• Sonuç bulunamadı

1.4. Meslek ve Rehberlik

1.4.1. İlköğretim Öğrencilerinin Mesleki Rehberlik Faaliyetlerinin

1.4.1.1. Meslek

İlköğretimde mesleki rehberlik faaliyetleri günümüzde önemli bir konu olarak öne çıkmaktadır. Fakat mesleki rehberlik kavramından önce meslek kavramının özünün kavranması önemlidir.

İnsanlar arasında çeşitli yetenekler yönünden farklar olduğu gibi, bir kişi çeşitli yeteneklere değişik düzeylerde sahip olabilmektedir. Bu çeşitlilik üretim ve tüketimle ilgili faaliyet alanlarında, yani meslek etkinliklerinde en çarpıcı ifadesini bulmakta, her birey yeteneklerini kullanıp geliştirebildiği bir ekonomik faaliyet alanında üretim yaparak topluma katkıda bulunmakta ve aynı şekilde diğer bireylerin ürettiği ürünlerden yararlanabilmektedir. Toplumda her bireyin, başkalarının işine yarayacak ürünler üretmesi ve onları alması, meslek dediğimiz faaliyet alanın gelişmesi ile mümkün olabilir (Kuzgun, 2004, 125).

“İnsan belli bir malı veya hizmeti üretebilme becerisini, kısa veya uzun süreli, resmi veya resmi olmayan yollarla verilen bir eğitim ile kazanır, mesleğini icra ederek ürettiği malı veya hizmeti, mal veya para karşılığında başkalarına verir” (Kuzgun, 2004, 126). İşte insanın ürettiği bu hizmet ve malın kalitesi ise günümüzde toplumlar için çok önemli bir yere sahiptir. Mesleğin tanımı bu kavramlardan sonra yapılacak olursa meslek: “insanlara yararlı mal veya hizmet üretmek ve karşılığında bir gelir elde etmek için yapılan, belli bir eğitimle kazanılan ve kuralları toplumca belirlenmiş faaliyetler

bütünü” olarak tanımlanabilir (Kuzgun, 2004, 126). Literatürde bakıldığında meslek kavramı ile birlikte sık sık kullanılan iş kavramı göze çarpmaktadır. Meslek kavramı ile iş kavramı aynı olmayıp birbirinden farklı tanımlamalara sahiptir. “Meslek beceriler bütünü, iş ise bu becerilerin uygulanabileceği ortamdır. Bir kimsenin mesleği olabilir ama işi olmayabilir; ancak işi olanın mesleği de vardır” (Kuzgun, 2006, 4)

Burada önemli noktalardan biri mesleğin amacının bireye sadece para kazandırma amacı gütmemesidir. “Bu durumda mesleğin sadece hayatı kazanmak için yapılan etkinlikler bütünü olmadığı, aynı zamanda insanın gizil güçlerini kullanma ve geliştirme yolu olduğu” öne çıkmaktadır. Bireylerin gizil güçlerinin çıkması yada bireylerin kendilerinin keşfetmeleri ile birlikte mutlu olma ve topluma yarar duyma algısı gerçekleşmektedir. Bu da “mesleğinden hoşnut olan insanların verimli çalışmaları ile toplumsal kalkınmada” etkili olmalarını sağlamaktadır ( Kuzgun, 2004, 126). İnsanlar gizilgüçlerini ortaya koyma, kullanma ve geliştirme fırsatını seçtiği meslekle sağlayabilir. Meslekle “birey varoluşunun anlamını yakalar. Sahip olduğu yetileri, güçleri kullanarak doyuma ulaşır. Kendini bir iş yaptığı ve ürettiği için üretken görür. Böylece kendine saygısı ve güveni gelişir” (Yeşilyaprak, Güngör ve Kurç, 2000, 82).

Meslek ayrıca “kişinin kimliğinin en önemli kaynağı olup, onun etraftan saygı görmesine, toplumda bir yer edinmesine ve işe yaradığı duygusunu yaşamasına olanak veren bir etkinlik alanıdır da. Meslek etkinlikleri ile kişi kapasitesini kullanır, bir şeyler üretir ve yaratır. Bu etkinliklerden duyulan haz ve sağlanan doyum genel yaşama da yansır” (Kuzgun, 2006, 6). İşte bu yüzden insanların mesleğin insan yaşamında önemli bir yere sahip olduğu söylenebilir.

