• Sonuç bulunamadı

Eserde, meselelere tek tek yer verildikten sonra kaide kalıbında genel bazı ifadelerin kullanıldığı görülmüştür Aşağıdaki örnekler bu özelliği ortaya koymaktadır:

Ahmed III Kit 000 001170 217vr İSTİNSAH

602 1357 filigranlı Taç

G- Nüshaların Karşılaştırılmasında Takip Edilen Yöntem:

30- Eserde, meselelere tek tek yer verildikten sonra kaide kalıbında genel bazı ifadelerin kullanıldığı görülmüştür Aşağıdaki örnekler bu özelliği ortaya koymaktadır:

-“Suyun hükmü, suya düşen artığın hükmü gibidir. Artık mekruhsa su mekruh, necisse necis, meşkûk ise tamamı boşaltılır.”325

-“…çünkü hades olmayan necis de değildir.”326

-“Kılıç veya bıçaktaki kan (kesilmiş hayvanın derisindeki), ister yün ister toprak cinsi bir şeyle silmek ile temizlenir. Aynı şekilde içine emmeyen ve sıkılma ihtimali olmayan bütün eşya için bu durum (yün, toprak vs. ile silmek) geçerlidir.”327

-“İnsandan gelen bir engel, abdestin farziyyetini sâkıt etmez.”328 “Bir adamın abdest

almasını başka birisi engellese ve bundan dolayı da o kişi teyemmüm yapmış olsa tekrar abdest alır. Çünkü bu engelleme insandan kaynaklanan bir özürdür. Abdestin farziyyetini sâkıt etmez.”

-“Tükürük vb. sıvı da temizleyicidir (içki, kan, kusmuğun izinin kalmaması ile temizlik sağlanır).”329 “Bir uzuv üzerindeki necaset, dil ile üç defa yalansa ve kaybolsa temizlik sağlanır. Çünkü necaset, su dışında başka bir sıvı ile ortadan kaldırılmıştır.”

-“Katır ve eşeğin bevli insanın bevli gibidir. Eti yenen hayvanın bevli namaza mani olmaz, ancak dışkısı necistir.”330

-“Hayızda, yıkanma süresi hayız süresinden sayılmaz.”331(demek ki tam

temizlenildikten sonra yıkanılacak ve yıkanma esnasındaki süre, hayız süresinden değildir). -“Vaktin sonundaki hayız, farz namazı sâkıt ederken nafileyi kaza edilecek hale getirir(sâkıt etmez).”332

-“Hayızda, ibadette acele etmek, cinsî münasebette ihtiyatlı davranmak esastır.”333 324 27a. 325 4a. 326 5b. 327 5b. 328 6a. 329 6a. 330 7a. 331 7b. 332 7b.

-“Korku/endişe mesh müddeti dolsa da tekrar meshetmeyi caiz kılar.”334

-“Organların çoğunu yıkamada insan aciz kalırsa teyemmüm eder. Çünkü çoğunluk, bütün hükmündedir.”335

-“Namaz, secde vb. için yapılan teyemmümle farz namazı kılmak caiz; mescide girme, mushafa dokunma için yapılan meshle farz namaz caiz değildir.”336

-“Zil zurna sarhoş, baygın gibidir. Ayılınca abdest alması gerekir.”337 -“Kirlenip kuruyan toprakta namaz caiz, teyemmüm caiz değildir.”338

-“Meshedenin yıkayana imameti caiz, teyemmüm yapanın abdest almış kişiye imameti caiz değildir.”339

-“Teyemmüm niyetsiz sahih olmaz.”340

-“Bakmak namazı bozmaz, öpmek bozar. ( Amel-i kesir örnekle açıklanıyor).”341

-“Nafile, farz niyetiyle gerçekleşir. Kişi, namazın farz mı sünnet mi olduğunu bilmiyor, bunların hepsini farz niyetiyle kılsa farzları da sünnetleri de kılmış olur. Çünkü nafile, farz niyetiyle kılınabilir.”342

-“Bile bile abdestsiz namaz kılmak küfre sebeptir.”343

-“Namaz veya Kur‘an okuma riya korkusuyla terk edilmez. Çünkü vehimdir. Farz oruçta ise vehm etkili değildir.”344

-“Namazda imdad için baba çağrısına icabet edilir. Bunun dışında icabet vacip olmaz.”345

-“Bir içtihad diğer içtihadın hükmünü ortadan kaldırmaz.”346 -“Kaza ehli şehadet ehlidir.”347

-“Ehl-i harp, isyan halinde iken ölürlerse cenaze namazı kılınmaz, silah bırakıp da sonra ölürlerse cenaze namazları kılınır.”348

333 7b. 334 7b. 335 8a. 336 8a. 337 5b. 338 8a. 339 8a, 8b. 340 8b. 341 8b. 342 9a. 343 9b. 344 9b. 345 9b. 346 10a. 347 10b. 348 11a.

