• Sonuç bulunamadı

Metal Çerçeveli Giydirme Cephelerde Isı ve Enerji Etkinliği

BÖLÜM 2. CEPHE KAPLAMALAR

2.3. Metal Çerçeveli Giydirme Cephelerde Isı ve Enerji Etkinliği

1973‟lerde yaĢanan enerji krizi, özellikle enerji açısından dıĢarıya bağımlı olan Avrupa ülkelerinde, enerji korunumunu ve enerji etkinliğini ön plana çıkartmıĢtır. Bu durum,

mevcut enerji tüketimini azaltmayı amaçlayan yöntemler ve kendisini yenileyebilen, çevreyi kirletmeyen, doğada kendiliğinden var olan alternatif enerji kaynaklarının değerlendirilmesini ve yaygınlaĢtırılmasını sağlayacak araĢtırmaların birden patlamasına neden olmuĢtur. Bu geliĢmelerin desteklediği bir tasarım anlayıĢı olarak “Enerji Etkin Tasarım YaklaĢımları” geliĢtirilmiĢtir. Enerji etkin tasarımları diğer tasarım yaklaĢımlarından ayıran özellik ise, yapıyı oluĢturan tüm malzeme ve bileĢenlerin üretimi, yapının tasarımı yanı sıra kullanımı, bakımı, iĢletimi ve iklimlendirme sistemlerinin seçim ve yönetimine kadar geniĢ bir alan çerçevesinde, yapının standardını düĢürmeden enerji girdilerinin bireysel ve toplumsal yarara yönelik olarak miktar ve maliyetini minimize etmeyi hedeflemesidir . Hem binayı çevreye uyumlamayı ve kendini yenileyen enerji kaynaklarından yararlanmayı hem de kullanılan enerjiyi koruma ve israfını önlemeye yönelik tedbirleri almayı hedefleyen, tasarım, üretim ve iĢletim yaklaĢımlarıdır [3].

Tasarımcı açısından, modern ve estetik görünüĢü sebebiyle, son zamanlarda sıklıkla tercih edilen metal çerçeveli giydirme cephe projeleri iç ve dıĢ etkenler ile istenen özel fonksiyonlar esas alınarak yapılmaktadır. Cephe sistem tasarımına etki eden faktörlerden bir kısmı yapının yüksek, alçak, yaygın olmasından bağımsız olarak, aynı etkiyi yapar. Bazılarının etkileri yapı yükseldikçe artar. Bazıları da yüksek yapıların geniĢ cephe yüzeylerine sahip olması nedeniyle önem kazanır.

Metal çerçeveli giydirme cepheler, vücudumuzu saran deri tabakası gibi, nispeten ince bir doku vasıtası ile çok sayıda ve önemli görevi bir arada yürütmek zorundadır. Cephe, kendini oluĢturan katmanların, ısı, ıĢık, su buharı, hava, ses geçiĢine gösterdiği sınırlayıcı veya filtre edici tepkiler oranında etkinlik gösterir (ġekil 2.14). Gelecek bin yıl içinde “sürdürülebilir çevreler” oluĢturmanın hedeflendiği bir mimarlık ortamında, yapı kabuğu anlayıĢı da mimari tasarımda olduğu gibi süratle değiĢmektedir. Metal çerçeveli giydirme cepheler geleneksel anlamda iç-dıĢ ortam arasında sınırlayıcı bir bileĢen olmaktan çok öte fonksiyonlar yüklenmeye baĢlamıĢtır [12].

ġekil 2.14 Bir filtre olarak giydirme cephe.

Metal çerçeveli giydirme cepheler yapı ile doğa arasında iki tarafı çalıĢan bir filtre gibidir. Bazı etkenleri geçirmemesi, bazı etkenleri kısmen, bazılarını da tamamen geçirmesi istenir. Doğru cephe tasarımının yapılması, bu filtrenin istenen özelliklerde oluĢturulması demektir. Tüm yapılar için geçerli olan bu sistem üzerinde ifade edilebilir [7].

Yapılarda genel olarak enerji etkinliği kavramı ve gerekliliği arttıkça, estetik ve hafif olduğu için, son 15 yılda yapı dıĢ kabuğu olarak tercih edilen metal çerçeveli giydirme cephelerde, enerji etkin tasarıma uygun getirilmiĢtir [12].