“Hoppock'a (1957) göre bir kimsenin seçtiği meslek yaşam biçimini belirleyici en önemli faktördür” (Akt:Kuzgun, 2006, 6) Bunun nedeni ise mesleğin insanların gelecekteki dünyalarını ve iletişime geçeceği bireyleri belirlemesidir.

Günümüzde meslek seçim süreci eskiye daha da zorlaşmıştır. Bunun nedenleri arasında meslek çeşidinin artması, mesleklerde uzmanlaşmanın artması ve her bir uzmanlık alanı ayrı bir meslek olarak ortaya çıkması gösterilebilir (Kuzgun, 2006). Özellikle endüstrileşmiş toplumlarda meslekleri tanıma daha kısıtlı olmaktadır. Bunun nedeni “bir çocuğun ana babasının işini gözlemleme ve ona katılma olanağına sahip olması şöyle dursun, onların ne yaptıkları hakkında bir fikir sahibi olma olanağına” sahip olamamalarından kaynaklanmaktadır (Kuzgun, 2006, 6). Endüstrileşmiş toplumlarda fabrikalarda çalışan insanların sayısı kendi işyerlerine sahip olan bireylerden daha fazla olmakta ve gerçek çalışma ortamı çocuk tarafından izlenememektedir.

Bugünse “demokratik toplumlarda insan kendi yönünü çizme ve yaşamı hakkında karar verme özgürlüğüne sahiptir” (Kuzgun, 2006, 7). Rogers'a (1959) göre “insanın doğasını açıklayan bazı kuramların temelinde, onun özgür ve seçme yeteneğine sahip bir varlık olduğu, mevcut seçenekler arasından kendine en uygun olanını seçerek varoluşunu gerçekleştirebileceği sayıltısı vardır” (Akt:Kuzgun, 2006, 7). Bu yüzden kişinin kendini tanıması ve bilmesi önemlidir.

“Bir kimsenin, çeşitli kişilik özelliklerinin kendinde bulunuş derecesi hakkındaki değerlendirmelerinin, bütünü yada kısaca, kişinin kendini algılaması olarak tanımlayabileceğimiz benlik kavramı son yıllarda üzerinde önemle durulan bir konudur” (Meyvacıoğlu, 1983, 1). Benlik kavramının önemli olan bir özelliği bazı danışma psikologları Bordin ve Super benlik kavramının, bireyin davranışlarının belirleyicisi

olduğu görüşünden yola çıkarak, “meslek seçimi davranışının da, benlik kavramı tarafından belirlendiği, yani meslek seçerken kişinin benlik kavramına uygun düşen etkinlikleri içeren mesleklere yöneldiklerini ileri sürmektedir” (Meyvacıoğlu, 1983, 2). “Bordin (1943)'e göre bir kimse kendisi hakkındaki değerlendirmelerine uygun olduğu ya da olmadığı hakkındaki inancına göre bir mesleğe yönelir ya da o mesleği reddeder, Super (1963,1970)'e göre ise meslek seçimi, kişinin kendi hakkındaki tasarımını yani benlik kavramını bir meslek adı ile ifade etmesidir” (Akt:Meyvacıoğlu, 1983, 2). “Meslek seçimine gelişim yönünden açıklama getiren yazarların en önemlisi Super'dir” (Kuzgun, 2004, 131). Meslek gelişim sürecinde bireyin mesleki gelişimi birey ile çevresi arasındaki sıkı bir etkileşimin ürünü olarak ortaya çıkmaktadır. “Super’e göre bireyin meslek modeli ailenin sosyo ekonomik düzeyi, bireyin zihinsel gücü, kişilik özellikleri ve karşılaştığı fırsatlarla belirgin bir biçim alır” (Yılmaz, 2004, 3). Diğer yandan insan, kendisi hakkındaki değerlendirmelerine ters düşen, öz kavramı ile uyuşmayan davranışlardan kaçınma kendine yakışan biçimde davranma eğilimi göstermektedir. Buda kişinin meslek seçiminde kendisiyle uyumlu tercihler yapmasını sağlamaktadır. Ayrıca “benliğin başkalarından ayırt edilmesi süreci devam ederken bir yandan da özdeşleşme süreci öz kavramının oluşumunda etkinliğini sürdürür” (Kuzgun, 2004, 134). Bu ise çocuğun kendine çeşitli modeller seçmesiyle ortaya çıkmaktadır. Örneğin bir erkek çocuk zamanla çeşitli roller benimser ve kendine en çok hitap edeni seçer. Öz kavramı yani çocuğun kendini algılaması sürekli değişen bir yapıdadır. “Gelişim basamakları boyunca öz kavramı zenginleşir” (Kuzgun, 2000, 135). Yaş ilerledikçe bu algılama netleşir ve daha gerçekçi yapıya ulaşır. Super “meslek seçimini gelişim süreci olarak görmüş ve bu süreci basamaklara ayırmıştır” (Kuzgun, 2000, 131).