-“Şeair olan sünnetin terki savaş sebebidir. Bir grup ezanın terki konusunda hemfikir olsa ve imamları da onları bu konuda te’dîb etse, sünneti terk etme sebebiyle onlarla savaşılır.”349 Çünkü ezan şeairdendir.

-“Hamamın içinde gizli şekilde okunan (Kur‘an) mekruh değil, hamamın temiz kısımlarında namaz caizdir.”350

-“Mescide tükürülmez. Eğer zaruret varsa hasırın üstüne tükürmek altına tükürmekten evladır. Çünkü hasır mescidden değildir.”351

-“Esir, namaz konusunda mahpus gibidir.” Esir, düşman elinde, teyemmüm eder, ima ile namaz kılar, serbest kalınca iade eder mahpus gibi.352

-“Bir gün ve geceden fazla hastalık sebebiyle namaz kılamayan kişi baygın gibidir.” İmaya gücü yetmeyen hasta için sorumluluk yoktur, günah da yoktur. Sağlığına kavuşursa kazası bir gün ve geceden az ise kaza eder. Kılamadığı namazlar bir gün ve geceden fazla ise kaza etmez baygın gibi olur.”353

-“Niyetin ibadetin ilk kısma bağlı olması şarttır.” 354 Biri farz için tekbir getirse ve unutsa, zan ile nafile kıldığını düşünse ve bunu nafile ile tamamlasa bu namaz farz namazdır. Tam tersi olsa bu nafile namazdır. Çünkü niyetin namazın ilk kısmına bağlı olması şarttır.

-“Tekbirle bitişik olan son niyet geçerlidir.”355 Nafile için tekbir getirse sonra tekbir getirse ve bu tekbirle farza niyet etse bu, namaz içindir. Tam tersi olursa namaz, nafile namazdır. Çünkü sona/ikinciye niyet ettiğinde buna dâhil olur.

-“Vacibi yerine getirmek için farzın nakzedilmesi caiz değildir.”356 …Fatiha ve sure okusa ve kunut yapmadan rükûya gitse geçmiştir. Sehv secdesi yapar. Çünkü kunut vaciptir. Vacibi yapmak için farzı nakzetmek caiz değildir.”357

-“Ezandan sonra mescidden çıkmak mekruhtur.”358 -“Ev, kırda mescid hükmündedir.”359

-“İadenin vücubu konusunda şüphe olmuşsa, iade vacip olmaz.” “İmam, bir gruba namaz kıldırdı. Namaz bittiğinde gruptan bazıları ‘Bu öğledir’, bazıları da ‘Bu ikindidir’ dediler. Bu durumda vakit dikkate alınır. Öğle vakti ise öğle, ikindi vakti ise ikindidir. Vakit 349 11a. 350 11a. 351 11a. 352 11b. 353 11b. 354 12a. 355 12a. 356 12b. 357 12b. 358 12b. 359 13b.

konusunda karışıklık varsa her iki grup için de kıldığı namaz caizdir. Aynı, kime ait olduğu bilinmeyen kan damlası gibi. Çünkü şüphe, iadenin vücûbu konusunda gerçekleşmiştir. Şek ile de iade vacip olmaz.”

-“İhtiyar (seçim/tercih), ibadetin edasında şarttır.”360 Namazda uyuyan kişi nass ile sabittir ki namazdadır ama namaz kılıyor değildir. Çünkü ihtiyar ibadetin edasında şarttır. Uyuyanın da ihtiyarı yoktur.

-“Kunutun tekrarı meşru değildir.”361 Vitirde ayaktayken ikinci rekâtta mı ya da üçüncü rekâtta mı olduğuna şüphe etse o rekâtı tamamlar ve ikinci rekâtta kunutu yapar. Sonra kade yapar ve ayağa kalkar ve bir rekât daha ekler ve yine kunut yapar. Muhtar olan ise kunut yapmamasıdır. Çünkü kunutun tekrarı meşru değildir.

-“Haber vermek için tesbih daha uygundur.”362 Diğer kişilere namazda olunduğunu bildirmek için tekbir getirilse caizdir. Tesbih, haber vermek için evladır.

