ādem ķodı 55 Aŋa caķl u cān virdi vü ĥiss ü hem
Daħı cilm ü temyįz ü idrāk ü fehm Ki her nesnede eyüyi yavuzı Bile çünki caķl ola ķılavuzı Vara ŧoġrı yol egriye śapmaya Duta ĥaķķı vü bāŧıla ŧapmaya Zihį raĥmeti öküş ü luŧfı çoķ Ki her nesne ķatında var caczi yoķ Zihį ķudret issi nider ķoldaşı Zihį ĥikmet issi nider yoldaşı
60 Anuŋ ķudreti bitürür uzadur Anuŋ ĥikmeti baturur düzedür Aġaçdan yimiş su içinden ķamış Ķamışdan şeker ŧopraħından gümiş
Bahār olıcaķ taŋla gözüŋi aç Çalap raĥmetin ŧaŋla yüzüŋe saç
Bu ölmiş yiri gör nite dirilür Ŧaġılmış iken nicesi dirilür
Sivrisinek uçunca kanadının sesini işitir, yönünü nereye çevireceğini bilir.
Seni tanımadığını mı düşünüyorsun? Neylersin! Aklın bunu idrak edemez ki!
Onun arzusu; birliğini bildirip yeri ve göğü ilmiyle doldurmaktır.
Rüzgârı ve suyu, toprağı ve ateşi karıştırıp adını Âdem koydu.
55 Ona hem akıl, can ve his hem de ilim ile iyiyi kötüden ayırmak için idrak ve anlayış verdi.
Kişi; her şeyde iyiyi kötüyü ayırmayı bilir çünkü akıl kişiye kılavuzluk yapar.
Kişinin doğru yola erişip kötü yola sapmaması, Hakkı tutup batıla tapmaması için çok güzel rahmeti ve iyiliği vardır. Her şey onun huzurundadır; zayıf ve aciz değildir. Güzel kudret sahibinin dostu ne yapması gerekir, güzel hikmet sahibinin dostu ne yapması gerekir! 60 Kudreti tamamlayıcı, yetiştiricidir;
hikmeti batırıcı, düzelticidir.
Ağaçtan meyve ve su içinden kamış, kamıştan şeker, toprağından gümüş yaratan odur.
Bahar olunca hayret ederek gözünü aç! Allah’ın rahmetini hayranlıkla yüzüne saç!
Bu ölmüş yerin nasıl dirildiğini gör! Bu yer dağılmışken bunun nasıl bir araya geldiğini gör!
19 Ŧutar yiryüzin dürlü dürlü çiçek
Dökilür girü mevsümi geçicek 65 Anuŋ emri fį'l-ĥāl irincedür
Ķamu işleri yirlü yirincedür Bir arada ķızıl gül ile diken Bitüren girü anı yire döken Anuŋ buyruġıdur ve ger ni gülef Zihį ĥayf kim olayıdı telef Telef olmaz ol ħoź çü ķalur śuyı Ķoħusınuŋ aślā kesilmez śoyı2 Daħı hükmi nite revān olduġı Ķamu Ǿāciz ol ĥükmine ķalduġı 70 Göŋül gözüyile görüp aŋlaġıl
İki nesnede ķudretin ŧaŋlaġıl
Güneş ķızġun olduķda bur diyicek Bulıt savılur demde ķur diyicek
Siŋek zinde fįlüŋ ķulaġın burar Havā ķavs-i ķuzaĥ yasını ķurar Ķamu nesnede pes anuŋdur dilek Zi-taħte'ŝ- ŝerā tā-be-evc-i felek
Ne kim anı caķl aŋlar u göz görür Anuŋ birliġine ŧanuķlıķ virür
75 Yil aġaçdan indürmeye yapraġı Śavurmaya hem bir avuç ŧopraġı Meger buyruġı anuŋ ola vü pes Yile daħı oldur buyuran ki es Aŋa śıġınup buldı umu uman Yanar od içinde gül ü yāsemen
Hem andan yaŋa ķaçana virdi ol Deriŋ śu içinden yazı bigi yol
Yeryüzü çeşit çeşit çiçekle kaplanır; mevsimi geçince tekrar dökülür. 65 Onun emri hemen olur; bütün işleri
yerli yerincedir.