Bu basamaklar büyüme dönemi, araştırma dönemi, yerleşme, durumu sağlamlaştırıp devam ettirme ve çöküş olarak beş dönemden oluşmaktadır.

Mesleki rehberlik kavramı ise “gençlerin çeşitli meslekleri tanımaları ve kendi özelliklerine uygun olan meslekleri seçmeleri, seçtikleri mesleklere hazırlanmaları ve mesleki yönden gelişmeleri amacıyla yapılan yardım hizmetleri” olarak tanımlanmaktadır (Yeşilyaprak, Güngör ve Kurç, 2000, 81). Mesleki rehberlik faaliyetleri birçok görevli eğitimci tarafından yürütülebilir. Bu faaliyetleri uygulayabilecek kişiler rehberlik alanında yetişmiş uzmanlar, öğretmenler ve diğer ilgililerdir. “Meslek rehberliğinde ve danışmanlığında temel amaç, kişilerin yeteneklerine ve ilgilerine uygun mesleklere yönelmelerini sağlamaktır. Bunu yapabilmek için danışmanlar, danışanlara çeşitli yetenek testleri ve ilgi envanterleri uygularlar; bunların sonuçları hakkında danışanlarla görüşme yaparak, onların gerçekçi mesleki seçimlere yönelmelerine yardımcı olmaya çalışırlar” (Dökmen, 1992, 409).

Mesleki rehberlik hizmetlerinin uygulanması sabit formüllerle uygulanıp sonuç alınabilecek bir faaliyet değildir. Çünkü meslek seçiminde merkezde olan bireydir yani insandır. Bireyleri ise meslek seçiminde etkileyen birçok faktör vardır. Meslek seçim sürecinde bireylerin, meslekleri yeterli ve gerçekçi olarak ne ölçüde tanıyıp her meslekte hangi özelliklerin gerekli olduğunu ne kadar öğrendiği, seçme özgürlüğüne ne kadar sahip olduğu, ailesinin, arkadaşlarının baskı yada sübjektif yönlendirmelerinden etkilenmeyecek bilinç düzeyine sahip olup olmadığı, meslekler hakkında çocukluktan başlayarak oluşan ön yargılar ya da yanlış koşullanmalara sahip olup olunmaması gibi birçok soru karşımıza çıkmaktadır (Yeşilyaprak, Güngör ve Kurç, 2000). Görüldüğü gibi bireyin meslek seçimini etkileyen birçok etmen bulunmaktadır. “Bu süreçte, toplum, arkadaş çevresi ve ailenin beklentileri, mesleğe verilen değer, mezun olduktan

sonra iş bulma olanakları gibi meslek seçimini etkileyen etmenlerin yanında kişilik özelliklerinin etkili olduğu da kabul edilen bir gerçektir" (Akt:Kutlu ve Atlı, 2011, 2).

Meslek ve meslekle ilgili seçim süreci toplumun dinamiklerini etkileyen bir unsur olarak nitelendirilebilir. Burada önemli bir hususta insanların gizil güçlerini açığa çıkaracak,yeteneklerine uygun bir meslek alanı seçebilmeleri giderek güçleşen bir yapıya bürünmektedir (Kuzgun, 2004) “Teknolojinin gelişmesi ile sürekli olarak meslek çeşitleri artmakta, geleneksel mesleklerden bazıları çalışma yaşamından silinmekte ya da az çok değişikliğe uğramaktadır” (Kuzgun, 2004, 126). Bu durumda mesleki rehberlik faaliyetlerinin önemi artmakta ve sistemli bir mesleki rehberlik faaliyetlerinin olması önem taşımaktadır.

Benzer Belgeler