-“İmamın konuşması selam yerine geçer.”363 İmam konuşsa sonra imama uyan için imam teşehhüdü okumaz, ona uyan okur. İmamın abdesti bozulsa okumaz. Çünkü onun kelamı selam yerindedir.

-“Acziyet durumunda asıl olandan halef olana dönüş caizdir.”364 Bir kavim yağmurdan

dolayı bineklerinden inmeye güç yetiremezlerse binekleri üzerinde ima ederler. Çünkü ima haleftir. Ve acizlik durumunda asıl olandan halef olana dönüş caizdir.

-“Sehv, Fatiha’nın yerinin terkinden dolayı olur, sûrenin okunmasından dolayı değil.”365 İlk rekâtta Fatiha’yı unutsa ve sûreye başlasa, sonra hatırlasa, döner ve Fatiha’yı okur sonra da sûreyi okur ve sûreden bir ya da daha fazla harf de okusa sehiv secdesi yapar. Çünkü sehiv secdesi Fatiha’nın yerinin terkinden dolayıdır sûrenin okunmasından dolayı değil.

-“Bile bile selam verilmişse sehv iade edilmez.”366 -“Fatiha tek başına taayyün etmez.”367

-Tilavet secdesi yapma konusunda Arapça değilse anlarsa secde etmesi vaciptir. Arapça ise anlasa da anlamasa da vaciptir. “Secde ayetini Farsça okusa anlarsa secde üzerine vacip olur, şayet Arapça okursa anlasa da anlamasa da secde vacip olur. Allah daha iyi bilir. 368

360 14b. 361 15a. 362 15b. 363 16a. 364 16a. 365 18b. 366 18b. 367 19b. 368 19b.

-“İlk saf, maksurayı369 takip eden yerdir.”370 İlk saf, maksuradan sonra saf tutulacak yerdir.

-“Muteber olan ezan, hutbe öncesindekidir.”371 -“Vakit hususunda ezanın başı muteberdir.”372

-“Kefen, mirastan önce gelir.”373 Çıplak ve ölü bir de elbise olsa elbise çıplağa aitse onun kullanması evladır. Üryan mirasçı olsa elbise ölüye aitse onunla kefenlenir. Çünkü kefen mirastan önce gelir.

-“Kocasının kefeni konusunda karının sorumluluğu yoktur. Çünkü kocanın hayatta iken giyiminden karı sorumlu değildi. Kocaya ise karının kefenini karşılamak vaciptir.”374

-“Zalim olarak öldürülen yıkanır ama namaz kılınmaz. Azgın ve yol kesici için de durum aynıdır. Çünkü gusül benî Âdem’in sünnetidir.”375

-“Şehrin dışındaki yakının (cenaze) konusundaki namaz hakkı, kesin kayıp hükmünde olan kayıp gibidir ve onun (şehir dışında olan akrabanın) velayeti yoktur.”376 Anne baba bir kardeş şehrin dışında olsa ve başkasına kardeşi için cenaze namazı kıldırmayı emretse baba bir kardeş buna mani olabilir.

-“Kefen borçtan önce gelir.”377

-“Vârisler, ölünün halefidir.”378

-“Cenaze namazı için beklemek mekruhtur. (Hasan eş-Şeybânî (v. 189/805)’den)”379 -“Kefen, nafaka ile yükümlü olana aittir.” 380

-“Mescidde cenaze namazı mekruhtur. Cemaat kaim olsa cemaat ve ölü içeride ya da ölü mescidin dışında da olsa mekruhtur.”381

-“Karışma (farklı kişilerin zekat vs. için verdiği paraların birbirine karışması) helaktir ve tazmin için sebeptir. Ancak örfen veya adeten izin olursa tazmine gerek yoktur.”382 İki kişi zekâtlarını tasadduk etmesi için bir adama vekâlet verseler, dirhemleri karışsa sonra tasadduk

369 Maksura, mihrap tarafında, devlet başkanının namaz kılması için yapılmış özel bölümdür. 370 19b. 371 19b. 372 19b. 373 21a. 374 21b. 375 21b. 376 21b. 377 22a. 378 22a. 379 22a. 380 22a. 381 22a. 382 22b.

etse tazmin eder. Farklı vakıfların gelirleri karışsa aynı şekilde tazmin eder. Komisyoncu ve satıcı da aynı şekildedir.