Kızıl gül ile dikeni bir arada yetiştiren ve onu tekrar döken onun buyruğudur. Öyle olmasaydı güzel kokulu gül ne kadar yazık, yok olup giderdi.
Kendi suyu kaldığı için o yok olmaz; onun kokusunun izi asla kesilmez. 69-70 Aynı zamanda onun emirlerinin nasıl
hemen gerçekleştiğini, herkesin bu durumda aciz kaldığını gönül gözüyle görüp anla! İki şeyde onun kudretine, azametine hayran ol! Ortalık çok ısındığında ona gölgelik yap; bulut dağıldığında toplan (çadır kur) deyince
Sinek; güçlü filin kulağını kıvırır, hava ise gökkuşağının yayını gerer. Yer altından, feleklerin ötesine kadar her şeyde onun isteği gerçekleşir. Hangi akıl onu anlar ve göz görürse onun birliğine şahadette bulunur! 75-76 Rüzgâr ağaçtan yaprağı indiremez
hem bir avuç toprağı savuramaz sadece onun emri olur ve sonuç olarak rüzgâra esmesi için emir veren odur.
Ona sığınanların arzuları yerine geldi; gül ve yasemin (aynı) ateş içinde yanar.
Onun tarafına koşana derin su içinden dümdüz ova gibi yol çıkardı.
2
20 Anuŋ emriyile şu sivrisiŋek
Kim anda ne ķuvvet var u ne eŋek 80 Bilürsin ki Nemrūd’ı ķahr eyledi
Aŋa ŧatlu dirliġi zehr eyledi Anuŋ emriyile ķuşanur ķuşaķ Ķarınca ne var olduġiçün uşaķ
İşitdüŋ Süleymān’ı ol ŧoyladı Anuŋ ile ķaç dürlü baĥŝ eyledi
Bayıķ bil ki ķuvvet viren ol durur Gerekse dirildür gerek öldürür Eyā dacvį iden ki vardur bilüm Gözüm görür [ü] uşda söyler dilüm
85 Ādem oġlısın Tangrı'yı birlegil Degülsin ŧaş andan yaŋa bir egil
Ki ŧaġlar arasında vü mįşede Budaķlarda fikr ile endįşede
Anı bir bilür aślan ile geyik Aŋa źikr ider ķumrį vü ügeyik Senüŋ kim dilüŋ var u bilüŋ bile Anı aŋmaz iseŋ revā mı ola Yaratdı seni ķulluġın itmege Degül ġāfilin gelmege gitmege
90 Ķoyup caķluŋı nefsüŋe uymaġıl Gozüŋ göre cānuŋ oda atmaġıl Müsülmānlıķ işin ilerü getür Müsülmān olıgör ferāġat ötür SaǾādet anuŋ kim Müsülmān ola Hidāyet bulup ehl-i įmān ola
79-80 Kuvveti ve çene kemiği olmamasına rağmen bu sivrisinek onun emriyle bilirsin ki Nemrûd’u helak etti, ona tatlı hayatı zehir etti.
Onun emriyle bir iş yapmaya hazırlanılır. Karınca küçük olduğu için şaşılacak ne var?
İşittin, Süleyman’ı o ağırladı, yedirip içirdi; onunla türlü türlü şeyler konuştu.
Kuşkusuz bil ki kuvvet veren odur; ister diriltir ister öldürür.
Ey insanlar! Meseleden bilgim vardır; gözüm görür ve işte konuşma gücüm vardır.
85 Sen Âdemoğlusun, Allah’ın birliğine tanıklık et! Taş (gibi cansız, sert cisim) değilsin, ona doğru eğil! İster meşelik yer olsun ister dağlar arasında olsun dalların arasında onu düşün!
Aslan ve geyik yalnız onu tanır; kumru ve üveyik onu anar.
Senin dilin var ve aklın onu tanırken onu anmazsan uygun olur mu? Seni, kulluk yapman için yarattı; hiçbir şeyden habersizce gelip gitmen için değil!
90 Aklını kaybedip nefsine uyma; göz göre göre canını ateşe atma!
Müslümanlığa öncelik ver; Müslüman olup her şeyden vazgeç! Müslüman olan hidayet bulup mutlu, huzur içinde iman sahibi olur.