Bu perspektiften bakılınca, güneĢten ısı kazancını azaltırken doğal aydınlatmayı zenginleĢtirecek, gürültü ve çevre kirliliğini kontrol ederken doğal havalandırmayı ve iç hava kalitesini yükseltecek bir kabuk tasarımı yanı sıra iç ortam sıcaklıklarını düzenleyecek, enerji ekonomisine katkıda bulunacak ısıl kütleye sahip bir strüktür tasarımı önemlidir. Pasif soğutma teknikleri ile desteklenmesi koĢulu ile yukarda bahsedilen yaklaĢım ısıtma, soğutma, havalandırma ve aydınlatma sistemlerinin yükünün hafifletilmesi ve enerji tüketiminin azaltılması demektir.

Ġç ortam konforu açısından, dıĢ ortam verilerini gereksindiği oranda kabul edip, süzerek yumuĢatacak dinamik ve akıllı filtreler haline dönüĢmekte olan enerji etkin kabuk uygulamaları, artık yeni bir anlayıĢla ele alınmaktadır [13].

2.3.1. Metal Çerçeveli Giydirme Cephelerde Isı ve Enerji Kullanma Sorunları ve Önlemler

Metal çerçeveli giydirme cepheler sistemi üreten ve uygulayan firmaların, ısı yalıtımlı profiller kullanmaması sonucu, soğuk profillerin, iç yüzeydeki sıcak hava ile olan temasları sonucu dekorasyonu bozan terlemeler meydana gelmekte ve yıllık ısıtma enerjisi ihtiyacında artmalar olmaktadır. Bunu önlemek ise, ısı geçiĢ standardını sağlayacak ısı yalıtımlı profillerin kullanıldığı sistem seçimi ile olmaktadır.

Yapının bulunduğu iklim koĢullarına göre, soğutma giderleri ısıtma giderlerinin çok üzerinde olan yerlerde, bazı metal çerçeveli giydirme cephelerin saydam kısımlarında, tasarımcıların ucuz olduğu için kullandıkları eski teknoloji camlar sebebiyle ısı ve ıĢık kontrolü iyi yapılamamaktadır. Bu sebeple ısıtma, soğutma ve yapay aydınlatma için kullanılacak enerji ihtiyacında artma olmaktadır. Bunu önlemek ise, gereksinime göre ısı, ıĢık ve güneĢ kontrolünü çok daha iyi yapabilen camlar, cam katmanları arasında hareketli jaluzi, dıĢ yüzeyde hareketli saçak, ıĢık rafı, gibi elemanların kullanılması ile olmaktadır.

Tasarımcıların, metal çerçeveli giydirme cephelerin opak kısımlarında kullandıkları yalıtım malzemelerinin, iç kısımdan uygulaması, iç yüzey sıcaklığında kayıplara yol açarak, yakıt tüketimini arttırmaktadır. Bunu önlemek ise, dıĢtan yapılacak yalıtımla, ısı köprülerinin yok ederek, tüm yapı elemanlarının atmosferin etkilerinden korunması ile olmaktadır.

Doğal havalandırmanın olmadığı, mekanik olarak havalandırılan mekanlarda, enerji kayıpları, insanların memnuniyetsizlikleri, hastalıkları ve verimsizlikleri gözlenmektedir. Bunu önlemek ise, doğal havalandırma sağlayacak çift kabuklu cephe tasarımları ve yüksek binalarda dahi (manüel ve otomatik) doğal havalandırmayı ön plana alarak iç ortam hava kalitesini ve soğutma yüklerinin azaltılmasını sağlamakla olmaktadır.

Metal çerçeveli giydirme cephelerin enerji etkinliği dikkate alınarak inĢa edilmeleri, konforsuzluk sonucu olaĢabilecek büyük enerji kayıplarını engellemekle kalmayıp, iĢ ve zaman kayıplarını önleyip, çevre kirliliği sorununa da çözüm getirecektir.

2.3.2. Metal Çerçeveli Giydirme Cephelerde Isı Enerji Etkinliği Sağlama Yöntemleri

Metal çerçeveli giydirme cepheler, dıĢ çevreden gelen doğal enerjinin, ısının, ıĢığın, sesin içerdeki konfor gereksinimlerine göre alınıp kullanıldığı karmaĢık bir filtre olarak kabul edilmektedir. DıĢ ve iç koĢullar değiĢtikçe filtre olarak çalıĢacak bu sistemin performansı ile beraber yapı içinde gereksinilen havayı, ıĢığı, ısıyı ve serinliği dağıtacak sistemlerin performansı da değiĢebilmelidir. Hedef bu performans değerlerini enerji etkinliği sağlayacak tasarımlarla gerçekleĢtirebilmektir.