-“Yük develeri ve kira için zekât vacip değildir.”383

-“Zekât Allahu Teâlâ’nın hakkı, borç kulların hakkıdır.”384

-“Sadaka alması helal değilse sultanın hediyesini de almaz. Çünkü o, sadakaya benzer.”385

-“Zekâtın edasında şüphe etse namazın aksine onu iade eder. Çünkü zekâtın vakti konusunda ömrün tamamı namaz için kalan vakit gibi olur.”386

-“Haraç, toprağı elinde bulundurana düşer. Ayrıca bir yıldan üç ay eksik olana da düşer (dokuz ay).”387

-“Yarısından fazla miktarda saflığı bozulan bütün dirhemler için zekât yoktur.”388 -“Nisab, zekâtın vücubundan sonra helak olursa zekât sakıt olur.”389

-“Üç şartla zekât, vücubu öncesinde caiz olur:

Birincisi, havlin acele edilen vakitte kesinleşmiş olması,

İkincisi, acele edilen nisabın, havlin sonunda kâmil hale gelmesi, Üçüncüsü, bu arada aslından kayıp olmaması.”390

-“Nisab, altın üzerinden nisaba ulaşırsa, altın gümüşle, gümüş altınla tamamlanır. Ama deve koyunla, koyun deve ile tamamlanmaz.”391

-“Yevm-i şekkde nafile niyetiyle oruç caizdir.”392

-“Amel, (Ramazan hilalini) görenin kavline göredir, görmeyenin kavline göre değil (Ramazan hilali).”393

-“Nafile oruç tutan, kardeşinin daveti için orucu bozar ve kaza eder. Ramazanın kazası ise bozmaz. Çünkü kaza, edanın yerine geçer ve asıl hükmündedir.”394

-“Oruç sebebiyle artan bütün hastalıklar, oruç tutmamayı mübah kılar.”395

383 23a. 384 23a. 385 23a. 386 24a. 387 24a. 388 24b. 389 24b. 390 24b, 25a. 391 25a. 392 25b. 393 26a. 394 26b. 395 27a.

-“Tek bir cins konusunda tayin (belirleme) şart değildir.”396 Birinin, bir Ramazandan iki gün borcu varsa o Ramazanın borçlarından ilk gün için kazaya niyet etse de etmese de kaza etmesi vaciptir. Çünkü tek bir cins konusunda tayin (belirleme) şart değildir.

-“Ma‘ruf olan (bilinen) hac, azık ve binitledir.”397

-“Gecenin başladığı günün gecesi değil geçmiş günün gecesi nahr günüdür.”398 -“Tebrik, icazettir.”399

-“Fiil ile icazet, mehrin eğer hanım bâliğ ise kendisine büyük ya da küçük de olsa bekâr ise baba ya da velisine gönderilmesidir.”400

-“Ulaşma (mehir) şart değildir. Çünkü gönderme sözle icazet yerine geçer.”401 -“Şekk ile vekâlet sabit olmaz.”402

-“Hamamda, mescidde ve bilinmeyen yerde halvet olmaz.”403 -“Gâiplik isim, sıfat ve nisbetle bilinir.”404

-“Piyasanın olmaması, alışverişte bedelin helaki mesabesindedir.”405

-“Fâsid alışverişe vekil olan, sahih bir alışveriş yapsa o caizdir. Fâsid nikâha vekil olan, sahih bir nikâh yapsa caiz değildir. Çünkü fâsid alışveriş, alışveriştir. Çünkü o kabzla milk ifade eder. Sahih bir alışveriş yaptığında hayırlı olana muhalif hareket etmiş olur. Fâsid nikâh, nikâh değildir ve helallik ifade etmez (meydana gelmez). Bunun için talakı ve zıharı caiz değildir.”406

-“Kesin kayıp olma, sefer mesafesi uzaklığıdır.”407

-“Kızın, veli olmayan kişinin yaptığına sükût etmesi, rıza değildir.”408 “Bir erkek, kız kardeşini evlendirirse ve kız sussa, bundan sonra kızın babası kızı başka biri ile evlendirse ve kız yine sussa, ikinci evlendirme geçerlidir. Çünkü erkek kardeş, veli değildir.”

-“İcazet ve rıza akit üzerinde etkili olurlar.”409

-“Allah ve Rasulü'nün şahitliği ile evlense nikâh geçerli olmaz.”410 -“Sünnet yaşı 10’dur. Esahh olan ise 12’dir.”411

396 27a. 397 28b. 398 29a. 399 30a. 400 30a. 401 30a. 402 30b. 403 31b. 404 32a. 405 38b. 406 34b, 35a. 407 36b. 408 37b-1. 409 37b-1. 410 37b-1.