21 Müsülmānlıġun şarŧı ol kim dilüŋ Senüŋ ola ĥükmüŋde daħı elüŋ Müsülmānlar incinmeyeler müdām Elüŋden dilüŋden senüŋ ve-s-selām
95 Ger incitmiş olsaŋ düzeltmek gerek Peşįmān olup tevbe itmek gerek
Çalap raĥmetine ola müstaĥiķ Kişi kim işidür kem-āzārlıķ
Ne ādem ola kim kişi ħāŧırın Bugün incidüben utana yarın Śafā istegil ŧutma göŋülde çirk Çalap birliġine revā görme şirk
Eger Ǿitįķāduŋ olursa arı Vara Ĥaķ ķatında işüŋ ileri 100 Ve ger yürür iseŋ bu ciśyān yolın
Yüri śoŋra śaçuŋ śaķaluŋ yolın
Ne ĥāśıl kişiden ki cāśį ola Ŧamudan nitesi ħalāśı bula Çü Ǿiśyānı ķoyup ķul ola muŧįǾ Ķıyāmetde aŋa bulına şefįǾ
Fį-NaǾti'r-Resūl ǾAleyhi's-selām Muĥammed kim ol sırr-ı levlākdür Ķadem baśduġı farķ-ı eflākdür
Beşįrün nezįrün mekįnün emįn Şefįcü'l-verā raĥmetü'l-cālemįn
Elinin ve dilinin senin emrinde olması Müslümanlığın şartıdır. Müslümanlar sürekli senin elinden ve dilinden incinmesinler. İşte o kadar!
95 Birini incitmişsen bu durumu düzeltmek; (bu durumdan) pişman olup tövbe etmek gerekir.
İnsanın, zararsız söz işittiğinde, Allah’ın rahmetine layık olması gerekir.
Hangi insan, bir kişinin gönlünü bugün incitirse yarın utanmalıdır. Gönül şenliği iste, gönlünde kötülük tutma! Allah’ın birliğine şirki layık görme!
İnancın saf, temiz olursa Allah’ın huzurunda işin rast gider.
100 Ve bu yanlış yolda yürürsen sonra üzüntüden saçını ve sakalını yolarsın.
İsyankâr olanın kazancı ne olacak ki, cehennemden başka kurtuluşu yok. Kul isyanı bırakıp itaat edince kıyamet günü ona şefaat eden bulunur.
Hz. Muhammed İçin Naat
Hz. Muhammed ki o yaratılışın sırrıdır; adım attığı yer feleklerin ötesidir.
Müjdeleyici, gözetleyici, iktidar sahibi, güvenilir, yaratılmışların şefaatçisi, âlemlere rahmettir.
22 105 Yüzi gökcek ü ŧatlu dili faśįĥ
Yūsuf’dan daħı görk içinde meliĥ
Güneş alnına vü ķaşına hilāl Ķul oldı vü aġzı yarına zülāl
Anuŋ muǾcizātlarınuŋ ĥaddi yoħ Ne ĥācet kim eyleyeven sözi çoħ
İşāret idicek ŧolu aya ol
Ki ben her ne kim dir isem anda ol İşitdi bilür ķamu yoħsul u bay İki pāre bir demde olduġın ay
110 Çalap Tangrı aŋa ĥabįbüm didi Adın kendü adıyla ķoşa ķodı Güneş ŧoġduġı yirden aŋa degin Ki girü batar üşte ŧutdı yolın
Anuŋ ĥükmi vü şerǾi vü buyruġı Ne var ise oldur nedür ayruġı
Müşerrefdür adıyıla şarķ u ġarb Müsellemdür emriyile śulĥ u ĥarb
Ķamu pādişāhlar işiginde ķul Ĥiŧāb aŋa Ĥaķ’dan olup idi ķul
115 Ki söyle vü cālemde bildür beni Viribidüm anuŋ içün uş seni Ķamu halķı ŧoġru yola ündegil Benem ŧoġru vü Tangrı birdür digil
Kim inanuban uyar ise saŋa Benüm raĥmetüm ola andın yaŋa
105 Yüzü güzel ve tatlı dili ise düzgün, güzellik yönünden Yusuf’tan daha güzeldir.
Güneş alnına, hilâl kaşına ve tatlı hoş su ise ağız suyuna kul, hizmetkâr oldu.
Onun mucizelerinin sınırı yok; bu durum hakkında çok söz söylemeye hacet yok.
O, dolunaya işaret edince ben her ne dersem o anda ol, dedi.