2.3.2.1.Metal Çerçeveli Giydirme Cephelerde Isısal Konfor

Isısal konfor, bireyin bir ortamdaki ısısal Ģartlar içinde kendini rahat hissetmesidir. YaĢanılan ortamın ısısal Ģartları insanların bedensel ve zihinsel üretim hızını etkilemekte, çalıĢma verimlerinde artıĢ ya da azalmaya sebep olabilmektedir. KıĢ mevsimi dikkate alındığında, yapılarda ısı yalıtımının yetersiz olması, yapı elemanlarının iç yüzey sıcaklıklarının düĢük olmasına, kullanıcıların üĢümesi ve üretkenliklerinin azalmasına sebep olmaktadır. Isısal konfor sağlanamadığında tüketilen yakıt yapıyı değil atmosferi ısıtmakta, dolayısıyla gereğinden fazla yakıt tüketilmektedir. Isısal konfor sağlanırken yapının yıllık ısıtma enerjisi ihtiyacının minimumda tutulması dikkate alınması gereken önemli bir noktadır. Yetersiz yalıtım iç ortam sıcaklığını arttırmak için daha fazla yakıt tüketimine neden olmakta, artan ortam sıcaklığı iç ve dıĢ sıcaklık farklılıklarını büyüteceğinden yapıdaki ısı kayıpları artmaktadır. Metal çerçeveli giydirme cephe sistemlerinde yapı elemanlarından kaynaklanan ısı kaybı; saydam kısımları oluĢturan açılır kanatlar ve opak kısımları oluĢturan duvar elemanlarında meydana gelmektedir. Bu nedenle ısısal konfor üzerinde etkili olacak faktörler; saydam kısımlar ve opak kısımlardaki yalıtım tabakası üzerinde yapılan değiĢiklikler olarak karĢımıza çıkmaktadır [14].

Metal çerçeveli giydirme cephelerde, bileĢenlerin amaca uygun optik ve termo fiziksel özelliklere sahip olması ve yaz-kıĢ, gündüz-gece koĢullarında doğru iĢletim tekniklerinin uygulanması ısıl performans açısından büyük önem taĢımaktadır. Gereksiz ısı kayıp ve kazançlarının kontrol edilmesine dayalı, enerji korunumu bağlamındaki çalıĢmalar, malzeme üretimi ve performansı yanı sıra kontrol teknolojilerindeki geliĢime bağlı olarak iç-dıĢ çevre verilerini takip ederek Metal çerçeveli giydirme cepheler bileĢenlerinin canlı bir metabolizma gibi davranacağı “smart” sistemlere doğru kaymaktadır [12].

Metal çerçeveli giydirme cephe sistemlerinde ortaya çıkan ısı kayıpları; saydam kısımları oluĢturan çerçeveler ve opak kısımları oluĢturan duvar elemanlarında meydana gelmektedir. Metal çerçeveli giydirme cephe sistemlerinde optimal konfor Ģartlarının yerine getirilmesinde ısıl konfor üzerinde etkili olacak faktörleri; saydam kısımlarda kullanılan cam türü, alüminyum profillerin oluĢturduğu ısı köprüleri, opak kısımlardaki detaylandırma ve uygulanan yalıtım kalınlığı üzerinde yapılan değiĢiklikler olarak incelemek mümkündür.

Metal çerçeveli giydirme cephe sistemiyle inĢa edilen yapılarda opak bölge kesit olarak incelendiğinde. Genellikle, cam veya diğer malzemelerden oluĢan cephe paneli, havalandırma boĢluğu, ısı yalıtım malzemesi, varsa buhar kesici ve varsa parapet duvarı ile ısı yalıtım malzemesi ve parapeti oluĢturan malzemeler arasında yer alan yaklaĢık 10 cm.lik hareketsiz hava boĢluğu Ģeklinde bir kesit ortaya çıkmaktadır [15].

Bu bölümde, ülkemizde metal çerçeveli giydirme cephe sistemlerinde saydam ve opak bölgelerde gerçekleĢtirilen mevcut uygulamalar ve ısısal konforun sağlanması için bu uygulamalara getirilecek önlemler açıklanmaktadır. Isısal kayıp ve kazançlarının hesapları yapılarak, yapıların yıllık ısıtma enerjisi ihtiyaçları tespit edilmiĢtir. Hesaplamalarda dikkate alınan sınırlandırma Ģartları (Tablo 1)‟de belirtilmektedir [16].