-“İstisna cüzü iptal eder.”412 -“Yemin, unutma ile sona erer.”413 -“Hul‘ lafzı beraeti gerektirir.”414

-“Emir, bedel malum ve belli değilse sahih değildir.”415 -“Talak, ancak niyetle taayyün eder.”416

-“Yeminde yeminden sonra olan şey yemine dâhil değildir.”417 -“İzin, dil iledir.”418

-“Talak konusunda bilgisizlik, özür değildir.”419 Talak, bir sebebe bağlanıp, o sebep talakı gerçekleştirenin bilgisi haricinde oluşursa bu kişinin talakı gerçekleşir.

-“Hibe ve rehin ancak teslimden sonra sahih olur.”420

-“Alışveriş konusunda vekil olan kişi ölürse malı talep etme hakkı vekilin vasisine intikal eder.”421

-“Ayıp, körlük gibi gizlenmeyen açık bir ayıpsa iade edilmez, değilse iade edilir.”422 -“Kendisine had uygulanacak kişi zayıfsa ve helakinden korkulursa ceza tahammül edeceği ölçüde hafifletilir.”423

-“Dâru’l-İslam, tek mekân gibidir.”424

-“Bir adam anne babasının izni olmadan cihada çıkamaz. Çünkü ebeveynin, uygun görmesi farz-ı ayn, cihad farz-ı kifayedir.”425

-“(Eski kocaya) helal kılmak için nikâh mekruhtur.”426

-“Aynından istifade edilebilen şey ibahaya müsaittir. Fakat bizzat kendinden istifade edilmeyen şey sadece temlike müsaittir ibahaya müsait değildir.”427 Birisi bir kişiye düğünde gelinin başından saçmak için para verse o kişi paranın bir kısmını kendisi için ayırıp alamaz. Başka kişilere o paradan kendisi için almalarını emredemez. Şeker verse şekeri alan kişi kendisi için o şekerden ayırabilir, toplayabilir ve başkalarına kendisi için toplamalarını 411 37b-2. 412 41b. 413 43b. 414 47a. 415 47b. 416 49a. 417 58b. 418 63a. 419 65b. 420 76a. 421 78a. 422 79b. 423 84a. 424 85b. 425 85b. 426 88a. 427 94b.

emredebilir. -Allah ondan razı olsun- diyor ki: “Aynından istifade edilebilen şey ibahaya müsaittir. Fakat bizzat kendinden istifade edilmeyen şey sadece temlike müsaittir ibahaya müsait değildir.”

-“Domuz dışında kesilen bütün şeylerin derisinin satışı caizdir. Çünkü kesme tabaklama gibidir. Ve domuz dışındakiler tabaklama ile temizlenir.”428

-“Vakıf konusunda vakfın uzun süreli icaresi bâtıldır.”429 -“Hibede rıza, talak ve azadın tersine şarttır.”430

-“Maraz-ı mevt, çoğunlukla ölümle sonuçlanan hastalıktır.”431 -“Şuf‘a, açık lafızlarla talep edilir.”432

-“Vakıfta şuf‘a yoktur.”433

-“Vakti belirleme, müzaraanın cevazı için şarttır.”434

-“Mudarebe başta emanettir, onunla alışveriş yapılırsa vekâlet olur. Mudarebede kar edilirse şirket, bozulursa icare, mudarebeye muhalif hareket (bozacak şekilde) edilirse gasb olur.”435

-“Zaniyenin kadının yeminini red, sağlam delili reddetmekten evlâdır.”436

-“Meçhul üzere şahitlik bâtıldır.”437

-“Âdil olanın sükûtu, şahitlikte cerhtir.”438

-“Adalet, namazın vakitlerinin terk ve te’hiri ile düşer.”439 -“Borç, vasiyetten öndedir.”440

-“Sekr haddi, sözü karışır ve insanlar ‘sarhoşluk’ diye isimlendirirse uygulanır. -Allah ondan razı olsun- dedi ki, sarhoşluğun haddi, sözünün çoğunlukla hezeyen olması ile uygulanır.”441

-“Alışveriş emri kabz mesabesindedir.”442 -“Vârise vasiyet yoktur.”443

428 98b. 429 105a. 430 105b. 431 106a. 432 107b. 433 108a. 434 118a. 435 119b. 436 120a. 437 124b. 438 125b. 439 125b. 440 131b. 441 133a. 442 133b. 443 146a.

-“Asilin berâeti kefilin de berâetini gerektirir.”444

-“Okumada anlam değişiyorsa namazı ifsad eder, değişmiyorsa ifsad etmez.”445

31- Eserde müellif, bazı konulardaki genel kabulü ifade edip, kendi tercihini de