Dolunayın bir anda iki parça olduğunu bütün zengin ve fakir herkes işitti, (bundan) haberdar oldu. 110 Yüce Allah ona sevdiğim, dedi.
Adını kendi adıyla birlikte söyledi. Güneş doğduğu ve tekrar battığı sürece o, (Allah’ın göstermiş olduğu) yoldan gider.
Onun emri, şeriatı ve buyrukları ne ise odur. Bunlardan başka bir şey yoktur.
Doğu ve Batı adıyla şereflendirilir; savaş ve barışın emriyle olduğu herekesçe kabul edilir.
Bütün padişahlar onun eşiğinde kuldu; açıkla hitabı, ona Allah’tan gelmişti.
115 Söyle, beni âlemde tanıtıp anlatman için işte seni gönderdim.
Doğru olan benim! Allah birdir diyerek bütün halkı doğru yola davet et!
Sana kim inanıp tabi olursa benim rahmetim onun yanında olacaktır.
23 İnanmayuban kimse çevürse yüz
Ķılıç ŧartup anuŋ derisini yüz Ne kim oldı buyruħ bitürdi tamām Ķamusın yirine getürdi tamām 120 Bir ol ķaldıyıdı ki Ĥaķ ĥażretin
Göze göz göre isteye devletin
Ki Mūsā kelįmu'llāh öküş zamān Dürişdi vü işitdi kim len-terān
Zihį gör ne ħoş düşdügin ittifaķ Ki bir gice Ĥaķ’dan irişdi Burāķ
Anuŋçün ki bine vü göge aġa Anuŋ vaśfı ħoź caķla nite śıġa Şoloħ dem revān bindi sürdi hemįn Rikābındadı CebreǾįl-i emįn
125 Yanımdan hįç ayrılmadı CebreǾįl Ki müştāķ idi görmege bunca yıl
Giderdi yüzin ŧutuban Allāh’a Çü irişdi kim sidretü'l-müntehā Görindi irişicek aŋa degin Gör imdi kim ol nice dirdi ögin
Didi kim eyā ħātimü'l-enbiyā Ķamu şeh-süvārlar ŧapuŋda yaya
Tevaķķuf ben uş bunda ķılurvanın Yaķın varur isem yaķılurvanın 130 İlerü geçemezvenin bir ķarış
Beni ķo vü Ĥaķ nūrına var ķarış
Sana inanmayıp geri dönen olursa, kılıç çekip onun derisini yüz!
Her ne emrettiyse hepsini yerine getirerek tamamladı.
120 Sadece Hazret-i Allah’ı doğrudan görme talihi, mutluluk isteği kalmıştı.
Hz. Musa Kelimullah çok zaman gayret etti;(Sen) beni görmeyeceksin sözünü işitti.
Bir gece Allah’tan Burak geldiği için bu karşılaşmanın ne kadar hoş olduğunu gör!
Onun için Burak’a binip göğe yükseldi; onun nitelikleri akla nasıl sığar!
O anda Burak’a bindi ve hemen onu yürüttü; güvenilir olan Cebrâil ise onun huzurundaydı.
125 Bunca yıl onu görmeye özlem duyduğu için Cebrâil onun yanından hiç ayrılmadı.
Allah’a yönelip gidince Sidretü’l- Münteha’ya erişti.
Cebrail gidecekleri yere kadar ona göründü; aklını başına nasıl topladığını şimdi gör!
Ey Enbiyaların sonuncusu (Hz. Muhammed) ünlü at binicilerin tamamı senin huzurunda yayadır, dedi.
Ben işte burada duracağım; yaklaşırsam yanarım.
130 Bir karış ileri geçemem, beni bırak ve sen Allah’ın nuruna karış, git.
24 Ne kim dileyesin olısar ķabūl
Girü dönicek beni ķullıħda bul Göŋüldi ol arada ķodı anı Neler gördügin dimege dil ķanı
Delim dürlü perdeleri geçdi ol Niçe baġlu ķapuları açdı ol Bölük bölük ü śaf śaf u cavķ cavķ Feriştehler andan bulurlardı źevķ 135 Ķılurlardı dürlü duǾālar aŋa
Ķalurlardı yüzin görüben ŧaŋa
Oķurlar idi anı çepçevredin Ne baħtulu ol kim oķuya adın
Śoŋ ucı ķadem baśdı carş üstine