Tablo 2.1 Sınırlandırma Ģartları saydam kısımlarda kullanılan cam türü etkisi.

Bir yapıda ısı kaybının meydana geldiği yerler; duvarlar, ısı köprüleri, pencere ve kapılarda meydana gelen hava kaçakları ve havalandırma yoluyla olmaktadır [7].

Metal çerçeveli giydirme cephelerde ortaya çıkan ısı kayıpları; saydam kısımları oluĢturan açılır kanatlar ve opak kısımları oluĢturan duvar elemanlarında meydana gelmektedir. Metal çerçeveli giydirme cephe sistemlerinde en uygun konfor Ģartlarının yerine getirilmesinde ısısal konfor üzerinde etkili olacak faktörleri; saydam kısımlarda kullanılan, cam türü, alüminyum profillerin oluĢturduğu ısı köprüleri, opak kısımlardaki detaylandırma ve uygulanan yalıtım kalınlığı üzerinde yapılan değiĢiklikler olmak üzere incelemek mümkündür.

Cam türünün etkisi;

Metal çerçeveli giydirme cephe sistemlerinin büyük bir çoğunluğunun saydam kısımlarında 6–12–6 mm.lik farklı türlerde çift cam üniteleri kullanılmaktadır. Saydam kısımlarda güneĢ kontrol camı kullanılan örnek yapılarda Low-e kaplamalı camlar kullanmak ısıl konfor açısından yıllık ısıtma enerjisi ihtiyacında azalmaya sebep olmaktadır [6].

GüneĢ kontrol camı yerine iklim kontrol camı kullanılması saydam kısımlardan kaynaklanan ısı kaybını % 55 oranında azaltmaktadır. Ancak bu oran %35‟i geçtiğinde yalıtımın 5 cm olması durumunda, saydam kısımlarda ancak argon dolgulu Low-e kaplamalı camlar kullanılırsa yıllık ısıtma enerjisi ihtiyacı standartta belirtilen değeri

yakalayabilmektedir. Ülkemizde günümüz Ģartları dikkate alındığında, argon dolgulu Low-e kaplamalı cam ünitelerinin kullanılmasının maliyeti arttırmasından ötürü tercih edilmediği görülmüĢtür. Bu nedenle opak bölgelerde uygulanacak olan yalıtım kalınlığının minimum 10 cm olması zorunlu olmaktadır. Saydam kısımlarda hava tabakalı normal cam üniteleri veya güneĢ kontrol camları kullanılması durumunda, Ap/At oranı %40‟dan küçük ise, yıllık ısıtma enerjisi ihtiyacının karĢılanması için opak bölgelerde yalıtım kalınlığını 20 cm‟ye çıkarmak gerekmektedir. Ancak Ap/At oranı %40‟ın üzerindeyse, yalıtım kalınlığını 1 metreye çıkarmak bile sonuç vermemekte, ısısal konforun sağlanabilmesi için saydam kısımlarda mutlaka Low-e kaplamalı cam seçimine gitmek gerekmektedir [6].

Tablo 2.2 Isı cam için özellikler.

Opak Kısımlardaki Detaylandırma Etkisi;

Ülkemizde uygulanan metal çerçeveli giydirme cephe sistemlerinde opak bölgelerin detaylandırılması farklılıklar göstermektedir. Yalıtım tabakasının yeri, kalınlığı, cephe kaplamasının havalandırmalı olup olmaması gibi faktörler opak bölgelerin ısıl performansları üzerinde etkili olmaktadır. Yapı fiziği yönünden en doğru yalıtımın dıĢ yüzeyden yapılan yalıtım olduğu bilinmektedir. Bu sistemle uygulanan metal çerçeveli giydirme cephelerde, dıĢarıdan uygulanan ısı yalıtım malzemesi ile kaplama malzemesi arasında bir hava boĢluğu bırakılmakta ve bu boĢluk havalandırılmaktadır.

Alüminyum Profillerin OluĢturduğu Isı Köprüleri Etkisi;

Metal çerçeveli giydirme cephe sistemi üreten ve uygulayan firmalar tespit elemanları üzerine yerleĢtirilen alüminyum profilleri ısı köprüsü olarak kabul etmemekte ve ısı kaybı hesaplarında, alüminyum profillerde oluĢan ısı kaybını yok kabul etmektedirler. Strüktürel silikon sistemin uygulandığı yapılarda, kapaklı sistem uygulanması durumunda ve alüminyum profillerin ısı köprüsü olarak hesaba katılmadığı durumlarda ortaya çıkacak yıllık ısıtma enerjisi ihtiyacı, Strüktürel silikon sistem yerine kapaklı sistem kullanılması yıllık ısıtma enerjisi ihtiyacında sadece %1 oranında bir değiĢime sebep olurken; ısı köprülerinden kaynaklanan ısı kaybını %18 oranında azaltmaktadır. Ülkemizde yapılan uygulamalarda alüminyum profillerin ısı köprüsü olarak hesaba katılmadığı göz önüne alınırsa, bunun yanlıĢ bir yaklaĢım olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu Ģekilde bir yaklaĢımla ısı kayıplarının ve dolayısıyla yıllık ısıtma enerjisi ihtiyacının belirlenmesinde gerçek değerin tespit edilemediği açıkça ortaya çıkmaktadır [15]. Türkiye‟de giydirme cephe sistemi üreten ve uygulayan firmalar, alüminyum profilleri ısı köprüsü olarak kabul etmemekte ve yıllık ısıtma enerjisi ihtiyacı hesaplarında, alüminyum profilleri yok kabul etmektedirler. Alüminyum profillerin ısı köprüsü olarak hesaba katılmaması, yıllık ısıtma enerjisi ihtiyacı değeri üzerinde %7 oranında değiĢime sebep olmaktadır. Sonuçlar dikkate alındığında bunun yanlıĢ bir yaklaĢım olduğu tespit edilmiĢ, böyle bir kabulün ısı kayıpları ve yıllık ısıtma enerjisi ihtiyacının belirlenmesinde doğru sonuçların elde edilmesine engel olacağı ortaya çıkmıĢtır. Bu

nedenle metal çerçeveli giydirme cephe sistemlerinde tespit elemanları üzerine yerleĢtirilen alüminyum profillerin birer ısı köprüsü olduğu dikkate alınmalı ve sistem seçimi buna göre yapılmalıdır. Optimal giydirme cephe modüllerinin belirlenebilmesi için günümüzde çeĢitli araĢtırmalar yapılmaktadır. Rasyonel bir cephe oluĢturulmasında saydam ve opak kısımları oluĢturan ünitelerin mümkün olduğunca büyük tutulması cephe üzerindeki toplam derz uzunluğunun azalmasına sebep olacak, böylece alüminyum profillerin sayısı azalacak ve bu noktalarda oluĢan ısı köprülerinden gerçekleĢecek ısı kaybı miktarı da minimuma indirilebilecektir. Metal çerçeveli giydirme cepheli yapılarda saydam kısımlarda kullanılan pencere doğramalarında kanatların açılmadığı da dikkate alınırsa, ünitelerin büyük olmasının kullanım açısından herhangi bir sorun yaratmayacağı sonucuna varılmıĢtır [17].

ġekil 2.15 Cephede alman ısı yalıtımı tedbirlerinin bir panel sistem örnek.

Direkt ısı kayıplarının en büyük yüzeyi ve en önemli elemanı camlardır. Açılır kanatlarda kullanılan çeĢitli camların ısı geçirgenlik katsayılarının karĢılaĢtırılmasıyla, konunun direkt ısı kaybı yönünden önemi anlaĢılmaktadır. Metal çerçeveli giydirme cephelerde ısı korunumu; temel olarak, çelik veya alüminyum levhalardan oluĢan panellerle sağlanır. Paneller genellikle birbirine, basınca dayanıklı köĢe birleĢimleriyle bağlanır.

Metal çerçeveli giydirme cephe sistemlerinde, aynı zamanda, dıĢ ve iç yüzeyler arası sıcaklık farkından dolayı oluĢabilecek yoğuĢmanın da önlenmesi gerekmektedir. Havada bulunabilecek nem miktarı sıcaklık ile doğru orantılıdır. Yüksek sıcaklıklarda hava daha fazla su buharı tutabilir.Sıcaklıkları farklı ortamlar arasındaki iletken bir yüzeyde, (tek cam, alüminyum levha vs.) yoğuĢma sıcak tarafta oluĢur. Ayrıca, sıcak tarafta bir hava akımı meydana gelir ve bu akım soğuk yüze yakın ortamda yukarıdan aĢağıya doğru olur ki bu da yoğuĢmanın yüzeyin alt noktalarında baĢlamasına sebep olur. Sıcaklık ve nem uygun ortamda meydana gelirse yoğuĢma aĢağıdan yukarıya doğru devam ederek bütün yüzeyi kaplar. Buna göre yoğuĢma sularına engel olmak için; Havada bulunan mevcut nemi, Ġç ve dıĢ yüzey sıcaklıkları arasındaki farkı azaltmak gerekir.

Ġç ve dıĢ yüzeyler arasındaki sıcaklık farkını azaltmak için, yoğuĢma olabilecek yüzeyde ısı yalıtımı yapılır. Yapılacak ısı yalıtımı, yoğuĢma yüzeyindeki yüzey ısısını artırarak iç-dıĢ ısı farkını azaltır. Tüm metal çerçeveli giydirme cephe üzerinde taĢıyıcılar ve Ģeffaf (veya Ģeffaf olmayan) bölümlerde yeterli yalıtım sağlanmıĢsa iç yüzey sıcak olacağından yoğuĢma olmayacaktır. Yeterli yalıtım sağlanmamıĢsa normal nemde, iç yüzeyde yoğuĢma oluĢması engellenemez. O halde yoğuĢma sularının alınacağı bir sistem uygulanmalıdır. Bu da iki Ģekilde yapılabilmektedir, Birincisi, alınan suyun hemen dıĢarı atılması; ikincisi ise yeterli kesitteki buharlaĢma kanallarına alınıp doğal olarak buharlaĢmanın sağlanmasıdır.

BÖLÜM 3. SONUÇLAR VE DEĞERLENDĠRME

DeğiĢik cephe kaplamaları için Bölüm 1 de verilen denklemler kullanılarak elde eilen ısı transfer sonuçları aĢağıda verilmiĢtir. Söz konusu yalıtım etkilerinin belirlenebilmesi için cephe kaplamasız standart bir duvar için de sonuçlar elde edilmiĢtir. Elde edilen sonuçlar ayrıca bir bütün olarak Tablo 4.1 de de verilmiĢtir.

Tabl0 4.1 den de görülebileceği gibi standart bir duvar için 0.93 olan ısıl geçirgenlik katsayısı, giydirme cephe için 0.39, mantolama durumunda 0.72 ye, hava boĢluklu çift duvar için 0.78 e, ısı cam durumu için 0.46 ya ve çift cidarlı cephe için 0.18 e düĢmektedir.

Sonuçlardan da görülebileceği gibi en düĢük ısı transferi çift cidarlı cephe durumunda söz konusu olmaktadır. Bunun en büyük nedeni düĢük ısı iletim katsayısına sahip olması nedeniyle bir izolasyon malzemesi gibi görev yapan kademeli hava boĢluklarının bu sistemde söz konusu olmasıdır. Isıcamın içinde bulunan havanın hareketsiz kuru hava olması ve bu havanın izolasyon olarak görev yapması ve ısı camın içinde bulunan ısı ve güneĢ kontrol kaplaması gibi özellikler nedeniyle de ısı cam durumu için de ısı transferi nisbeten düĢük kalmaktadır. Isıl izolasyon açısından tavsiye edilebilecek bir diğer sistemde sonuçların önerdiği gibi giydirme cephe uygulamasıdır. Bunun nedeni ise kullanılan yapı elemanlarının sahip oldukları düĢük ısı iletkenlik katsayılarıdır.

STANDART DUVAR

BİNADAKİ YAPI ELEMANLARIBİNADAKİ YAPI ELEMANLARI Yapı Elemanının Kalınlığı Isıl İletkenlik Hesap Değeri Isıl İletkenlik Direnci Isıl Geçirgenlik Katsayısı L k R U (m) (W/mK) (m2K/W) W/m2K STANDART DUVAR 1/ i Yüzeysel ısıl iletim katsayısı (iç) 0,13

1 Alçı harcı, kireçli alçı harcı 0,005 0,70 0,01

2 Kireç harcı, kireç-çimento

harcı 0,025 1,0 0,02

3

Normal derz kalınlığında

ve normal harçla yerleştirilen levhalar (GAZ BETON) 0,2 0,24 0,83 4

Kireç harcı, kireç-çimento

harcı 0,04 1,0 0,04 1/ d Yüzeysel ısıl iletim katsayısı (dış) 0,04 TOPLAM 1,07 0,93

GĠYDĠRME CEPHE

BĠNADAKĠ YAPI ELEMANLARIBĠNADAKĠ YAPI ELEMANLARI Yapı Elemanının Kalınlığı Isıl Ġletkenlik Hesap Değeri Isıl Ġletkenlik Direnci Isıl Geçirgenlik Katsayısı L k R U (m) (W/mK) (m2K/W) W/m2K GİYDİRME CEPHE

Benzer Belgeler